Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 Mart 2013, 16:40   Mesaj No:37

NİSAREYYAN

Medineweb Sadık Üyesi
NİSAREYYAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:NİSAREYYAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 22593
Üyelik T.: 07 Aralık 2012
Arkadaşları:26
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Mesaj: 579
Konular: 29
Beğenildi:15
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Bu Haftanın Misafiri ''NİSAREYYAN'' Kardeşimiz

Alıntı:
F*E*R*D*İ Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Misafir ağam misafirliğiniz ortadoğu baharına ve mazlum kürt sorunun çözümüne hayırlara vesile olsun.
sorularımı arz ederim :

yek : "sofiyi ker ile keri sofi arasında fark yoktur".derler....sizce ? türkçesi cahil sofi ile eşeği arasında fark yoktur.

dudu :islam kardeşliği en az namaz kadar farz iken,faşizmi hayat prensibi edinen bazı kuri keri müslümanlar hakkında düşünceniz nedir ?

selasun : islam cemaatlerinin içinde en muttaki yaşayan ve aynı zamanda en kuri kerileri kendi bünyesinde toplayan tasavuf hakkında düşünceniz nedir ? kötü ise neden muttakiler burda yetişir? iyi ise kuri kerilerin burda işi ne ?

elini ketçaba bulamadan el cevap ?

selamlarrr..
a.s
sorulardan anladığım kadarıyla;
1.Hani Mûsâ kavmine, “Allah, size bir sığır kesmenizi emrediyor” demişti. Onlar da, “Sen bizimle eğleniyor musun?” demişlerdi. Mûsâ, “Kendini bilmez cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım” demişti.(2:67)
ayetindeki gibi kendini bilmez cahillerden olmaktan Allah a sığınırım.
2.öncelikle faşizmden kastınızı bilmem gerekiyor eğer milliyetçilik ise benim için dusturlar şunlardır:
öncelikle:
“Ey insanlık ailesi, Elbet sizi bir erkekle bir dişiden yaratan biziz; derken sizi kavimler ve kabileler haline getirdik ki, tanışabilesiniz. Elbet Allah katında en üstününüz, O’na karşı sorumluluk bilinci en güçlü olanınızdır; şüphe yok ki, Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.” ayeti
ve bu ayet ışığında:
“Bilindiği gibi bir ordu tugaylara, tugaylar alaylara, alaylar taburlara, taburlar bölüklere, bölükler takımlara ayrılıyor. Bunun amacı, askerlerin değişik yönlerini ve yeteneklerini ortaya koymak ve o yeteneklere göre görev dağılımını yapmaktır. Böylece o ordunun fertleri yardımlaşma prensibiyle gerçek bir görev yerine getirmiş olacaklar ve toplumun sosyal hayatı düşmanın saldırısından korunmuş olacak. Hiç şüphesiz ordunun muhtelif kısımlara ayrılmasından maksat, tugay ve taburların birbirilerine karşı husumet beslemeleri ve kavga etmeleri değildir. Tıpkı bunun gibi, İslam toplumu da kabile, kavim ve gruplara ayrılmış büyük bir ordu hükmündedir. Fakat bu toplumun çok sayıda birliğini gerektiren yönler vardır. Her şeyden önce Yaratıcıları bir, Rezzakları bir, Peygamberleri bir, kıbleleri bir, kitapları bir, vatanları bir… Bu kadar birlikler elbette ki kardeşliği, muhabbeti ve birliği gerektiriyor. Anlaşılıyor ki, kabile ve gruplara bölünmüş olmak, şu ayetin ifade ettiği gibi, tanışmak, yardımlaşmak ve dayanışmak içindir, birbirini inkâr etmek ya da birbirileriyle kavga etmek için değildir.”
üstad bediüzzamanın sözleri benim de düşüncelerimdir
ayrıca üstad günümüz milliyetçiliği hakkında şöyle diyor
“Milliyet fikri bu asırda çok ileri gitmiş, özellikle de dessas Avrupa zalimleri, parçalayıp yutsunlar diye bu fikri Müslümanlar içinde menfi bir şekilde uyandırıyorlar.”
3. sorunuz için de tasavvuf hakkında kötü bir düşüncem yoktur
Rabbim nefsine uyup ta zalimlerin yolundan gidenlerden eylemesin bizleri
selametle
__________________
Allah’ım! Senden; Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine ulaştıracak amelleri sevmeyi dilerim. Allah’ım! Senin sevgini bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevimli kıl!