Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Ocak 2013, 09:34   Mesaj No:13

makbergülü

Medineweb Emekdarı
makbergülü - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:makbergülü isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 17068
Üyelik T.: 03 Mart 2012
Arkadaşları:26
Cinsiyet:anne
Memleket:arz
Yaş:46
Mesaj : 1.078
Konular: 171
Beğenildi:212
Beğendi:27
Takdirleri:246
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: yalan söyleyen tarih utansın




Osmanlı toplumu, bir ''sevgi, şefkat ve yardım toplumu''ydu.

Devlet, '' hayat ve hayrat devleti '',

insan, ''hayrat ve hasenat insanı ''ydı.

Osmanlı’da hayat ahirete dönüktü. Ahirete dönük olduğu için de hayatta fuzuli şeylere yer yoktu.

Osmanlı insanı ''kıble yürekli''ydi.

Faziletliydi, dürüsttü, çevreciydi, medeniydi, nazikti; Cihana Örnekti.

Hedef ve gayret sahibiydi.

Zaferler ve başarılar hayatın bir parçasıydı.

Osmanlı’da, insan hakları gözetilirdi. Herkes ibadetinde, kıyafetinde, seyahatinde, ticaretinde özgürdü.

Osmanlı’da ''güçlü olan haklı'' değil, ''haklı olan güçlü''ydü.

Adalet duygusu, hayatın her alanını kaplamıştı.

Devlet milletle bütünleşmişti. Farklı kültürler, asırlarca barış içinde bir arada yaşamıştı.

Osmanlı, yetiştirdiği ''cevher insan''larla dünyaya nam salmıştı.

Tarih gerçek bir ''ibret aynası'' ve tam bir ''tecrübe tahtası''dır. Ve boşuna yaşanmış bir tecrübeler yığını değildir.

Bugün, geçmişimizden ders almanın ve ''Yeniden Osmanlı'' demenin tam zamanı…

Tarihçi - Yavuz Bahadıroğlu / Biz Osmanlıyız, Sayfa: 220
__________________
لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا

"Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez."

|| BAKARA 286. ||


MAZARET insanın kendine söylediği en büyük ''YALAN''dır !! ..

Velhasıl-ı kelâm.
Namaz, duâ, gayret, nâsip. . .
Alıntı ile Cevapla