Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Kasım 2013, 16:59   Mesaj No:5

Medine-web

Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:7
Cinsiyet:Erkek
Yaş:49
Mesaj: 2.988
Konular: 339
Beğenildi:1173
Beğendi:346
Takdirleri:7784
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: ANKARA İLİTAM Din Bilimleri II. Özetleri

ÜNİTE 4: DİN ANTROPOLOJİSİ BİLİMİ

Antropoloji nasıl bir bilimdir?;Antropoloji, insanbilim demektir. İnsanı konu alan birçok bilim dalından biridir. Dünyadaki çeşitli insan topluluklarının tanımlanması ve yorumlanması ile uğraşır. İnsana çeşitli açılardan bütüncül bakar. Her bilimle ilişki halindedir. Antropoloji, insana çeşitli açılardan bütüncül bakan bir bilimdir.
Antropoloji kaç dala ayrılır
1-Arkeolojik Antropoloji : Yapılan kazılar sonucunda elde edilen bulgulardan hareket ederek eski insanların davranışlarını ve kültür yapılarını yeniden inşa eder, tanımlar ve yorumlar. İlgi alanı, tarih öncesi (yazının bulunmasından önceki dönem) insan topluluklarıdır,
2- Biyolojik antropoloji : İnsanın zaman ve mekân içindeki değişimini, yani fizyolojik evrimini inceler. İnsanın insan olabilmek için geçirdiği evreleri ele alır. Genel olarak insanın maymunlardan evrimleşerek bugünkü yapısını aldığını savunur. Bu konudaki en önemli isim Charles Darwin’dir.
Biyolojik antropolojinin ana ilgi alanı nelerdir?
Fosil kayıtlarının ortaya çıkardığı hominid evrimi, insanın genetiği, insanın biyolojik esnekliği, maymunların ve insana benzer kuyruksuz hominidlerin biyolojisi.
3- Linguistik Antropoloji : Dillerin yapısal özelliklerini, konuşma biçimlerini inceler,
4- Kültürel antropoloji : Toplumu ve kültürü inceler, aradaki benzerlikleri ve farklılıkları tanımlar. Bu disiplinin etnografi ve etnoloji olmak üzere iki boyutu vardır, Kültürel antropoloji alanında önemli Edward Burnett Tylor, L.Morgan,H.Maine ve J.Bachofen ciddi çalışmalar yaptılar.
Etnografi ne yapar? Belli bir antropolojik grubun, toplumun veya kültürün etnik tasvirini yapar.
Etnologlar,çeşitli kültürleri karşılaştırmaları sonucunda ortaya çıkan benzerlik ve farklılıkları tanımlayıp, açıklamaya, evrensel olanla yerel olanı ayırt etmeye çalışırlar.
Etnoloji ne yapar? Etnoloji, etnografların belli topluluklardan topladıkları verileri inceler ve karşılaştırır.
Tarihte, Kültürel antropoloji içerisinde hangi yaklaşımlar hakim oldu?
1-Evrimci yaklaşım, Darwin’in biyolojik evrim kuramından etkilenen antropologların kimileri kültürün de evrim geçirdiğini savunmuştur. Örneğin İngiliz antropolog Tylor’a (Primitive Culture-İlkel Kültür) göre, insanın biyolojik yapısında olduğu gibi kültüründe de vahşilik, barbarlık ve uygarlık şeklinde üç aşamalı basitten karmaşığa doğru bir evrim söz konusudur.(Edward Burnett Tylor,L.Morgan,H.Maine,J.Bachofen)Bu görüşe kim karşı çıkmıştır?
2-Tarihselci ya da tarihî-özgücü yaklaşım, Yahudi kökenli Amerikalı antropolog Franz Boas (1858–1942)on dokuzuncu yüzyıldaki evrimci kültür anlayışının temelsiz ve olgunlaşmamış bir anlayış olduğunu ileri sürmüştür. O, Avrupa’nın tek merkezci ve seçkinci kültür anlayışına karşı kültürel göreceliği ve kültürde çok merkezliliği savunmuştur. Boas, belli bir toplumu karakterize eden değerler, inançlar ve tutumlar olarak tanımladığı kültürün her toplumun tarihinde var olduğunu ve kendine özgü nitelik taşıdığını ileri sürmüştür. Boas’ın bu yaklaşımına Tarihselci ya da tarihî-özgücü yaklaşım, deniyor.
3-İşlevselci yaklaşım, Malinowski katı işlevselci bir yaklaşıma yönelmiştir. İşlevselciler, toplumsal olayların çözümlenmesindeki tek geçerli yöntemin, bu olayların toplumdaki işlevini tanımlamak olduğunu ileri sürdüler.
4- yapısal-işlevselci yaklaşımlar, Radcliffe-Brown ve Levi-Strauss yapısalcılığın temellerini atmıştır. Yapısalcılar, toplumsal olayların temelinde yatan sistemin ya da yapının önemli olduğunu belirtiyorlardı.
5-Yayılmacı (difüzyonist) yaklaşım, Kültürlerin bir veya birkaç merkezden yayılarak oluştuğunu varsayan yaklaşım. İngiliz ekolü kültürün bir merkezden diğer bölgelere yayıldığını savunur. Bu ekole göre bütün kültürlerin kaynağı ve merkezi Mısır’dır. Elliot Smith, W.H.R. Smith bu ekoldendir. Alman ekolü ise kültürün birkaç merkezden yayıldığını söyler. Wilhelm Schmidt, bu ekolün önemli isimlerinden biridir.. Franz
Kültürel antropoloji; Sosyoloji, psikoloji, tarih bilimleriyle ilişkilidir.
kültürel antropoloji ile sosyoloji arasında nasıl bir ilişki vardır?
Her iki bilimin incelediği toplumların farklılığı, kullanılan yöntem ve veri toplama tekniklerindeki farklılaşmayı da beraberinde getirdi. Sosyologlar; anket, örneklem, istatistik teknikler kullandılar. Antropoloji ise katılımcı gözlem yöntemini kullanır. Antropolog ve sosyologlar, modern uluslarda ırk, etnik aidiyet, toplumsal sınıf, cinsiyet rolleri ve kitle kültürü konularına ortak ilgi duymaktadırlar.
kültürel antropoloji ile psikoloji arasında nasıl bir ilişki vardır?
Kültürler arası veriler sağlamak suretiyle antropoloji bu alanda da katkılar sağlar. Bu katkı psikolojinin antropolojiye olan ihtiyacından doğmaktadır. Zira insan davranışındaki genellemeler tek bir toplum tipindeki davranışlar üzerinde temellendirilemez. Malinowski, Trobriand Adalarında yaptığı kültür aşırı çalışmalarda bu topluluklarda akrabalıkların anne soyunu takip ettiğini tespit etmiştir. Çocuğa disiplini veren baba değil, dayıdır.Buradaki baba oğul ilişkisi,sevgiye dayalı dostça bir ilişkidir.Bu araştırma S.Freud’un meşhur Oedipus kompleksinin evrenselliğine ilişkin kuramını çürütmüştür
kültürel antropoloji ile tarih arasında nasıl bir ilişki vardır?
-Antropolojinin tarihle çok yakın bir ilişkisi vardır.
-Farklı disiplinler olsalar da antropolojinin ve tarihin amaçları ve yöntemleri bir dereceye kadar örtüşür.
-Tarihçiler,( antropologların nadiren ulaşabildikleri) belgeleri kullanırken; antropologlar, (tarihçiler için pek mümkün olmayan)ilk elden gözleme başvururlar.
-Her ikisi de gerçek, yaşanmış insan durumlarının tasviri ve anlaşılmasıyla uğraşır ve bu amaca uygun metotları kullanır.
-İkisi de sömürgecilik ve modern dünya sisteminin gelişimi gibi konuların incelenmesinde işbirliği yapmaktadır
Din antropolojisi hangi alan içinde yer alır?
Din antropolojisi kültürel antropoloji içinde yer alan bir bilimdir. Bu disiplin, kültürün önemli bir unsuru olan dini yaşanılan yönüyle inceler. Başka bir ifadeyle, bu disiplinle uğraşan antropolog, dinin ****fizik boyutuna ilgi duymaz. Teolojik din, antropolojinin ilgi alanının dışındadır. Bir antropolog için din, insani bir olgudur. Onun işi, dinin insan davranışları üzerindeki etkisiyle, dinler arasındaki ya da dinlerle toplumsal olaylar arasındaki ilişkilerle uğraşmaktır. kullandığı yöntem katılımcı gözlemdir
Din antropolojisinde din nasıl tanımlanır? Doğaüstü varlıklar, güçler ve kuvvetlerle ilgili inanç ve ayin olarak tanımlanır. Fakat bu tanım, genel geçer bir tanım değildir. Din tanımları üzerinde ciddi tartışmalar yapılmıştır.
Antropologlardan en az eleştiri alan, 20yy.da dinin, en etkili antropolojik tanımı olarak kabul edilen din tanımını kim yapmıştır? Clifford Geertz dini, bir semboller sistemi olarak tanımlamıştır.
Din antropologları dini hangi yönleriyle inceleme konusu yaparlar?
Dini eylem, olay, süreç, bağlam, uygulayıcı, uzman ve örgütlenmeler açısından dini inceleme konusu yaparlar. . Dinî inançların, dualar, ilahiler, yakarmalar, mitoslar, fabllar, masallar, metinler, hukuk ve ahlak üzerine buyruklar gibi unsurlarına dikkat ederler.
Din antropolojisinin cevap aradığı sorular nelerdir?
• Din nasıl oluşmuştur, neye dayanmaktadır?
• Din, hangi sosyal ve psikolojik fonksiyonları yerine getirmektedir?
• Dinde değişim ve çoğulculuk, hangi tarihi süreçler sonucunda oluşur?
• Din, insanlık tarihinde hangi evrim sürecinden geçmiştir? İnsan evrimiyle din evrimi arasında hangi ilişkiler vardır?
• Din kültürü, kültür dini nasıl etkiler? Din ve kültür arasında nasıl, ne tür bir ilişki bulunmaktadır?
• Din, bir toplumdan diğer bir topluma nasıl aktarılır? Böyle bir aktarma için, hangi ön koşulların yerine gelmesi gereklidir? Aktarma sürecinde ve sonrasında neler olur?
• Din, nasıl yapılanmaktadır ve hangi yapılara sahiptir?
• Dinin içyapısı dikkate alındığında, dini davranışların altında hangi dinî nedenler yatmaktadır?
• Din, evrensel midir ya da dinin hangi özellikleri evrenseldir?
• Bireyin dinle nasıl bir ilişkisi vardır? Bu ilişki, dinde ne gibi bir rol oynar?
İslam dünyasında din antropolojisi çalışmaları var mıydı?
Antropoloji modern bir insan bilimi olarak her ne kadar Batı’da ortaya çıkmışsa da insanı, toplumu ve kültürü inceleme ve anlama çalışmaları İslâm dünyasında oldukça eskilere dayanmaktadır. İbni Haldun, el-Biruni, İbni Batuda ve el-Mes’udî gibi pek çok Müslüman bilgin bu alanda önemli çalışmalar yapmıştır.
Kuram ve yöntemleriyle günümüz sosyal bilimcilerini etkileyen Müslüman bilgin kimdir?
İbni Haldun .
O’nun etkisi ; K.marx,Weber,Pareto,Ernest Gellner’in çalışmalarında görülmektedir.
Günümüz standartlarında antropoloji çalışmaları yapan Müslüman bilgin Biruni’dir. O’nun Hindistan halkı hakkındaki çalışması Kitab Ma Li’l-Hind, Güney Asya üzerinde en önemli kaynak eserlerden birisidir.
Ülkemizden de bu alanda ismini duyuran antropologlar ; Nur Yalman, Hindistanlı İmtiyaz Ahmed, Talal Asad, Abdul Hamid el-Zeyn ve Akber S.Ahmed’dir.

İslami antropoloji nedir? İslam terimlerine göre toplumda insanı inceleyen ve İslamî değerlerden oluşan düşünceleri antropolojik açıdan açıklayan bir disiplindir. İslamî antropolojinin çalışma alanı sadece Müslüman topluluklardır. Görevi ise, bu toplulukların sosyokültürel yapılarını incelemek ve çağdaş sorunlarının anlaşılmasını sağlayacak karşılaştırmalı incelemeler yapmaktır.
İslamî antropoloji alanında dikkat çeken isimler ;İki isim dikkat çekmektedir. Bunlardan biri gelenekçi olarak nitelendirilen Ekber S. Ahmed, diğeri ise reformist Hasan Hanefi’dir. Gelenekçi kesimden Ekber S. Ahmed, İslâmî antropolojiyi, küçük köy ve kabile araştırmalarını İslam’ın tarihî ve ideolojik yapısı içinde değerlendiren bir bilim olarak tanımlar. Ona göre bu tanımdaki İslam,(teolojik İslam değil )sosyolojik islam’dır. Ona göre antropoloji, ilk önce kadının statüsü, yönetimdeki despotizm ve özellikle haramların toplumsal boyutuna açıklık getirmelidir.
Reformist Hasan Hanefi ise dini antropolojik bir olgu olarak görür. Teoloji, tasavvuf ve fıkıhtan ibaret teosentrik (Tanrı merkezli) İslamî kültürün; insan, toprak, hürriyet, eşitlik, demokrasi, kalkınma ve ilerleme gibi günümüz değerlerini içeren antroposantrik ( insan merkezli) kültüre çevrilmesini savunur ve dini, İslam toplumlarının kalkınmasını sağlayacak bir ideoloji olarak görür.Teolojiyi, insanı ihmal etmekle eleştirir.O dini bilimlerinden tasavvuf ve fıkhı antropolojiye yakın bulur.Fakat tasavvufu şu noktalardan eleştirir.
Ona göre tasavvuf; 1.ferdi özgürlüğü ortadan kaldırır.2.züht, çile, itaat, fakirlik gibi pasif değerleri telkin ederek insanı yozlaştırır.3.tasavvuf aklın yerine his ve sezgiyi koyarak insan aklını körleştirir. Onun din antropolojisi anlayışında ideolojik bir tutum söz konusudur.
Din antropolojisinin temel kavramları nelerdir? mana, animizm, fetiş ve fetişizm, totem ve totemizm ,natürizm, kutsal, tabu, mitos, sembol, şaman (şamanizm), büyü ve ayin kavramları oluşturur.
Mana; Tabiatüstü gizli bir gücü, saklı bir enerji kaynağını ifade eder, ilkel kabile dinlerine göre her varlığın bir manası vardır. Tabiat üstü gizli bir gücü, saklı bir enerji kaynağını ifade etmektedir.İlk defa İngiliz antropolog Codrington tarafından kullanılmıştır.
Animizm; Doğada insan ruhuna benzer ruhların bulunduğunu kabul eden dini düşünceye denir. E.Tylor dinin, ilk şeklinin animizm olduğunu ileri sürmüştür.
Fetiş; Manaya sahip olduğuna ve taşıyanlara güç verdiğine inanılan tuhaf şekilli kaba nesnelere, muskalara, maskotlara denir.
Totem ; Genellikle ilkel kabile üyelerinin kendilerine akraba saydıkları havyana verilen addır. Totemle ilgili inançlar totemiz olarak tanımlanır. Totem kabilenin atası sayılır.
Natürizm. (Doğacılık); Fiziksel evrendeki görülen, karşılaşılan olguların tanrılaştırılması anlamına gelen kavrama denir.Bu görüşün önde gelen temsilcisi Max Müller’dir.
Kutsal; Kendisinde özel güçler bulunduğuna inanılan, hayranlık ve korku uyandıran, niteliği tam olarak anlaşılamayan, kendini bazı nesnelerde, ayinlerde, ritüellerde gösteren güç olarak tanımlar.

- Kutsal denildiğinde sadece tanrılar ve ruhlar gibi soyut varlıklar anlaşılmaz. Herhangi bir somut nesne de kutsal olabilir(ağaç, taş, insan,nehir vb…)Kutsal varlıkları diğerinden ayıran güç ve değerlilik açısından üstün olmalarıdır.
Kutsal nasıl açığa çıkar? Kutsal semboller aracılığıyla ortaya çıkar.İnsan günlük hayatında tanıyamadığı,ulaşamadığı kutsalı semboller aracılığıyla anlamaya çalışır.Sembol herhangi bir nesne, mitos, ayin, peygamber, veli veya başka bir şey olabilir. Kutsallık atfedilen nesne doğaüstü veya gizemli bir güce sahiptir. Böyle bir şeye rasgele dokunmak o şeyin ya kutsallığına halel getirir veya dokunan için tehlike arz eder. Dini hayatta kutsal anlayışı çok önemli bir yer tuttuğu için Emile Durkheim dini kıtsal kavramıyla tanımlamıştır.
Tabu; mana gücü bakımından Dokunulması tehlikeli, yasak ve haram olan şeye denir. Tabu mana inanışının tabibi bir sonucudur.Bazı tabular;totem hayvan,özel halleri nedeniyle murdar kabul edilen insan(adet gören kadın),yeni doğmuş bebek,ölü vs…


Sembol; Bir imaj, bir deneyim, bir olgu ya da nesnenin somut temsiline sembol veya simge denir. Sembolün genellikle iki anlamı olur.1.doğrudan, ilk görünüşte fark edilir.Örn.haç işareti yapan Hıristiyan’ın bu hareketinin ilk anlamı duadır.2.Dolaylı anlamı ise, Hz İsa’nın haça gerilerek kendini feda etmesidir.
Mitos nedir? Mitoslar, gerçekten olmuş olayları insanların anlayabileceği etkili ve büyüleyici bir dille anlatan kutsal öykülerdir. Mitosların insan yaşamında ne gibi işlevi vardır? Bilimsel tespitlere göre,insan farkında olmasa da mitos onun hayatında vardır.Jung ‘a göre mitoslar evrensel gerçekliğe sahip yaşam kalıplarıdır.
Mitosların türleri nelerdir?
1-Köken mitosları; nesnelerin, olayların, bir adın, nasıl ortaya çıktığını simgeler.
2-kült mitosları: bir ibadetin, ayinin, bayramın ortaya çıkışını ve önemini açıklarak bunların sürdürülmesini de sağlar. Örn.Hz. İbrahim’in oğlu ismail’i kurban etmesi.
3-prestij mitosları; bir peygamberin, bir liderin veya bir halk kahramanının doğuşunu ve yaptığı işleri anlatan hikayelere denir. Örn. Mevlit.
4-kıyamet mitosları; dünyanın nasıl son bulacağını ve kıyamet alametlerini konu alan mitoslardır.
Şaman nedir? İlkel kabilelerde dini ayin ve törenlerle meşgul olan rahipler ve büyücüler vardır. Bunlardan başka, çoğu zaman kendinden geçerek ruhlar âlemine aracılık yapmaya yetenekli sayılan kimseler de bulunur. Bunlara şaman denir. Müslüman olmayan Türk kabilelerinde şamana ‘Kam’ denilmiştir.
Şamanizm bir din midir? Şamanizm ne bir din ne de büyünün bir şeklidir. Her iki alanı da içeren bir inanç ve tekniktir. Türklerin de Şamanizm diye bir dinleri olmamıştır.
Ayin nedir? Ayin, bir dinin pratiğiyle ilgili kurallar ve törenler birliğidir.Ayinler biçimseldir, yani klişeleşmiş belli bir şekli olup devamlı terkrar edilir. İnsanlar ayinleri kutsal sayılan özel yerlerde ve belirli zamanlarda uygularlar. Ayinler, belli litürjik düzen içerir.
Büyü nedir? Büyü, şeytan, cin gibi doğaüstü görünmeyen gizli güçleri denetim altına almak, onların kötülüklerinden korunmak veya onların yardımını sağlayarak belli bir amaca ulaşmak, bir durumu gerçekleştirmek için uygulanan işlem ve eylemdir.
Büyü ve din arasında işlevsel açıdan ne gibi bir benzerlik vardır?-büyü ve din şeylerin kökenini açıklar ,-her ikisi de insanların amaçlarını gerçekleştirmelerine yardımcı olur,- İkisinin de duygusal işlevleri vardır ve insanların ölü kaygılarını yenmede yardımcı olurlar.
Büyü ve din arasında en temel farklılık nedir?-büyünün cemaati yoktur, müdavim bir müşteri kitlesi vardır.-büyüde tanrıya yönelme yoktur,-dini, büyüden ayıran en önemli özellik; büyünün hayatın anlamına ve varoluşa ilişkin bir bakış açısı sunmamasıdır.- insan dinde manevi ihtiyacını karşılar, büyü de ise menfaat elde eder.
Din ne zaman başlamıştır? 18. yüzyıl akılcılığının etkisindeki ilk dönem din antropologları evrimci bir görüşü benimsemişlerdir. Onlar, ilkel kabile inançlarından hareket ederek dinin, animizm, animatizm, totemizm, büyü gibi bir takım batıl inançlardan evrim sonucu bugünkü haline geldiğini ileri sürmüşlerdir. Onların ürettiği kuramlara göre, insan tabiattan korktuğu veya cemaat şuurunu devam ettirmek istediği için dine yönelmişti. Onların bu kuramları, bazı bilim çevrelerinde geniş kabul görmüştü. Fakat kısa bir zaman sonra bu kuramlar önemini kaybetti. Çünkü bu kuramları ileri sürenlerin hiçbiri ilkel kabileler arasında yerinde gözlem ve inceleme yapmamıştı. Bunlar, seyyahların, tüccarların, gemicilerin, askerlerin notlarından ve Hıristiyan misyonerlerin hazırladığı raporlardan hareket ederek bu kuramları ileri sürmüşlerdi. Bu bilgilerin çoğu ise yanlıştı ve modern araştırma kurallarına göre yüzeyseldi.
Ünlü Kaşif Samuel Baker, 1866 da yaptığı konuşmada, Nilotiklerin hiçbir dini inanca sahip olmadıklarını söylemiştir. Fakat daha sonra Edward Evans-Pritchard bu iddiayı geçersiz kılmıştır.
Dinin kökeni ile ilgili hangi kuramlar ileri sunuldu? animizm, totemizm, büyü, çok tanrıcılık gibi kuramlar
Dinin kökenine ait ilk açıklamalar hangi kurama dayanıyordu? Naturizm (Fiziksel evrendeki görülen, karşılaşılan olguların tanrılaştırılması anlamına gelen kavram) Bu akımın en önemli temsilcisi Max Müler.
Max Müller’in en temel kuramı neydi? Müller, büyük doğal olgu ve olayların, insana sonsuzluk duygusu verdiğini ve sembol görevi yerine getirdiğini düşünüyordu. Yani bunlar insana tanrı düşüncesini çağrıştırıyordu.Fakat zamanla sembollerin mecazi işlevi kayboldu ve doğal olgu ve olaylar bağımsız tanrı haline dönüştüler.
Dinin kökenini ata ruhları inancına dayandıran antropolog kimdir?
Evrimin peygamberi olarak nitelenen Herbert Spencer.Bu konu ile ilgili görüşleri nelerdir?-Ölü ruhlarına olan inancın,en eski doğa üstü inançların temelini oluşturduğunu ileri sürdü.-Spencer,ruhlara inancın evrensel olduğunu ileri sürdü,-Dinin,çoktanrıcılıktan tektanrıcılığa doğru evrim geçirdiğini savundu(Spencer’in bu kuramı psikolojik ve evrimseldir.)Evans-Pritchard, Spencer’in bu kuramının tamamen hayal ürünü ve düzmece olduğunu belirtir.
Dinin kökeni ile ilgili animist kuramı ilk kim ortaya attı?
Tylor,dini inancın ilk şeklinin ruhlara inanç olduğunu iddia etti.Ancak onun iddia ettiği ruhlar, sadece ata ruhları değil,ilkel insanın tabiattaki her varlıkta var olduğunu düşündüğü ruhlar ve manevi güçlerdi.Ona göre din,”ruhsal varlıklara inanç” tan ibaretti.O buna animizm(spiritüel bir varlığa inanma) adını verdi.
-Tylor, Spencer’in hangi görüşüne katılmadı?Tylor, Spencer gibi evrimci bir anlayışa sahip olmakla birlikte ruhlar ve manevi varlıklar inancını saçma olarak görmedi. Tarih öncesi dini inanç ve uygulamalar zannedildiği gibi saçmalıklar değildi; onlar tutarlı ve mantıklı olup, özde akli düşünce ve tecrübi bilgi temelinde ortaya çıkmıştı.
Animatizm kuramı nedir? Robert Marett,Tylor un animizm kuramını yeterli bulmamış,dinin kökeninin animizm öncesine dayandığını iddia etmiştir.Animatizm olarak isimlendirdiği bu kurama göre ,dinin kökeni;kişiselleştirilmiş bir doğaüstü güç düşüncesinden kaynaklanmıştır.
Dinin kökenini büyüye dayandıran kimdir? James Frazer. Frazer evrim sürecini ; büyü,din ve bilim olarak üç aşamaya ayırdı. Frazer ‘in bu evrim açıklaması, Comte nin evrimsel şemasına(teolojik,****fizik,pozitif) benzemekteydi.
Dinin bir yanılsama olduğunu iddia eden evrimci anlayışın başka bir temsilcisi kimdir? Sigmund Freud(Freud, Robertson Smith’den esinlenmiştir.)
Dini, toplumun kendine tapınması olarak açıklayan kimdir? Durkeim.
Dinin kökenine ilişkin evrimci kuramı savunanlar kimlerdir? Spencer, Frazer, Durkeim,Tylor…
Evrimci kuramlar kısa sürede etkisini niye yitirdi?
Bu kuramlar kısa sürede etkisini kaybetti çünkü bu kuramları ileri sürenlerin hiç biri ilkel kabileler arasında yerinde gözlem ve deney yapmamıştı. Bunlar, seyyahların, tüccarların, gemicilerin, askerlerin notlarından ve Hıristiyan misyonerlerin hazırladığı raporlardan hareket ederek bu kuramları ileri sürmüşlerdi. Bu bilgilerin çoğu ise yanlıştı ve modern araştırma kurallarına göre yüzeyseldi .Kültürel antropolojinin gelişmesi sonucunda dinin kökeniyle ilgili natürizm, animizm, totemizm, büyü, çok tanrıcılık gibi kuramlar önemini kaybetti. Artık hiçbir antropolog bugün bu kuramların geçerliliğini savunmamaktadır.
Modern din antropolojisi’nin gelişimi nasıl oldu?
1960’lı yıllara kadar din antropologları, modern dinleri anlamaya ve onların kökenlerini ortaya çıkarmaya yarayacağına inandıkları ilkel kabile dinlerini incelemişlerdi.1960’lardan sonra antropolojik araştırmanın ilgisi ilkel kabile dinlerinden modern dinlere yöneldi. Avrupa’da ve Amerika’da ciddi antropolojik araştırmalar yürütüldü. Din antropolojisinin önde gelen pek çok çağdaş temsilcisi – Geertz, Spiro, Grapanzano, Victor Turner, James W. Fernandez, Sherry Ortner, Mary Douglas, ilkel kabile dinleri yerine büyük dünya dinlerinin yaygın olduğu toplulukları incelediler.
Din antropolojisinin hala çözümleyemediği en önemli sorunu, dini inançların sorunudur. Bilim adamları arasında inançsız birinin başkalarının dini inançlarıyla ilgili kesin açıklamalar yapması hala tartışma konusudur.
Avrupanın tek merkezci ve seçkinci kültür anlayışına karşı kültürel göreceliği ve kültürde çok merkezliliği savunan antropolog kimdir?- Franz Boas
Din Antropolojisinin ilgi alanları nelerdir? -Dini Eylem -Cemaat -Dini Önderler -Dini Örgütlenmeler
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla