Konu Başlıkları: Asr Suresi 103 Özel Tefsiri
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Nisan 2008, 01:26   Mesaj No:4

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cvp: Asr Suresi 103 Özel Tefsiri

--------------------------------------------------------------------------------
D-ZARARDAN KURTULMANIN VE ZAMANA HÜKMETMENİN DÖRT YOLU
--------------------------------------------------------------------------------

Müminün süresinin başında ele alınan, zararlardan uzak kalan, kurtuluşa eren ve yeryüzüne varis olan müminlerin vasıfları gözden geçirilirse, şimdi ele alacağımız dört temel prensiple örtüştüğü, renklerdeki tonlamayla bütünleştiği görülür.

Ele alınan insanın iç ve dış dünyası, anne karnındaki muhkem vasat gibi mükemmel ve zengindir. Zaman Fethi eğitimine ade ta meşimen gibi mahrem ve mukassî olan ve Rahmanî tecellilerle aydınlanan Allah evlerinde başlarlar ve şu dört üstün güçle donanırlar.

1-Namazlarındaki daimîlikle içte huşûya ermiş derinleşmişler, ismet, iffet ve güzel ahlaklarıyla temayüz etmişlerdir.

2-Sözlerinde durarak, yapacaklarını söyleyip söylediklerini yaparak, her işi üst seviyede başararak, çevrelerine kesin itimad hatta istimdat telkin etmişlerdir.

3-Zekat gibi malî konularda örneği görülmeyen sürekli bir "Fâilîyet" içine girmişler, himmetleriyle serveti hayırlaştırmışlar, ku rumlaştırmışlar hat ta evrenselleştirmişlerdir.

4-Bu iç ve dış güçlenmişlikle, faydasız her işten arınmışlar daima salih amellere, hayırlı hizmetlere kitlenmişlerdir.

Benzer yaklaşımları, Mearic süresi 22-35 ayetleri arasında bulmak da mümkündür.

Şimdi aynı tabloyu farklı renk ve desenlerle resmetmeye, bu dört yolu farklı şekilde ele almaya çalışalım:

--------------------------------------------------------------------------------
1-İMAN VE İBADET
--------------------------------------------------------------------------------

İnsanlar, kendilerine söylenen sözlere veya gördükleri bir görüntü ve olaya karşı gülme, kızma, hayret, korku vb. şekillerde tep ki verirler ve duygular yüzlerine yansır. Kur'an inanç veya inançsızlıktan gelen duygunun insan yüzüne ve davranışlarına yansımasına işaret eder: "Allah tek olarak anıldığı zaman ahirete inanmayanların hallerini ve yüzlerini sıkıntı basar. Allah kelimesi dışında herhangi bir şey anıldığı zaman yüzleri hemen sevinç dolar" (39/45). Allah'a inanan bir insan için şüphesiz bunun tersi doğrudur. "Allah!" sözü bi le başlı başına insan kalbi ve ruhu için bir huzur kaynağı olmaktadır Aslında iman böyle bir şeydir; ismi anıldığında insanın kalbinde he yecan meydana getirecek ve bu yüzüne ve beden diline yansıyacaktır…

Üzüntü ve sıkıntı yaşayan hatta depresyonun eşiğinde bulunan bir insanın yanında, çok sevdiği bir yakının anılması bile iç dün yasında ve mimiklerinde bir kısım olumlu değişimlere yol açar. Sevgi, tanıma, güven duyma ve iç-dış bütün ihtiyaç ve beklentilere ce vap bulma sonucu oluşur. Bu üç konuda anne baba ve eş, insan benliğini yeterince doyurabildiği için, sevgi listesinin daima başında yer alırlar. Allah'a iman ise, insanın bütün temel duygu ve düşüncelerini itminana kavuşturan ve sonsuz ihtiyaçlarını karşılayan ilk ve ra kipsiz tek ruh ve benlik olayıdır.

Ne var ki bunu salt bir söz olarak dile mahkum etmek; kalbe indirmemek ve davranışlara yansıtmamak da yine Kur'an tarafın dan tenkit görmektedir: "Bu sadece ağızlarınızda dolaşan bir söz!" (33/4); "Kalplerinde olmayanı sadece dilleriyle söylüyorlar!" (48/11); "Yapmadığınız ve yapamayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?" (61/2).

"İman insanı insan eder belki kainata sultan eder". Sultanlar hakim oldukları şeyleri denetlerler. İnsan iman sayesinde evrenin düzenleyici durumuna girmekte, zamana sözü geçen bir hakim olmaktadır. Maddeye ve zamana hükmetmenin yolu, bu imanla insanın bilgiye yönelmesi, Allah’ın diğer kitabı olan evreni çok iyi araştırıp bilimlerde mesafe kat etmesiyle mümkündür. Ahirette tam olarak kar şılığının alınacağı iman ve ibadet konusu ile,dünya da ancak bilimsel gelişmelerle peşin ücretinin alınacağı ödüller birbiriyle karıştırılma malıdır. İnanan insan iki yönde de başarılı olmak zorundadır.Üstelik inanan insan, haramlara ve israfa girmemesi yönüyle hem enerji, hem tasarruf, hem bedensel ve ruhsal sağlık, hem Millî ve Tarihî Kültür, hem de zaman açısından, bu gibi hasletlerden yoksun olan dünyalara karşı avantajlı durumdadır. Üstelik çok ülkede Millî Müesseselerimiz de faaliyet göstermektedir.

İbadet, özellikle beş vakit namaz, bu duygunun içsellik içinde yaşanabileceği en güzel ortamdır ve bu günde en az beş kez tek rarlanarak bu duygunun yerleşmesi, namaz aralarında da etkisini sürdürmesi sağlanmaktadır. Namazda tatil olmadığı için bu etki, ömür boyu sürecek demektir…

Namazsız bir gün geçirmeyen samimi bir Müslüman bu yönüyle 24 saatine hükmetmeye başlar, 24 saatin efendisi olur. Na mazları sayesinde gününü böler, zaman dilimlerini taksim eder, işiyle ilgili çalışmalarını, ziyaretlerini ve diğer işlerini şu namazın öncesi, bu namazın sonrası diye denetler yerleştirir, hazırlıklı olmaya alışır, randevularını düzenler, unutma riski azalır. Müzzemmil süresinde de belirtildiği gibi, gece zamanını programlar,gündüz gelmeden önce düşünce planında yarınki güne hazırlıklı olarak girer. Gününü sa dece namazlarla ve yapacağı diğer Salih hizmetlerle düzenlediği ve doldurduğu için, günah eylemlerin randevu alma şansı da kalma mıştır. Zamanımız ve kontenjan dolmuştur, başka kapılarda şansını denemelidir. Ayrıca bu Hakkın tavsiyesi, irşad ve tebliğ anl----- da gelir. Başka insanlar, namaz sayesinde düzenlenmiş 24 saatine imrenirler, namazın bereketinden istifade etme şansını da elde derler.

Bu aynı zamanda Ruhsal bunalımlara, kişilik ve davranış bozukluklarına da kapılarımızın kapanması demektir. İman ve ibadet le doldurulan 24 saatimiz, bir günahın yerleşmesi için boşluk bırakmadığı gibi, ruhsal hastalıklara yol açacak mikropların barınmasına da imkan tanımayacaktır. Her in- sanda görülebilen sıkıntı ve üzüntüler de, inanç ve ibadet moral gücüyle rahatlıkla atlatılabilecektir. İn san, iman ve ibadet sayesinde inkarcılığın ve ibadetsizliğin getireceği zararlardan korunmuş olmaktadır.

Böylece zarardan korunmanın ve zamana hükmetmenin en önemli ve zorunlu adımı olan iç hazırlık ve olgunlaşma aşaması hazır durumdadır.

--------------------------------------------------------------------------------
2-AMELİ SALİH VE GÜZEL HİZMETLER
--------------------------------------------------------------------------------

"Ameli Salih" kelime olarak güzel iş demektir. Yazır'ın dediği gibi, bir kısmı insanın kendisine faydalıdır, namaz onu kemale erdirir. Diğer kısmı da başka insanlara faydalıdır, zekat sadaka ve diğer iyilikler gibi (2/432).

Ameli Salih genel tanımıyla: Allah'ın hoşnut olduğu ibadetler ile, insanın kendisine veya başkasına yararı dokunan her güzel davranışa denir.

İman olur da Salih amel olmazsa bu, Kur'an'ın tanımlaması içinde adeta "Yarım kulluk!" Ya da "Tek yönlü kulluk!"olur. Ayet bu tarz, işin sadece ucundan tutan, sözünü eden fakat inandığını söylediği değerleri eyleme geçirmeyen insanlar için tehditkar bir ifade kul lanarak: "Onlar dünyada da ahirette de "Hüsran" da olan, zarar edenlerdir. Esas zarara uğramak da budur işte!" (22/11) demektedir.

Aynı konuya parmak basan bir başka ayette, "Allah'a ancak güzel söz yükselir!" (35/10) der. Sözün en güzelinin, Allah'a imana ve ibadete davet etmek olduğunu başka bir ayetten öğreniyoruz (41/33). Ve önceki ayetteki diğer bir cümle ilahî kaziyeyi tamamlar: "O güzel sözü ancak ameli Salih Allah'a ulaştırır" (35/10). İmanlı insanın, başta ibadet olmak üzere, Allah hakkındaki sözleri, duaları, iyilik ifade eden yaklaşımları, Ameli Salih haline dönüşürse Allah katında bir değerinin ve ağırlığının bulunduğu anlaşılmaktadır.

Çünkü bu, insanın yaratılış amacıdır: "O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda imtihan etmek için, sizi, ölümü ve hayatı yarattı" (11/7;67/2).

Ameli Salih zamana benzetilebilir. Maddenin hareketinin -ilahî bir yasa olarak- zamana dönüşmesi gibi, İmanın hareket gücü de Ameli Salihe dönmektedir. Zaman, Ameli Salihle anlam ve güç kazanır, onunla biçimlenir, "Zaman kötü!" yaftasından kurtulup, "Sa lih" vasfını kazanabilir. Zaman en büyük teşhir ve ilan meydanıdır. Ne kadar Ameli Salih sergilenirse o derece bağrını güzelliklerle dol durmuş ve bütün insanlara da taşımış olur. Zaman, Ameli Salih zamanıdır.

"Ameli Salih" mefhumunun kapsamlı anlamını, bu deyimin geçtiği bütün ayetleri tarayarak oluşturmaya çalıştık, şöyle bir yelpaze oluştu:

--------------------------------------------------------------------------------
a-"Ameli Salih" kavramının genel anlamı:
--------------------------------------------------------------------------------

Ameli Salih, insanın kurtuluş umabileceği en güçlü dayanak noktasıdır (28/67).

Ameli Salih, insanı tek gerçek mutluluk olan Allah'a ulaştırmayı sağlayan en güzel ve sağlıklı tek yoldur (18/10).

Ameli Salih, insanın kendi nefsi lehine ve geleceğini hazırlama adına yapabileceği en büyük yatırımdır (30/44;41/46; 45/15)

Ameli Salih, insanın dünya ve ahiret işlerinde kendisine kolaylıklar, farklı ve etkili çözüm alternatifleri sunar (18/88).

Ameli Salih, insanları, inançsızlık, bilgisizlik ve nefis (Ruh) hastalıkları karanlıklarından kurtarır, kalp, akıl ve ruh aydınlığına çı karır (65/11).

Ameli Salih, Allah'ın en çok beğendiği ve övdüğü, Allah hakkındaki güzel sözleri ve davranışları O'na taşıyan en şerefli elçi gibi dir (35/10)

Ameli Salih, insanı, Allah'ın en çok memnun kaldığı, Allah'a çağıran en güzel sözlüler listesine kaydetmesine sebep olur (41/33).

Ameli Salih, bire-bir ölçüsünü aşar. Bu ölçü kötülükler içindir. Ameli Salih'de bire-iki (bire-yüz, yedi yüz-bin) ölçüsü kullanılır (40/40).

Ameli Salih, insanın, yaptığı güzel davranışların çok daha üstün ve güzel olanlarıyla ödüllendirilmesini sağlar (16/97;29/7).

Ameli Salih, cennet kapılarını açan ve hesapsız nimetlere kavuşturan sırlı bir anahtar gibidir (63/9; 65/11; 40/40).

Ameli Salih, hangi günah ne kadar çok olursa olsun, Tövbenin kabulünde ve Allah'ın affında en güçlü garanti belgesi sayılır (20/82; 25/71).

Ameli Salih, pas çözücü gibi insan ruhuna yapışmış günah lekelerinin temizlenmesini sağlar (63/9).

Ameli Salih, günahları temizlemekle kalmaz, onların yerine iyilik yazılmasını da sağlar (25/70).

Ameli Salih, nimetlerin ziyadeleşmesini sağlayan şükrün en büyük göstergesidir (17/19).

Ameli Salih ailenin iki ana direği olan erkeğe de kadına da,kuracakları yuvada ve evlatlarıyla da tertemiz ve mutlu bir hayat ya şatır (16/97).

Ameli Salih, bilginleri bilerek davrananları, bilgisizlerden ve bilmeden davrananlardan daha üstün kılar, basîretli yapar ve sözü dinlenir hale getirir (28/80).

Ameli Salih, yiyeceklerin en temizinin seçilmesi ve büyük teftişe hazırlanıyor gibi, davranışların en güzelinin titizlikle seçilmesi ve uygulanması demektir (23/51).

Ameli Salih, olumsuzlukları olumluya çevirir; günahları sevaba, korkuyu güvene, üzüntüyü sevince, sıkıntıyı huzura, öfkeyi sü kûnete, başarısızlığı başarıya çevirir (9/120).

Ameli Salih, günahla bozulan, kaçırılınca dünyada pişmanlık veren (9/102), Allah'ın huzuruna gidilince ve cennetle cehennem görülünce gerçek değeri anlaşılabilecek, "Keşke dönsem de yapsam!" diye iç geçirilecek, gençlik ve ömür kadar önemli ve değerli; asla kaçırılmaması gereken bulunmaz bir fırsattır (23/100;32/12;35/37).

Görüldüğü gibi Salih amellerle insan, dünyasına ve ahiretine zarar verecek bütün etkiler karşısında koruma altına alınmakta, sonsuza uzanan zamanın sunacağı bütün avantajlara da sahip olmaktadır.

Sâlihât

Kur'an'da ayrıca, Ameli Salih kavramı çoğul olarak oldukça çok zikredilir. Salihat kelimesinde, yukarda belirlediğimiz anlamları görmekle beraber, çarpıcı bazı ifadeler de dikkat çeker ve ameli Salih yapanlar için hem bu dünyada hem de öbür alemde farklı ve faz la mükafatlardan bahsedilir. Misalleri şöyle sıralayabiliriz:

Davud Peygamber şöyle hayıflanır: "Sâlihât yapanlar ne kadar da az!" (38/24).

"Körle gören bir olmaz, iman edip Sâlihât yapanla kötülük yapanlar da bir olmaz!" (40/58).

"Salihât yapanlarla bozgunculuk yapanları bir mi tutacağız?" (38/28; 45/21)

"Sâlihâtı yapmak zor değildir, Allah kimseye kaldıramayacağı ağır yük yüklemez" (7/42)

"Evlatlar ve mallar dünya süsüdür, kalıcı ve baki meyveler verecek olan ise Sâlihâttır. Bu, sevap ve emel bakımından daha ha yırlıdır"(18/46).

"İman edip Sâlihât yapanlar, halkın en hayırlılarıdır" (98/7).

"İman edip Sâlihât yapanları Allah, yeryüzüne hakim kılar, dinlerini yerleştirir ve korku-baskı döneminden sonra onlara güven sağlar (24/55), insanların içine de onlar hakkında hüsn-ü kabul ve muhabbet verir" (19/96)

"Salihat yapan erkek ve kadınların kötülükleri örtüldüğü gibi, cennet ve hadsiz mükafatlar verilir, dereceleri yükseltilir (4/124; 20/75); Bir de fazladan bir lütuf olarak Allah'ın Cemalini görürler" (4/173; 42/26). "Allah onları huzuruna ve Rahmetine alır" (10/4,45/30).

"İman edip Sâlihât yapanlara müjdeler olsun, ne mutlu onlara!..Ne güzel gidecekleri yerleri var!" (13/29).

--------------------------------------------------------------------------------
b-"Salih" kavramının genel anlamı
--------------------------------------------------------------------------------

"Salih", ayete göre Ameli Salih yapan insanlara verilen isimdir: "İman edip Ameli Salih yapanları, Salihler arasına katarız" (29/9).

Bu katılımı Peygamberler bizzat istemekte, "Rabbim bizi Salihler arasına kat!" demektedirler (12/101; 26/83; 27/19).

Salih, Allah'ın bütün Peygamberlere verdiği ortak bir isim ve sıfattır.(2/130; 3/39,46; 6/85; 16/122; 21/72,75,86; 29/27; 37/112; 66/10; 68/50)

Salih bir insanın, genel özellikleri ve temel görevleri ise şunlardır:

Peygamberler "Salih" birer insan ve görevli Nebi olarak şu ayette belirtilen temel prensipleri misyon edinmişlerdir: "İçinizden size ayetlerimi okuyan, nefislerinizi temizleyen, size kitabı ve hikmeti ve bilmediklerinizi öğreten bir Rasûl gönderdik!" (2/129,151; 3/164; 62/2).

Peygamberler başta olmak üzere bütün "Salih" insanlar, öncelikle insanların nefis-ruh hastalıklarının giderilmesini, bozuk kişi lik ve davranışlarının ve iletişim yanlışlarının düzeltilmesini, sonra da kalplerinin inançla akıllarının bilgiyle donatılmasını amaç edinmiş lerdir. Salih amel yapan her insan, aynı zamanda bunu da amaçlamış, bu yolda bütün insanlığa hizmet sunmaya karar vermiş demektir .

--------------------------------------------------------------------------------
c-"Ameli Salih" yapan "Salihler" ıslah ederler.
--------------------------------------------------------------------------------

Çok ilginç bir tespitle karşı karşıya kaldık. Bu başlığı attıktan sonra, "Salih Peygamber" in şu sözleriyle karşılaştık:

"Allah’tan korkun, bana itaat edin! İsrafa dalan, yeryüzünde fesat-bozgunculuk çıkaran ve ıslah

Salihler, Ameli Salih diyebileceğimiz şu özel ıslah faaliyetlerini yerine getirirler;

1-Nefislerin ıslah edilmesi, temizlenmesi, inanç ve bilgi yüklenmesi için hizmet ederler. İnsanın ıslahını, kişisel ruh sağlı ğını ve gelişimini sağlarlar."Allah'a ve Ahirete inanırlar, iyiliği tavsiye eder, kötülükten de uzak tutmaya çalışırlar, hayır olan her iş için koşturur dururlar; işte bunlar Salih iyi kişilerdir" (3/114) Şuayb Peygamberin diliyle de bu amaç şöyle belirtilir: "Ben gücümün yettiği kadar ıslah etmeye-halinizi düzeltmeye çalışıyorum" (11/88).

Bu Salihler, Peygamber mesleği olan irşad ve tebliği en yüksek tek temsil noktasında icra eden yeryüzünün tek örnek toplulu ğu olduklarından, kitabı ve hikmeti öğreten en etkili, yetkili ve yetenekli merci sayılırlar…

2-İnsanların aralarının ıslah edilmesi-düzeltilmesi, diyalog ve hoşgörünün yerleşmesi için samimi çalışırlar. Toplumun ıs lahını sağlar, toplumsal iİetişimi kurarlar. Toplum tarafından da ciddi hüsn-ü kabul görürler.

"Eğer inanıyorsanız, Allah’tan korkun, O'na ve Rasûlü’ne itaat edin ve birbirinizin arasını ıslah edin-düzeltin" (8/1). "Bütün mü minler kardeştir, aralarını ıslah edin-düzeltin, adaletle aralarını bulun" (49/9-10).Aile problemlerinin ıslahı ve sulh yapılması gayreti için de olmak da ayetlerin tavsiyeleri cümlesindendir (4/28).

3-Yeryüzünün ıslâh ve salâhından sorumlu insanlar olarak, her insana ulaşmak için dünyaya açılırlar. Dünyanın ıslahını üstlenirler, İnsanî değerleri temsil ederek evrenselleştirirler. Yeryüzünde gittikleri yerlerde muhabbetle karşılık görürler. Salihlerin dünye vî avans ödülleri olarak onlara "Vüdd"-muhabbet vaz’ edilir (19/96).

"Biz and olsun ki Kur'an'da, Tevrat ve Zebur’da, yeryüzünde Salih kullarım varis olacak diye yazmıştık!" (21/105) ayetinin mu hatabı olurlar.

--------------------------------------------------------------------------------
d-Allah'ın ıslah etmesi
--------------------------------------------------------------------------------

Öncelikle Allah'ın, Salih kulların koruyanı olduğunu belirtmek gerekir: "Allah Salihlerin velisidir, onları görüp gözetir" (7/196). Buna mukabil, insanlar arasında , kötülüğün yayılması için çalışan, fitne ve fesat çıkaran, bozgunculuk yapanların hallerini ıslah etmeye ceği belirtilmektedir (10/81;26/152).

Özellikle inkardan imana, günahlardan tövbe ile Allah'a sığınan, kendi olumsuz durumunu ıslah eden, günahlardan vazgeçen insanlar için, af ve kabul kapısının açık olduğu, korku ve üzüntüden güvende olacakları vurgulanır (2/160; 3/89; 4/146; 6/48; 16/119).

Allah ameli Salih yapanların hem kendi hallerini hem de işlerini düzeltmekte kolaylık vermektedir. Bu, sıra dışı yardım şeklinde de görülür.

"Allah, iman edip ameli Salih yapan, Muhammed'e inenleri Hak olarak kabul eden, inananların günahlarını örter ve hallerini ıs lah eder-düzeltir" (47/2); "Allah, korkan ve doğru söyleyenlerin işlerini ıslah eder-yoluna koyar günahlarını bağışlar" (33/71). Hz. Zekeri ya'nın eşi çok yaşlı olduğu halde, Allah onun bu durumunu ıslah etmiş, doğuma elverişli hale getirmiş ve Hz.Yahya dünyaya gelmiştir (21/90).

Hali kabil-i ıslah görülmeyen nice insanlar, Salihlerin renkli gökkuşağının altından geçmeye ve Salihleşmeye başlarlar…
Alıntı ile Cevapla