Konu Başlıkları: Ucb
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10 Ağustos 2008, 18:46   Mesaj No:1

Belgin

Medineweb Emekdarı
Belgin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Belgin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 7
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:43
Mesaj: 1.277
Konular: 640
Beğenildi:16
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Ucb

Ucb

Bir insanın kendisini üstün ve faziletli sanıp başkalarını daha aşağıda görmesine "kendini beğenme" ya da dinî tabirle "ucb" denir. Çok kötü bir huy olan kendini beğenme, kibir ve gururun sonucudur; sahip olduğu nimetlerin Allah'tan geldiğini ve yine bir gün yok olup gidebileceğini düşünmemektir; insanın, aciz ve zayıf bir kul olduğunu unutmasıdır.
Kendini beğenenler, diğer insanların aklını, fikir ve düşüncelerini, davranışlarını, hatta giyim ve kuşamlarını beğenmez, nefislerinden başka bir şey düşünmez, inatçılıktan da geri kalmaz. Onlara göre kendileri değerli, başkaları değersizdir. Her yaptıkları iyi, her eksiklikleri fazilettir. Her yüksek makama onlar layıktır.
Kendini beğenmek, kibirle aynı anlamda gibi görünüyorsa da aralarında bir fark vardır. Mesela, bir adam dünyada tek başına kalsa, bu kişinin kibirlenmesi düşünülemez, ancak kendini beğenmesi düşünülebilir.
Kendini beğenme ilk defa şeytanın yaptığı bir iştir. Bu yüzden cennetten kovulmuş ve rahmetten uzaklaştırılmıştır. Halbuki Hz. Âdem (a.s) tövbesi ve tevazuu sebebiyle Allah Teâla'nın merhametine nail olmuş ve övgüsünü kazanmıştır.
Kendini beğenenlerin yaptıkları akıl dışı davranışlardan biri de, bol bol öğünmeleridir. Böyle bir huya yakalananların, bu durumdan kurtulmalar için, faziletli ve ahlaklı kişiler ile düşüp kalkmaları gerekir. Öyle kişileri kendilerine ayna edinerek, kusurlarını görmek ve güzel huylar kazanmaya çalışmak zorundadır: Kendi kusurlarını görmeyen bir kişinin, olgun bir ahlaka sahip olması çok zordur. Bu durumu ifade eden şöyle bir söz söylenmiştir: "Kişi noksanını bilmek gibi irfan
Kur'an-ı Kerim'de bu konuyla ilgili olarak şöyle bir olay anlatılmaktadır: "And olsun ki Allah size birçok yerlerde ve çokluğunuzun sizi böbürlendirdiği fakat bir faydası da olmadığı, yeryüzünün geniş olmasına rağmen size dar gelip de boğularak arkanıza, döndüğünüz Huneyn gününde yardım etmişti. Bozgundan sonra Allah, peygamberine, müminlere güvenlik verdi ve görmediğiniz askerler indirdi; inkar edenleri azaba uğrattı. İnkarcıların cezası budur "(Tevbe, 9/25-26)
Bu ayetlerde anlaşan olay, şu şekilde geçekleşmiştir: Hz. Peygâmber (a.s), Mekke'yi fethettikten sonra, bazı Arap kabileleri duydukları, endişe ve korkudan dolayı kıpırdanmaya başlamışlar ve birleşerek güçlü bir ordu kurmaya teşebbüs etmişlerdi. Bunun üzerine Resulullah (a.s) 12.000 kişilik bir ordu hazırlamış ve düşmana karşı yola çıkılmıştı. Ordu içinde bulunan bazı kişiler, düşmanların teşkil ettikleri sayıların azlığı ve kendilerinin çokluğu sebebiyle böbürlenmişler, yani kendilerini beğenmişler ve gerçek kudret ve kuvvetin Allah'ın olduğunu bir an unutmuşlardı. Bu düşüncelerle savaşa girişen İslâm ordusu, ilk anda yenilgiye uğramış, ancak Hz. Peygamber (a.s)'in duası ve askerî dehası kısa sürede, dağılan İslâm ordusunu toparlamaya yetmişti. İlk anlarda mağlub olan ordu, kısa zamanda savaşın kaderini değiştirmiş ve üstünlük sağlamıştı. Bu arada Allah, peygamberi ve müminler üzerine sükunet, güven, kalp yatışkanlığı indirmişti.
Ahlâk kitaplarının birinde, kendini beğenme ile ilgili şöyle bir olay anlatılır: Hükümdarlardan Muizüddevle Ahmed b. Tüveyh'in veziri Mihleb, bir gün güzel bir elbise giymiş ve kendini beğenmişlik edası içinde iki tarafı süzerek yoluna devam ederken, bir kişi yanına gelip: "Allah ve Resulunun sevmediği biçimde yaptığın bu yürüyüş, nasıl bir yürüyüştür?" diye sorunca Mihleb "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" demiştir. Bunun üzerine diğeri "Bilirim, senin evvelin (yani yaratılışın) bir damla bulanık su, sonun ise bedeninin kurtlara gıda olmasıdır" diye cevap vermiştir. Mihleb, bir söz bulamayıp çeker gider.
Kendini beğenmenin bir takım sebepleri vardır. Bunlardan en önemlisi, kişinin münafıklığı âdet haline getirmiş olması ve etrafındakilerin övgüleri ile şişirilip uçurulmasıdır. İnsan; kendini beğenmeyi terkederse ve onun sebeplerinden uzak durursa, onun yerine tevazu gönlüne yerleştirir. Bu ise, insanların sevgisine ve samimi teveccühlerine en kuvvetli vesiledir.
Mefail HIZLI
__________________
Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.
Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.

Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Belgin 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Ben Sana Gül Diyemem Hz.Muhammed(s.a.v) Belgin 0 2348 29 Eylül 2009 09:25
Bir evliyayı vesile ederek dua edilirmi? Soru Cevap Arşivi Kara Kartal 21 10100 24 Eylül 2009 09:38
Mahşerde âzâlarımızın konuşması Soru Cevap Arşivi KuM TaNeSi 1 2541 17 Eylül 2009 15:06
Zekâtını vermeyenlere ibrettir Sâlebe'nin servet... Zekat-İnfak dua dilencisi 1 2208 17 Eylül 2009 09:56
Yaşlı kadınların tesettürü... Tesettür Konuları Belgin 0 2547 07 Eylül 2009 08:26