[Esadullah]

Bu güzel ve maalesef acı bir tabloyuda ortaya seren yazıya katılmamak elde değil Rahman razı olsun...

Evet nasılki bir evlat babasını kaybettiğinde yetimliğin sancısını çekerse ve daha buna bile alışamamışken bir de annesinin kaybı ile öksüzlüğü tatmış ise işte islamda Kainatın Efendisini , Şahı Resulünü, ve Allahın c.c. hitabı ile Rahmetini kaybettiğinde hem yetimliği hemde öksüzlüğü aynı anda tatmıştır.


Evet O varken dert , tasa , sıkıntı yoktu , herkes öğrenmek istediğini birinci ağızdan öğreniyordu, vasfı sadece bazı kirli ağızların dediği gibi elçilik olmayan Kainatın Efendisi s.a.v bir Aile Reisi , Bir Fakih, Bir Komutan, Bir Kadı kısacası her ilimden nasipli -ki olmaması düşünülemez- adeta kainatı içinde taşıyan bir kitaptı, bilgi kaynağıydı...Bu eşsiz kaynağı yitiren ümmet her ne kadar düçar olduklarını sanıp hüzünlerin en girdaplısını yaşasalarda O bakışları taa ufukları gören Fahri Kainat s.a.v , kendisinden sonra varislerini bırakmış, Onlarla bu dinin adeta korunacağını ve ilerleyeceğini bildirmiştir...

"Size iki şey bırakıyorum; onlara temessük etseniz necat bulursunuz: biri Kitabullah / Kur’an, biri Âl-i Beytim."( Tirmizî, Menâkıb: 31; Müsned, 3:14, 17, 26)


Evet Onun o sonsuz ilminde yoğrulmuş, Ona dost , Sıddık ve Dem olmuş bu varisler adeta Onun hamur leğeninde yoğrulmuşcasına Hilafetleri zamanın da İslamı ayakta tutmuş ve aynı Resullerinin s.a.v yaptığı gibi ileriye yönelik yatırımlarla İslama hizmet eden Hadimler yetiştirmiş ve aynı hassasiyetle bu dini ayakta tutmuşlardır.


İslamın ve bilhassa son olarak tabiri caiz ise islamın zahirde noktası olan Kuranın derinliğinden olsa gerek , Bu Güneşli ve aydınlık zamanların ardından bir çok Alim, Evliya ve İslam üzerine hayatını adayan zatlar kendi pencerelerinden bakıpta gördükleri şekilde , bazen Kuran ve Sünnet ışığında bazen de yaşadıkları hallerden dolayı İslama ters gibi duran ama baktıkları pencerenin boyutundan İslam ile ters düşmeyen fikirler ve ilimler sergilemişlerdir.


Burada başlayan fikir ayrılıkları hem İslamın ne kadar geniş bir ilim yelpazesine sahip olduğunu da göstermektedir. Lakin islam olandan istenen yani Kulluk görevinin yerine gelmesi için , İnsanı Kamil olmak için baz alınacak yegane kaynak Kuran ve Sünnettir bu kaynağın dışında olan örf, adet, gelenekler ise bu kaynak etrafında dönen evveli Kuran ve Sünnete uymuyorsa bile terk edilmesi gereken toplumların yaşayış tarzıdır.


Hülasa derizki ;


Kişileri, toplumları amaçtan çok araçta takılı bırakan , adı islamla bağdaşlaştırılmış , adı örf, adet, gelenek olan ne varsa eğer Kuran ve Sünnet çizgisi dışındaysa hüsrandır...


Bugün islamı gelenekleştiren sadece cemaat ve tarikatlar diye nitelendirilsede aslında islamı kendi anladığı ve bildiği üzere dayatmaya çalışan, Sünneti ikinci planda bırakıp kafasını Kurana gömerek debelenen sadece kendisi anlıyormuşcasına sözde, Kurana Sahip çıkan ve onu kullara açıklayan Resulü s.a.v devre dışı bırakmaya çalışan , aslında kendileride Alimlerden yola çıkarak bu düşüncelere saplanan ve bir düşüncede cemaatleşen kişilerde göz ardı edilmemelidir kanaatindeyiz ...


İslam Aile düzeyinde bir bilinçlenmeye inmedikçe, kişiler gafletten uyanıp amaçlarını Tevhide yöneltmedikçe bu ızdırap, cemaat , tarikat, Ya da adı herneyse , inanışı herneyse herkes için gecerli olacaktır.



Mükemmel bir yaklaşımınızki takdire şayan evet kişiler mezhep kavgasına tutulmuşlar ama daha mezhebin ne demek olduğundan birhaber, kişiler tarikat ve cemaaat içinde tarik ve cemaatin anlamından birhaber, kişiler Kurana yapışalım derken Kurandan bir haber olduğu sürece İslam gelenek olmaktan kurtulamayan bir din olmaya da mahkumdur.


Oysa suç ne tasavvufun ne tarikin ne cemaatin ve haşa nede Kuranın dır.Suç ceddini bilmeyen, dinini bilmeyen, Resulünü tanımayan, İslamı savunalım derken, Kurana yapışalım derken aslında en büyük darbeyi vuran, duydukları haberleri tahlil etmeden körleşmişcesine müslümanlara saldıran, hezeyanlar içinde uyutularak islam dan soğutulan ve hurafe ve bidatlarla kandırılan ama bir türlü etrafına bakıp ibret almayan, birbirini yemekten haz alan , adı şii adı sünni adı bilmem ne olan ama asıllarının İSLAM olduğunu unutan ve ne yazıkki adına ümmet bile diyemiyeceğimiz müslümanlarındır.


Allah c.c. Dualarımızda daim olan İslam İttihatını ve araçlardan çok amaçda birleşen bir Müslüman yapılanmasını nasip etsin yoksa BEN ler her yanımızı saracakta şu an olduğu gibi her BEN in bir dini olmaya artarak devam edecektir korkusundayız ....


vesselam