Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01 Eylül 2012, 16:58   Mesaj No:2

Medineweb

Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:6
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:339
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Standart Cevap: Yaz Kur'an Kursları Öğretim Programı

BÖLÜM I
GİRİŞ
GEREKÇE
Kur’an-ı Kerim, Allah’ın insanlığa gönderdiği son ilahi kitaptır ve Müslümanlar için mukaddestir. Müslümanların inanç, ibadet ve
davranışlarında olduğu gibi gündelik yaşantılarında da Kuran-ı Kerim’in özel bir yeri vardır. Müslümanlar, işlerine başlarken “Besmele” çekmeyi,
işlerini tamamlayınca da “Elhamdülillah” demeyi; herhangi bir nimete kavuşunca şükretmeyi, ölüm ve benzeri hadiselerle karşılaşınca “Biz
Allah’tan geldik, Allah’a döneceğiz” mealindeki ayeti okuyarak sabretmeyi ve teselli bulmayı inançlarının gereği kabul ederler. Bunun gibi her
Müslüman günlük ibadetlerinin dışında yola çıkarken, cenazede, kabir ziyaretinde veya herhangi bir anda Kur’an okur, okutur ve dinler. Kur’an’ın
tecvit üzerine güzel bir sesle ve doğru okunması da Müslümanlar için çok önemlidir. Bir Müslüman’ın Kur’an-ı Kerim’i usulüne uygun olarak
okuyabilmesi, Kur’an’dan bir kısım sure veya ayetleri namaz esnasında okumak için ezberlemesi gereklidir. Bütün bunlara ilaveten bir
Müslüman’ın Kur’an’ın nelerden bahsettiği hakkında bilgi sahibi olmak gibi bir yükümlülüğü de vardır.
Kur’an’ı usulüyle okumak, ezberlemek ve anlamaya çalışmak, Hz. Peygamber devrinden bu yana Müslüman toplumlarda hayatî bir önem
arz etmiştir. Şüphesiz bunda Kur’an’ın bizzat yönlendirmeleri kadar, Hz. Peygamber’in Kur’an’ın öğrenilmesi, öğretilmesi, anlaşılması, okunması
ve mesajının iyi kavranarak hayata geçirilmesi yönündeki emir ve tavsiyeleri de rol oynamıştır. Nitekim her Müslüman toplum gibi, Türkler de bin
yılı aşkın bir süreden beri Kur’an eğitim ve öğretimine büyük önem vermişlerdir. Kur’an eğitimi ayrıca dinî eğitimin mihverini oluşturduğu için,
din eğitimi veren kurumların öğretim programlarında önemli ve öncelikli bir yere sahip olmuştur; hatta “Daru’l-Kurra” adı verilen müstakil eğitim
kurumları oluşturulmuştur.
Kur'an-ı Kerim’in dili, Arapça’dır. Bu yüzden Kur'an-ı Kerim’in doğru bir biçimde okunabilmesi Arap alfabesinin öğrenilmesini gerektirir.
Kur'an-ı Kerim'in, tarihsel süreç içinde diğer Arapça metinlerden farklı olarak kendine özgü bir okunma biçiminin oluştuğu bilinmektedir. Türkler
de ilk dönemlerden beri Kur'an-ı Kerim’i, Arapça’nın fonetik yapısı ve tecvit kuralları çerçevesinde ortaya çıkan bu kendine özgü okunuş biçimine
bağlı kalarak okuya gelmişlerdir.
Cumhuriyet döneminde Kur’an eğitim-öğretiminin verildiği yerlerin başında Kur’an Kursları gelmektedir. Toplumu din konusunda
aydınlatmakla yükümlü olan Diyanet İşleri Başkanlığı, din eğitimi faaliyetlerini öncelikle camiler ve Kur’an Kursları aracılığıyla yürütmektedir.
Kur’an Kursları, yaygın din eğitimi kurumlarıdır. Başlıca üç tip Kur’an kursundan söz edilebilir:
¾ Ağırlıklı olarak ilköğretimi bitiren öğrencilere yüzünden Kur’an okuma usullerinin öğretildiği Kur’an Kursları,
¾ Yukarıdaki kursu başarıyla tamamlayan ve Kur’an’ı baştan sona ezberlemek isteyen öğrencilere Hafızlık eğitimi veren Kur’an Kursları,
¾ İlköğretim 5. sınıfı tamamlayan öğrencilere tatil döneminde Kur’an okumayı öğreten ve temel dini bilgiler veren Yaz Kur’an Kursları

Yaz Kursları, örgün eğitim sürecinde bulunan gençlerin dinin temel bilgilerini öğrendikleri önemli eğitim-öğretim merkezleridir. Bu kurslar
vasıtasıyla öğretim süreci içinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri ile genel dini bilgiler kazanan gençler, kendi dinleri olan İslam’ın temel
inanç prensipleri, uygulanması gereken ibadetler ve toplumsal hayatın içinde dinle iç içe geçmiş olan ahlakî prensipler hakkında bilgi sahibi
olmaktadır; dini yükümlülüklerini yerine getirebilmek için gerekli dua ve sureleri ezberlemekte, Hz.Muhammed’in örnek hayatından davranış
modelleri çıkarmaktadırlar. Ayrıca bu kurslara katılanlar özellikle ve ağırlıklı olarak Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okumayı öğrenmekte, onu
mealiyle birlikte okuma alışkanlığı kazanmaktadırlar.
Bu kurslar, din eğitimi çevresinin önemli bileşenlerinden olan Cami ile yetişmekte olan neslin ilişkisinde önemli roller üstlenmektedir.
Gençlerin hayatlarını anlamlandırma süreçlerinde karşılaştıkları sorunların çözümünde kendilerine destek sağlayacak bilişsel, duyuşsal ve psikomotor davranışlar kazanmalarına önemli katkılar sağlamaktadır.
Yaz Kur’an Kursları, ayrıca millî birlik ve beraberliği perçinleyen, sevgi, saygı ve dostluk bağlarını güçlendiren, vatan, millet, bayrak,
şehitlik ve gazilik gibi millî değerleri özümseten; bir arada yaşama ve sorumluluk bilincini geliştiren bir perspektifi de hedef kitlesine
kazandırmaktadır.
Bilim ve teknolojideki gelişmeler, eğitim ortamlarının ve öğreticilerin bu ortamlardaki rollerinin değişmesi ve çeşitlenmesi, günümüz
insanının din konusundaki ilgi ve ihtiyaçlarının giriftleşmesi, öğrenenlerin sağlıklı din bilgilerini edinebileceği yetkin kaynak arayışı, "hayat boyu
öğrenme" ve "öğrenmeyi öğrenme" gibi evrensel yaklaşımlar, Yaz Kur’an Kursları’nda şimdiye kadar yarı informal düzeyde gerçekleştirilen din
eğitimi etkinliklerinin, çağdaş program geliştirme yaklaşımlarını temel alan bir düzleme kavuşturulmasını zorunlu kılmaktadır. Bu çerçevede Yaz
Kur’an Kursları’nın düzenlenme zaman ve yerleri; kurslara devam eden öğrenenlerin bilgi düzeylerinin farklılıkları ve bu kurslardan beklentileri;
öğreticilerin yetiştirilmesi ve denetimi; öğrenenlerin devamı ve takibi; öğretim programının mahalli ihtiyaçlara göre esnek-çerçeve bir öğretim
programı olmasının gerekliliği gibi hususlar, bu kursların, yeniden ele alınmasını gerekli kılmaktadır.
Eğitim Bilimi, Halk Eğitimi, İletişim Bilimi ve Yaygın Din Eğitimi Bilimi’ndeki gelişme ve yaklaşımlar göz önünde bulundurulduğunda,
Yaz Kur’an Kursları’nın revizyonu adı geçen Kursların “Kur” esasına uygun olarak düzenlenmesi ile sağlanabileceği ortaya çıkar. Kur, belli
amaçlara ulaşmak üzere kendi içerisinde belli bir bütünlüğü olan, fakat ulaşılmak istenilen ana hedeften de ayrı düşünülmeyen öğrenme
birimlerinden oluşan yapıya denir. Kur sisteminin, özellikle öğrenenlerin, öğrenme alanlarındaki bilgi ve beceri düzeyleri dikkate alınarak
yapılandırılması esastır. Öğrenenlerin, böyle bir yapılandırılmada, daha önce elde ettikleri bilgi ve becerileri tekrarlamalarının önüne geçerek
öğrenme sürecinde vakit kaybını önlenmiş olur. Belli bir konudaki öğrenme alanları, kur esasına göre yapılandırıldığında, öğrenen bütünün bir
parçasını tamamladığında, başka bir parçasını elde eder. Burada elde ettiği bilgi ve beceriyi kaybetmediği sürece başka bir mekan ve zamanda
programın geri kalan kısmını tamamlama imkanına sahip olur. Kur sistemi, öğrenenlerin, bilgi ve becerilerine uygun olarak gruplara ayrılmalarına
imkan verir; Öğrenmede esneklik sağladığı gibi bireysel farklılıkların göz önünde bulundurulmasına da fırsat verir. Öğrenenlerin, çeşitli aktiviteler
için kendi zamanlarını planlayarak aynı zamanda bu kurslara devam edebilmelerini kolaylaştırır. Netice olarak, Yaz Kur’an Kursları’nda
hedeflenen amaçların gerçekleşmesi, uygulama ve öğrenme-öğretme sürecinde karşılaşılan problemlerin büyük ölçüde önüne geçilmesi, “Kur”
sistemiyle en üst seviyede sağlanır.

YAZ KUR’AN KURSLARI ÖĞRETİM PROGRAMINA TEMEL YAKLAŞIM
Yaz Kur’an Kursları, “Kur’an-ı Kerim’i ve mealini öğrenebilmeleri, dini bilgilerini geliştirebilmeleri amacıyla” Milli Eğitim Bakanlığı’nın
denetim ve gözetiminde en az ilköğretim 5. sınıfı bitirmiş olan öğrencilere yönelik olarak yaz aylarında camiler, Kur’an Kursları ve belirlenen diğer
mekanlarda açılan kurslardır. Bu kurslara kayıtlar, ilk ve ortaöğretim kurumlarının yıl sonu tatiline girdiği ilk hafta yapılır, ikinci haftadan itibaren
de öğretime başlanır. Yaz Kur’an Kursları’na ilköğretim 5. sınıfı tamamlayan öğrencilerden lise son sınıfa kadar tüm ilk ve ortaöğretim
kademelerinden öğrenciler yararlanır. Bu itibarla yaz kurslarına devam eden öğrenciler, çoğunlukla 12-18 yaş grubundan oluşmaktadır.
Öğrencilerin gelişim özellikleri ile birlikte Yaz Kur’an Kursları öğretim programı düzenlenirken aşağıdaki yaklaşımlar benimsenmiştir:
¾ Bugüne kadar Kur’an ve dinî bilgiler öğretimini mutad tarzda yürütmekte olan bu kurslar, ortaya çıkan değişmeler ve ihtiyaçlar
çerçevesinde öğrenenlerin bilgi ve becerilerine göre ayrıştırılmalarını esas alan “Kur” sistemine göre yapılandırılmıştır. Program 3 kur
halinde düzenlenir ve yürütülür. Her kur 3 haftalık bir eğitimden oluşmaktadır.
¾ Bu kurslarda gerçekleştirilecek eğitim, “Kur’an’ı Yüzünden Okuma Becerisini Kazandırma” ile “Temel İslam Bilgileri”ni
kapsamaktadır.
¾ Yaz Kur’an Kursları’nın “Temel İslam Bilgileri Eğitimi” verilen yaygın din eğitimi kurumları olduğu göz önünde bulundurularak
öğretim programında hedef-öğrenen-konu üçlüsünü birlikte değerlendiren bir eğitim anlayışı esas alınmıştır.
¾ Eğitim programının öğrenme alanları, Kur’an, İtikat, İbadet, Ahlak ve Siyer’i kapsamaktadır.
¾ Her kurda söz konusu öğrenme alanları ile ilgili belli düzeyde bilgi ve becerilerin kazandırılması amaçlanmıştır.
¾ Eğitim programı, çerçeve esnek program anlayışına dayalı olarak hazırlanmıştır. Bu çerçevede öğreticiler, öğrenenlerin ilgi ve ihtiyaçları
çerçevesinde muhtevanın sınırlarını belirleyebilecekler ve gerekli gördükleri konuları öğretime dahil edebilecekleri gibi, öncelikle
işlenmesi gereken konuları öne alabilecek veya ileriki haftalara aktarabileceklerdir.
ÖĞRENME-ÖĞRETME SÜRECİNDE UYULMASI GEREKEN İLKELER
1. Eğitim-öğretim süreci boyunca Anayasanın laiklik ilkesi daima göz önünde bulundurulacak, din, vicdan, düşünce ve ifade özgürlüğü
ile çelişen etkinliklere yer verilmeyecektir.
2. Öğretim programı aracılığıyla öğrenenlere kazandırılmak istenen temel bilgi ve beceriler, öğrenenin gerçek yaşamdaki ihtiyaçlarıyla
örtüşmelidir.
3. Konular, öğrenenlerin genel kültürleri ve pedagojik gelişimleri göz önünde bulundurulmak suretiyle, sevgi-ilgi-bilgi dengesi gözeten
bir yaklaşımla işlenecektir.

4. Öğrenenlerle birlikte kullanılacak ders araç ve gereçleri mutlaka Diyanet İşleri Başkanlığı’nca hazırlanmış veya kullanımına
Başkanlıkça izin verilmiş (Dinimi Öğreniyorum, Peygamberimi Öğreniyorum, Kitabımı Öğreniyorum, Kur’an Okumaya Giriş, Kur'an-
ı Kerim Meali, İlmihal ve Dini Terimler Sözlüğü, ses ve görüntü kasetleri vb.) kaynaklardan yararlanılarak, onların yaşanan dini hayatı
görüp algılamalarına imkan verenlerinden seçilecektir.
5. Öğrenenlerin öğretim ortamı dışından getirdiği yanlış ve eksik dini bilgi ve anlayışlar, pedagojik bir yaklaşımla ele alınarak
düzeltilecektir.
6. Konuların işlenmesinde öğrenenin bilişsel ve duyuşsal özgeçmişi göz önünde bulundurularak, örnekler günlük hayattan seçilerek
verilecektir.
7. Konular, mutlaka ilgili ayet ve hadis mealleriyle desteklenecek, okuma parçaları ve hikayelerle açık ve anlaşılır hale getirilecektir.
8. Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okuma öğretiminde harf ve kelimelerin doğru telaffuzuna özen gösterilecek, ancak mahreç üzerinde
öğrenenlere bıkkınlık verecek şekilde ısrar edilmeyecektir.
9. Kur’an öğretiminde, Türkçe mealinden okuma alışkanlığının kazandırılması üzerinde önemle durulacak, Kur’an’ı Arapça metninden
okumanın değeri yanında Türkçe mealinden okumanın da önemi vurgulanacaktır.
10. Kur’an öğretiminde yer alan örnekler, mümkün olduğunca ezberlenecek sure ve dualarda yer alan kelimelerden seçilecektir.
11. Üçüncü Kur’da Kur’an’ı yüzünden okuma konusunda bir sınırlama söz konusu değildir. Öğrenenler, dilerlerse yüzünden okuma
hızlarına göre Kur’an’ın baştan sona okunmasını gerçekleştirebilecektir.
12. Kur sisteminde 3. kur nihai öğrenme birimi niteliği taşımamaktadır. Bu anlamda 3. kuru başarı ile tamamlayan öğrenciler, daha sonraki
dönemlerde 3. kura yeniden kayıt yaptırarak Kur’an’ı Kerim’in hatmine devam ederken öğreticinin belirleyeceği sure ezberlerini de
gerçekleştirebilecektir.
13. Kur’an’ı Kerim’in yüzünden okutulması sırasında öğrencilerin ibadetlere katılım ihtiyacı göz önünde bulundurularak namazlarını
kılabilecek kadar sure ve duanın öğretilmesine çalışılacaktır. Bu sure ve duaların öğretilmesi öğretici tarafından dinleyerek
gerçekleştirilecektir.
14. Dinin, millî kültürü oluşturan önemli unsurlardan biri olduğu gerçeği göz önünde bulundurulacaktır.
15. İnanç-davranış ilişkisinin önemi üzerinde durulacaktır.
16. Peygamberlik ve peygamberlere iman konuları işlenirken, Peygamberlerin sıfatları da öğretime dahil edilecektir.
17. Teorikle uygulama arasındaki ilişki mümkün olduğunca dikkate alınacaktır.
18. Öğrenenlerin kurs süresince cemaatle ibadet ve benzeri dini kültürel etkinliklere katılımı mümkün olduğunca teşvik edilecektir


19. Öğrenenlerin iyi birer vatandaş olabilmeleri ve sosyalleşebilmeleri için dinî ahlakî bilgi ile sağduyulu duygu ve davranışlar özendirilip,
ödüllendirilecektir.
20. İbadetlerin, Allah'a karşı sevgi, saygı ve şükran duygularının ifadesi olmasının yanında, kişinin sağlığına, toplum fertlerinin birbirine
sevgi ve saygı ile bağlanmalarına, yardımlaşmalarına, dayanışmalarına imkan veren; fert ve toplum ilişkilerinin iyi ve düzenli bir
şekilde yürütülmesine yarayan, insanı erdeme ve mutluluğa götüren kazanımları fark ettirilecektir.
21. Peygamberimiz Hz. Muhammed ile ilgili konular işlenirken, onun model kişiliği ile ilgili örnekler verilecektir.
22. Milli birlik ve beraberliği güçlendirici sevgi, saygı, kardeşlik, arkadaşlık, dostluk bağlarını pekiştirici; vatan, millet, bayrak, sancak,
şehitlik, gazilik gibi milli değerlerin ve kavramların, öğrenenler tarafından benimsenmesine özen gösterilecektir.
23. Milli birlik ve beraberliğe olumsuz etki eden dinle bağlantılı satanizm, ateizm, reenkarnasyon gibi düşünce akımları ve misyonerlik
etkinlikleri hakkında da gerekli bilgiler, yeri geldikçe verilecektir.
24. Eğitim-öğretim sürecinde bireysel öğretim, diğer öğrencilerin katılım isteğini zayıflattığından mümkün olduğunca her öğrencinin
katılımını sağlayacak düzenlemeler tercih edilecektir.
25. İtikat, ibadet ve Siyer öğretiminde mümkün olduğunca görsel-işitsel öğretim teknolojilerinden yararlanılmaya çalışılacak, imkanlar
yeterli olmadığı takdirde bazı konuların öğretimini destekleyen görsel materyallerin temini yönünde Müftülüklerce destek
sağlanacaktır.
26. Öğretici, ünitelerin açılımlarını işlerken derse ayrılan zaman ve öğrencilerin konuya hazır bulunuşluklarını göz önünde bulunduracak
ve gerekli görmediği ünite açılımlarına yer vermeyecektir.
Alıntı ile Cevapla