Gülümseyin ve hep şükredin............ 
  Tabağında ağız tadına uymayan bir yiyecek 
bulduğun zaman şikayetçi olma. 
Tabaklarında karınlarını doyurmak için bile 
hiçbir şey bulamayan insanları düşün... 
 
Sıkışmış bir trafikte kendini umutsuz hissettiğin 
zaman şanssız olduğunu sanma. 
Dünyada arabaya binme sanşına 
hiç sahip olamayan kişileri düşün... 
 
İşinde kötü bir gün geçirdiğin zaman 
kendi kendine söylenme. 
Yıllardır işsiz kalmış bir kişiyi düşün... 
 
Yerleşim merkezinden kilometrelerce uzakta 
araban bozulduğu zaman yaşama küsme. 
Doğduğu günden buyana böyle bir yürüyüş yapmayı 
özlemiş bir felçliyi düşün... 
 
Aynaya baktığında saçındaki yeni bir beyaz 
saç teli daha seni üzmesin. 
Saçlarına yeniden sahip olmayı bekleyen ve 
kendisine kemoterapi tedavisi uygulanan 
bir hastayı düşün... 
 
Yaşamın anlamını ve amacını düşünmeye 
başladığında kafan karışmasın. 
Bunu düşünmeye bile fırsatı olamayanları düşün... 
 
Ve birgün insanların sertliği, umursamazlığı, 
küçüklüğü ve güvenilmezliği karşısında kendini 
aşağılanmış ve kurban edilmiş bir duygu içinde 
bulursan, yine de gülebilmeyi dene. 
Çevresindekilere sert, umursamaz, aşağılayıcı 
ve ezici davranan bir kişi olmadığına şükret... 
 
GÜLÜMSEYİN VE HEP ŞÜKREDİN...