Konu Başlıkları: Veli –Velayet Nedir ?
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Şubat 2013, 12:58   Mesaj No:8

Esadullah

Medineweb Sadık Üyesi
Esadullah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Esadullah isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 15316
Üyelik T.: 18 Aralık 2011
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Kayıp bir Kentten
Yaş:44
Mesaj: 734
Konular: 143
Beğenildi:280
Beğendi:94
Takdirleri:3260
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Veli –Velayet Nedir ?

Alıntı:
@MAVERA@ Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Ebu Suud Efendi Yunus'un Şiirlerini Okumak Açıkça Küfürdür diyor ve tsavvufçuları tekfir ediyor.
Şeyhulİslam Ebu 's Suud Efend'nin, Yunus Emre'nin Şiirine Küfür Fetvası

(İskilip 30.12.1490 – İstanbul 22.08.1574) / H.638 (M.1240) - H.720 (1320)
“İkinci Ebu Hanife” namıyla anılan alim, hukukçu ve tefsirci. / Tasavvuf, felseve Şairi
. . .
Bu kanunlar ve fetvalarla ehl-i sünnet inancına ve Hanefi fıkhına dayalı bir devlet ve toplum düzeni oluşturulmuştur. Bu inanç ve düzene ters düşen her tür davranış ve düşünce akımlarına EbussudEfendişiddetlekarşıçıkmıştır.

Tüm batıni (içrek) inanç ve davranışların yanı sıra vahdet-i vucud (varlık birliği) inancına dayalı bir tasavvuf (gizemcilik) anlayışını bile zındıklık (dinsizlik) ve ilhad (dinden çıkma) saymış, bu inanç sahiplerinin şer’an öldürülmelerinin gerektiği yolunda fetvalar vermiştir.
Ebu's Suud Efendi, Oğlan şeyhi diye anılan İsmail Mâşuki’nin katli için İbn Kemal’in verdiği fetvayı desteklediği gibi, şeyhulislamken kendisi de Melâmi Bayrami tarikatından şeyh Husameddin Ankaravî’nin halifesi Bosnalı şeyh Hamza Bali’nin ve Halvetiye tarikatının Gülşeni kolundan şeyh Karamani’nin öldürülmeleri yolunda fetva vermiştir.

Yunus Emre'nin Şiirine Küfür Fetvası
Yunus Emre’nin kimi şiirlerini açıkça dinden çıkma (kufr-i sarih) saymış, okuyanların öldürülmelerinin şer’an mubah olduğu yolunda fetva vermiştir.

(İstanbul Millet Kütüphanesi şeriye no. 80’de kayıtlı Fetâvâ-yi Ebu's Suud adlı esrin 217a ve 217 b’de kayıtlı bulunan bu fetvanın metni şudur)

Mesele: “Bir zaviyenin mescidinde eşhâs-ı muhtelife ile oğlanlar muhtelit olup envâı teganniyat ile tevhid ederler iken kelime-i tehvidi tağyir edip gâh dil men, gâh canmen ve gâh

Sen bir ulu sultansın
Canlar içinde cansın
çün âyan gördüm seni
Pinhan kayusu değil
Deyüp ve gâh
Cennet cennet dedikleri
Bir ev ile birkaç hûri
İsteyene ver sen anı
Bana seni gerek seni

Deyü göğüslerini döğüp evzâ-ı garibe ettiklerinde ahâli-i mahalleden bazı kimesneler zâviye-i mezbûrede şeyh olan Zeyd’e;

- Bu makule evzâa niçün râzı olursun? Dediklerinde, Zeyd:
- Ne lazım gelir? Ve mâ haleket-el cinne vel inse illa liyabudün demekle cevap verse şer’an Zeyd’e ne lazım gelir?

El cevap: Evza ve akval-i mezbure kemal mertebe fuhuş olduğundan gayri, cennet hakkında söyledikleri kelime-i şenia küfr-i sarihtir. (Yani açık küfürdür) Katlleri mübahtır.(Yani öldürülmeleri helaldir çünkü kafirdirler)

şeyhleri olan bi-din hikâyet olan ef’al ve akvâl men’e mübaşeret olunmazsa dahi ne lazım gelür demekle kâfir olduğundan gayrı o kabayihi ibadet kabilinden addedüp âyet-i kerimeyi ana delil getirmekle tekrar kâfir olur. Ve bu itikattan rücu etmezse katlleri vâcip olur.” (Yani tevbe edip islama tekar girmezlerse öldürülmeleri gerekir.

KAYNAK :
İstanbul Millet Kütüphanesi şeriye no. 80’de kayıtlı Fetâvâ-yi Ebussuud adlı esrin 217a ve 217b’de kayıtlı bulunan bu fetvanın metni
Mehmet Ebu Suud efendi Kanuni sultan Süleyman döneminin ve II.Selim döneminin şeyhül islamıdır.Esadullah bey buna ne diyeceksiniz.
Ebu Suud Efendi Şeyhulislamdır ama islamın Peygamberi değildir yada tek Fetva sahibi de değildir. İkincisi Konuda zaten Veliler ve Velayet anlatılmıştır ama ısrarla Tarikatı sokmaktasınız işin içine ki asıl olanın Şeriat olduğunu hala ya siz anlayamadınız yada anlamak istemiyorsunuz kardeşim , Şimdi O zaman şunuda söylemek lazım gelmezmi Ebu Suud Ehli Sünnete yani İmamı Azam İmamı Şafii İmamı Malik ve İmamı Hanbele bağlı bulunmayan Başta Şia yı Küfür ile itham etmiştir şimdi demekki sizin verdiğiniz Ebu Suud deliline inanıyorsanız Ehli Sünnet yani Dört Mezhep dışındaki herkes KAFİRDİR.....Bunuda delil ve Fetva alalımmı, Üçüncüsü Fetva Ne Demektir ?

481. MES'ELE : Tâife-i mezbûre şi'adan olmak da'vâ ederler, "lâ
ilahe illallah" derler iken, bu mertebeyi îeâb eden halleri nedir,
mufassal ve meşrûh beyan buyurula?

ELCEVAP : Şi'adan değil, "yetmiş üç fırka ki, içinde ehl-i sün-
net fırkasından gayrı nârdadır" deyu hazreti Resul (sallallâhu
aleyhi ve sellem) tasrih buyurmuşlardır, bu taife ol yetmiş üç
fırkanın hâlis birinden değildir. Her birinden bir miktar şer ve
fesad alıp, kendiler hevâlarınca ihtiyar ettikleri küfr ü bid'atlere
ilhak edip, bir mezheb-i küfr ü dalâlet ihtira eylemişlerdir. Dahfc
durup gün günden artırmak üzerinedirler. Şimdiye değin üzerine
mmtemir oldukları kabâyih-i ma'rûf elerinin, müceb-i şeriat-i şe-
rife üzerine mufassalan hükmü budur ki: Ol zâlimler Kur'an-ı 'azı-
mı ve şeriat-i şerifeyi ve dîn-i islâmı istihfaf eylemekle, ve kütüb-i
şer'iyyeyi tahkir edip oda yakmak ile, ve 'ulemâ-i dîni 'ilimleri için
ihanet edip kırmak ile, ve re'isleri olan fâcir meVûnu ma'bud yerine
koyup ana secde eylemekle, ve dahi hürmeti nusûs-i kafiye ile sabit
olan enve-i hurumât-i dîniyeyi istihlâl eylemekle, ve hazret-i Ebî
Bekr ile hazret-i ömere (radiyallâhu anhum) la'n eylemekle kâfir ol-
duklarından sonra, hazret-i Âişe-i sıddîkanın (radiyallâhu anhâ)
berâati hakkında bunca âyât-i }azîme nazile olmuş iken, anlara
itâle-i lisan eylemekle Kur}an-i kerîmi tekzîb edip kâfir oldukların-
dan ma'adâ, hazret-i Risâlet-penâhın (sallallâhu aleyhi ve sellem)
cenâb-ı azizlerine şeyn getirdikleri ile sebb-i nebi eylemiş olup,
cumhûr-i 'ulemâ-i a}sâr ve emsâr icmâı ile, katilleri mubah olup,
küfürlerinde şek edenler kâfir olurlar. İmâm-ı Azam ve imam
yân-i Sevrî ve imam Evzâgî (rahimehullah) katlarında tamı
sıhhat üzere tevbe edip islâma gelicek, eğerçi bu küfürler de
şâir kefere küfürleri gibi afv olunup katilden necat bulurlar, amfı
imam Mâlik ve imam Şâfi'î ve imam Ahmet bin Hanbel ve imt
Leys bin Sa'd ve imam îshak bin Râhûye ve şâir 'uzemâ-i cu
mâ-i dinden cem'-i kesir katlarında asla tevbeleri makbul ve
lamları mu'teber değildir. Elbette hadden kati olunurlar. Hazrt
imam-i din-penah (eyyedehullâhu te'âlâ ve kavvâhu) zikr olu%
eimme-i dinden, hangi canibin kavli ile 'amel ederler ise meşr
dur. Ol kabâyih ile ittisafları cemi' ehl-i islâm içinde tevatür
mu'ayyenen ma'lûm olmuştur. Hallerinde tereddüd ve iştibah y\
tur. Askerlerinden olup kıtale mübaşeret edepler ve binip inip
bâhndan olanların sânında asla tevakkuf olunur değildir. Am
şehirlerde ve köylerde kendi hâlinde salâh üzerine olup, bunla
sıfatlarından ve efallerinden tenezzühü olup, zahir halleri di
sıdklarına delâlet eyleyen kimselerin kizbleri zahir olmayın
üzerlerine bunların ahkâmı ve 'ukûbâtı icra olunmaz. Bu taife
kıtali şâir kefere kıtalinden ehemdir. Anınçün Medîne-i münevv
etrafında kefere çok iken ve bilâd-i Şâm feth olunmamış iken
lara gaza eylemekten, hazret-i Ebî Bekr-i sıddik (radiyallâhu at
hilâfetinde zuhur eden Müseyleme-i kezzaba tâbiolan tâife-i m
tedde üzerine gaza eylemeğe, eshâb-i kiram (rıdvânullâhi aleyl
ecma'în) icmaları ile tercih ve takdim buyurmuşlardır. Hazr<
'Ali (kerremallâhu vecheh) hilâfetinde havârîc kıtali dahi be
olmuştur. Bu taifenin fesadları dahi azimdir, yeryüzünden fes
ların ref eylemek için mücâhede eylemek dahi ehemdir.

(A. 256 a)

M.Ertuğrul Düzdeğ - Şeyhülislam Ebu Suud Efendi Fetvaları


Kardeşlerimiz isterizki artık anlasınlar Şeriat olmadan Tarikat olmaz Şeriatsız bir tarikat zındıklıktır bunu daha nasıl ifade edebilirzki ? Vesselam veddua
Alıntı ile Cevapla