Kuran’a şaşı bakan gözler eğri ile doğruyu ayırt edemez. Sanal alemde ahkam keserek kimseye söz bırakmayan, makale yazarken sigara tüttürmede kimseye sıra vermeyen klavye tuşları ile istediğini yazabilenlerin çoğaldığı günümüz Müslümanları! Şahadet aleminde ne zaman olacaklar?
Klavyeleri konuşturmak hususunda cesur davranan kardeşlerimiz ne zaman yüreklerini konuşturacaklar, ümmetin yiğit evlatlarının susturulduğu gerçek hayatta bizler Hüseyin olamıyor isek bari Zeynebi onuru hatırlayalım.
Tefeciliğin esir almış olduğu Mekke dönemini hatırlayalım! Ülkemizin hemen her bölgesinde Mekke döneminin binlerce kez üstünde yaygınlaşmış olan, bu sömürücü güçler her gün bir insanın evini elinde ne var ne yok ise alarak aileleri perişan etmektedirler.
Duyarsız bir toplum haline dönüşmüş, sanal alemde otu böceği tartışan Ümmet! Kapı komşusuna bulunduğu yöredeki diğer ailelere yapılan zulümleri görmeyecek hale gelmiş, tefeci dediğimiz aşağılıkların en aşağılığı olan sömürgeciler insanız diye meydanlarda gezmektedirler.
Devlet kanunları nezdinde yapmış olduğum araştırmalarda bu namussuz taifeye karşı yaptırım yok. Bunu fırsat bilen bu güruh özellikle çaş (Korucu)’luk sisteminin vermiş olduğu, silahlı güce dayanarak terörün en alasını yapmaktadırlar.
1990-1997 Yılları arasında bölgeye hakim olan güç, hangi amaca hizmet ettiği aşikar olsa dahi en faydalı olan yönü Kumar, İçki, Aşiretçilik, Kavga ve Tefecilik gibi oluşumlara kök söktürmekte idi, bu ilkesel duruşunu zamanla yitirmesi neticesinde, sırtını devletin vermiş olduğu silahlara dayayan Korucular bu halka yapmadık zulmü bırakmadılar.
Sözüm ona bu namussuz taife, devlet için silahlanmış kişiler olarak gözükmektedirler, gerçekte ise devleti asıl yıkmaya çalışanların ta kendileridirler. Seçim dönemleri İlahları olan para karşılığında sahip oldukları silahlı güçlerini mazlumların üzerinde terör estirerek, istediklerini yaptırmakta ve istedikleri yöne sevk etmektedirler.
Ülkemizde tüm camiaların en büyük eksikliği, bizden olmayan anlayışı ile dışlama politikaları, bizene düşmese idi söylemleri, Filistin olunca meydanları dolduran insanlar, neden bu zulümleri görmezden geliyorlar?
Kuran’a bakış açısı ile alakalı olan bu duyarsızlıklar gün gelecek, önü alınamaz bir Yahudi terör devletinin ülkemiz versiyonuna dönüşecektir. Zalim olan bu şer odaklarına karşı sessizliğe bürünen, Kur’an-Sünnet diyen ama mesajını anlamayan şaşı gözler ne zaman düzgün bakacak?
Filistin’de bir Müslüman bacımıza yapılan zulümlere ses olan, ama tefecilerin zorbalık ile borçlusu olan aileden kızlarını zorla almalarına sessiz kalan Müslüman tüccarlarımız, kitaplarını okumaya devam ede dursunlar. Filistin kadar kendi ülkemizdeki sorunlara duyarlı olmadığımız müddetçe söylemlerimiz havada kalır.
Yanı başımızda yürekleri yanan, gecesi gündüzü evi basılacak korkusu ile yaşayan haksızlığa uğrayan mağdurları görmezden gelmek klavye başında ahkam kesmek, mücahitlik yapmak sanal cihad’da bulunmak ile Kur’an’i esaslar tesis edilemez bizler hayatın içine dönmedikçe.
Eğer gerçek amacımız Allah’ın şanını yüceltmek, İlahi kelamı hayata hakim kılmak ise tüm Müslümanlar bu hususta birlikteliği sağlayabilmeli yok eğer magazin sanal alem gibi yerlerde adını duyurmak ise bari Allah’ın adını ve Kelamını kullanmayalım.
MEVLÜT HÖNÜL
MALAZGİRT
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]