Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30 Mayıs 2012, 11:20   Mesaj No:5

FECR

Kur'ân Kürsüsü

Medineweb Emekdarı
FECR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:FECR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6340
Üyelik T.: 19 Ocak 2009
Arkadaşları:20
Cinsiyet:Erkek
Memleket:ANKARA
Yaş:56
Mesaj: 6.107
Konular: 546
Beğenildi:1003
Beğendi:221
Takdirleri:9161
Takdir Et:
Standart Cevap: Zalimlerin iktidarı her daim Cahillerin Omuzlarında hayat bulur.

Alıntı:
HACIYSK Üyemizden Alıntı Mesajı göster
hocam iddia middia dediğinize göre pek inandırıcı gelmemiş galiba.vahyin kelime ve terim anlamlarına bakıp sadece peygamberlere gelmediği hakkında umarım hemfiriz.aksini iddia ediyorsanız aşağıdaki ayetler ışığında yorumlarınızı bekliyorum :


Hz. İsâ (a.s)’ın havarilerine (Mâide 111) ve Hz. Musa (a.s)’ın annesine
(Kasas 7) gelen vahy...
HACIYSK kardeşim

Vahiy kelimesi veheye Fiilinin mastarı olup Arapça’da ; işaret etmek ,gizli konuşmak, emretmek, ilham etmek, gizli bir şekilde meseleyi anlatmak veya gizli bir mesaj vermek anlamına gelir. Vahiy ayrıca ‘’süratli işaret etmek’’ veya ’’gizli işaret’’ anlamına da gelir.


Kuranda, vahiy teriminin çeşitli şekillerde kullanılışına şahit oluyoruz.
A) Cansız aleme vahyedilmesi.
O, yerin üstünde sabit dağlar yarattı. Orada bereketler meydana getirdi. Orada araştırıp soranlar için rızıkları tam dört günde belli bir seviyede takdir edip, düzene koydu.
Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi. Ona ve yerküreye: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin." dedi. Her ikisi de: "İsteyerek geldik" dediler.
Böylece Allah onları iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu. Her göğe kendi işini bildirdi. Biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir. ( Fussilet 10-12)
O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır. (Zilzal 4-5)
B)Canlılar alemine vahyedilmesi.
Senin Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kuracakları kovanlardan kendine evler edin.
Sonra meyvaların hepsinden ye de, Rabbinin (sana) kolay kıldığı yollara gir, diye ilham etti. Onların karınlarından renkleri çeşitli bir bal çıkar ki, onda insanlar için şifâ vardır. Şüphesiz ki bunda düşünen bir millet için, büyük bir ibret vardır.( Nahl 68-69)
Nihayet (birgün konuşamayınca) mihrabdan kavmine karşı çıktı da onlara "Sabah ve akşam (Rabbinizi) tesbih edin" diye işaret etti.( Meryem 11)
Burada Zekeriya’nın vahyi işaret şeklindedir.
C) Meryem’e Vahyedilmesi.
O esnada Musa'nın anasına "Onu emzir, kendisine zarar geleceğinden kaygılandığında onu denize (Nil nehrine) bırakıver, hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu tekrar sana vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız" diye bildirdik. (Kasas 7)
Burada vahiy Meryem’in kalbine ilham şeklindedir.Allah iyi duyguyu Meryem’in kalbine ilham eder.
D) Havarilere Vahiy.
Hani Havarilere: " Bana ve Resulüme iman edin" diye ilham etmiştim. Onlar da: "İman ettik, bizim şüphesiz müslümanlar olduğumuza şahit ol" demişlerdi. (Maide 111.)
Bu vahiy belirli ölçüde bağlayıcılık taşımaktadır.
E)Meleklere vahiy
İşte o anda Rabbin meleklere şöyle vahyediyordu: Ben sizinle beraberim, müminlere sebat verin. Kâfirlerin yüreğine korku salacağım, hemen boyunlarının üstüne vurun, parmaklarına, parmaklarına vurun". Enfal 12
Burada vahiy Allah’ın melekler verdiği emri anlatmaktadır.
F) Şeytanların vahyi -vesvese-
Üzerlerine Allah'ın ismi anılmamış olanlardan yemeyin, çünkü onu yemek yoldan çıkmaktır. Şeytanlar, dostlarına, sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar. Eğer onlara uyarsanız, muhakkak ki, Allah'a ortak koşanlardan olursunuz. (Enam 121.)
Buradaki şeytanların vahyi insanlara vesvese şeklindedir.
Biz böylece, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar birbirini aldatmak için süslü sözlerle vesvese verirler. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları iftiraları ile başbaşa bırak.
Bir de ahirete iman etmeyenlerin kalbleri, o yaldızlı söze kansın, ondan hoşlansın ve işledikleri suçları işlemeye devam etsinler diye böyle yaparlar.( Enam 112-113)
G)Peygamberlere vahiy.
Muhakkak biz, Nuh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyûb'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Davud'a da Zebur'u verdik.( Nisa 163)
Andolsun ki, sana da, senden öncekilere de şu vahyedildi: "Yemin ederim ki, eğer şirk koşarsan bütün çalışmaların boşa gider ve mutlaka kendine yazık edenlerden olursun." Zümer 65
Allah dinden Nuh'a tavsiye buyurduğu şeyi sizin için de bir kanun yaptı ve (Ey Muhammed!) sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye buyurduğumuzu da şeriat kıldı. Şöyle ki: Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin. Fakat senin kendilerini davet ettiğin şey, müşriklere ağır geldi. Allah dilediğini kendine seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir. (Şura 13)

İnsanlara,diğer canlılalara, Musa'nın annesine, arılara, ve havarilere olan vahiy ile peygamberlere indirilen vahy arasında arasında farklılıklar vardır. İlk kısımdakiler sadece kendilerini bağlar, peygamberlere gelen vahiy ise herkesi bağlar. Peygamberlere gelen vahiy Cebrail vasıtasıyla olur ama diğerlerine olan vahiy ise içgüdüsel olarak gelir. Yani arıya vahiy edilmesi, Musa a.s'ın annesine ve Havarilere vahiy edilmesi içgüdüseldir.
Şimdi yukarıdaki videoda birilerinin Allah ile direkt konuşmasından, vahiy almasından gibi şeylerden bahsediliyor. Bunlar Allah'a atılan iftiradan başka bir şey değildir.
Allah'ın düşünmez misiniz, akletmez misiniz gibi ayetler bizim hayatımızda hiç mi yer bulmayacak ki şeyh bildiğimiz /bildiğiniz insanların sözlerini sorgulamayacak mıyız/ sorgulamayacak mısınız? Artık peygamberlere gelen vahiy Muhammed a.s ile son bulmuştur. Kim aksini iddia iddia ediyorsa Allah'a yalan isnad etmiş olur. Bir kişiye olan sevgimiz/sevginiz bizlerin/ sizlerin aklımızı köreltmemelidir. Sorgulayalım, sorgulanalım ki doğruları bulabilelim. Kur'an'daki İbrahim a.s'ın sorgulama yöntemlerine okuyalım, Allah ayetinde bizlere ve peygamberine " İbrahim de sizin için güzel örnekler ( usvetin hasene ) olduğunu belirtiyor.

Elimizde Kur'an ve Peygamberin sünnetin mihenk taşı olsun. Her sözü ve olayı bu mihenk taşına vuralım. Bu taşa vurduğumuzda kırılanları bir kenara atalım, kırılmayan sağlamları alalım. Çünkü Allah Rasulu a.s Müslim'de geçen bir hadiste şöyle buyurmaktadır:
KUR'AN SENİN LEHİNDE VE ALEYHİNDE HÜCCETTİR
__________________
Selam Hidayete Tabi Olanlara
Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir
(Müslim)
Alıntı ile Cevapla