|  Durumu:    Medine No :  13301  Üyelik T.:
04 Şubat 2011  Arkadaşları:5 Cinsiyet:erkek Yaş:38 Mesaj :
4.831Konular:
926  Beğenildi:344 Beğendi:0
 Takdirleri:62 Takdir Et: 
	  Konu Bu  
				Üyemize Aittir! |   Cevap: yeterlilik sınavına hazırlık soruları - TESTLER 
  yeterlilik sınavına hazırlık soruları KARMA -TEST-24   1: Hac kimlere farzdır? 
 1:Cevap: Sağlık ve servet yönünden haccetme imkânına  sahip, hür,  akıllı  ve  bulûğ  çağına  erişmiş Müslümanlara farzdır. Bu şartları  taşıyan kişinin, imkân elde edince, geciktirmeden bu farzı yerine   getirmesi  gerekir.  Hayatında  bir  defa  hac yapmış olan Müslüman’ın  bir daha haccetmesi gerekmez; ancak nafile olarak hac yapabilir.
 
 2:Eda şekli bakımından kaç çeşit hac vardır?
 
 2:Cevap:Aynı hac mevsiminde, umresiz veya umre ile birlikte yapılması  bakımından hac, ifrad, temet tu' ve kıran olmak üzere üç şekilde eda  edilir.
 
 3:Ifrad haccı nasıl yapılır?
 
 3: Cevap: Ifrad  haccı,  aynı  yılın  hac  mevsimi  içinde umre  yapılmaksızın, eda edilen hacdır. Ifrad haccı yapmak isteyen kişi, hac  mevsimi içinde Mekke’de bulunan bir kişi ise, bulunduğu yerde;   dışarıdan  gelenler  ise  mikat  mahallinde hac için ihrama girer.  Arafat ve Müzdelife vakfelerini yapıp, bayram günü Akabe cemresine taş  attıktan sonra tıra ş olarak ihramdan çıkabilir. Ifrad haccı yapan  kimsenin kurban kesmesi gerekmez. Daha sonra, ziyaret tavafını ve hacla  ilgili diğer görevleri de yerine getirir.
 
 4:Temettû' haccı nasıl yapılır?
 
 4:Cevap:Temettu’  haccı,  aynı  yılın  hac  mevsiminde önce umre yapıp  ihramdan çıktıktan sonra yeniden hac için ihrama girilerek yapılan  hacdır. Temettu’ haccı yapmak isteyen kişi, mikat sınırında veya daha  önce umreye niyet ederek ihrama girer, umre yaptıktan sonra ihramdan  çıkar. Daha sonra zamanı gelince hac için ihrama girer. Haccını eda  ettikten sonra ihramdan çıkar. Temettû' haccı yapanların şükür kurbanı  kesmesi vaciptir.
 
 5:Kıran haccı nasıl yapılır?
 
 5:Cevap:Kıran haccı, aynı yılın hac mevsiminde umre ve haccın ikisine  birden niyet edilip ihrama girilerek yapılan hacdır. Kıran  haccı   yapmak  isteyen  ki şi,  mikat  sınırında veya daha önce umre ve haccın  her ikisine birden niyet ederek ihrama girer. Umre yaptıktan sonra,  ihramdan çıkmayıp, aynı ihramla haccı da eda eder, sonra ihramdan çıkar.  Kıran haccı yapanlarınşükür kurbanı kesmesi vaciptir.
 
 
 6: Hac yerine fakirlere sadaka verilebilir mi?
 
 6:Cevap:Kişi kendisine farz olan hac ibadetini yerine getirmekle    yükümlüdür;   fakirlere   sadaka   vermekle  bu  sorumluluktan   kurtulmaz.  Bu  itibarla hac yerine sadaka veren kişi hac ibadetini  yerine getirmiş olmaz. Ancak bir defa hacca gidip farz olan haccını ifa  eden ki şinin, nafile olarak hacca gitmek yerine, muhtaçlara sadaka  vermesi daha uygundur.
 
 7: Vekâlet yoluyla hac yapılabilir mi?
 
 7:Cevap:Kendisine farz olan hac ibadetini yerine getirmeden sağlığı bu  görevi yerine getiremeyecek kadar bozulan kişinin ücretini ödemek  suretiyle birini yerine vekil gönderip hac yaptırması veya vasiyeti    üzerine   ölümünden   sonra   varislerinin kendisine bedel olarak hac  yaptırmaları gerekir. Veda haccı esnasında Has'am kabilesinden genç bir   kadın  Hz.  Peygamber'e  (s.a.s.)  gelerek:  "Ya Rasulallâh!  Allâh'ın   hac  hususundaki  farz  emri babama çok yaşlı iken erişti. Deve  üzerinde bile duracak halde değil. Onun yerine vekâleten hac edebilir   miyim?"  diye  sormuş,  bunun  üzerine Rasulullah (s.a.s.): "Evet!  Vekâleten hac edebilirsin!" buyurmuştur (Buharî, Hac, 1; Müslim, Hac,  71). Üzerine  hac  farz  olan  kişinin,  yerine  vekil (bedel)  gönderebilmesi için, bizzat haccı edâ etmekten âciz olması gerekir; aksi  takdirde, kendi yerine başkasını hacca göndermesi câiz değildir.
 
 8: Ölü adına hac yapılabilir mi?
 
 8:Cevap: Üzerine hac farz olup da, bunu yerine getiremeden ölen kişi,  vasiyet etmişse, vasiyetinin ye- rine  getirilmesi  gerekir.  Vasiyet   etmemişse,  varisleri isterlerse onun adına hac yapabilirler. Nitekim  hacca gitmeyi adayan, fakat edâ edeme- den ölen bir kadının kardeşi, ne  yapması gerek- tiğini   öğrenmek   amacıyla   Hz.   Peygamber'e (s.a.s.)  geldiğinde, Hz. Peygamber, "ölen kardeşinin borcu olsaydı öder miydin?"  diye sormuş, adam da, "evet ya Rasulallâh!" deyince, Allah Resulü  (s.a.s.): "O halde Allah'a karşı olan borcunu da öde! Çünkü o ödenmeye  daha lâyıktır." buyurmuştur (Nesâî, c. 5, s.147).
 
 9:Hacca gitmemiş bir kimse, başkasının yerine bedel olarak hacca gidebilir mi?
 
 9:Cevap:Hacca bedel (vekil) gönderecek kimse, haccın  nasıl   yapılacağını  bilen  ve  hac  yapabilecek nitelikleri  taşıyan,  bulûğ   çağına  erişmiş,  akıllı, tercihen  daha  önce  hac  yapmış  Müslüman   bir kimseyi hac yapmak üzere vekil tayin eder. Bununla birlikte, daha  önce hac yapmamış kişi de, vekil olarak hacca gönderilebilir. Ayrıca,  ölü ya da hayatta olsun başkası adına nafile hac yapılarak sevabı  bunlara bağı şlanabilir. Başkası adına yapılacak nafile hac için,  vekilin ehil olması ve adına haccettiği kimse için niyet edip ihrama  girmesi yeterlidir.
 
 10:Hacda kesilmesi gereken kurbanlar, harem dışında kesilebilir mi?
 
 10: Cevap:Hac ve umre sırasında Harem’de kesilen kur- banlık hayvanlara  ve Kâbe’ye ve Harem bölgesi- ne hediye olmak üzere kesilen kurbana hedy  denir. Hedy kurbanları, vacip ve nafile olmak üzere ikiye ayrılır.  Kıran veya Temettu’ haccı yapanların hedy kesmeleri ile ceza kurbanları,  ihsar kurbanı ve harem bölgesinde kesilmesi adanan kurbanlar  vaciptir.   Hac  veya  umre  yapılırken,  bir yükümlülük bulunmadığı halde kesilen  kurban- lar ise nafiledir. Hedy kurbanları, ister vacip, isterse nafile  ol- sun, harem bölgesi içinde kesilir. Harem bölgesinde kesilmez ise,  vacip olanların harem bölgesinde   yeniden   kesilmesi   gerekir.    Ancak   nafile olarak kesilenlerin yeniden kesilmesi gerekmez. Hacda  bulunan kişilerin, hac kurbanı (hedy) dışında,   bayram   münasebetiyle    nafile   olarak kurban kesmek istemeleri halinde, bunu vekâlet yoluyla  Türkiye’de kestirmeleri daha uygun olur.
 
 11:Kadınlar  yanlarında  mahremi  olmaksızın hacca gidebilirler mi?
 
 Yolculuğun her devirde kendine özgü sıkıntı ve tehlikeleri  bulunmaktadır. Bu nedenle kadınların uzun yolculuklara yanlarında  mahremleriyle  birlikte  çıkmaları  uygundur.Ancak  yanında refakat  edecek bir mahremi bulunmayan kadın, şayet yol güvenliği varsa, tek  başına yolculuk yapabilir. Hac,  uzun  bir  yolculuğu  gerektiren   meşakkatli bir ibadettir. Kadının tek ba şına bu yolculuğa  çıkması   bazı  olumsuz  sonuçlar  doğurabilir. Ancak, yanında mahremi olmayan  kadınlar, güvenilir bir hac organizasyonuyla hacca gidebilirler.
 
 12:Hacda iken adet gören kadınlar ne yaparlar?
 
 12: Cevap:Adetliyken ihrama giren veya ihrama girdikten sonra adet  görmeye başlayan kadınlar, tavafın dı şında haccın bütün menasikini  yerine getirebilirler.  Ancak  tavaf  edemezler.  Bu  durumda olan   kadınlar  ifrad  haccına  niyet  ederler.  Daha önce kıran veya temettu'  haccına niyet edip de, Arafat'a çıkma vaktine kadar umrelerini  tamamlama  imkânı  bulamamış   iseler,  haclarını  ifrad haccı olarak  tamamlamaya niyet ederler. Ziyaret tavafı  dışında  diğer  görevlerini   yerine  getirirler ve temizlendikten sonra ziyaret tavaşarını yaparlar.  Ziyaret  tavafını  yaptıktan  sonra  adet  gören kadınlar, ülkelerine  dönmeden önce, vacip olan veda  tavafını  yapacak  imkân  bulamazlarsa,   bu tavafı terk ederler. Bundan dolayı birşey gerekmez. Adetliyken  ihrama girecek ve ihrama girdikten sonra adetleri bitmeden Arafat’a  çıkmak durumunda  kalacak  hanımlar,  ihrama  girerken  ifrad haccına  niyet etmelidirler.
 
 13:Adeti geciktirmek için hacda ilâç kullanmanın hükmü nedir?
 
 13:Cevap:Kadınların, bazı  yan  etkileri  bulunduğu  için adet  geciktirici ilaçlar kullanmak yerine, ziyaret tavafı dı şında diğer  görevlerini yerine getirip, temizlendikten sonra ziyaret tavaşarını  yapmaları uygun olur. Ancak, temizleninceye kadar Mekke'de  kalma   imkanı  bulunmayanların,  bu  ilâcı kullanmalarında sakınca yoktur.
 
 14:Umre nedir, nasıl yapılır?
 
 14:Cevap:Sözlükte ziyaret etmek anlamına gelen umre, dinî bir kavram  olarak, belirli bir vakte bağlı olmaksızın usulüne göre ihrama girdikten  sonra, tavaf ederek Kâbe’yi ziyaret etmek ve diğer bazı dinî  görevleri   yerine  getirmek  suretiyle  yapılan ibadettir. Arafe ve Kurban  Bayramı günleri dışında senenin her zamanında yapılabilen bu ibadetin  ömürde bir defa yapılması sünnet-i müekkededir. Bununla birlikte daha  fazla da yapılabilir. Hz.  Peygamber,  “Umre,  kendisiyle  diğer  umre  arasında  işlenilen  (küçük)  günahlara  kefarettir. Hacc-ı Mebrûr'un  kar şılığı ise ancak cennettir.” buyurmuştur (Buharî, Umre, 1; Müslim,  Hacc, 437). Umre için dışarıdan gelenlerin miket mahallerinde, Mekke’de  bulunanların ise hill bölgesinde ihrama girmesi gerekir. Ihram umrenin  şartlarındandır. Umre   yapmak   isteyen  kişi,  umre yapmaya niyet eder  ve telbiye okuyarak ihrama girer. Bundan sonra Kâbe’yi tavaf edip Safâ  ile Merve  arasında  sa’y  ettikten  sonra  tıraş  olarak ihramdan   çıkar.  Tavaf  umre’nin  rüknüdür;  sa’y ve tıraş olmak ise umrenin  vacibidir.
 
 |