Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Kasım 2012, 17:14   Mesaj No:2

Esma_Nur

Medineweb Emekdarı
Esma_Nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Esma_Nur isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 4458
Üyelik T.: 19 Ekim 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:kadın
Memleket:sivas/istanbul/
Mesaj: 5.442
Konular: 575
Beğenildi:4537
Beğendi:6136
Takdirleri:24126
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Sihir ve Nazardan korunmak için 10 SEBEP

6-Hasta kimse, her sıkıntı-dert-rahatsızlık anında, sadece Allah’ın rahmetini, hayrını, nusretini istemeli, ihlâsla ona yönelmeli, beşere-cinlere-ölülere-mezarda yatan kimselere şifa bulmak amacıyla asla gitmemelidir. Zira bu yapacağı şey en büyük günah şirktir.

Bu gibi rahatsızlıklarda tek ilaç Allah’a güvenmek, ona sığınmak, onun emrettiği dini yaşamak, elçisini izlemek, kalbi tevekkülle güçlü kılmaktır.

Bu sıkıntı hallerinde, beşerden medet ve yardım talep etmek hastalığı artırır ve şirke düşürür. Şeytan ve cinlerin amacı da zaten bunu gerçekleştirmektir. Şeytan ve dostlarının, ihlâslı muvahhidler üzerinde, asla bir etkisi olmayacaktır. Allah bu gerçeği bakınız ayetiyle şöyle ortaya koyar.

{ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ (82) إِلَّا عِبَادَكَ مِنْهُمُ الْمُخْلَصِينَ } [ص:82-83]

Senin izzetine yemin olsun ki; ancak muhlis olanlar hariç insanların tümünü azdıracağım(Sa’d-82-83)

Şeytan ve dostlarının, Muvahhid muhlis müminler üzerinde yaptırımı olamaz, tesir edemez, zarar veremez. İhlas; dünya ve ahirette her hayrın, saadetin, kurtuluşun temelidir.

7-Hasta kimse; Düşmanın musallat ettiği günahlardan arınmak için tevbeyi sadece Allah’a halis kılmalıdır. Bir kula gelen zarar, mutlaka Rabbine karşı işlediği hatadan, günahtan dolayı geldiğini bilmeli, hatırladığı ve hatırlamadığı günahtan dolayı sadece Allah’a tevbe ederek arınma istemelidir. Günahlar sıkıntıları artıran bir etkendir. Zira kalp ancak Allah’a taat ettikçe mutmain olmaktadır. Bu durumda hasta, arınma yolunun tevbeden geçtiğini görmeli, hatasını ancak Allah’a arz etmeli, küçük ve büyük tüm günahtan Allah’a sığınmalıdır. İşte bu göstereceği ihlâslı tavır, günahtan arınmasını sağlayacak, hatasını örtecek, ruhi ve akli bakımdan rahatlamasına sebep olacaktır. Aslında bu tavsiyeler günümüzde bilimsel çalışmalara imza atan psikologların da uyguladığı seanslar ve tavsiyelerdir.

Tevbeden arınmak isteyen hasta, bol bol istiğfar/affolunmayı istemelidir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in her gün en az 100 defa istiğfar etmesi, pratik tevbe yolunu göstermesi manevi mutluluk için ortaya koyduğu en güzel mutluluk terapisidir. Mutlu olmak ve hasedden-sihirden-nazardan korunmak için nebevi tedavi yolunu görmek gerekir.

Peygamberin uyanınca, gündüz içinde, akşam yatmadan önce okuduğu dualar, tavsiyeler, zikirler mutlaka okunmalıdır, zira bu tavsiyeler ruha fayda veren en büyük ilaçlardır.

Peygamberin her sözünde ve amelinde hayır ve bereket bulunmaktadır. Allah ayetinde onun tavrını örnek göstermiş onun yolunda örneklik olduğunu haber vermiştir. Çağımızda onun yolundan, tavsiyelerinden uzak kalan insanın ruhu ve aklı; bunalımlara boşuna düşmemektedir.

Bu konuda sizlere tavsiye edeceğim en güzel sahih dua kitabı Guruba yayınlarının bastığı Said el-Kahtani’nin kaleme aldığı nefis eser -Hısnı’l Muslim- adındaki meşhur dua kitabıdır. Bu eser hemen her dile tercüme edilerek en çok okunan kitaptır.

8-Hasta kimse, çevresinde şahit olduğu ihtiyaç sahiplerine gücü yettiği oranda sadaka ve iyilikte bulunmalıdır.

Zira sadaka şerri, hasedi, sihri, nazarı def etmekte, Allah’ın rızasını kazanmaya sebep olmaktadır.

Sahih hadiste geldiği gibi -Sadaka Allah’ın gazabını söndürür-. Ayrıca bir hadiste Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:-Hastalarınızı sadakayla tedavi edin- Sadaka vermenin, iyilikte bulunmanın, tatlı söz söylemenin hayrı ve ruha mutluluk katması büyüktür.

İbn kayyım(r.h.) der ki; Sadakanın belayı, nazarı, hasetçinin şerrini def etmede çok ilginç bir tesiri vardır. Mümin; maddi ve manevi sadakayla korunmalıdır. Nasıl ki bir adet hurmayla da olsa sadaka vermek cehennemden koruyorsa, bir hurmayla da olsa keza şerden, beladan, dertten kurtulmak için sadaka vermelidir.

9-Hasta kimse, hasetçinin, zulmedenin, nazar edenin, eziyet verenin ateşini ancak ona iyilik ederek söndürmelidir.

Bu kimselerin şerleri, tehditleri, zararları arttıkça onun da iyilikle karşılık vermesi gerekli, kalplerini kazanmaya çalışmalı, şefkatle davranmalı, böylece hem şerlerini azaltmaya çalışmalı hem Ruhan rahatlamalıdır. Allah ayette şöyle buyurur:

{وَلَا تَسْتَوِي الْحَسَنَةُ وَلَا السَّيِّئَةُ ادْفَعْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ فَإِذَا الَّذِي بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَأَنَّهُ وَلِيٌّ حَمِيمٌ (34) } {وَمَا يُلَقَّاهَا إِلَّا الَّذِينَ صَبَرُوا وَمَا يُلَقَّاهَا إِلَّا ذُو حَظٍّ عَظِيمٍ } [فصلت:34-35]

İyilikle kötülük bir olmaz, Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur. Buna (bu güzel davranışa) ancak sabredenler kavuşturulur; buna ancak (hayırdan) büyük nasibi olan kimse kavuşturulur. (Fussilet-34-35)

Malum Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Taife kavmini Allah’a davet etmek için gitmişti ancak kavmi dinlemeyip nankörlük ederek daveti reddetti bununla da kalmadılar, ayaklarının altına dikenler attılar, taşladılar. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ayakları kanadı, yüzünden kan aktı, kederle şehrin dışına zor bela attı. Allah, peygamberin o hali üzerine meleğini gönderdi dilerse iki dağı başlarına geçireceğini haber verdi Peygamber ise yüce bir örneklik göstererek şöyle diyordu;

"اللهم اغفر لقومي فإنهم لا يعلمون" .
Ey Allah’ım! Kavmimi affet şüphesiz ki onlar bilmiyor

Peygamber kötülüğe kötülükle değil iyilikle karşılık veriyordu. Bu ise onun en güzel vasfıydı.

10-Hasta kimse her düşüncesinde Allah’ı birlemeli, onun birliğini ve azametini düşünmeli, böylece kalbini hasetçi ve nazar edicinin şerrinden ruhen ve aklen korunmalı, zarar ve fayda verenin sadece Allah olduğuna inanmalıdır.

İbn Kayyım (r.h.) der ki: Eğer kul sadece Allah’ı birlerse, Allah’tan başka kimseden korkmaz. Düşmanı ona hafif gelir. Allah’la beraber birinde korkmaktan sakınır.”

Kul; Rabbini birleyince korkudan, düşmanın tehdidinden emin olur, bu durumda Allah onu her tür eziyetten, sıkıntıdan, beladan, cinden, şeytandan, nazardan korur.

Bu anlattıklarımdan şu gerçeğe şahit oluruz, kul; ihlâslı, muvahhid, zikreden, dua eden, günahtan uzak yaşayan ve bol bol istiğfar edenlerden olursa kalbinde Allah’tan başka kimsenin korkusunu yaşamaz.

Allah’ın kulunu koruması kulun imanına göre gelişir. İman ne kadar kuvvetliyse korunması o kadar kuvvetli, iman ne kadar zayıfsa korunması o kadar az olur. Bu nedenle Selef âlimleri der ki; Kim Allah’a tümden dönerse, Allah’da ona her yönden döner. Kim de tümden yüz çevirse Allah da ondan yüz çevirir.

Tevhid ve ihlâs güven duymak isteyenlerin en büyük kalesidir. Bu kalenin muhafız askerleri de iman, salih amel, istiğfar, dua, zikir, tevbe, Allah’a firar, ona ikbal, ona tevekkül, eziyete sabretmek, ruhu ve aklı her tür sıkıntıdan uzak tutmaktır.

Selef der ki; Kim Allah’tan hakkıyla korkarsa her şeyde ondan korkar. Kim de Allah’tan korkmazsa, her şeyden korkar. Sabahlar her şeyden korkar, akşamlar her şeyden korkar. Zira Allah korkusu; kulun kalbine sadece Allah’ın korkusunu, heybetini, azametini, yüceliğini kazandırır.

Değerli kardeşim! Eğer hasta bir kimse veya müslüman bir kimse bu saydığım 10 sebebin hakkını vererek tatbik ederse biîznillah şifa bulur, tedavi olur, mutluluğu yakalar, manevi silahını elde eder.

Allah, her işimizi hayra ve berekete ulaştırsın, güzel hayat ve akıbet yazsın, doğru yola iletsin, her işimizin muhafızı dinimizle bizi ıslah etsin, geçimimizin yeri olan dünyamızı hayra tebdil etsin, asıl yurdumuz ola ahiretimize çalışmayı kolaylaştırsın,

Allah, her hayırda dünyamızı genişletsin, her şerde ölümü rahatlık olarak versin, küçük büyük her günahı bağışlasın, kalbimize sekinet, iman, salih amel nasip etsin, kardeşlerimizi sevmeyi, kâfirlere karşı nefret duymayı versin.

Allah nefsimizi, eşimizi, çocuklarımızı, ailemizi, annemizi babamızı her tür şerden ve batıldan korusun hakka iletsin.

Allah, Şeytanların şerrinden, kâfirlerin küfründen, zalimlerin zulmünden, saptırıcıların sapıklığından, cahillerin cehaletinden, nazar edicilerin nazarından, sihirbazların sihrinden ve büyülerinden, hasetçinin şerrinden korusun.

Allah en iyi bilendir salât ve selam Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e tüm ashabının üzerine olsun.

Ubeydullah Arslan
__________________
Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım...

Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE....
Alıntı ile Cevapla