Konu Başlıkları: günün sohbeti
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 Eylül 2012, 16:51   Mesaj No:8

aslıı

Medineweb Sadık Üyesi
aslıı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:aslıı isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 15266
Üyelik T.: 13 Aralık 2011
Arkadaşları:18
Cinsiyet:
Yaş:30
Mesaj: 751
Konular: 119
Beğenildi:62
Beğendi:29
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: günün sohbeti

Mahmud Efendi Hz. k.s. sohbetinden alıntıdır..
Hazreti Hamzayı parça parça şehit ettiler ona ne oldu? Kazandı. Onu bu kötülüğü yapanlar kaybettiler. İnsanları aldatmak için bazıları yaldızlı ve aldatıcı nefsin hoşuna gidecek sözler sarf ed... erler. Bunlar Allah’ın izniyle oluyor.

Onların kötülük yapmalarına Mevla izin veriyor fakat m’minlerin de kötülüklerinden ve şerlerden korunmaları için Mevla tarafından büyük yardımlar, manevi ilaçlar vardır. Bu da islam dinidir.

Yukarıdaki ayet-i celilede geçen:”Rabbin dileseydi onu da yapamazlardı artık onları uydurdukları şeylerle başbaşa bırak” kavlinde hikmetler vardır.

Bir ana evladına kötülük diler mi? Dilemez. Himmeti, sana kötülük dokunmamasıdır. Ama onu becerir ya da beceremez. Mevla Teala bize anamızdan babamızdan daha merhametlidir. Her şeyin en iyisini bilir ve dilediğini yapmak onun kudret elindedir.

İnsan dünyayı, rütbeyi, siyaseti sevmemeli, derdi sadece Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. İnsan o zaman muvaffak olur. Buna dair bir misal irad edebiliriz.
Büyüklerden birisinin müridleri geldiler. Ona şeytanın vesvesesinden şikayetlendiler. O da onlara nasihat etti. Biraz sonra şeytan-ı lain geldi.”Şeyh efendi müridlerinden kurtulamıyorum. Bunlara bir şey söyle” dedi. Bunun üzerine şeyh efendi ”Ne yapıyorlar” diye sordu. O da:”Dünyayı elimden alıyorlar” dedi.

Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) İnsanları islam’a davet ederken kâfirlerin canı sıkılıp bundan hoşlanmadılar. Toplanıp dediler ki; Bunun maksadı nedir? Paramı dır? Gayesi bu ise aramızda para toplayalım ona verelim. Hepimizden çok parası olsun. Eğer arzusu evlenmek ise ona en güzel kızlarımızı verelim. Hepimizden çok karısı olsun. Eğer riyaset diliyorsa bizlere reis olsun. Peygamber Efendimiz’e gelip bu teklifi yaptılar.

Resulullah’da buyurdu; ”Ben bunların hiçbirini istemek için gönderilmedim. (La ilahe illallah) Kelime-i tevhidini kabul ettirip yerleştirmek için gönderildim.”

İşte ey cemaati müslimin! Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahu aleyhi ve Sellem) madem bizim peygamberimizdir ve biz ona ümmet olduk, ona uymamız ve onun gibi amel etmemiz lazımdır.

Biz dinimize sahip çıkarsak ne zararımız olur? Hiç….Eğer din sebebiyle Allah’tan bir şey kazanırsak başkalarına da hiçbir zararımız olmaz.Ne oldu?.. Efendimiz tek başına selamete çıktı, zafere ulaştı. Dünyaya karşı haris olmamalıyız. Sadece Allah’ın rızasını gözetmeliyiz. Ve hiçbir zaman da büyük konuşmamalıyız.

Dersimize gelelim şeytanlar daha niçin birbirlerine vahyediyor (sesleniyor) lar?

”Bir de o yaldızlı söze ahirete inanmayanların kalpleri meyletsin, ondan hoşlansınlar ve kazanmakta oldukları günahı onlarda kazansınlar diye öyle yaparlar (şeytanlar vesvese verirler).”

Bu ayet-i celilede işaret vardır ki bu belalar Allah-u Teala ya ulaşmak için bir nevi bineklerdir. Bunların en şiddetlisi de düşmanların gülmesidir.

Peygamberlerin rütbesi çok yüksek olduğu için kâfirlerin onlara olan düşmanlıkları da çok şiddetli olmuştur. O zatlar için bu belalarda terakkiler ve tecelliler vardır.

Arap müşrikleri zor işlerinin halli için kâhinlerden birinin hükmüne müracaat etmeyi adet edinmişlerdi. Bir gün toplanıp Peygamberimize geldiler ve:
“Biz Senin hak üzere olduğunu bilmiyoruz. Dilersen seninle yahudi âlimlerinden veya nasara piskoposlarından birine gidelim; o aramızda hakem olsun da hak üzere olup olmadığını onlara soralım. Onlar senin hakkında kitaplarında bir şey biliyorlarsa bize haber versinler!” dediler. Bunun üzerine Allah-u Teala müşriklere red olmak üzere bu ayet-i celileleri inzal buyurdu;

“Size mufassal kitap indirir dururken o Allah’ı bırakıp ta onun gayrı hakem mi arayayım? Kendilerine kitap verilen şu kimseler, o kitabın Rabbi tarafından hak ile indirildiğini bilip duruyorlar. Öyle olunca şüphe edenlerden olma!”

Bize başka hakem ne lazım Mevladan gayrı hakem olur mu? Kur’an-ı Kerim hakkı mültebis (giyinici, takınıcı) olduğu halde indirilmiştir. Nasıl biz onun hakemliğini bırakacağız da başkasını hakem tayin edeceğiz.

Mevla “Habibim! Sakın şüphe edicilerden olma!” buyurdu. Yani onların bu Kur’anın hak olduğunu bildiklerinde şüphe edici olma. Bundan sebeple de onlarda inandıklarına dair bir belirti yok. İnadlarına yapıyorlar. Yazıklar olsun. Aman Allah’ım sana sığındık.

“Rabbinin, kelimesi doğruluk ve adaletle tamam oldu. Onun kelimelerini tebdil eden yoktur. İşte o işitici ve bilicidir.”

“Rabbinin kelimesi tamam oldu.” cümlesinin manası, kıyamet kopuncaya kadar mükelleflerin ilmen ve amelen muhtaç oldukları şeyi beyanda kâfi olmakta nihayete ermiş (tamamlanmış) tır. Sıdk (doğru) ve adil olamsında da nihayete ermiştir. Haberlerini vermekte, vaadleri bildirmekte de…

Mesela Mevla’nın Zat-ı paki sübhaniyesinden, sıfatı subutiyesinden, sıfatı selbiyesinden haber vermesi gibi. Vaad (müjdeleyici haber), vaid (korkutucu haber) hakkında sevab ve ikab hakkında, haber vermek gibi. Geçmiş haberlerinin hallerini, gelecek gaybları da haber vermek gibi.

Hükümlerde adalet bakımından, mükelleflerle alaklı hükümler bakımından (namaz, oruç, hac sair gibi şer’i teklifler) her şeyi haber vermekte nihayet ermiştir. Yani Kur’an kâfidir. Başka bir şey istemez. Mevla’yı bildirmek bakımından, ileride bilinmeyen şeyleri haber vermek bakımından her şeye kâfidir.

sohbetler Kitabı
1.cilt 16.sohbet
__________________
‎''onlar sanıyorlar ki,
biz sussak mesele kalmayacak.
halbuki,biz sussak, tarih susmayacak..
tarih sussa, hakikat susmayacak........''
Alıntı ile Cevapla