|  Durumu:    Medine No :  13301  Üyelik T.:
04 Şubat 2011  Arkadaşları:5 Cinsiyet:erkek Yaş:38 Mesaj :
4.831Konular:
926  Beğenildi:344 Beğendi:0
 Takdirleri:62 Takdir Et: 
	  Konu Bu  
				Üyemize Aittir! |   Şifa Kaynağı olan Nar Kabuklarını Atmayın/MEDİNEWEB 
   Şifa Kaynağı olan Nar Kabuklarını Atmayın/MEDİNEWEB    
 
 
 Meyve ve meyve suyu olarak tüketilen narın kabuğunun, meme kanseri   başta olmak üzere hemen hemen tüm kanser türlerini önleyici ve   iyileştirici faydaları olduğu bildirildi.
 
 
 Meyve ve meyve suyu olarak tüketilen narın kabuğunun, meme kanseri başta   olmak üzere hemen hemen tüm kanser türlerini önleyici ve iyileştirici   faydaları olduğu bildirildi.
 Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Kimya Eğitimi Anabilim Dalı   Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Uslu, narın insan sağlığına faydalarının   saymakla bitmeyeceğini, bu nedenle de bol bol tüketilmesi gereken bir   meyve olduğunu söyledi.
 Tacıyla adeta meyvelerin kralı olan narın, her derde deva bir ilaç   olduğunu ifade eden Uslu, ”Nar bağışıklık sistemini güçlendirerek,   bizleri başta kanser olmak üzere pek çok hastalıktan da korumaktadır.   İçerdiği flovanoidler, vitaminler, polifenoller, antosiyaninler,   taninler vasıtasıyla kolesterol ve şekeri de dengeleyen özellikle hicaz   narı, kalp ve damar sağlığımızı koruduğu gibi, kanser hücrelerinin de   gelişmesini çok önemli oranda engellemektedir” dedi.
 
 Mucizevi bir şifa kaynağı olan narın kabuk, zar, çekirdek ve sudan oluştuğunu vurgulayan Uslu, şunları söyledi:
 ”Nar suyunun genel damar sağlığını, özellikle de kalbi koruduğu, damar   tıkanıklıklarını geriletme ve tansiyon düşürücü etkileri herkes   tarafından bilinmektedir. Halkımız narı, suyunu içerek tüketmektedir.   Narın içindeki zarlar ile yendiğinde mide ülserini iyileştirdiği ise pek   az kişi tarafından biliniyor. Yine son günlerde pek çok firmanın  satışa  sunduğu nar çekirdeği yağı, çok değerli punicic acid  içermektedir. Nar  çekirdeği yağı özellikle cildimizde kırışıklıkları ve  yaşlanmayı  gidermekte, saçlarımızda canlılık ve saç çıkarıcı etkileri  nedeniyle  ilaç endüstrisi tarafından önemli miktarda kullanılmaktadır.”
 ”Nar kabuğu, suyundan daha fazla değerlidir”
 Nar kabuğunun ise Türk halkı tarafından hiç kullanılmadan çöpe atıldığına dikkati çeken Uslu, şöyle devam etti:
 ”Halbuki Çin’deki Instutute of hygiene and Environmental Medicine   (Hijyen Enstitüsü ve Çevresel Tıp Bilimi) kuruluşunun yaptığı son   araştırmalara göre, nar kabuğu, suyuna göre daha fazla oranda değerli   bileşikler içermektedir. Yani nar suyu bir ilaç gibi sağlığımız için   faydalıdır, ancak kabuğu suyundan daha fazla değerlidir. Nar kabuğu   içinde bulunan ellagik asit, başta meme kanseri olmak üzere hemen hemen   tüm kanser türlerini hem önleyici hem de iyileştirici faydalar   sağlamaktadır. Nar kabuğundaki flavanoitler, fenolik bileşikler ve   antioksantlar suyundan çok daha fazla miktardadır.”
 Prof. Dr. Uslu, araştırmaların, nar kabuğunun kötü huylu kolesterolü   azalttığı, beta hücrelerini artırarak diyabetli hastalara, kalp ve damar   hastalarına suyuna göre çok daha önemli faydalar sağladığını   gösterdiğini anlatarak, şunları kaydetti:
 ”Nar kabuğunda bulunan ellagik asit antioksidan, anti-mutajen ve   anti-kanser özelliklere sahiptir. Çalışmalar meme, yemek borusu, cilt,   bağırsak, prostat ve pankreas kanserlerinde anti-kanser özelliğini   göstermiştir. Ellagik asit P53 geninin kanser hücrelerince yok   edilmesini engellemektedir. Ellagik asit kansere neden olan moleküllere   bağlanarak onları çok önemli bir oranda etkisizleştirmektedir. Bu  yüzden  özellikle kanserli hastaların kullanımı amacıyla ellagik asitli   içecekler başta İsrail olmak üzere pek çok ülkede eczahanelerde   satılmaktadır. Nar kabuğu narın en değerli yeri iken ülkemizde meyve   suyu fabrikaları bu değerli maddeyi üstüne bir de para vererek çöpe   atmaktadır.
 Yine kanserli hastaları tedavi etmek için nar kabuğundan hazırlanmış   ellegik asitli kapsüller 50 gramı 50 dolardan eczahanelerde   satılmaktadır. Bir firma yüzde 95 saflıktaki nar kabuğundan ürettiği   ellagik acitin 1 gramını 83 avrodan satmaktadır. Görüldüğü üzere nar   kabuğu nar suyundan çok çok daha fazla değerlidir.
 Kanserli hastaların ilk başta vücutlarının pH’sını 7.4′ün üzerine   çıkarmaları gerekmektedir. Bunun için gerekli çabayı göstermeleri   gerekmektedir. O halde hem kansere yakalanmamak için hem de kansere   çözüm amacıyla artık hiçbir işe yaramayan siyah çay, asitli içecekler   yerine yeşil çay, ada çayı, zeytin yaprağı çayı gibi bitki çayları ve   özellikle de nar kabuğu çayını tüketelim.”
 ”Sıkılan narın kabukları asla atılmamalı”
 Ellagik asit sayesinde nar kabuğunun, kanser hastalığına karşı çok   önemli koruyucu, hatta kanseri tedavi edici özellikleri olduğu   vurgulayan Uslu, ”Bununla ilgili literatürde çok fazla makale   yayınlanmıştır. Tüm bu etkileri nedeniyle özellikle meyve suyu   fabrikalarından atılan tüm nar kabuklarının kurutularak özellikle   büyükbaş hayvanların gıdalarına karıştırılması durumunda bu hayvanların   da daha az hastalığa yakalanması ve sağlıklı olmaları sağlanacaktır.   Böylece büyükbaş hayvanlara gereksiz yere antibiyotikler   verilmeyeceğinden, bu hayvanların sütünü ve etini kullanan bizlerin de   bu antibiyotiklerden etkilenmemizin önüne geçilmiş olacaktır” dedi.
 
 Prof. Dr. Uslu, evde sıkılan narın kabuklarının asla atılmaması gerektiğini de belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
 ”Gölgede veya 40-50 dereceyi geçmeyecek ortamlarda kurutarak,   ufaladığımız nar kabuklarını serin bir yerde saklayalım. Daha sonra 100   gram kaynamış suya, 2 gram nar kabuğu atarak, yaklaşık 10 dakika   kaynatıp suyunu hemen her gün çay olarak tüketelim. Böylece başta   kanser, kalp ve şeker hastalıkları olmak üzere pek çok hastalıktan   kendimizi korumuş olacağız. Hatta çay içmekten üşenirsek, kurutulmuş ve   parçalanmış nar kabuklarını, kahve çekme makinelerinde toz haline   getirip, bir çay ya da kahve kaşığı tozu salata, peynir gibi gıdalarla   direk olarak ta tüketebiliriz. Özellikle şeker hastaları beta   hücrelerini artıracak bu tozu tüketmeye özel çaba göstermelidir. Genelde   tüm meyvelerde olduğu gibi narın da en değerli yeri kabuğudur. Bir  ilaç  gibi içtiğimiz nar suyundan arta kalan kabukları da asla atmayalım  ve  başta kanser, şeker ve kalp olmak üzere hemen hemen tüm  hastalıklardan  korunalım.”
 |