Konu Başlıkları: Haftanın Misafiri NazlıTuran
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16 Ekim 2012, 13:11   Mesaj No:49

NazlıTuran

Medineweb Üyesi
NazlıTuran - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:NazlıTuran isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 17130
Üyelik T.: 06 Mart 2012
Arkadaşları:12
Cinsiyet:
Mesaj: 108
Konular: 9
Beğenildi:9
Beğendi:0
Takdirleri:35
Takdir Et:
Standart Cevap: Haftanın Misafiri NazlıTuran

Alıntı:
Yitiksevda Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Evvela şu soruyu sorayım İslam TEVHİD dini olduğu halde Niçin fırkalaşmalar olmuş Mezhepler oluşmuştur?

İslam dininin insanlığa bahşettiği fikir ve ifade hürriyeti Farklı düşüncelerin oluşum sürecinde nasıl bir etki göstermiştir?

Ehli Sünnet ve Ehli Bidat Söylemlerini dillendiren kesimlerin düşünce yapılarına bakıldığında birçok hususta aynı düşündükleri ve hareket ettikleri görülmektedir lakin siyasi taassubi ve benzeri bakış açıları nedeni ile herkes kendini hakk diğerini batıl olarak ifşaa etmeye başlamıştır Hakkı ve Batılı ayırd eden ana kaynak Kur'an ile hareket metodunu tarafsızca nasıl algılayabilir ve hayata aktarabiliriz?

Sorularım bu kadar Korkmayın Ufkunuza katkı sağlama amaçlı sorulardır Araştırmanızı sağlamak dar kalıplı düşünce ekseninden ziyade geniş düşünce yapısını inşaa etmek amaçlıdır Selametle kalın...
kardeşim soruların baya geniş kapsamlı olduğu için evvela ilk soruna cevap yazayım diğerlerini araştırmam lazım..
Mezhep meselesi bir taraftan İslam’da bir ayrılık unsuru gibi gösterilmeye çalışılırken, diğer taraftan bir takım demagojilerle saf zihinler bulandırılmak istenmektedir. Meselenin üzerine biraz eğildiğimiz zaman mezheplerin bir ihtiyaçtan doğduğu, hiç bir zaman ihtilaf unsuru olmadığı anlaşılacaktır.
İtikat ve amel diye iki kısımdan meydana gelen İslam dininde, mezhepler, ameli (pratikte yaşanan) kısımları konu edinir. Birden fazla mezhebin meydana gelmesi, nazari prensiplerin mezhep imamlarınca farklı anlaşılmasından ileri gelmiştir. (Mektubat, 449 )
Mesela Hz. Peygamber (asm.) efendimiz namaz kılarken mübarek alınlarına taş batar ve alınları kanar. Hz. Ayşe (r.a.) validemiz taşı Peygamber (asm.) efendimizin alnından alarak yere atarlar. Peygamber (asm.) efendimiz yeniden abdest alarak namazlarını kılarlar. Hanefi mezhebi imamı, İmam Azam Ebu Hanife hazretleri ile Şafii mezhebi imamı, İmam Şafii hazretleri abdesti bozan meseleleri ele alırken bu meseleyi değerlendirirler. İmam-ı Azam hazretleri, “Peygamber (asm.) efendimizin alnına batan taş kan çıkardığı için efendimiz abdest almıştır.” hükmüne varırken; Şafii hazretleri abdestin bozulmasını Hz. Ayşe (ra.) validemizin Peygamber (asm.) efendimizin alnına dokunmasına bağlamıştır. Böylece Hanefi mezhebinde az bir kan abdesti bozan sebeplerden biri olurken, Şafii mezhebinde kadının temasıyla abdestin bozulması kaide olarak benimsenmiştir. Görüldüğü gibi her iki hüküm de doğrudur ve haklı bir gerekçeye dayanmaktadır
Müslümanlara meydan okurcasına sorulan ve halen köşe bucak tekrarlanan bir soru vardır: “Hak bir olur; nasıl böyle dört mezhebin ayrı ayrı, bazan birbirine zıt hükümleri hak olabilir?”
Bu soruya Bediüzzaman Said Nursi hazretleri özetle şu cevabı verir: “Bir su, beş muhtelif mizaçlı hastalara göre beş hüküm alır. Önemli miktarda su kaybeden bir hastaya su içmesi vaciptir, şarttır. Yeni ameliyattan çıkmış bir hastaya zehir gibi zararlıdır. Tıbben ona haramdır. Diğer bir hastaya kısmen zararlıdır; su içmek ona tıbben mekruhtur. Diğer birisine zararsız menfaat verir, tıbben ona sünnettir. Diğer birisine de ne zarardır ne de menfaattır. Tıbben ona mübahtır afiyetle içsin... İşte burada hak taaddüt etti, birden fazla oldu. Beşi de haktır. “Su yalnız ilaçtır, yalnız vaciptir, başka hükmü yoktur.” denilebilir mi?
İşte bunun gibi İlahi hükümler mezheplere uyanlara göre değişir. Hem hak olarak değişir ve her biri de hak olur, maslahat olur.
inşallah konu anlaşılmıştır şahsen ben çok iyi anladım Allah razı olsun..
__________________
"tevazu, karşılaştığın her müslümanın senden üstün olduğunu kabul etmendir.."