Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26 Ağustos 2007, 23:44   Mesaj No:8

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: EN MÜHİM İŞİMİZ: BERAT KANDİLİMİZİN İHYÂSI

Berat Kandili’ni nasıl ihya edelim?
Büyüklerimiz, Berat Gecesi’nde yüz rek’at namaz kılmamızı tavsiye ediyorlar. Böyle bir namaz var mı? Berat Kandili’ni nasıl geçirelim ki sevabımız çok, beratımız tam olsun? İlâhi rahmetin coştuğu, manevî huzur ve sükunun kalplere doğduğu, coşkun rahmet dalgalarının başladığı mübârek üç ayların ikincisi olan Şaban ayı içerisinde bulunan Berat Gecesi Müslümanlarca kutsal sayılmıştır. Hz. Peygamber (sas) Şaban ayına ve özellikle bu ayın on beşinci gecesine ayrı bir önem vererek onu ihyâ etmiştir. (Tirmizî, Savm, 39) Berat, Arapça berae-beraet kelimesinin Türkçeleşmiş halidir. Beraet, iki şey arasında ilişki olmaması; kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması anl----- gelir. Müslümanların Şaban ayının on beşinci gecesinde Allah (cc)’ın affı ve bağışlaması ile günahlarından kurtulacağı umularak bu geceye Berat Gecesi denilmiştir. Bu gecenin diğer gecelerden daha fazla ibadet ile geçirilmesinin sebebi Hz. Muhammed’ten (sas) rivayet edilen şu hadistir: “Şaban ayının yarı gecesi (on beşinci gece) oldu mu, onu ibadet ve taatla geçirin. Gündüzünde oruç tutun. Zira Allah-ü Teâlâ o gecenin gurup vakti (güneşin batmasıyla) dünya semasına rahmetle tecelli eder ve fecir doğana kadar: ‘Yok mu bana istiğfar eden (af isteyen), onu mağfiret (af) edeyim. Yok mu benden rızık isteyen, ona rızık vereyim. Yok mu bir musibete uğrayan (hasta olan) ona âfiyet bahşedeyim. Yok mu şöyle, yok mu böyle!’ der” buyurmuştur. (İbn Mâce, “İkame”, 191). Peygamberimiz, Efendimiz (sas) başka bir hadîs-i şerifinde şöyle buyuruyor: “Allah (cc) Şaban ayının yarı gecesinde dünya semasına lütufla tecelli edip, ‘Kelp’ kabilesinin koyun sürüsündeki kıllardan daha çok kimselerin günahlarını mağfiret eder (bağışlar).” (Tirmizî, “Savm”, 39; İbn Mâce, “İkame”, 191) Bir diğer hadîs-i şerifte de Hz. Muhammed (sas) şöyle buyurmuştur: “Allah (cc) Şaban ayının yarısında kullarının hallerini gözden geçirir, müşrik ve kindar olanlardan başka herkesin günahlarını afveder.” (Tac, II/93) Bu rivayetlerden anlaşıldığı gibi Şaban ayını ve özellikle on beşinci gecesi olan Berat Gecesi’ni namaz kılarak, kaza namazları varsa, güç yettiğince kaza namazı kılıp bol bol dua ederek, işlenen günahlar için mesela; kötü, insanları üzen kötü sözlerden, fena düşüncelerden, çirkin, nefsî plânlardan, arsız hareketlerden tövbe edip halis bir şekilde, gözyaşlarıyla af edilmeyi dileyerek, kırgınlıkları unutup eş, dost, akrabaya sevgiyle, şefkatle sarılarak, ihmal edilen düşkünlere yardım elini merhametle uzatarak geçiren Müslümanlar bol bol rahmete, mağfirete kavuşacaklar. Kararmaya yüz tutmuş kalpler, perdelenmiş gözler, vicdanlar, solmaya başlamış gönüller İlâhî lütuflarla kendine gelecek, hissedilen güzel duyguların coşkusuyla boşalan sevinç gözyaşları içinde alınlar peş peşe secdelere, ruhlar semaya varacak. Kaynakların belirttiğine göre Berat Gecesi’ne mahsus özel bir namaz yoktur. Gazzâlî’nin rivayet ettiği yüz rek’at namazın sonradan âdet haline geldiği kaydedilmektedir. (İslâm Ansiklopedisi V, 475) Kıblenin Mescid-i Aksâ’dan Mekke’deki Kâbe istikametine çevrilmesinin hicretin ikinci yılında, Berat Gecesi’nde vuku bulduğunu kabul eden âlimlerin olması bu geceye ayrı bir önem kazandırmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’in buyurduğu: “Apaçık olan Kitab’a and olsun ki, biz O’nu (Kur’an’ı) mübarek bir gecede indirdik.” (ed-Duhân, 2, 3) Bu âyette geçen ‘mübarek gece’den maksadın Kadir Gecesi veya Berat Gecesi olduğu hakkında müfessirler ihtilâf etmişlerdir. Bir kısmı “Kadir Gecesi” şeklinde, bir kısmı da “Berat Gecesi” olarak tefsir etmiş ve bu gecede Kur’ân-ı Kerîm’in tamamının “levh-î mahfûz” (Allah’ın takdirinin, olmuş ve olacak şeylerin yazılı olduğu levha)dan dünya semasına indiği, Kadir Gecesi’nde de âyetlerin peyderpey yeryüzüne, Hz. Muhammed’e inmeye başladığı şeklinde yorumlamıştır. (Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, VII, 67-69)

DR. JALE ŞİMŞEK
Alıntı ile Cevapla