Kemalist Rejimin İnkar-İmha Siyaseti / Mevlüt Hönül
Dinleyin Bakalım Neleri Bildiklerimizi!
Kürtlere yapılan soykırım zulüm ve inkâr politikalarını dillendirdiğimizde, bundan rahatsızlık duyan zihniyet sahipleri, ellerinde en büyük silah olan sizzz varya sizzzz! Türklere düşmanlık besliyorsunuz tezini sunmaktan geri durmazlar durmayacaklarda...
Sizi gidi bölücüler sizi! Bizler sizin gibiler sayesinde ırkçılığı öğrendik. Komşularımız, arkadaşlarımız Kürt ve onlar ile çok iyi anlaşıyoruz ama sizin gibiler bizleri bölmeye çalışıyor derler! Ve demektedirler.Hayatta kabul etmediğim ve İftira oılarak algıladığım herşeye karşı durmayı da çok iyi bilirim.
Lakin bu zihniyete sahip olanlara şunu haykırıyoruz.
Eğer Türk düşmanlığı yapmış olsa idik. Hocalı katliamın da hunharca katledilen kardeşlerimizi, Çeçen Mücahitlerinin göğsümüzü kabartan direnişlerini Şeyh Şamil ve diğerlerini, Bosna cengâverlerini yok saymamız gerekir idi Türk oldukları için...
Onların söylemlerinin tam aksine Allah’ın dini uğrunda mücadele eden bir Türk bizim gözümüzde bin tane İslam’dan bihaber Kürt’ten üstündür. Çünkü inanç kaynağımız Üstünlüğü ırka, soya, sopa bağlamaz bilakis TAKVA olarak belirler.
TAKVA ile zalimlere karşı dik duruş ortaya koyanlar baş tacımızdır...
İskilipli Atıf Hoca, Mehmet Akif Ersoy ve benzeri Türk olan ulema baş tacımız önderlerimizdir. İsmet İnönü, Kel Aliler ve benzerleri ise Allah’ın dinine düşman oldukları için bizimde düşmanlarımızdırlar.
Ey müminler, her davranışınızda Allah'ı sıkı sıkıya gözeten ve adalete bağlı şahitlik eden kimseler olunuz.Sakın herhangi bir gruba karşı duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya sevk etmesin. Adil olunuz, takvaya en yakın tutum budur. Allah'tan korkunuz. Hiç kuşkusuz Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
(Maide-8)
Gelelim asıl kimlere ve hangi zihniyetlere karşı olduğumuzu bilmeyenlere anlatmaya...
Asabiyet Şeytandandır ilk başlatan Şeytan iken İslam ümmeti içerisinde bu mikrobu tekrar dirilten Muaviyedir...
Geçmişi her daim kulak ardı ederek günümüzdeki söylemler üzerinden hak ve batılı belirlemeye çalışanlara yakın tarihten örnekler sunalım...
İstiklal (İstikbar) Mahkemesinin Başsavcısı Ahmet Süreyya Örge evren:
İstikbar: Allah'a isyan, insanları küçük görme, onlar üzerinde zorbalıkla egemenlik kurma
1960’lı yıllarda Dünya Gazetesinde yayınlanan hatıralarından Zulmün doruk noktada işlediği dönemlere ait duruşmalar esnasında yaşanan ilginç örnekler.
‘’Bir gün mahkemeye kara yağız, yiğit bir Kürt genci getirdiler. Hâkimler sorguya çekti. Türkçe bilmediği anlaşılınca, hâkimler danıştılar ve delikanlının idamına karar verdiler.
Mahkemenin İdam Gerekçesi:
Türkçe bilmeyen bir kimseden bu memlekete hayır gelmeyeceğinden idamına. Hemen o gece götürüp astılar diyor.
Başsavcı, daha sonra bu olayın etkisinden kurtulamadığını anlatıyor:
‘’Dağkapı da Yalova adlı küçük bir otel vardı. Orada kalıyordum. Uyur uyumaz, o Türkçe bilmeyen çocuk rüyama girerek boğazıma sarıldı ve Türkçe, niye beni bıraktın idam ettirdin? Diye tehdit etti. Sabaha kadar bu hal iki üç kere tekrar etti deliye dönmüştüm...
Sabahleyin, mahkemeye gittim ve hâkim arkadaşlara dedim ki: Birader Türkçe bilmeyenleri asar isek tüm Diyarbakırlıları hatta tüm doğuluları asmamız lazım. Biz buraya suçluları cezalandırmaya geldik. Rüyada başıma gelenleri onlara anlattım.
Mazhar Müfit ve Öteki Hâkimler ‘’Sen karışma’’ bu bizim işimizdir dediler. Bende savcılığımı ileri sürdüm aramızda münakaşa ağız kavgasına kadar ilerledi. Ben ve onlar şifre ile durumu Ankara’ya bildirdik. Bir hafta sonu şu telgrafı aldım...
‘’Ahmet Süreyya Diyarbakır İstiklal (İstikbar) Mahkemesi Başsavcısı’’
‘’Gayemiz, Kürtlerin ve Kürtçülüğünkafasının ebediyen ezilmesidir. Hâkim arkadaşların ile anlaş. Gözlerinden öperim...
Başvekil: İsmet İnönü
Mazlum insanların kanını içmeyi kendilerine hayat sistemi yapan şahıs ve rejimler tarihin her döneminde kurdukları zulüm düzenlerini yaşatmak adına. Mazlumlara önderlik yapan şahsiyetler yok etme ile başlamışlardır.
Et ve kemikten meydan gelmiş bu zevatlar, şeytani dürtüleri ve canavarlaşmış egemenlik hissiyatları ile Mazlumların ırz, namus, mal, hürriyet, haysiyet ve onurlarını çiğnemekten zevk alan tanımsız mahlûklara dönüşebilmişlerdir.
Geçmişten ibret almayanlar bugün televizyon ekranlarında, gazete köşelerinde panel ve konferanslarda asabiyeti hortlatmak adına tüm gayretleri ile çalışmaktadırlar.
‘ ‘’Asabiyet davasına kalkışan (ırkçılık yapan), onu yaymaya çalışan, bu dava uğrunda mücadele eden kimse bizden değildir.” (Ebu Davut Edeb 121)
‘’Türküm o halde Üstünüm, Tanrı Türkü Korusun, Bir Türk Dünyaya Bedeldir, Türkiye’de yaşıyorsan Türksün, Türküm O Halde Çalışkanım, Ne Mutlu Türküm diyene
Tek dil, tek bayrak, tek devlet, tek ırk, Varlığım Türk varlığına armağan olsun.’’
Kürt halkına tarih boyunca yapılan Zulümler olmasına rağmen Türk halkına ise Rejim asabiyeti aşılayarak onların kendilerine zulüm etmesine sebep olmuştur. Bu rejim Türk ve Kürtlere Laikliği ulusçuluğu aşılıyor.
Halep’çe Hama: Kimyasal silah enfal operasyonu
Kahraman Türk devleti ve Ordusunun Kanunları:
Pislik yedirme, soykırım, işkence, müebbet hapis cezası, sokak ortasında infazlar, hizbuşşeytan, İnsan öldürmeye Mükâfat, dersim, zilan, roboski, canlı canlı acı çektirme tırnakları penseler ile sökme, on yedi bin faili meçhul, dil ırk inkârı hani Müslüman’ca duruş? Hani Ordu hepimizindi güvenliğimiz için vardı? Nerde Arabın aceme üstünlüğünün olmadığını savunan Peygamber metodu nerde soruyorum?
Bu haklar Kürt olunca neden kendini göstermiyor!
Bu söylemlere karşı çıkan kim olursa olsun damga hazır Pkk’lısın Bölücüsün Teröristsin!
1990’lı yıllarda Cumhuriyetin kuruluş süreci ile başlayan Asimile hareketi doruk noktaya ulaşmış ve kendi estirdikleri terör ile insanları dağlara çıkaranlar. Kürdüm denildiğinde Kürtçe konuşulduğunda Kürtçe müzikler dillendirildiğinde hemen devreye joplar, elektrikli işkenceler, gözaltına alındıktan sonra geri dönmemeler...
Bu zalimane uygulamalara maruz kalan Muhammed Ümmetinin yetimleri olan Kürtler hapislere atılırken, bir yandan da faili meçhullere kurban edilmekte idiler.
Bir eli yağda bir eli balda olan Sözde İslamcı! Geçinen anlayış sahipleri ise işin kolay yönü olan damgalama ile zulüm altında inleyen Mazlumlara aman ha bunlardan uzak durun. İsrail’in uşakları, sosyalist komünistler, Zerdüştler diyerek Kürtleri savunmayıp bir tekmede onlar vurmuş ve kıldıkları namazlardan sevap bekleyen riyakârlara dönüşmüşlerdir.
Ne yapacağını bilemeyen halka yapılan baskıları kendilerine gelir kapısına dönüştürenler ise ihbarcı zihniyetleri ile sevmedikleri birisini tutuklamak adına kullandıkları zalimane yöntem ise devlet nazarında itibar görmekte idi. Birini tutuklatmak için sadece bir telefon açarak ‘’Falanca kişinin oğlu Pkk’lı’’ denmesi tutuklanması için yeterli delil sayılmakta idi.
Eeeeeee Kürdü tutuklamak adına bahane arayan rejim bu ihbarları terör estirerek en güzel şekilde görevini yapma anlayışı ile yerine getirmekte idi.
Gece yarısı ev baskınları ile İnsanların mahrem aile çoluk çocuk psikolojileri göz önüne alınmadan evler darmadağın edilmekte ve ev halkına ömrü boyunca unutamayacağı zalimane bir baskı anlayışı ile terör estirilmekte idi.
Köylerin ileri gelen yaşlı insanlarına kışın ortasında sırtlarından su dökerek yapılan işkenceler, köylerde saygı duyulan insanlara hayvan pisliği ile duvarları sıvatma sureti ile aşağılamalar, küçücük su birikintilerinde yaşlıları çırılçıplak ederek yüzdürmeler...
O zulümleri izleyen binlerin nefret ile bakmasına ve intikam almaya yönelmesine sebep olmuştur. Kimse piknik yapmak adına dağlara çıkmadı onları dağlara çıkaran Rejim ve rejimin uşaklarıdır.
Bunun gibi zulümleri anlatmayı dahi suç sayan egemen ideoloji kanunları geçmişte topları, tüfekleri, askerleri, faşist iskân kanunları ile uygulananları günümüzde ise devam ettirmek isteyenler farklı şekillerde uygulamaya çalışmaktadırlar.
Asabiyete çağıran ülke rejimleri incelendiğinde.
Emevilerin Arapçı anlayış üstünlüğü
Amerika’da: Beyazın Zenciden Üstünlüğü!
Almanların Nazi anlayışı Üstünlüğü!
İsrail’in Seçilmiş kavim Üstünlüğü
Gibi asabiyeti yeryüzüne hâkim kılmaya çalışanlara şu hakikati belirteyim. Irkçılıktan nefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmemişimdir. Çünkü yazının girişinde Asabiyetin Şeytandan olduğunu ve İnancımız gereği iki yolun varlığını bilerek ya Allah’ın hizbi olunur Yâda Şeytanın. İman edenler ancak kardeştirler emri gereği Şeytanın tarafında olan hiçbir çağrıyı benimsemediğimizi ilan etmek ile mükellefiz.
Üstünlük, insanlık soy sop ile belirlenemez. Üstünlüğün ölçüsü Takvadır İnsan olabilmeyi başarabilmektir. İnsan olmadan hiçbir şey olunamaz. Bu Hastalığa yakalananlara ise çağrımız Firavuni bir karakter olduğunu hatırlatmak ve bu karakterden arınmaları adına zalime zalim, alime alim ,mazluma mazlum demeyi öğrenmelerini temenni ediyoruz. Kemalist rejimin inkâr ve imha siyasetini benimseyen Bakan Şahin'e Kürt sorununu bir kez daha anlatmak gerekiyor.
MEVLÜT HÖNÜL
MALAZGİRT
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]