Konu Başlıkları: “aşk’ın çilesi”
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Kasım 2012, 22:43   Mesaj No:1

TELMİHA

Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:TELMİHA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 19586
Üyelik T.: 10 Temmuz 2012
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 24
Konular: 3
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart “aşk’ın çilesi”

“aşk’ın çilesi”

“AŞK’IN ÇİLESİ”

Bu öylesine bir sevdadır ki dünya döndükçe bu aşk asla bitmeyecektir.Bu adeta islam tarihinin takdirinin gelecekteki yol haritasını belirleyecektir.Allah’ın Rasulu hz.Muhammed (sav)in bıraktığı mirası yaşamak isteyenlere ve yeryüzüne zülmün ,haksızlığın karşısında hak adalet getirmek isteyenlere,islam adı altında fısk zulüm işkence haksız kazanç sistemine dayalı saptırılmış batılın gün yüzüne çıkmış meydan muharebesidir.Fakat bu meydan muharebesi kalleşlerin, ikiyüzlülelerin, tağutların kenidlerine yakışanı yerine getirdikleri dünya tarihinin kara bir günüdür.

Muaviyenin salatanatı oğluna devr etme çabası ve Medine alimlerine kılıcın keskin yüzünü göstererek oğlu Yezide biat etmelerini istemesi,aksi takdirde Medinede taş üstüne taş bırakalmayacağını ilan etmesi Rasullah’ın emaneti olan hz.Hüseyini harakete geçirir.Çünkü Muaviye’nin bu haraketi düpedüz zorbalıktan başka bir şey değildi.

Hüseyin (r.a) gizlice Irakla temas kurar kıyam yapması durumunda kendisine biat edip etmeyecekleri hususunda kesin söz ister.Bu davet Kufede karşılık bulur Hüseyin (r.a) nın Irak’a gelmesi durumunda kendisine biat edileceği haberi yollanır.

Hüseyin (r.a) bu habare çok sevinir ve hemen yol hazırlıklarına başlar.Fakat Medinede bulunun ehil kişiler hz.Hüseyini uyarırlar.Hiçbir şekilde Kufelilere güvenmemesi gerektiğini bunun bir oyun ve entirka olabileceğini söylerler. Hüseyin (r.a) : Bunu bende sezebiliyorum lakin biz insanları zahirine bakarak hüküm veririz.Ben gitmeden bunun doğruluğunu hiçbir şekilde anlayamayız der ve büyük bir kararlılıkla Hicri 61. yılın Muharrem ayının onuncu günü yani Aşura günü sabah namazından sonra Hz. Hüseyin (r.a) yanında küçük bir grupla kerbelaya yürür.
Hz. Hüseyn diyordu ki;

"Eğer Hz. Muhammed (s.a.a)'ın dini, benim kanım yere dökülmeden hayatını sürdüremeyecekse, ben şehadete hazırım."

Cennet gençelerinin efendisi savaş meydanına çıktığında arkasında rivayetlere göre 70 ile 72 iki kişi ancak toplanmıştı.Diğer tarafta Ömer b.Sad ordusu rivayetlere göre 110 ila 120 bin kişiden oluşan nizanmlı bir ordu vardı.İmam hüseyin karşsınında sel gibi insanlardan oluşan kalabalık orduyu görünce o mübarek ellerini kaldırıp şu sözleri söylemiştir.

“Allah’ım! Her gam ve kederde sığınağım, her sıkıntı ve zorlukta ümidim ve her musibette güvendiğim Sensin. Kalpleri zayıflatan, kurtuluş yollarını kapatan, dostları kaçıran düşmanları sevindiren nice gam ve musibetleri Sana şikayet ettim, başkalarından ümidimi kesip Sana yöneldim. Ve Sen o gam ve üzüntüyü giderdin, onları sen izale ettin, her nimetin sahibi ve her dileğin nihayeti de Sensin.”

Bir taraftan tarihin sayfalarında yiğitlik, fedakarlık, iman, cihat ve hak uğruna her şeyinden geçmenin sadıkane örneğini oluşturmak için cennet gençlerinin efendisi Resululah'ın yadıgarı Hz. Hüseyn'in komutanlığında toplanan az bir grub ve diğer tarafta ise dünya ve makam sevgisi zalimlerden korkmak, çeşitli batıl taassuplar, kinler, cehaletler vb. batıl saiklerle hareket eden ve zülüm ve fesat güçlerinin hedeflerini amelen simgeleyen bir ordu karşı karşıya gelmişlerdi.

Bu savaş eşyanın tabiatına yani sünnetullaha uygun bir şekilde cereyan etti.Kaçınılmaz son meydana geldi,orada bir havuç müslümanın hunharca katl edilmesi vukuu buldu.Sahih bu neydi.Buiyi ile kötünün,habil ile kabilin, şirk ile hakkın savaşı değilmiydi.Evet tam olarak buydu.

Bu öylesine bir davaydı ki dünya kurulduğunda bu yana devam etmektedir.Habil ile Hüseyin birer iyilik timsalı olarak dünya var oldukça devam edecektir.Kabil ile Yezidler,Nemrut ile Firavunlar da dünya döndükçe hep kötülükleri temsil etmeyeceklermiydi.

O halde Allah aşkına biri bana söylesin bizler şuanda kimlerin saffında şehitlerin kanıyla sulanmış bu mücadeyi devam ettirmetkteyiz,bunu hiç düşündüzmü.?İstanbul iki tellide,Tahranda,Afkanistan da,Pakistanda,Suriyede,Irakta bu aşk uğruna kendimizi zincirle dövdüğümüz müdür bu mücadaleye sahip çıkmak.?Yoksa zalimlere tağutlara olan kulluğumuzmudur bu mücadaleye sahip çıkmak.? Hangisi........................................... ...........................?

Halbuki bu mücadelenin özü şuydu.? Şirke karşı tevhidin hakim kılınması,yeniden Allah’ın şeriatının yeryüzüne hakim kılınmasıydı.Ey kendilerini Hüseyni aşk uğruna zincire vuranlar,sizler,evet sizler ne zaman İmam Hüseyinin yoluna tabi olacaksınız buna bir cevabınız varmı.?

Hem Hüseyni olduklarınızı söylüyorsunuz , hemde İslam dininin düşmanı sol olan rejimlerle el ele kol kola yürümektende geri durmuyorsunuz.Bu ne büyük yaman çelişki.İmam Hüseyin kisvesine bürümüş ey Irak halkı siz Peygamberin yadigarı biricik torununu meydan muharebesinde yalnız bırakmakla felaha ereceğinizmi sandınız.?Ey tağutlara büyük şeytanlara kul köle olanlar şunu unutmaynızki cenabbi Allah Kuran da “Başınıza gelenler sizin kendi ellerinizle yaptıklarınızdandır” buyurmaktadır.

Şia adı altında İslamı katl etmeye çalışan Tıpkı imam Hüseyini Katl ettikleri gibi evet bu zümre kendi içindede çeşitli fırklalara ayrılır.Bu fırkaların hiçbiri İslam dini ile uzaktan yakından bir alaka teşkil etmedikleri gibi İslam adını kullanmalarıda yürek acısıdır.

Zamanı geldiğinde bu fırkları tek tek ele alıp nasıl bir şirk batağına battıklarınıda inşallah delilleri ile birlikte açıklayacağım.

Şimdilik Allah’a emanet olunuz.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi TELMİHA 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
“aşk’ın çilesi” Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler bilinmez 2 1650 28 Kasım 2012 22:43
Nisa/59 Ayetin Hükmü Kur'ân-ı Kerim Genel TELMİHA 0 1497 05 Ağustos 2012 02:14
/İslâmî Toplum mu? /Cahili Toplum mu?/ Tevhid Ve Şirk Konuları bilinmez 1 2022 30 Temmuz 2012 16:59