Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01 Şubat 2013, 14:23   Mesaj No:2

mehmet akif2

Medineweb Emekdarı
mehmet akif2 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:mehmet akif2 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13402
Üyelik T.: 25 Şubat 2011
Arkadaşları:11
Cinsiyet:bayan
Yaş:43
Mesaj: 7.401
Konular: 425
Beğenildi:2286
Beğendi:4876
Takdirleri:3684
Takdir Et:
Standart Cevap: İlahiyat Önlisans 2.Sınıf İslam Düşünce Tarihi 8. Ünite Özeti

İSLAM DÜŞÜNCE TARİHİ

Ünite 7


- Osmanlı Düşüncesi



OSMANLI DÜŞÜNCESİNİN TARİHSEL DÖNÜŞÜMÜ ESTETİK İMAR KAYGISI:


Osm. toplumunun yükseliş ve duraklama döneminde Felsefe sorun olarak algılanmaz.


Genel dünya görüşünü belirleyen çerçeve ya da sınırlarını belirleyen bir anlam dünyası değildir.


Var olan pratik dini anlam dünyası içinde kendisine olumlu ya da olumsuz şekillerde “yer verilen’’ bir şeydir.

Osm. düşünürlerin genel tutumu sentezleme yoluyla fikir üretmektir.


Osm. düşünürlerin çoğunluğu için düşüncenin kendisine dayanacağı zemin ya da mekan sorunu yoktur.


En önemli disiplin mantıktır (Aristocu mantık geleneği)


Mantık sentez faaliyetinin kurallarını veren bir disiplindir.

mantık estetik imar çabasının zorunlu bir unsurudur.

mimar anlayışında kaygılar estetiktir.

Beşeri faaliyet alanlarının ALLAH’ın kainatta kurduğu nizama göre estetik bir ahenk içinde İmar edilmesidir.

ZİHİN estetik ahengi için FELSEFEye


İNANCIN estetik ahengi için KELAM


RUHUN estetik ahengi için TASAVVUFA


SÖZÜN estetik ahengi için ŞİİRE


KULAĞIN estetik ahengi için MUSIKİYE


EYLEMLERİN estetik ahengi için AHLAKA


TOPLUMUN estetik ahengi için SİYASET EKONOMİ HUKUKA


MADDİ YAPILARIN estetik ahengi için MİMARİYE

Yukarıdaki mantık kuralıyla yaklaşmaktadır.


- Estetik imar bilincini yönlendiren temel unsur dini bir dünya görüşü olduğundan


ALLAH’ın kainatta kurmakta olduğu düzenin bir tür yansıması ya da benzerini üretmek temel hedeftir.

-Yukarıda saydığımız alanlarda üretim yapan osm. Düşünürlerin kabaca Platoncu “asıl-kopya’’ ikiliğine dayalı felsefe yapma tarzını sürdürürler.

Osm. düşünürleri sentez işlemini belli bir amaç ideal hedef kavram doğrultusunda yapar.


bu doğrultuda fizik ve **** fizik araştırmalarına hikmet adını verir.

Hikmetin ortaya çıkarılma tarzı mantığa dayandığı için soyutlayıcıdır.


bu yüzden Osmanlının yükseliş ve duraklama dönemlerinde verilen eserlerin genele karakteri soyutlamaya dayanması ve düşünülür olmasıdır.

Osm. Düşüncesinin genel olarak estetik imar kaygısıyla hareket etmesi


tüm estetik yapıların genel sorununa maruz kalmasına neden olmuştur.



KENDİ İÇİNE KAPLILIK:


Estetik yapılar iç ahenge önem veren


kendi içinde tutarlı olan

kendi içinde kapalı

anlam dünyalarına sahip yapılardır.

kendi dışını bir karışıklık olarak görür.

Osmanlı düşünürleri
;


kodlama: (ku-ru-sö-z-g-i-t-m-e)

KULAK (MUSIKİ)

RUH (TASAVVUF)

Z(ŞİİR)

ZİHİN (FELSEFE)

GÖZ(GÖRSEL SANATLAR)

İNANÇ(KELAM)

TOPLUM (SİYASET HUKUK EKONOMİ)

MADDİ UNSURLAR(MİMARİ)

EYLEM (AHLAK)


Gibi alanları kapsayan genel bir imar (medeniyet) faaliyetini gerçekleştirirken


farklı birikimleri sentezleme yoluna gitmişlerdir.

bunu yaparken dünyayı estetik olarak iç ve dış olarak ikiye ayırmışlardır.

İÇ estetik imar faaliyetlerinin gerçekleştiği mekanlar


DIŞ estetik ise bu imar alanın dışında kalan dünyayı göstermektedir.



BÖLÜNMÜŞ (YATAY) BİLİNÇ:


Yükseliş döneminin genel özelliği olan estetik imar kaygısı duraklama döneminde


Yerini iç ve dış arasındaki genel kabullerin sarsıntısına yani


Kendi kendine yetmezliğin kaygısına bırakmaktadır.

Osmanlı


eğitim

bilim

askerlik

hukuk gibi alanlarda yenilik arayışları içerisine girdikleri ve

kendi dünyalarını eski ve yeni şeklinde farklı açıdan algıladıkları görülür.

bu duruma bilincin kendi içinde bölünmesi sorunu adı verilir.

Duraklama dönemi osmanlı düşünürlerin özelliği; bölünmüş bilinç sorunuyla yüzleşmeleridir.


Yükselme
döneminde estetik imar bilinci (DİKEY)

Duraklama döneminde bölünmüş bilinç farklı unsurları eski yeni şekliyle tarihsel(YATAY)
Organize etmeye başlanmıştır.



ZEMİN (MEKAN ) KAYBI:


Osmanlının çok farklı alanlarda sürekli kayıplara ve güçsüzlüğe maruz kalması


Yükseliş Dönemine hakim olan “sabit mekan’’ algısını ortadan kaldırmıştır.

bununla beraber osmanlı düşünürleri ilk kez mekan-sızlık

zemin-sizlik

yani kaos sorunuyla yüzleştiler.

Osmanlıda çöküş döneminde düşünürlerinin sorunu kaos sorunudur.


yükseliş döneminde sorunlar estetik imar faaliyetine bağlı sorunlardır.


çöküş döneminde ise “hangi zeminde”


siyaset

ekonomi

sanat

felsefe

bilim gibi faaliyetlerin gerçekleştirileceğidir.

Son dönem osm. Düşünürlerinin temel özelliği kaos-kozmos ikilemi içinde düşünce üretmektir.


Batıda üretilen felsefi eserlerin


son dönem osm. düşünürleri için önem arz etmesi

hızlı bir çeviri faaliyetinin gerçekleşmesi felsefi tartışmaların yapılması

birbirine zıt felsefi akımların aynı anda osm. sınırları içinde taraftar bulması kaos-kozmoz sorunuyla yakından ilgilidir.

Felsefe kaybolmakta olan zemin yerine sağlam zemin arayışı için önem kazanmıştır.


Osmanlı düşünce tarihinde felsefe ilk kez konumlandırılan bir husus olmaktan çıkmış ve


farklı unsurların konumlandırma faaliyetine dönüşmüş

yani dünya görüşü haline gelmiştir.



TARİHSEL DÖNÜŞÜMÜN TANIKLARI



ESTETİK İMAR SÜRECİNE KATKI YAPANLAR



KAYSERİLİ DAVUD(DAVUD EL-KAYSERİ):


Orhan gazi tarafından iznikte kurulan Osmanlı devletinin ilk medresesinde uzun yıllar müderrislik yapmıştır.


İbn. Arabi’nin vahdeti vücut(varlığın birliği)öğretisini felsefi kavramlarla yorumlayarak sentezlemesi


yani kelam tasavvuf ve felsefeyi ortak bir dil içinde buluşturmasıdır.

Osmanlı medreselerine hakim olan akli ve keşfi ilimler birlikteliğine öncülük etmiştir.


Selçuklu medreselerinde ortaya çıkmış birikimi osm. medreselerine aktardığı için


iki farklı dönem arasında köprü şeklinde görülür.

Farabi ibn. Sina Müslüman meşşai filozofların varlık ve zaman görüşlerini eleştiren ebul berekat bağdadi nin yaklaşımlarını kendi açısından eleştirerek farklı zaman anlayışı geliştirmiştir.


Zaman anlayışını nihayetül beyan fi dirayetiz-zaman adlı eserinde dile getirmiştir.

İbn. Arabi’nin füsusul-hikem adlı eserine yazdığı matlau hususilkilem fi mania fususil-hikem adlı eseriyle ünlenmiştir.


ibn Arabinin varlığın birliği öğretisini felsefi kavramlarla savunmuştur.




BEDREDDİN SİMAVİ (ŞEYH):


Hem fıkıh hem de tasavvuf felsefesi alanında eserleriyle önem kazanmış düşünürdür.


Düşünür olmanın temel şartını bilgi aktarımından ziyade şahsi görüş ve ittihatlar geliştirmeye bağladığı için

eserlerinde şahsi yaklaşım ön plandadır.

Hemen her husus ALLAH’n varlığının zuhuru açısından açıklamaya çalışmıştır.


Felsefe tasavvuf ve kelam alanlarını kapsayan eseri VARİDAT ‘tır.


Klasik ehli sünnet çizgisi dışına çıkmıştır.


Onun ”maddeci panteizm”e yaklaşan çözümler getirdiği kanaatiyle değerlendirilmiştir.




MOLLA FENARİ:


Osmanlı devletinin ilk şeyhülislamıdır.


Kurumsal ve pratik akıl nakil keşf gibi klasik bilgi yollarını aynı anda benimseyen ve temsil eden bir düşünürdür.


Şerhi isagoci yakın zamana kadar medreselerde okutulan mantık kitabının yazarıdır.


Molla fenari;

Kayserili davud


bedreddin simavi gibi

vahdeti vucut savunucusudur.


TEHAFÜT GELENEĞİNİN SAVUNUCULARI:

Kodlama: (kemal-hoca-mu-m-ya-m)

KEMAL
PAŞAZADE(İBN KEMAL)

HOCAZADE (MUSLİHİDDİN MUSTAFA)


MUHAMMED KARABAĞİ

MÜEYYEDZADE(ABDULLAH ÇELEBİ)

YAHYA NEVİ EFENDİ

MESTÇİZADE ABDULLAH EFENDİ Osmanlı döneminde devam eden tehafüt geleneğinin temsilcileri olarak dikkat çekerler.

Tehafüt geleneği ilk önce GAZALİNİN farabi ve ibn sinanın fikirlerini eleştirmek için yazdığı tehafütül-felasife adlı eseri ile başlamış ve


İBN RÜŞDün hem gazaliyi yer yer farabi ve ibn sinayı eleştirdiği tehafütüt –tehafüt adlı eseriyle gelişme göstermiştir.

Fatih sultan Mehmet Osmanlı döneminde tehafüt geleneğini devam ettirmiştir.


- hocazade tehafütül felasife

- ali tusi kitabüz-zahira adlı eserler yazmışlardır.

- Osmanlı entelektüellerinin gözünde en en büyük türk filozoflarından HOCAZADE sayılır.


- Tehafüt geleneğini sürdüren düşünürlerin ortak yönlerinden biri tasavvuf geleneğidir.


- Akıl-nakil yöntemiyle sorunlara yaklaşmışlardır.


MOLLA LÜTFİ:



Risale
fi tahkiki vucudil-vacip eseri ile

ibn sinanın görüşlerini özetlemesi ve

eski ve yeni kelamcıların filozofları yanlış anladığını ileri sürmesi tehafüt geleneğine katkı olarak görülür.




TAŞKÖPRÜLÜZADE:


Kendisinden sonra kurumsal(felsefi) tartışmaların alanını net şekilde belirlemiştir.


yani pratik dini inanç içerisinde estetik imar kaygısını ilimlerin arasında konumlandırmasıdır.

İlimlerin tasnifi MEVZUATÜL ULUM eseri vardır.



BÖLÜNMÜŞ (YATAY) BİLİNÇ TECRÜBESİ:


Katip çelebi için nakli ilimlerin kavranmasının temelinde akli ilimler vardır.


öncelikle akli ilimlerin öğrenilmesi bu bilgiler ışığında nakli ilimler kavranmalıdır.

Osm. yönetimi askeri ilmi teknik alanda Avrupadaki gelişmeleri ve kendi sıkıntısını fark etmeye başlamış


avrupaya elçiler göndermiştir.

bu teşebbüsler sonrasında. Osmanlı topraklarında ilk İbrahim müteferrika matbaayı kurdu.

Bölünmüş (yatay) bilinç öncelikle mekan algısının değişmesiyle ortaya çıkmıştır.


üst mekan-alt mekan şeklinde batıyı aşağı görmek yerine

batı ilerleyebilmek dönüşebilmek için temas kurulması gereken bir mekandır.

Gerekli alanlarda atılımların gerçekleştirilmemesi mekan kaybı ortaya çıkarır.


NOT: İmar faaliyeti için gereken zemin ya da mekan nerdedir? Sorusu çıkar.


bu durum Osmanlının yıkılış zamanlarında bir kaos düşüncesine yol açar.

ZEMİN (MEKAN) ARAYAN DÜŞÜNÜRLER:


Osm. düşüncesinin son tarihsel dönüşümü klasik **** fizikten


modern **** fiziklere geçişi temsil eder.

**** fizik olarak felsefe bu dönem düşünürleri için kurtuluş teolojisidir.

**** fizik olarak felsefe yapma çabası siyasi alanda Osmanlı devletinin geleceği kurtarma adına


İSLAMCILIK

BATICILIK VE

TÜRKÇÜLÜK gibi üç türlü yaklaşımla açığa çıkmıştır.

Son Osmanlı düşünürlerini **** fizik olarak felsefeye yönlendiren etken


Osmanlı toplumunun sorunlarına genel bir çözüm yolu bulabilmektir.

ALINTIDIR
Alıntı ile Cevapla