Konu Başlıkları: Hutbe:Ne Mutlu Şu Kimseye
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Mayıs 2008, 17:12   Mesaj No:2

Seleme

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Seleme isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 556
Üyelik T.: 11 Kasım 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 829
Konular: 194
Beğenildi:13
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cvp: Hutbe:Ne Mutlu Şu Kimseye

b. Haksız Kazancı İade Edin!

İkinci hadis-i şerif, aynı sayfadan. El-Fazl ibn-i Abbas RA'dan Taberânî rivayet etmiş. Diyor ki Peygamber Efendimiz, hitab ediyor etrafındakilere:

RE. 183/6 (Eyyühen-nâs! Men kâne indehû şey'ün felyerudde velâ yekl fudhad-dünyâ, elâ ve inne fudhad-dünyâ eyseru min fudhil-âhirah.)

Buyurmuş ki Peygamber Efendimiz:
(Eyyühen-nâs!) "Ey insanlar, ey ahali!" Muhatapları, etrafında kendisini dinleyen, seven ashabı. (Men kâne indehû şey'ün) "Yanında haksız yere alınmış bir şey olan, (felyerudde) versin onu geriye... Haksız olarak almış olduğu şeyi geriye versin!"

Bu ne olabilir, bir kimse haksız bir şeyi nasıl alır?.. Savaşta, savaşın ganimetini taksim edilmeden evvel gàziler alamazlar. Daha önceki konuşmalarımda da çeşitli vesilelerle söylediğim gibi, paralar, mallar, ganimetler ortaya yığılır.

(Va'lemû ennemâ ganimtüm min şey'in feenne lillâhi humusahû ve lir-rasûl) [Biliniz ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beştebiri, Allah'a ve Rasûlüne aittir.] diye ayet-i kerimede belirtildiği üzere, humus denilen beşte biri, yâni yüzde yirmisi hazine payı olarak, devletin hissesi olarak, devletin millete hizmet işlerinde kullanması için ayrılır. Allah için, Rasûli için denildiği, beytül-mâle ve müslümanların yöneticisi olan veliyyül-emrin, ulül-emrin, halifenin emrinde olmak üzere ayrılır. Devletin payı... Beşte dördü, yâni yüzde sekseni de, savaşa katılmış olan gàzilerin arasında taksim edilir. Cenâb-ı Hakk'ın emri, tavsiyesi böyle.
Şimdi bu taksim olmadan evvel, savaşta gördüğü, bulduğu, karşılaştığı şeyi; para, pul, mücevher, silâh, kalkan, daha başka alet, edevat neyse, onu "Ay, ben bunu çok beğendim!" diye bir gàzi yanına alamaz! Hiç bir şey alamaz. Ganimet malları ortaya konulur. Ondan sonra komutan tarafından gerekli şekilde bölümlendirilir, taksim edilir ve dağıtılır. O zaman hissesine düşeni alır. Bu olabilir.

Ya da, birisi birisinden emanet bir şey almıştır, vermiyordur. Ya da ortada görmüştür, haberi olmadan almıştır. Veyahut daha başka bir şekilde almıştır.
İster ganimetin taksim edilmemiş mallarından olsun, ister haksız yere ele alınmış başkasının malı olan, eşyası olan varlık olsun, her ne ise... Kimin yanında böyle, haksız olarak kendisinin yanında bulunan bir şey varsa, onu sahibine iade etsin! Aldığı yere geri versin!..
(Velâ yekl fudhad-dünyâ) "Şimdi ben bunu verirsem, yaptığım haksızlık belli olacak, rezil olacağım, dünya rezilliği demesin!" Fudh-fadàhat, rezil olmak, kepaze olmak mânâsına. "Eyvah bu dünyanın kepazeliği olur yâ, ben bunu nasıl veririm?.. Çıkartacağım, 'Bu benim yanımdaydı, alın!' diyeceğim. Rezillik, kepazelik olur." demesin, utanmasın; çıkartsın, versin!
(Elâ) "Gözünüzü açın, kafanıza iyice koyun, pürdikkat dinleyin ki, (ve inne fudhad-dünyâ eyseru min fudhil-âhirah) dünyadaki rezillik ve kepazelik, ahiretin rezilliğinden, kepazeliğinden çok daha hafiftir. Burada mahcub olacaksa, olsun, versin ama, ahirete kalırsa, ahirette cezası daha fazladır." diyor Peygamber (s.a.v)Efendimiz.

Bir hadis-i şerifte de hatırlıyorum. Demek ki böyle ilandan ve açıklamadan sonra, bir kısmı ya bunu duymamış, ya da tereddüt etmiş, "Vereyim mi, vermeyeyim mi?.. Küçük mü, büyük mü?" diye. Peygamber Efendimiz'e birisi sonradan bir ayakkabı sırımı, bağcığı getirmiş, "Bu da ganimettendi!" demiş. Önemsiz diye belki yanında tuttu.
Peygamber Efendimiz demiş ki:
"--Sen benim ilanımı duymadın mı?.."
"--Duydum ama, işte o zaman vermedim."
Ganimetler ortaya konuldu, taksim edildi. O zaman hesaba girecekti.
"--Şimdi bu cehennem ateşinden bir bağcık!.." demiş.
Demek ki, haksız olanın cezası cehennem olmuş oluyor. Tabii, bizim bu ifadelerden çıkartacağımız çok ibretler vardır. Aziz ve sevgili izleyiciler ve dinleyiciler, biz de dâimâ ahiretteki büyük mahkemeyi düşünerek hareket edelim! Bu dünyadaki küçük hesapları göz önüne alıp da, dînen doğru olmayan bazı işleri yapanlar olmuşsa, onları telâfi etsin! Susup, köşede pusup da, o suçu devam ettirmesin... Hatasını itiraf etsin, "Ben bunu yapmıştım, pişmanım, alın!" desin, işini ahirete bırakmasın!..
__________________
Dünyayı Güzellik Kurtaracak.
Bir İnsanı sevmekle başlayacak herşey...
Alıntı ile Cevapla