Konu Başlıkları: İsrâ-17/32 Tefsir
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09Haziran 2008, 02:34   Mesaj No:3

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: İsrâ-17/32 Tefsir

İsrâ-17/32(Tefsirü'l-Münir - Vehbe Zuhaylî)


Yüce Allah daha önce geçen beş hususu emir buyurduktan sonra zina, öldürmek ve yetimin malını yemekten ibaret olan üç şeyi yasaklamaktadır. Önce zinayı haram kıldı. Çünkü o bir çeşit israf (haddi aşmak)tır. Zinanın haram kılınması, cimriliğin görünür hal­lerinden birisi olan çocukları öldürmeyi yasaklamanın akabinde söz konusu edilerek şöyle buyurmuştur: "Zinaya da yaklaşmayınız, çünkü o bir hayasızlıktır ve kötü bir yoldur." Yani zinadan en ufak bir payınız olmasın, asla onu işlemeyiniz. Zinaya götüren sebeplere de, bu fiili çağrıştıran hususlara da yaklaşmayınız. Çünkü ona götüren sebepler sonunda zinaya götürür. Elbette ki zina çok çirkin ve hayasızca bir iştir, büyük bir günahtır, çok kötü bir yoldur. Çünkü zina ile aileler parçalanır, nesepler karışır. Haramlar çiğnenir, başkalarının haklarına saldırılır. Ailelerin parçalanması ile anarşi yayılır ve toplumun esasları tahrip edilir, bunalımlara kapı açılır. Öldürücü hastalıklar yaygınlık gösterir, fakirliğe, zillete ve alçaklığa düşürür. el-Kaffal der ki: Bir insana: "Bu işe yaklaşma," denilecek olursa bu o kimseye "Bunu yapma" demekten daha pekiştirilmiş bir emirdir. Diğer taraftan Yüce Allah bu yasağı 'Çünkü o bir hayasızlıktır ve kötü bir yoldur." buyruğu ile gerekçelendirmektedir.
İbni Ebi'd-Dünya, el-Heysem b. Malik et-Taî'den Rasulullah (s.a.)'a kadar merfû bir isnad ile Hz. Peygamberin şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: Allah nezdinde şirkten sonra bir erkeğin kendisi için helâl olmayan bir rahime nutfesini bırakmasından daha büyük hiçbir günah yoktur."
Peygamber (s.a.)'in İmam Ahmed'in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte genç bir delikanlıya zinaya dair oldukça beliğ ve gerçekçi bir ders verdiğini görüyo­ruz. Zina nasıl ki kişinin annesi, kızları, kızkardeşleri, halaları ve teyzeleri için hoşlanılmayan, çirkin görülen bir iş ise aynı şekilde başka insanların da kendi anneleri, kızkardeşleri, hala ve teyzeleri için sevmedikleri bir iştir. Hz. Pey­gamber bu örneği verdikten sonra elini o gencin göğsünün üzerine koyarak şöy­le buyurdu: "Allahım, sen bunun günahını mağfiret buyur, kalbini arındırır ve onun cinsiyet organını haramdan koru." Artık bundan sonra o genç haram bir şeye dönüp bakmadı.
Zinayı serbest kabul eden doğu ve batılı ülkeler ise neseplerin karışmasına da namus diye bilinen ahlâki erdeme de önem vermezler. Artık bu onların ahlâkî değerleri arasında bir değer olmaktan çıkmıştır. Kadından yararlanmayı yemek içmek gibi bir şey haline getirmişlerdir. Bu ise oldukça kötü bir durumdur. Her şeyi altüst etmektir, insan fıtratının tepetaklak dön­mesi demektir.
Yüce Allah zinayı üç sıfat ile nitelemektedir: Onun hayasızlık olması, bir başka ayette oldukça gazabı gerektirici bir iş olması ve kötü bir yol olması. Hayasızlık olmasının sebebi dünyanın yıkılmasını gerektiren neseplerin bozul­ması gibi kötü bir sonucu bünyesinde taşıması, namus ve iffetlere saldırıp bun­lar dolayısıyla öldürme tehlikesini barındırması ve aynı zamanda bunun da dünyanın harap olmasını gerektirmesi. Gazaba sebep olmasına gelince: Çünkü zina eden kadın gazaba uğrayan, tiksinilen bir varlık olur. Çözülmüş toplum­larda bile bu böyledir. Bu ise aile sahibi olmamak, evlenmemek sonucunu doğurur ve insanın önemli hiçbir işinde kadına güvenmemesi sonucu verir. Kötü bir yol olmasına gelince, insan ile hayvanlar arasında belli dişilerin belli erkeklere has olmaması bakımından bir fark kalmaz. Aynı şekilde bu işin zil­leti, ayıbı ve çirkinliği de genellikle toplumda kadın üzerinde kalır
<!-- / message -->
Alıntı ile Cevapla