Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03 Temmuz 2012, 12:06   Mesaj No:3

Yitiksevda

Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Nur 31 ayeti kelime kelime açıklaması

Başörtüsü hususunda ilk söylemlere baktığımızda karşımıza Bahriye Üçok gibiler çıkmakta ve Ayetin nüzul sebebini göz önüne alarak bu asra hitap etmediği vurgusunu yapmaktadırlar. Kur’an tarihsel olaylardan bahseder ama kendisi belli bir tarihe bağlı değildir, Geçmiş olayları tekrar eder ama geçmişten ibret alınmasını esas kılar.İslam geçmişte benzerine rastlanmayacak bir üstünlük ile kadın ve erkeği hakk ettiği seviyeye ulaştırmak için emir ve yasaklar ile hayat düzenini hem dünyevi hemde uhrevi olarak düzenlemiştir.

Batıperestler, sözde kadını savunma adına İslam’ı eleştirmek istediklerinde kadının hürriyetinin kısıtlandığını ima etme adına, Kur’an ile belirlenmiş olan toplum ve aile düzeni ilkelerini cahiliye adetleri yaygarası ile açılıp saçılmayı, haram ve helal emirlerini yok saymayı kadın ve erkek hakkında açık olan hükümleri görmeyerek, Erkeği üstün gösterme yanlısı yalanlar ile kadını etkilemeye çalışmışlardır.

Ama hakikat ortadadır; İslam kadının lehine, erkeğin aleyhine bir hüküm koymamıştır.Erkeğin lehine ve Kadını aleyhine olacak bir hüküm de koymamıştır. İslam ne kadın ne erkek tarafını tutar. İslam’ın temel öğretileri kadın ve erkeğin ellerinde yetişecek olan evlatların saadetini gözetme suretiyle, bütünü ile İnsanlık ailesinin huzur refah ve mutluluğunu nazara almıştır.

Kur’an’i kerim’de Erkeklere ve Kadınlara haramlardan sakınma hususunda emirler her zaman bir birini tamamlayacak tarzda gelmilştir.Erkeğin şehevi duygularına hitap edecek bakış ve duygular nasıl Haram kılınmış ise Kadına’da aynı emirler ile hitap edilmiştir.Kur’an’a baktığımızda Öncelikle bakışı ele alarak sonrasında iffeti dile getirmiştir.Çünkü bakış olmadan şehevi duyguların uyanması oluşmaz,bakışlar sayesinde insanlar şehvete meyl eder.

Ziyneti iki şekilde ele alabilir biri yaradılış itibari ile olan ziynet zaten vücudun tamamıdır,İkincisi ise sonradan kazanılan süs eşyaları olarak nitelendirilebilir.Kadının görünen yerleri elbette el ve yüzdür bunun dışında kadının,bilek,gerdan ,kol,gibi kısımları ziynetleridir.

Kur’an’i kerim’de kesin emri ile vücudunun görünen kısımları dışında kalanını helal kılınan kimse dışındakilere göstermesi Haram kılınmıştır.Ziyneti süs eşyaları olarak ilk etapta ele alalım,Vücudu kesin emirle belirlenmiş ilkeler haricinde göstermek Haram kılınmıştır.Süs olarak bilezik,küpe, vb eşyaların haram kılınmasını gerekli kılacak olan yine insan vücududur yoksa süsler haram kılınması olsa idi o zaman vitrinlerde duranın da haram olması gerekir idi.Demek süsü haram kılan takılan ve teşhir edilen vücuttur.

Bir kadının vücudu nasıl çıplak olunca şehevi yöne celbediyorsa,bakışa göre takılan süslerde o yönde insanları şehevi arzulara yöneltir.Erkeğin kadına bakışı nasıl haram ise kadının da erkeğe bakışı haram kılınmıştır.

Örneğin : Başörtüsü takmış bir bayanın o taktığı örtü allu-pullu dikkatleri celb ettiği an başörtüsü olmaktan ziyade gösteriş malzemesi olur.Ziynet olarak ister süs eşyası ister vücud azalarından her hangi birisi insanları şehvete yöneltiyorsa fitnedir.Yasaklanmayanlara gelince İnsanlar sosyal bir varlık olarak ailevi bir düzen içerisinde yaşamaya muhtaçtırlar,zaruret teşkil ettiğinden ötürü akraba bağlarında bu tür fitnelere sebebiyet verecek tavır ve davranışlar sosyal bağlardan ötürü çok nadir bir düzeyde görülmektedir.

Örneğin : Elimi duavara vurdum-bıraktım sözcüğünde esas olan duvardır yani eğer duvar işin içinde olmazsa eli nereye vurmuş ve bırakmış olacak.İşte bunun gibi Baş işin içinde olmazsa o zaman Örtüye ne gerek kalmazdı bu ayeti kerimede örtünme ile alakalı olan Baştır…

Kadının süs ve güzelliklerini örtmesi,onları serserilerden,hayvani duygulara bulaşmış kişilerden, bakışları ile taciz edenlerden,bir çok tehlikeden,şehevi duyguların esiri olmuş kişiliklerden, temiz fıtratlarını korumuya çalışan genç kızların yollarına döşenen her tür tuzak ve hilelerden korumakta ve geleceğe adım atma adına evlilikte iffet ve hayasını yansıtmaktadır.Şeytani durumlardan koruyacak olan örtünme ve giyim Kur’an’i bir emir ve ahlaki bir yaşam sürecinin diğer emir ve yasaklar ile garantisidir.


Günümüz dünyasında kadın ve erkeğin sapmasına neden olan sebeplerin başında namahreme bakma heva ve hevesler peşinde insanların malına namusuna göz dikme, sinir hastalıklarının çoğalmasında dahi şehevi arzu ve isteklere mahkum olma, aşk peşinde koşma, düşünce yapısının dağınıklığı, hüzün ve endişeler dahi aşk ve şehevi duyguların esiri olmaktan kaynaklanmaktadır.

İmam Ali, İmam Hasan’a hitaben ve gerçekte bütün insanlara hitaben bütün insanları muhatap alarak şöyle buyurmuşlardır:

“Kadınların (yabancılarla muaşeret etmelerini önlemekle gözlerini (namahreme) kapat. Zira hicap hem senin, hem de bütün namahrem kadınlar için daha iyidir. Onların evden çıkmaları, güvenilmeyen kimseleri eve sokmandan daha kötü değildir. Onların senden başka bir erkeği tanımamalarını başarabilirsen öyle yap. Bu programı hayata geçir.”
(Biharul Envar, c. 77, s. 214)

Hz Aişe, Ensar kadınlarını devamlı olarak şöyle övüyordu:
Ensar kadınları Var olsunlar. Nur süresinin ayetleri indiğinde, onlardan birinin bile eskiden olduğu gibi dışarı çıktığı görülmedi. Başlarını siyah başörtüleriyle öyle kapatıyorlardı ki sanki başlarına karga konmuş.
Zemahşeri Keşşaf tefsiri Nur suresi 31. ayeti tefsirinden


Kur’an’ın bu evrensel gerçeğini göremeyen pek çok insan ise kendilerince din ahlakından uzaklaştıkları takdirde daha rahat yaşayacaklarını, ahlaki değerlere önem vermedikleri zaman özgür olacaklarını düşünürler. Ya da din ahlakının yaşamlarını zorlaştıracak birtakım kısıtlamalar getireceğini zannederler. Halbuki bütün bunlar insanların düştükleri çok büyük yanılgılar ve şeytanın aldatmacalarıdır. Çünkü Allah'ın buyurduğu din ahlakını yaşamak son derece kolaydır. Asıl zor olan, Allah'ın bildirdiği sınırları tanımayan insanlardan oluşan bir toplumda yaşamaktır. Böyle bir yaşantı son derece kötü sonuçları da beraberinde getirir.


«Eğer bir kadın yahudi kanunlarına karşı hareket etseydi: Örneğin, başına bir şey örtmeden halk arasında yürüseydi, caddelerde ip örseydi, herhangi bir yabancı erkekle konuşsaydı veya yüksek sesle konuşsaydı ve bunun gibi hallerde, erkek mehir ödemeden kadını boşayabilirdi.»

Will Dourant «Medeniyet Tarihi» (farsça tercümesi) 12. Cilt 30. sayfa'da Yahudi Kavmi ve Taimud kanunu»


«Zerdüşt devrinde kadınlar yüksek bir makama sahipti, tam bir serbestlik içinde ve yüzü açık olarak halk arasında, dolaşırlardı...»

Will Dourant «Medeniyet Tarihi» adlı eserinin T. Cilt 552. sayfasında

Kur'an-ı Kerim, kadının toplum ve ailede ki onur ,itibar,iffetini sağlayan ilkelere değinerek müslüman kadınları hakk ettikleri makamına uygun örtünmeye davet ediyor. Onların, iffet ve hicab örtüsüyle kendilerini örtmeleri zevk düşkünlerinin,bakışları ile rahatsız edenlerin,kendilerini rahatsız etmelerine ve sarkıntılık yapmalarına engel olur.Bunun karşısında adeta piyasaya sunarcasına al benili kendini süsleyen, sürdükleri kokular ile insanların dikkatini çekenler, boya ve badana ile güzelliğini herkese göstererek, dikkatleri üzerinde toplayan kadınlar, bu tavır ve davranışları ile kendi değerini düşürmüş, kendini alçaltmış İslam’ın kendisini yüceltmiş olduğu merteben indirmiştir.

"Cazibe ve güzelliklerini " cümlesinin hemen ardından "Başörtülerini Yakalarının üzerine salsınlar" emri mantık bağından zorunlu olarak, kadın vücudunun (Ayete göre boyun, gerdan ve göğsü) ziynet, yani süs ve avret olduğu sonucu çıkmaktadır. Bir önceki ayette erkeklere, sadece gözlerini harama bakmaktan ve cinsel organlarını meşru olmayan ilişkiden korumalarını emrederken, bu ayette kadına ilave hükümler getirmektedir.

1:Kadınlar da gözlerini harama dikmekten koruyacaktır.
2: Cinsel organları koruma bakımından da erkeklere verilen emir, onlar için de geçerlidir.
3:"Örfen’’ Görünmesinde sakınca olmayan yerleri dışında.” Örfen kelimesi Geleneklerden gelme bazında kullanılmamıştır bizzat yörelere göre giyinme ve örtünmeye değinmek içindir
4: "Başörtülerini, yakalarının üzerine salsınlar.”


“El-HUMUR” kelimesi, "başörtüleri" anlamına gelmektedir. “el- CÜYUB” da "gömleğin göğüs yırtmacı" anlamına gelen el-ceyb kelimesinin çoğuludur. O zaman bu cümle, "başörtülerini yakalarının, omuzlarının üstüne kadar indirmeleri" emredilmiş olmaktadır. Bu durum kültürden kültüre değişebilir. Eğer bedenin boğaza kadar giyilen elbisesi boğazı örtüyorsa başörtüsünün göğüslere inmesi şart olmayabilir. Çünkü göğüsler ve boğaz kapanmıştır. Cahiliye döneminde kadın, bugün modern Cahiliye döneminde olduğu gibi, erkeklerin yanından göğsü, gerdanı ve kolları açık olarak geçerdi. Çok zaman da erkekleri baştan çıkarmak için, bedenin güzel yerlerini ve saç örgülerini gösterirdi. Başörtülerini arkalarına salıverirler, göğüsleri açık ve çıplak kalırdı. Dolayısıyla mümin kadınlara, başörtülerini önlerinden sarkıtmaları emredildi ki göğüslerini de kapasınlar ve kötülerin kötülüğünü kendilerinden uzaklaştırsınlar. Allah'ın, açılmasını haram kıldığı gizli ziynetlerini kocalarından başka kimseye göstermesinler.

Z-y-n

Gerçek süs, hem dünyada hem ahirette insanı hiçbir durumda kusurlu yapmayan şeydir. Ama insanı bir açıdan süsleyip, başka açıdan süslemeyen şey ise, bir bakıma kusurdur. Kısaca ziynet üç kısma ayrılır:
1. Nefsi ziynet: İlim ve güzel inançlar gibi.
2. Bedeni ziynet: Güç ve uzun boyluluk ve vücudun tamamı
3. Harici ziynet: Mal, makam, süs eşyaları gerdanlık, küpe, bilezik vb

İffet ve Şeref :
Bakmanın hükmünü, sınır ve hududunu açıkladıktan sonra ayet-i kerime avreti koruma ve iffetli olama konusuna değinmiştir:

"Müslüman erkek ve kadınlar, avretlerini korusunlar."

Avreti korumak, ister hadislerde geldiği gibi başkalarının görmesinden korumak anlamında olsun veya ister geniş bir manada sınırı aşmamak ve her türlü günahtan korunmak anlamında olsun, erkek ve kadınlara yöneltilen ortak bir hükümdür ve karı koca dışında bir istisnası yoktur. Şöyle ki, Müslüman erkek ve kadına, avretini diğer erkek ve kadınların görmesinden korumaları farzdır. Kadının avretini erkeklerden koruması farz olduğu gibi diğer kadınlardan da koruması farzdır; erkek hakkında da aynı hüküm geçerlidir. Yani, aynı ve ayrı cinsin bu açıdan bir farkı yoktur. Kadın ve erkeğe avretini diğerlerinin görmesinden koruması farz olduğu gibi diğerlerinin de aynı veya karşı cinsten olan bir insanın avretine bakması haram ve yasaktır.

Dikkat edilmesi gereken husus şu ki, iffet sınırını korumak insanın temizlik, iffet ve takvasının ve onun hayvanlara olan üstünlüğünün belirtisidir. Bu hususu açıklayan ayette geçen "zalike ezka lehum" cümlesidir. Evet, günahın rezalet ve pisliğinden, cinsel sapıklıklardan ve ahlaki çöküşten emniyette olmak isteyen bir toplum, erkek ve kadın arasında bir perde olmasını bilmelidir.

Buraya kadar, zikredilen hükümlerde (bakmaktan kaçınmak ve avreti örtmek) erkek ve kadın müşterektirler.Şimdi konusu olacak olan mevzu yani örtünme ahkamı sadece kadınlara mahsustur.

Örtünme Mevzusu:(vel yadribne bi humurihinne ala cüyubihinne...) ayeti kerimesinin açıkça beyanına göre Müslüman kadınların, başörtüleri ile baş, boğaz, göğüs ve diğer süs yerlerini yabancı bakışlardan korumaları farzdır. Şimdi ayeti kerimenin mealinin daha da aydınlığa kavuşması için bazı nokta ve kelimelerini izah edelim:

Lüğatçıların çoğunluğuna göre "Khumur", "Khimar"ın çoğulu olup eşarp ve başörtüsünden ibarettir.

"Khimar" kadının, başını örttüğü başörtüsüdür. Ve bir şeyi örten örtüye de "Khimar" denmektedir. Dolayısıyla ayetin meali şöyle olur: " Başörtülerini Yakalarının üzerine salsınlar." (Ekrabul Mevarid)

"Khimar" kadının yüzüne sarkıttığı örtüdür. Ve Cubbaî'ye göre, kadınların başörtülerine denmektedir.
(Tefsir’i Tibyan, c.7, s.43.)

Bir şeyi örten her şeye Khimar denilmektedir. Kadının "Khimar’ı, başını örttüğü örtüdür.
(Mu'cemül Vasit)

Her halükarda, ayetten anlaşılan anlam şudur: Müslüman kadınlar yabancı gözlerden gizli kalmak için başörtülerini boyun, yaka ve göğüslerine salmalıdırlar. İslam fakihleri demişler ki: "Bu ayetten, kadının yüzünü örtmesinin farz olduğu anlaşılmamaktadır. Çünkü ondan söz edilmemiştir. Ayette sadece baş ve yakayı örtmekden söz edilmiştir."
(Ahkam’ul Kur'an, Mukaddes’i Erdebili, s.544.)


Bu kısmın meali şöyle:
"Kadınlar kendiliğinden görünen, açığa çıkandan başka ziynetlerini göstermesinler"
(Ahkam’ul Kur'an, s.544)

Toplumlarda kadının normalde açık bıraktığı kısım yüz ve elleridir ki, genelde hayat koşulları, tanışma, hukuki meseleler, toplumsal çalışma ve faaliyetler gereği örtülmez. Hadislerde yer aldığı, fakih ve müfessirlerin de söylediği gibi kendiliğinden görünen ziynetten maksat, kendiliğinden görünen ziynet yerleridir; yoksa ziynet kendi başına bahis konusu değildir.
(Ahkam’ul Kur'an, s.544.)
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla