|  Durumu:    Medine No :  15138  Üyelik T.:
08 Aralık 2011  Arkadaşları:10 Cinsiyet: Memleket:Adana Mesaj :
461Konular:
76  Beğenildi:9 Beğendi:1
 Takdirleri:10 Takdir Et: 
	 |   Çocuğun din eğitimi 
                        ÇOCUĞUN DİN EĞİTİMİ  
  Dr. Ayşe İzci
 Galiba Çok Hata Yaptık . . .
 Kendisi dindar olduğu halde çocuğu dinle-diyanetle hiç ilgili olmayan  anne-baba gerçekten çok fazla. Bunun bir tek sebebi yok elbette. Ama  sebeplerden biri de, hiç şüphesiz, çocuğun dini öğrenme sürecinde  ebeveynlerin yaptığı hatalar. Bu hatalara ve ne yapılması gerektiğine  kısaca göz atalım isterseniz.
 
 Çocuklarda değer ve inançlar 2-3 yaşından itibaren şekillenmeye başlar.  Bu yaştan itibaren çocukta din ve ahlâk gelişimi, bir yandan aile  bireylerinin tutum ve davranışlarını taklit yoluyla kazanılırken, diğer  yandan çocuk, çevrede olup bitenleri kavrayabilmek ve varoluş  nedenlerini anlamak için yoğun bir çaba içerisine girer. Çünkü inanma  ihtiyacı, yeme, içme, sevme, saygı görme gibi temel ihtiyaçlardan  biridir.
 
 Yakan Allah nasıl sevilir?
 İnanma ve bir değer sistemine mensup olma bu kadar tabii bir süreç  olduğu halde, çocuğun dini eğitiminde genellikle tatbik edilen  ödül-cezaya dayalı anlayış, işi büyük ölçüde zora sokar. Yani çocuğu  disipline etmede yetersiz kalan ebeveynler, çok yanlış bir tutumla,  görünmez bir varlık olarak Allah’ın adını devreye koyarlar. Yaramaz  çocukları Allah’ın cezalandıracağını söylerler.
 
 Şu ifadeyi çocukluğunda duymayanımız veya çocuğuna söylemeyenimiz yok  gibidir: “Gördün mü, bak benim sözümü dinlemedin, düştün. İşte Allah  seni böyle cezalandırdı!.”
 
 Daha vahim olanı da, henüz doğru-yanlış kavramını edinememiş küçük  çocuklara “Allah yakar” ifadesi ile dini eğitim verilmeye  çalışılmasıdır. Yazık ki çocuklar için derlenen dini hikayeler de pek  farklı değildir: Şefkatinden, merhametinden daha çok, cezalandıran bir  Allah anlatımı... Ve bir çocuğun anlayış seviyesine hitap etmekten çok  uzak sebeplere bağlı olaylar.
 
 Çocukluğumda, uzunca bir müddet kendi ellerimle beslediğim,  kırda-bayırda yalnızlığımı paylaştığım biricik kuzumun günün birinde  kesilerek bayram yapılmasını anlamakta güçlük çekerdim. Bir kurban  bayramında yine kuzum kesileceği için ağlamaktaydım. Amcam, beni teselli  etmek için olsa gerek: “Niye ağlıyorsun? Bu kuzu kesilmeseydi yerine  bir çocuk kesilecekti” deyiverince dehşete kapılmıştım.
 
 Hz. İsmail (A.S.)’ın kurban edilme teşebbüsündeki ilahi hikmeti  anlayabilmem ve bir çocuğa kurbanın hikmetinin böyle anlatılmasının  yanlışlığını görebilmem, ancak uzun yıllar sonra gerçekleşti!..
 
 Diğer taraftan, ilköğretim çağındaki çocukların dini eğitimi için  hazırlanmış hikaye kitaplarının önemli bir bölümü de dövüş ve savaş  motiflerinden oluşmakta. Gerek ders kitaplarında, gerekse din ve tarih  kitaplarında, Hz. Peygamber (A.S.)’ın hayatına sadece hicret ve yaptığı  savaşlarla değinilir. Keza İslâmiyet’in yayılışı bahislerinde de hep  savaşlardan söz edilir. Oysa “gönül erleri”nin bu konudaki katkısı daha  fazladır. Ve hâlâ birçok kesimde çocuklara iman esasları ve Yaratıcı’yı  sevmeden önce “cihad” öğretilmeye çalışılır.
 
 Demek ki çocuğumuzun dini eğitiminde “neyi, niçin öğretmeliyiz?”  sorusunun doğru cevabını aramalı, çocuklarımızın inanç sistemini sağlam  temeller üzerine inşa etmeliyiz.
 
 “Çocuğumun şansına” diyerek dua-niyaz edip, çocuğuna piyango bileti  çektiren bir anne veya yine aynı temennilerle çocuğuna loto-toto  doldurtan bir baba ne yapıyor dersiniz? Söyleyelim: Hem kendi maddi  hayal ve beklentilerini çocuğa yüklemekte -ki bu taşınması çok zor bir  yüktür- hem de çocuğun inanç sisteminin temeline dinamit koymaktadır.  Şansına bir ödül çıkmazsa, çocuk Allah’ın kendisini sevmediğini düşünmez  mi dersiniz?..
 
 Çocuklarda yaşlara göre Allah tasavvuru
 Batıda, “Ana Sınıfı Çocuğunun Dinî Eğitimi” araştırmalarında, ana sınıfı  çocuklarının Allah tasavvuru ile ilgili örnekler kısaca aşağıya  alınmıştır. Okuyucunun mukayese yapabilmesi açısından, araştırma  sonuçlarına dayalı Türk çocuklarındaki Allah tasavvuru konusu yine  örnekleri ile verilmiştir. Daha sonra da 7-9 ile 9-12 yaş grubu  çocuklarının Allah tasavvurlarını incelemeye çalışacağız
 
 * 5 yaş grubundan bir örnek:
 
 A- Annem ne dedi biliyor musun? Allah her zaman bizimle berabermiş. Gece ve gündüz.
 
 B- Doğru, ben de biliyorum. Belki de şu anda da bizimle beraberdir.
 
 * 7 yaş grubundan bir örnek (Gece bitişik çiftlikteki koyunları kimin koruduğunu tartışırlarken):
 
 A- Bence Allah koruyordur. Herkes uykuda iken O, onlarla ilgileniyor.
 
 * 9 yaş grubundan bir örnek:
 
 A- Komşumuzun yaşlı annesi öldüğünde “Allah onu yanına aldı” dediler.
 
 B- Allah onu nasıl yanına çekmiş olabilir ki?
 
 A- Bir mıknatıs kullanmış olamaz mı?
 
 Ülkemizde ise;
 
 5-6 yaş grubundaki çocuklar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, bu  yaşlardaki çocuklar, Allah’ı, çocuğa göre en uygun mekân olan gökyüzünde  düşünmektedirler. Diğer bir cevap kategorisinde ise ‘Cennet’ttedir’  cevabı alınmıştır. Öyle anlaşılmaktadır ki, takriben 9 yaşlarına kadar  çocuklar kendilerine göre ‘yukarıda, gökyüzünde, Cennet’te’ gibi,  Allah’a (c.c.) en yüksek yeri izafe etmektedirler.
 
 Aynı şekilde, Cenab-ı Hakk’ı her an yanlarında hissedip hissedemedikleri  sorulduğunda, dinî hakikatleri kısmen de olsa doğru bir şekilde  yansıtan, Allah’ın, özellikle ibadet anında insanın yanında olduğu  şeklindeki cevaplar da alınabilmiştir. Bu yaş grubundaki çocukların  büyük bir kısmı, Allah’ın görülemez olduğunu kabul etmektedirler.  Çocukların çok azı ise, “Allah kalbimizde olduğu için göremiyoruz” ya da  “O büyük bir güçtür” gibi cevaplarıyla, bu yaş kategorisi için gelişmiş  sayılabilecek bir seviyede olduklarını göstermişlerdir.
 
 “Allah bizi sever mi? Eğer seviyorsa niçin seviyor?” şeklinde düzenlenen  sorulara vermiş oldukları cevaplardan hareketle, -çocuğun ‘sevgi’  kelimesine yüklediği manâlar ne olursa olsun- çocuklar, kendilerini  mutlak olarak seven bir Allah’a inanmaktadırlar denilebilir.  Araştırmadaki çocukların hepsinin “Evet, Allah bizi sever” şeklindeki  cevapları, konumuz açısından oldukça önemlidir (Ay, Çocuklarımıza  Allah’ı Nasıl Anlatalım, s. 92-96).
 
 İnsan fıtratının temellerinden biri olan Allah sevgisi çok kıymetli,  İlâhî bir armağandır. Elverir ki, ebeveynler de bunun farkına varsın ve  geliştirsinler. Çünkü, çocukların dinî eğitim ve öğretimlerinde yanlış  kullanılacak metotların, ne gibi istenmeyecek sonuçları olabileceği,  sanırız şimdi aşağıda aktaracağımız vakadan rahatlıkla görülebilecektir:
 
 Babası, çocuğunun dini bilgileri öğrenmesi için ona zaman zaman kitap  okurdu. Çocuk iyi dinlemediği ya da babasının sorduğu soruları tam  olarak cevaplayamadığı zaman babası dayanamaz:
 
 - Sen kendini Allah’a vermezsen olmaz. Kendini Allah’a ver ki O da sana  yardım etsin, işlerini kolaylaştırsın. Sen gayret etmezsen Allah sana  yardım eder mi? Benim sersem oğlum” der, bir yandan da neresine gelirse  acımadan vururdu.
 
 Çocuk büyüdükçe oyuna düştü.
 
 Dersini babasının istediği gibi yapamaz oldu. Hemen her gün bir fasıl  dayak yedi. Neticede dinden de okumaktan da nefret ediverdi (Salzmann,  s.77).
 
 7-9 yaş grubu çocuklarda Allah tasavvuru
 Allah’ın varlığı, özellikle Zâtı ile daha çok 7-9 yaş grubu çocuklar  meşgul olmaktadırlar. Onlar, başta Allah’ın büyüklüğünü, nasıl, nerede,  niçin bir tane olduğunu ve eşi-benzeri bulunmadığını merak ederek; “O,  yemez, içmez, uyumaz; O’nun bunlara ihtiyacı da yoktur. Peki ama,  yeri-göğü yaratan, çiçeklerle donatan Allah’ı nasıl anlamalıyız?” gibi  gaybî alanlara ait sorular da sormakta, anlamaya çalışmaktadırlar.
 
 Bundan başka, bu yaştaki çocuklar, Allah’ı çok yüce, her şeyden ve  herkesten büyük, her şeyi yaratan, her şeyi bilen, duyan ve gören, göz,  kulak ve akıl gibi nimetler veren, kullarını koruyan, acıyan, şefkat  eden, kötüleri cezalandıran; dünyayı, insanları, hayvanları, bitkileri,  içecekleri yaratan, insanları rızıklandıran, büyüten, terbiye eden yüce  bir varlık olarak görmektedirler. Dolayısı ile, 7-9 yaş grubu  çocuklarının Allah tasavvuru, artık bu yaşlardan itibaren açıklık  kazanmaya başlamıştır denilebilir (Ay, Çocuklarımıza Allah’ı Nasıl  Anlatalım, s.112).
 
 Bu yaş grubundaki çocuklara, Allah’ın varlığı ve birliğini, eşi ve  benzeri olmadığını izah edebilmek için daha çok görüp-izleme metodu  kullanılabilir. Şöyle ki:
 
 Allah’ın yaratıklarını inceleyerek O’nun yaratıcı sıfatını  anlatabilmeli, iyiliği ve adaleti uygulama örnekleri ile Allah’ın  Rahman, Rahim ve Âdil sıfatlarını benimsetebilmeliyiz. Allah’ın  varlığını anlatma hususunda mümkün olduğunca hayattan alınmış örnekler  ve konularla çocuğa yaklaşabilmeliyiz. Çocuğu, tabiat ve kâinat üzerinde  düşündürmek, ona soru sormasını, gözlem, inceleme ve araştırma yaparak  sonuçları değerlendirmesini öğretmek, tasavvurlarının güçlenmesine  yardım edici yollardır. Çocuğun etrafında gördüğü varlıklardaki renk,  güzellik, şekil ve düzenden haberdar olması, bunları fark edebilmesi,  Allah’ı tanıma, bilme, inanma ve O’nu sevmesi yolunda güçlü bir adımdır  (Selçuk, s.109).
 
 9-12 Yaş grubu çocuklarda Allah tasavvuru
 Çocukta Allah kavramının şekillenmesinde birinci faktör yaş ise, ikinci  faktör de aile fertlerinin veya yakınlarının İlâhî varlık karşısındaki  tutum ve davranışlarıdır.
 
 Yavuz’un, 9-12 yaş çocuklarında, dinî duygu ve düşünceyi tespit amacı  taşıyan bir araştırmasının konumuzla ilgili sonuçları özetle şöyledir:
 
 “Allah denince aklına neler geliyor? O’nu nasıl düşünüyorsun?” sorusuna  bu yaş grubundaki çocukların vermiş oldukları cevaplarda “Allah’ın her  yerde olduğu” tasavvuru yüzdelik oranı itibarı ile ilk sırada yer  almıştır. Bu, oldukça önemlidir. Çocukların bu soruya verdikleri  cevaplar altı ana grupta şu şekildedir:
 
 1. Allah, ilâhî bir varlık olarak tasavvur edilmektedir.
 
 2. Allah, her şeyin yaratıcısıdır.
 
 3. Allah, hayat veren, yardım eden, istekleri karşılayan, koruyan ve gözetendir.
 
 4. Allah, gören, duyan, her şeyi bilen, güçlü ve dilediğini yapandır.
 
 5. Allah, kişilerin ve toplumların hayatlarını düzenleyendir.
 
 6. Allah, esirgeyen, bağışlayan ve affedendir (Yavuz, s.166-168).
 
 
 
 Sonuç
 Çocuklarımıza, “Allah’a inanma, O’nu kâinatı, anne ve babaları,  arkadaşları, yeri, göğü, çiçekleri, güneşi, ayı yaratan, bütün canlıları  besleyen İlâhî Varlık olarak tanıtma ve sevdirme, her an O’nunla  beraber olma duygusu ve O’na karşı şükür hissi” kazandırılmalı ve bunun  insan şahsiyetinin oluşup gelişmesindeki, ayrıca onu korumadaki rolü,  mevzu üzerinde ehemmiyetli bir şekilde durularak anlatılmalıdır. Şöyle  ki: Allah’ı tanımanın, O’na inanıp bağlanmanın ve sürekli O’nu hatırda  tutmanın, insaniyetin temeli ve her türlü ahlâkî düşüşlerin önüne  geçebilecek bir güç olduğu çocuğa fark ettirilmeye çalışılabilir. “Her  nerede olursanız olun, O sizinle beraberdir” (57:4) âyet-i kerimesinin  hayatlarındaki önemine de dikkat çekilebilir. Hayatın problemleri  karşısında Kur’an-ı Kerim’in getirdiği çözüm yollarından haberdar  edilerek, dengeli bir tavrın, yani orta yolda olmanın ne demek olduğu  çocuklara öğretilebilir. Hayattaki iniş ve çıkışlarda, Allah’a inanmanın  değeri hakkında bilgi verilebilir ve imanlarının aksiyon hâline  gelebilmesinin örnekleri sunulabilir.
   
				__________________@@@EY NEFSİM SEN DE BİR GÜN ÖLECEKSİN@@@
 |