Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Aralık 2013, 13:27   Mesaj No:5

Medineweb

Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:6
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:339
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Arapça 2 bahar dönemi 1-10 ünite özeti

ARAPÇA 2 BAHAR DÖNEMİ 5. ÜNİTE ÖZET VE ALIŞTIRMALAR


ARAPÇA 5.ÜNİTE
BİR UÇURTMA YAPTIM

BUGÜN SANAT ETKİNLİĞİ DERSİNDE KAĞIT VE KAMIŞDAN UÇURTMANIN NASIL YAPILDIĞINI ÖĞRENDİM.
EVE DÖNDÜM.KAMIŞ,RENKLİ KAĞITLAR VE İP HAZIRLADIM.SONRA BİR KÖŞEYE ÇEKİLDİM VE ÇALIŞMAYA BAŞLADIM.KAMIŞLARI TEMİZLEDİM.SONRA ONLARI 3 PARÇAYA AYIRDIM VE PARÇALARI ORTADAN BİRLEŞTİRDİM.SONRA RENKLİ KAĞITLARIMI ÜÇGENLER VE ŞERİTLER HALİNDE KESTİM,ÜÇGEN OLANLARIUÇURTMANIN ÇERÇEVESİNE YAPIŞTIRDIM.ŞERİTLERİ KIVIRDIM,ONLARDA ONA KUYRUK OLDU.SON OLARAK UZUN BİR İP GETİRDİM,BİR KISMINI YAKASININ ÇEVRESİNE SARDIM.
EVİN ARKASINA ÇIKTIM.UÇURTMAMI HAVAYA FIRLATTIM,FAKAT UÇMADI.KENDİ KENDİME ''ACABA AĞIR YAPISI MI YÜKSELMESİNİ ENGELLİYOR?DİYE DÜŞÜNDÜM.
ÖĞRETMENİN BİZE SÖYLADİĞİ ŞU SÖZÜ HATIRLADIM: UÇURTMAYI YUKARI İTEN HAVA GÜCÜDÜR.
RÜZGARIN ESME YÖNÜNÜ ARAŞTIRDIM VE UÇURTMAMI İKİNCİ KEZ HAVAYA FIRLATTIM.ARTIK HAVALANIYORDU.BAŞ TARAFINI BİRŞEYE ÇARPMASIN VEYA KUYRUĞU ÇEVRESİNE DOLANARAK SARILMASIN DİYE İPİNİ YAVAŞ YAVAŞ GEVŞETTİM.
İŞTE!UÇURTMAMI,GÖKYÜZÜNDE PEŞİNDE KUYRUĞUNU SÜRÜKLEYEREK COŞARKEN İZLİYORUM. GÜNEŞ IŞINLARI RENKLERİNİN PARLAKLIĞINI VE GÜZELLİĞİNİ ARTIRDI.BAZEN SÜZÜLÜYOR,BAZEN YÜKSELMEYİ İSTEYEREKYENİDEN BAŞINI KALDIRMAK İÇİN AŞAĞI İNİYOR,FAKAT İP ONA ENGEL OLUYOR.ONA ŞÖYLE DİYEREK SESLENDİM:
''OYUN VE EĞLENCE SANA ŞİMDİLİK YETTİ.GİTTİĞİN YERDEN GERİ DÖN.''YAVAŞÇA YERE ÇEKMEYE BAŞLADIM,SONUNDA BİR KAÇ ADIM UZAĞIMA İNDİ.BEN İSE ÇOK MUTLUYDUM.Zamirler 5 ÜNİTE ÖZETİ





*Arapçada ismin yerini turan marife kelimelere zamir denilmektedir. ( ، هي، هماهم، إياكَ، إياكما، إياكم، ك، كما، كم،... ) kelimeleri zamirdirler.Zamir Türkçe dilbilgisinde ise şöyle tanımlanmaktadır: İsmin yerinigeçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu kelimelerle bazıeklere zamir (adıl) denir.ÖRNEK;




“Ali’yi gördüm ve ona selam verdim” رَأيْتُ عَلِيّاً وسَلّمْتُ عَلَيهِÖrneğimizde هِzamirinin mercii ( عَلِيّاً ) kelimesidir. Arapçadan Türkçeye düzgün ve doğru birçeviri yapabilmek için metin içerisinde zamirin merciinin (yerini tuttuğuismin) tespiti son derece önemlidir.




ARAPÇADA ZAMİR ÇEŞİTLERİ
Bâriz Zamirler; Kendilerinden önceki kelimeye bitişik yazılanlar (muttasılzamirler) ve herhangi bir kelimeye bitişmeksizin tek başlarına yazılanlar(munfasıl zamirler) olmak üzere iki kısma ayrılırlar:





Munfasıl zamirler önlerindeki kelimelere bitişmeksizin tek başlarına yazılanzamirlerdir. Merfu‘ ve mansûb olanlar olmak üzere iki kısma ayrılırlar


*Bunlara merfu‘ munfasıl zamirler denilmesinin sebebi cümle içersinde merfu‘ konumlarında kullanılmalarından ötürüdür. Bu zamirler cümle içindemübteda, haber, ma‘tûf, ma‘tûfun aleyh, müstesna ve te’kid konumlarındakullanılırlar. *Merfu‘ munfasıl zamirin en yaygın kullanımı mübteda olmasıdır.Mübteda-haber uyumu gereği mübteda pozisyonundaki zamirin haberpozisyonundaki kelimeye müenneslik-müzekkerlik ve sayı (müfred-tesniye cemi)bakımlarından uyumlu olması gerekir.ÖRNEK;


Ben İlahiyat Fakültesinde öğrenciyim. . أنا طالبٌ فِي كُلِّيَّةِ الإلهَِيَّاتِ


Biz ikimiz çocuk hastanesinde doktoruz. . نَحْنُ طَبِيبَتانِ في مُسْتَشْفَى الأطْفالِ




Onlar (erkekler) devlet okulunda öğretmendirler. . هُمْ مُعَلِّمونَ في الْمَدْرَسَةِ الحُْكومِيَّةِ


Bu örneklerin tamamında munfasıl zamirler mübteda konumundadırlar vemahallen merfu‘durlar.


*Mübteda ve haberin her ikisi de marife (belirli isim) olarak geldiği durumdaikisinin sıfat tamlaması şeklinde anlaşılması ihtimali varsa aralarına zamiru’lfasldenen, mübteda ile uyumlu merfû munfasıl zamir girer. Bu zamir peşpeşe gelen iki belirli ismin arasına girerek onların cümle olduğunu gösterdiği gibi cümlenin anlamını da pekiştirme görevi görür. Şu örnekleri inceleyiniz.


(Adam cömerttir.) . الرجلُ هُوَ الكَرِيمُ (cömert adam) الرّجُلُ الكرِيمُ


(Bayan öğrenci zekidir.) . الطَّالِبَةُ هِيَ الذّكِيّةُ ( Zeki bayan öğrenci) الطالِبَةُ الذّكِيّةُ




Birinciler sıfat tamlaması, ikinciler cümledir.
Mansûb munfasıl zamirler: Arapçada kullanılan mansûb munfasıl zamirlerşunlardır:Gâib (III. eril şahıs) Müfred إِيّاهُ Onu Tesniye (ikil) إِيّاهما O ikisini Cemi (Çoğul)إِيّاهُمْ Onları




Gâibe (III. dişil şahıs) Müfred إِيّاها Onu Tesniye(ikil)إِيّاهما O ikisini Cemi(Çoğul)إِيّاهُنِّ Onları




Muhâtab (II. eril şahıs) Müfred إِيّاكَ Seni Tesniye(ikil) إِيّاكُما Siz ikinizi Cemi(Çoğul)إِيّاكُمْ Sizi




Muhâtaba (II. dişil şahıs)Müfred إِيّاكِ Seni Tesniye(ikil)إِيّاكُما Siz ikinizi Cemi(Çoğul)إِيّاكُنَّ Sizi




Mütekellim (I. eril/dişilşahıs) Müfred إِيّايَ Beni Tesniye(ikil)إِيّانا Biz ikimizi Cemi (Çoğul)إِيّانا Bizi




Bu zamirler müstesna olarak da kullanılmakla birlikte cümle içersindebüyük çoğunlukla mef’ûl konumunda kullanılırlar ve daima mansûbturlar. Zamirler mebni olduklarından zahiri(görünen) bir alametle değil de mahallen mansûb olurlar.




Örnek mef’ûl konumundaki munfasıl zamirler;




Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz. . إياكَ نَعْبُدُ وإِيّاكَ نَسْتَعِينُHoca size onu öğretti mi? . هَلْ عَلَّمَكُم الأستاذُ إياّهُOnu o ikisine verdim. . أَعْطَيْتُهُ إِياّهماOnu ona giydirdim. . كَسَوْتُهُ




Muttasıl Zamirler




Önlerinde bulunan isim, fiil veya harflere bitişik olarak yazılan zamirlerdir.Kendi aralarında merfu‘, mansûb ve mecrûr kısımlarına ayrılırlar.




Merfu‘ muttasıl zamirler: Fiillere bitişen ve fiil ma‘lûm (etken) yapıda ise fâil(özne), fiil mechûl (edilgen) yapıda ise nâibu’l-fâil (sözde özne) konumundabulunan zamirlerdir. Kısaca çekim esnasında fiile bitişen zamirlerdir diye desöylenebilir. ( كَتَبْتُ ) fiiline bitişmiş bulunan ( تُ), (كَتَبْنا ) fiiline bitişmiş bulunanنا merfu‘ muttasıl zamirlerdir




ÖRNEK altı çizilmiş olan merfu‘ muttasıl zamirler




Ayşe ve Hatice dersi anladılar. . عائِشَةُ وخَدِيجَةُ فَهِمَتا الدرسَÖğrencilerin hepsi sınavda başarılı oldular. . الطلابُ كلُهُمْنَجَحُوا فِي الاِمْتِحانِDün gölde yüzdük. .سَبَحْنا فِي الْبُحَيرَةِ أمْسِBayan öğretmenler kızların eğitimine önem veriyorlar. . الْمُعَلّماتُ يَحْرُصْنَ على تَدْرِيسِ البَناتِ




*Merfu‘ muttasıl zamirler ismini ref, haberini nasb eden ( كانَ ) vebenzerlerinden (nâkıs fiillerden) birisine bitiştikleri zaman nâkıs fiilin ismiolmak üzere yine merfu‘ olurlar. كَانَا طَالِبَيْنِ (o iki (erkek) öğrenci idi)örneğinde ( كَانَ ) nâkıs fiil ve tesniye elifi ( ا), (كَانَ )nin ismi ve (mahallen)merfu‘dur. ( طَالِبَيْنِ ) kelimesi ise ( كَانَ )nin haberidir ve tesniye olduğu için ( ي) ilemansûbtur. كَانَتَا مُعَلِّمَتَيْنِ (o iki (bayan), öğretmen idiler) ve كَانُوا مُؤْمِنِينَ (Oerkekler mümin idiler) örneklerindeki ( ا) ve ( و) için de aynı durum sözkonusudur.




Mansûb muttasıl zamirler: Fiile bitişen ve daima mef’ûlün bih konumundaolmak üzere mansûb olan zamirlerdir. Fiile bitişmiş olan ve fiil çekimlerindeyer almayan her zamir mutlaka mansûb muttasıl zamirdir.نا“zamiri hem fâil hem de mef‘ûl konumunda kullanılabilmektedir. Öncesisakinse fâil (özne), öncesi harekeli olduğu takdirdeyse mef’ûl (nesne)konumunda olmaktadır. Örneğin: فَهِمْنَا (Biz anladık) ifadesinde fâil, فَهِمَنَا (Bizi anladı) ifadesinde isemef‘ûlün bihtir.




*Mansûb muttasıl zamirler ( إِنَّ ) ve benzerlerine bitiştikleri zaman buedatların ismi olmak üzere yine mansûb olurlar. ( (اِنَّهُ لَغَفُورٌ رَحِيمٌ –الأعراف/ 167“Şüphesiz o merhamet eden ve çok bağışlayandır” cümlesinde ( ه) zamiriاِنَّ nin ismidir ve (mahallen) mansûbtur.عَدَدُ الطّالِباتِ فِي الْكُلّيّةِ مائَتانِ، إنّهُنَّ أكْثَرُ عَدَدا مِنَ الطّلابِ “Fakültede kız öğrencisayısı iki yüz. Onlar sayıca erkeklerden fazlalar.” cümlesinde de ( هُنَّ ) zamiriإنّ) )nin ismidir ve mahallen mansûbtur.


ÖRNEK altı çizilmiş olan mansûb muttasıl zamirler;


O ikisini yolda gördüm. .رَأيْتُهُما فِي الطّرِيقِKalemini ona ver. .أَعْطِهِ قَلَمَكَSizi bu akşam evimde bekliyorum. .أَنْتَظِرُكُمْ بِمَنْزِلِي الليلَةَBana bunun için söz veriyor musun? ؟ هَلْ تَعِدُنِي بِذلكَ




Mütekellim yâsı fiile bitişince kendisinden önce nûn getirilir. ( تَعِدُنِي ) fiilinde deي) zamirinden önce getirilmiş olan bu nûna nun-u vikâye/ koruma nûnu ( نونُالوِقايَةِ ) denilir. Zira bu nûn sayesinde zamirden önceki fiilin son harekesideğişmemiş ve olduğu gibi korunmuş olur.




Mansûb ve mecrûr muttasıl zamirler: ( ، ه، هما، هم، ها، هما، هن، ك، كما، كم، كِ، كماكن، ي، نا ) zamirleri fiile bitiştiklerinde mansûb oldukları gibi ismebitiştiklerinde (muzâfun ileyh olmak üzere) ve harf-i cerden sonrageldiklerinde mecrûr olurlar. ( رَأيْتُهُما فِي الطّرِيقِ ) “O ikisini yolda gördüm”örneğinde zamir mef‘ûl olmak üzere mansûb, ( سَأَحضُرُ لِزِيارَتِكُمْ غَدا ) “Yarın siziziyarete geleceğim.” Örneğinde ise muzâfun ileyh olmak üzere mecrûrdur.


Müstetir zamirler




Gizli, örtülü, metinde yazılmayan ancak var kabul edilen zamirlerdir.Esasında müstetir zamirler ayrı bir zamir grubu değildir. أنا، أنْتَ، هِيَ، هُوَ، نَحنُmunfasıl merfu‘ zamirleri belirli durumlarda müstetir (gizli) zamir olarakkullanılırlar. Bunlardan ( أنا، أنْتَ، نَحنُ ) zamirleri fâil (özne) konumunda olduklarında vücûben (zorunlu olarak) müstetir olurlar yani bâriz zamirolarak açık şekilde yazılmaları mümkün olmadığı gibi bunların yerine açıkbir isim söylenmesi de mümkün değildir. ( هِيَ، هُوَ ) zamirlerinin müstetir oluşuise vücûben değil cevâzendir yani bunların müstetir zamir olarakkullanılmaları zorunlu olmayıp bu zamirlerin yerine istenildiği takdirde açıkisim getirilmesi de mümkündür. ( اِقْرَأْ كِتاَبَكَ ) “Kitabını oku.” cümlesinde اِقْرَأْ“oku” fiilinin fâili (öznesi) müstetir (gizli) ( أَنْتَ ) zamiridir. Fâilin müstetir zamir olarak gelmesi zorunludur.


ÖRNEK cümlelerdeki Müstetir zamir kullanılışları;


Kitabını oku. . اِقْرَأْ كِتاَبَكَ


Bu cümlede ( اِقْرَأْ ) “oku” fiilinin fâili (öznesi) müstetir (gizli) أَنْتَ zamiridir. Fâilin müstetir zamir olarak gelmesi zorunludur.




.Küçüğümüze merhamet eder, büyüğümüze saygı gösteririz . نَرْحَمُ صَغِيرَنا ونَحْتَرِمُ كَبِيرَنا




Bu cümledeki ( نَرْحَمُ ) ve ( نَحْتَرِمُ ) fiillerinin fâili (öznesi) müstetir (gizli) نَحْنُ zamiridir. Fâilin müstetir zamir olarak gelmesi zorunludur.


Seni yaz tatilinde ziyaret edeceğim. . سَأَزورُكَ فِي العُطْلَةِ الصَّيْفِيّةِ


Bu cümledeki ( أَزورُ ) fiilinin fâili (öznesi) müstetir (gizli) ( أَنا ) zamiridir.Fâilin müstetir zamir olarak gelmesi zorunludur.


Hatice İstanbul’a gitti. . خَدِيجَةُ ذَهَبَتْ إلى اسْتانبولَ


Bu cümledeki ( ذَهَبَتْ ) fiilinin fâili (öznesi) müstetir (gizli) ( هِيَ ) zamiridir.Diğerlerinden farklı olarak bu cümlede fâilin müstetir zamir olarak gelmesizorunlu değildir. Cümle şayet istenilirse ( ذَهَبَتْ خَدِيجَةُ إلى اسْتانبولَ ) şeklinde deyazılabilir. Bu durumda ( ذَهَبَتْ ) fiilinin fâili müstetir zamir değil, açık isimolan ( خَدِيجَةُ ) olmuş olur.

HAZIRLAYAN:MİKDAD

ARAPÇA KELİMELER (5. ÜNİTE)

EŞ ANLAMLI KELİMELER
1.عُدْتُ / رَجَعَ (döndü)
2.شَرَعْتُ / بَدَأَ (başladı)
3.قَسَّمْتُ / جَزَّأَ (böldü)
4.قَصَصْتُ / قَطَعَ
5.أَطْلَقْتُ / أَرْسَلَ (gönderdim)
6.لَمْ تَقْدِرْ / اِسْتَطَاعَ (güç yetiremedi)
7.أعْلى / فَوْقَ (üstünde)
8.تَثَبَّتُّ / فَتَّشَ (araştırmak)
9.تَنْطَحَ / صَدَمَ
10.أجْذِبٌ / سَحَبَ (çekiyorum)




ZIT ANLAMLI KELİMELER
1.تَعلَّمْتُ X جَهِلَ
2.(hatırladı) تَذَكَّرْتُ X نَسِيَ (unuttu)
3.نَظَّفْتُ X وَسخَ
4.أجِيرٌ X أَوَّلٌ
5.(fırlattı) أطْلَقْتُ X أَمْسَكَ (tuttu)
6.(ağır) ثَقِيلٌ Xخَفِيفٌ (hafif)
7.(üstünde) أعْلى X أسْفَلٌ (altında)
8.(az) قَلِيلٌ X كَثِيرٌ (çok)
9.ثَمْرَحُ X حَزِنَ
10.(çıktı) تَرْفَعُ X نَزَلَ (indi)






TEKİL _ ÇOĞUL
1.وَرَقٌ ج أَوْرَاقٌ
2.جُزْعٌ ج أجْزَاءٌ
3.مُثَلَّثَةٌ ج مُثَلَّثَاتٌ
4.شَرْطٌ ج شَرَائِطَ
5.شُوعَ ج أَشِعَّةٌ (ışık)
6.لَوْنٌ ج أَلْوَانٌ (renk)
7.خُطُو ج خُطُوَاتٌ
8.حِصَّةٌ ج حِصَصٌ (hisse, pay)
9.زَيْلٌ ج زُيُولٌ (kuyruk)
10.مَنْزِلٌ ج مَنَازِيلٌ (ev)
11.عِنَانٌ ج أَعِنّةٌ (ip)






TERCÜME
1.خَرَجْتُ خَلْفَ الْمَنْزِلِ، وَأطْلَقْتُ طَائِرَتِي فِي الجَوِّ، فَلَمْ تَقْدِرْ على الطّيرَانِ
A.Evin arka tarafına çıktım ve uçurtmamı bıraktım. Havaya uçtu.
B.Evin arka tarafına çıktım ve uçurtmamı havaya bıraktım. Ne yazık ki uçamadı.
C.Evin arka tarafına çıktım ve uçurtmamı bıraktım. Fakat uçamadı.
D.Evin arka tarafına çıktım ve uçurtmamı havaya bıraktım. Fakat uçamadı.
E.Arka tarafa çıktım ve uçurtmamı havaya bıraktım. Fakat uçamadı. (CEVAP D)


2.عُدْتُ إلى المَنْزِلِ، فَأَحْضَرْتُ قَصَبَةَ، وَأَوْرَاقًا مُلوّنَةً وَخَيْطا، ثُمّ انْزَوَيْتُ فِي رُكْنٍ، وَشَرَعْتُ فِي الْعَمَلِ
A.Eve döndüm. Kamış, kağıtlar ve ip hazırladım. Sonra bir köşeye çekildim ve çalışmaya başladım.
B.Eve döndüm. Kamış,renkli kağıtlar ve ip hazırladım. Sonra bir köşeye çekildim ve çalışmaya başladım.
C.Eve döndüğümde kamış,renkli kağıtlar ve ip hazırladım. Sonra bir köşeye çekildim ve çalışmaya başladım.
D.Eve döner dönmez kamış, renkli kağıtlar ve ip hazırladım. Sonra bir köşeye çekildim ve çalışmaya başladım.
E.Eve döndüm. Kamış ve renkli kağıtlar hazırladım. Sonra bir köşeye çekildim ve çalışmaya başladım.

Alıntı: Maltepe İmamet ve Hitabet Araştırma Vakfı
Alıntı ile Cevapla