Dindarlık çıtanız ne kadar?
Namaz kılmayan,
faiz yiyen, batılılar gibi yaşam tarzını
ailesine izin veren bir insan soruyor, Hocam!
Domuz eti haram olduğu için yemiyorum. Bir içki-bira büfesi
çalıştıran bir başka insan Kandil gecesinde büfesini kapatarak şu notu asıyor:
Kandil Gecesi dolayısıyla kapalıyız. Bülent Ersoy bile ezan okuyor, Tatlıses bile ezan okumakta ve ilahi söylemektedir. Kılıçdaroğlu artık sık sık Allah demeyi öğrendi.
Tamam
bu duygularda güzel
maşallah umulur ki daha iyi adımlar atılır,
ancak bu insanlar bu amelleriyle kendilerini en dindar insan olarak tanımlıyor.
Bu vitrinsel dindarlık modeli acaba Allah'ın ve Rasülünün istediği müslümanlıkla bağdaşıyor mu?
Eğer bu kimseler;
Medine'de her saat kuran okuyan, dua eden, ağlayan,
gece Kabe'de teheccüde kalkan, Hafızlık ederken nafileyi kaçırmayan bir ilim talebesini-abidi görse dindarlık çıtalarını tartarlar mı? Acaba daha yükseklere çıkartmayı düşünürler mi?
O halde
dindarlık çıtanız
muhitinize, dostlarınıza, bakışlarınıza göre inmekte ve yükselmektedir. Siz dindar yaşamayı değil müslümanlığın hakkını vermeyi düşünün..
Ubeydullah Arslan