Konu Başlıkları: Cüneyd-i Bağdadi'den Sözler
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13 Temmuz 2008, 17:19   Mesaj No:2

KEVİR

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:KEVİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1676
Üyelik T.: 05 Mayıs 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 340
Konular: 70
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: Cüneyd-i Bağdadi'den Sözler

*** İnsanları Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin sevgisine kavuşturacak yol, yalnız Muhammed Aleyhisselam’ın nurlu yoludur. Bundan başka olan dinler, inançlar, rüyalar çıkmaz sokaktır. İnsanı saadete kavuşturamazlar. Kur’an-ı Kerim’in ahkâmını öğrenmeyen ve Hadis-i Şeriflere uymayan kimse cahil ve gafildir.


*** Her kim gördüğünden ibret almazsa, onun görmemezliği görmesinden üstündür


*** İbadet etmek bakımından dünyanın bir saati, kıyametin bin senesinden daha iyidir. Zira bu bir saatte, faydalı amel işlenebilir. Hâlbuki kıyametin o bin senesinde, bir şey yapılamaz. O halde, ey mümin kardeşim vaktini, boş şeylerle geçirme, zamanının kıymetini bil ve en iyi şeyler için kullan. Namazlarım vaktinde kıl ki, kıyamet günü pişman olmayasın. Çok büyük sevaba kavuşasın


*** Kendisine gelip dua talep edenlere Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri şöyle duada bulunurdu: “Cenab-ı Hak (CC) Hz.leri, kendisine kavuşturan şeylere kavuştursun. Cenab-ı Hak (CC) Hz.leri zenginliğini kalbine koysun, seni bütün kötülüklerden alıp, kendisiyle meşgul kılsın. Sana olmayacağı şeyi çıkarıp rızasını koysun. Seni kendine varan en güzel ve doğru yola iletsin


*** İnsanı Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.lerine kavuşturan yol, Peygamber (SAV) Efendimizin izinde bulunanların gittiği yoldur. Bu yola bütün kötü yollar kapalıdır


*** Bir kimse, Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’ne kavuşmak yolunda, milyonlarca sene Sıdk ve İhlâs ile yürüse ve bir an geri dönse, kaybı kazancından fazladır


*** İnsanın, Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’ne kavuşturan yolda yürümesi, Peygamber (SAV) Efendimize ve O’nun (SAV) hakiki varisi evliyalara tam tabi ve teslim olmakla mümkündür. Şüphe çukuruna ve bidat karanlığına düşmüş olanlar bu yolda yürüyemezler


*** Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin ihsan ettiği nimetlerin çokluğunu göreceksin. Bir de, O’na (CC) karşı yaptığın ibadet ve taatlardaki kusurlarını göreceksin. Bu iki görüş arasında meydana gelen hale hayâ denir


*** Kulluk, her an Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’ne muhtaç olduğunu bilmek ve O’nun (CC) Resulüne (SAV) tam tabi olmaktır



*** Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri her şeyi kıymetli yaratmıştır ama bir şeyi en kıymetli yaratmıştır. O da vakittir. Vakit zayi olursa tekrar elde edilmesi mümkün değildir. Bunun için en kıymetli şey vakittir


*** Müslüman temiz toprağa benzer. Temiz toprağa her şey atılır. Ezilip, hakaret görür. Lakin ondan hep güzel, temiz, faydalı şeyler çıkar


*** Bir zaman gönlümü kaybettim. ‘Ya Rabbi! Gönlümü kaybettim, bulamıyorum. Gönlümü bana iade et’ diye dua ettim. Bir ses duydum ki: ‘Ey Cüneyd! Biz senin gönlünü muhafaza ettik. Sen, bizimle olunca gönlünü niçin ararsın? Başkasıyla olmak mı istersin?’ diyordu


*** Rıza belayı nimet saymaktır


*** Tasavvuf, kalbi temizlemek ve her an Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri ile olmaktır


*** Bir kimsenin havada bağdaş kurup oturduğunu görseniz, İslamiyet’in emir ve yasaklarına uymaktaki hassasiyetine bakınız. Eğer tam ise ona uyabilirsiniz. Eğer emir ve yasaklara uymakta (çok az da olsa) bir gevşekliği varsa hemen ondan uzaklasınız. Çünkü zararı dokunur


*** Bir kimsede tevazu (alçak gönüllülük) güzel ahlâk bulunursa bu dört haslet o kimsenin yüksek makamlara kavuşmasına sebep olabilir. Bunlar imanın kemalidir


*** Namazda kalbime dünya düşüncesi gelse, o namazı tekrar kılardım. İşin esası nefse uymamaktır


*** İlim kendi haddini bilmek, Tasavvuf (Tarikat) kalbi temizlemektir


*** Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nden gafil olmak, ateşte olmaktan beterdir


*** Şükretmek, kendini bu nimete ehil ve lâyık görmemektir


*** Rabbim seni serbest bırakırsa bir dilekte bulunmam. Kulun dilemesi olmaz. O'nun dileğini yapardım


*** Sabır, hiç yüzü ekşitmeden acıyı yudum yudum içine sindirmendir


*** İhlâs: Ameli, Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri için olmayan karışık düşünce ve niyetlerden arındırmaktadır


*** Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri yedi yaşında iken, babasını ağlıyor gördü. Sebebini sordu: “Zekât olarak dayın Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri’ne bir kaç gümüş göndermiştim, almamış. Kıymetli ömrümü, Allah (CC) Hz.leri’nin sevdiklerinin almadığı gümüşler için geçirmiş olduğuma ağlıyorum” dedi. Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri: “Babacığım parayı ver ben götüreyim.” deyip dayısının evine gitti. Kapıyı çaldı, dayısı kim olduğunu sorunca: “Ben Cüneyd’im dayıcığım. Babamın zekâtını al.” dedi. Dayısı: “Almam.” Deyince Cüneyd-i Behre (RA) Hz.ler:i: “Adl edip babama emreden ve ihsan edip seni serbest bırakan Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin rızası için al.” dedi. Dayısı: “Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri babana ne emretti ve bana ne ihsan etti?” dedi. Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri: “Babamı zengin yapıp zekât vermesini emretmekle adalet eyledi. Seni de fakir yapıp zekâtı kabul edip etmemekle serbest bırakıp ihsan eyledi.” dedi. Bu söz Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri’nin hoşuna gitti ve: “Oğlum zekâtı kabul etmeden önce seni kabul ettim.” dedi. Kapıyı açıp parayı aldı


*** Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri, yedi yaşındayken dayısı ve aynı zamanda üstadı olan Seriyyi sekati (RA) Hz.leri tarafından Hacca götürüldü. Mescid-i Haram’da dört yüz büyük zat şükrü tarif ediyorlardı. Neticede dört yüz ayrı izah meydana geldi. Hepsi tarif ve izahı yetersiz buldular. Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri, Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri’ne: “Sen de bir şeyler söyle.” dedi. Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri: “Şükür, Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin ihsan ettiği nimet ile O’na (CC) isyan etmemek, O’na (CC) isyan için ihsan ettiği nimeti sermaye olarak kullanmamaktır.” buyurdu. Orada bulunanların hepsi de: “Seni tebrik ederiz. Maksadı güzel şekilde ifade ettin. Bu ancak böyle tarif edilebilirdi.” dediler. Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri: “Yavrum, öyle anlıyorum ki, senin lisanın doğru ve kuvvetli olacak, güzel söyleyebilmek hali sana nereden geliyor?” diye sorunca Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri: “Sizin sohbetlerinizde bulunmakla efendim.” dedi


*** Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri dervişleri ile otururken bir kimse geldi ve bir miktar para bıraktı. Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri: “Başka paran var mı?” diye sordu. O kimse: “Evet param var.” dedi. Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri: “Çok paran olmasını ister misin?” diye sordu. O kimse de: “Evet isterim.” dedi. Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri: “Bıraktığın paralara senin ihtiyacın var, biz paramız olsun istemiyoruz.” buyurdu


*** Zengin bir kimse vardı. Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri’nin huzuruna gelip tövbe etti ve dervişliğe kabulünü istedi. Malını fakirlere dağıttı. Bin altını kaldı. Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri: “Bu bin altını Dicle nehrine at.” buyurdu. O kimse altınları birer birer nehre attı. Döndüğünde Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri kendisine heybetle bakıp: “Niçin hepsini birden atmadın da birer birer sayarak attın, demek hala gönlünde onlara muhabbet var.” buyurdu. Bir müddet kendisini sohbetlere kabul etmedi. Sonunda o kimse buna da tövbe edip nihayet dervişliğe kabul edildi


*** Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri’ne birisi: “Nefsin hastalığına ilaç yok mudur?” diye sorunca Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri: “Nefsin ilacı, isteklerine muhalefet etmektir.” buyurdu. Bunun için o kimse kendi kendine: “Ey ahmak nefsim, bunu ben sana kaç defa söyledim. Ama sen Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri’nden duymayınca inanmadın.” dedi.


*** Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri’ne sordular: “Hiç ibadet yapmadan karşılıksız olarak Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin lütfuna kavuşmak mümkün müdür?” Cevabında buyurdu ki: “Zaten bütün nimetler iyilikler, hep Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin lütfudur. Bu kadar aciz ve zavallı olan insanların yaptıkları ibadet ve taatlerin, O’nun (CC) lütfü olan nimetlere karşılık olması ne mümkündür



*** Birisi Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri’ne gelir sorar: “İhlâsı kimden öğrendiniz?” O’da (RA): “Mekke-i Mükerreme’de harçlıksız kalmıştım. Basra’dan para bekliyordum ama gelmemişti. Saçım sakalım çok uzamıştı. Bir berbere girdim. ‘Peşin peşin söyleyeyim param yok.’ dedim, “Allah (CC) rızası için saçlarımı düzeltebilir misin?’ Berber o anda mevki sahibi birini traş etmekteydi. Onu bırakıp bana başladı. Adam itiraz etti. Berber ‘Kusura bakmayınız efendim.’ dedi, ‘sizi ücreti mukabilinde traş ediyorum. Ama bu genç Allah (CC) rızası için istedi.’ Berber dahasını da yaptı, bana harçlık verdi. Aradan birkaç gün geçti, beklediğim para geldi. Ona bir kese altın götürdüm. ‘Asla alamam’ dedi, ‘İnan Allah’ın (CC) rızası, daha değerli’

__________________
Çağımızın en büyük tutkusu köleliktir.
Alıntı ile Cevapla