Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Aralık 2013, 13:35   Mesaj No:2

Medineweb

Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:6
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:339
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: sakarya ilitam Hadis Usulü1-2-3-4. Haftalar Özet

HADİS USULÜ DERS ÖZETİ-1.HAFTA
HADİS
* Tahdîs” masdarının ismi olup; “haber verme”, “haber verilen, anlatılan şey” “haber”, “söz” demektir.
* Hadis Kur’an-ı Kerîm için de kullanılmıştır: "Peki bundan sonra hangi söze (hadîse) inanacaklar?"
* Hadîs kelimesi arapçada sülâsî hudûs olarak; “sonradan olan şey”, “yeni” mânasına gelir..
* Hadîsin, Hz.Peygamber'in sözü için kullanılması yaygındır. Hz.Peygamber'in fiili de sünnet adını alır.

SÜNNET
* Sözlük mânâsı: “yol”, “gidilen yol”, “yaşayış tarzı” demektir. > Sünnet ıstılahta; “Hz.Peygamber’in fiili” demektir.
* Hadis alimlerinin gayesi> Hz.Peygamber'den gelen her şeyi tespit etmektir.
> Hadisçi>sünnet; Hz.Peygamber'den nakledilen her türlü söz ve iştir.
> Hadisçilere göre sünnetin fıkhî hükmü> farz, vâcib, sünnet veya müstehab olabilir
* Fıkıh usulü alimleri (usûliyyûn) için önemli olan> delillerden kurallar çıkarmaktır.
> Fıkıhçı>Sünnet; Hz.Peygamber'den Kur’an-ı Kerîm dışında nakledilen ve şer’i bir delil olmaya elverişli olan söz, fiil ve takrîrleridir.
-Fıkıhçılar(fukahâ) için önemli> fiillerin şer’î/dînî hükmü.
-Fıkıhçı>Sünnet: Hz.Peygamber'den farz ve vacib olmayarak gelen ve dinde uyulması istenen her şeydir.
*Sünnet bid’atın zıddıdır. Bid’at: Kur’an-i Kerîm ve Hz.Peygamber’den çıkan esaslara aykırı olan şeydir.
-Ahmed b. Hanbel "Âlî senedin peşine düşmek, öncekilerden gelen bir sünnettir. Çünkü Abdullah'ın arkadaşları Kûfe’den Medîne'ye gidip Hz.Ömer'den (ilim) öğrenir, (hadis) işitirlerdi"
*Sünnet ayrıca: "vacibliği-mendûbluğu Hz.Peygamber’in açıklamasıyla bilinen şey"dir.
-Kadı Iyâz: "Alimlerin ekserisinin benimsediği görüş, başlangıçta (namazda) Beytu'l-Makdis'e yönelişin, bir Kur'an âyetiyle değil bir sünnetle olduğudur."
*Hadîs ve sünnet zamanla"Hz.Peygamber’in sözü, fiili ve takrîri" mânâsında eşanlamlı olarak kullanılmışlardır.
*Kutsi Hadis: ALLAH’a, Kur’an olmayarak nispet olunan söz ve iş.
*Merfu Hadis: Hz.Peygamber’e ait olduğu söylenen söz ve iş.
*Mevkuf Hadis: Sahabiye ait söz ve iş.,
*Maktu’ Hadis: Tabiûna ait olduğu söylenen söz ve iş.
*Hadîs kelimesi yerine> Haber ve Eser kelimeleri de kullanılmıştır.

USUL
* Asl: "temel", "esas", "kaide", "dayanak" demektir.
* Hadîs usûlü: "hadisin (sahih olanını olmayandan ayırmanın) temelleri, esasları" demektir.
* Bir kelimenin belli bir kesimde özel bir manada kullanılması onun ıstılahi manasını oluşturur.
2.HAFTA – HADİS’İN ÖNEMİ
Hadisin, gayr-ı müslimler için arzettiği önemi hakkında iki nokta var:
1) Müslümanların bağlı olduğu, tüm değerlerini belirleyen kaynağı tanıyıp müslümanlarla ilişkilerinde değerlendirme;
2) Hangi inanışta olursa olsun herkes için yararlı olan muhtevasından yararlanma.
Hadisin müslümanlar için önemi
1) Kur’an-ı Kerîm’i Anlamak, 2- Kur’an-ın hükümlerini uygulamak.
1) Kur’an-ı Kerîm’i Anlamak;
Tabiûn’dan Mutarrıf b. Abdillah eş-Şıhhîr’a, hadislerin önemini kavrayamadığı anlaşılan biri; "Bize sadece Kur’andan bahsedin!" demişti de o şu cevabı vermişti: "Vallahi, biz Kur’an’a karşılık bir bedel, (onun yerine geçecek bir şey) istemiyoruz. Fakat biz Kur’an’ı daha iyi bilen kimseyi (yani Hz.Peygamber’i) murad ediyoruz!"
"Tebyîn": "açma, vuzûha kavuşturma, izah etme, bildirme, açıklama"dır
“Tebyîn" in yaygın manası: "açıklama"dır.
Hz.Peygamber’in Kur’an-ı açıklamaları 4 şekilde olmuştur:
a) Mücmel Âyetleri Açıklamak, b) Müşkil Âyetleri Açıklamak:
c) Geniş Kapsamlı Bazı Âyetlere Sınırlamalar Getirmek, d) Kur’an’ın Bazı Hükümlerini Te’kîd Etmek:
a) Mücmel Âyetleri Açıklamak: mücmel ayet: “konulara kısaca temas eder, onların geniş açıklamalarını vermez. Hz.Peygamber, bu âyetleri açıkladı. Meselâ namazların kaçar rekât kılınacağı…
Hindistan’da sünnetin dindeki yerini inkâr eden ve kendilerine>"Ehlu’l-Kur’an: Kur’an’cılar" diyenler çıktı.
b) Müşkil Âyetleri Açıklamak: Hz.Peygamber “anlaşılmaları güç olan” bazı âyetleri beyân etmiştir.
Meselâ: "Tövbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, ’seyahat(oruç tutanlar) edenler”…
"O (yani ALLAH) takva ve mağfiret ehlidir!"yani>”Kendisine (karşı gelmekden) sakınılmaya lâyık olan benim”
"Beyaz iplik siyah iplikten sizce seçilinceye kadar yiyin, için.>"gecenin siyahlığı ile gündüzün beyazlığı”…
c) Geniş Kapsamlı, Genel İfadeli Bazı Âyetlere Sınırlamalar Getirmek: genel ifadeli (mutlak, âmm) veya bazı âyetlere sınırlamalar getirmek (takyîd, tahsîs) şeklinde olmuştur.
Kur’an’da, ölenin mirasının> "vasıyyet"inin yerine getirilmesinden sonra taksim edileceği hükmü vardır.
Not: Burada "vasiyyet" kelimesi mutlak olarak zikredildiği için kişi malından istediği miktarda vasıyyet yapabilir. 2 Hz.Peygamber vasıyyetin, mirasın 3’te 1’den fazlalığını men ederek âyetin mutlak hükmünü takyid etmiş, sınırlamıştır
Örnek: "İman edip imanlarına zulüm karıştırmayanlar, işte güven onların hakkıdır..."
Yorum>Hz.Peygamber; "O sizin sandığınız gibi değil. Bilakis Lokman’ın oğluna dediği; ’Yavrum, ALLAH’a şirk koşma! Şüphesiz şirk, büyük bir zulümdür! Sözündeki gibidir." Buyurdu.
Örnek: “murdar hayvan etiyle ilgili hüküm>Kur’anda murdar hayvan etinin (meytenin) yenmesinin haram olduğu umûmî bir hüküm olarak beyan edilmektedir. Hz.Peygamber: "Onun (yani denizin) suyu temiz, murdar hayvanının
(meytesinin etinin yenmesi) helâldır!" buyurarak Kur’andaki mezkûr umûmî hükmü tahsis etmiş, onun deniz meytesi dışındaki meytelere has olduğunu açıklamıştır. Dolayısıyla burada nesh söz konusu değildir.
d) Kur’an’ın Bazı Hükümlerini Te’kîd Etmek: Hz.Peygamber’in bazı açıklamaları aynen Kur’andaki bazı hükümler gibi olmuştur.Örnek: “Kur'anda birçok ayette namazdan bahsedilir. Hz. Peygamber de namaz üzerinde durur…
Hadisin Diğer Önem Noktaları
Hadisler bütün İslami ilimler için, bu arada tefsir, fıkıh, kelam, tasavvuf, İslam tarihi, edebiyat, folklor/halkıyat, bilim ve kültür tarihi için bilgiler içerir. Müslümanların ve onlarla yaşayan gayri Müslimlerin maddi-manevi değerlerini oluşturmada hadislerin etkisi vardır.
3. HAFTA – SÜNNET ve VAHİY
* Hz. Peygamber’in tüm uygulamaları vahiy değildir.
* İtaat mecburiyeti >Hz. Peygamber’e itaat etmenin ALLAH'a itaat etme sayılmasındandır.
* Bedir Savaşı'nda esir düşen müşriklerin fidye alınıp salıverilmesi ile ilgili âyet:
"Hiçbir Peygamberin, dünyada zafer kazanıp küfrü zelil kılmadıkça, esirler edinip onları fidye karşılığında serbest bırakması uygun düşmez. Siz dünya metâını istiyorsunuz. ALLAH ise âhireti kazanmanızı istiyor.
* Tebûk Savaşı'na bir bahane ile katılmak istemeyenlere izin verilmesi hakkındaki âyet:
"Allâh seni affetsin! Doğru söyleyenler sana iyice belli olup, yalan söyleyenleri bilmeden niçin onlara izin verdin?"
* ALLAH'ın kendisine helâl kıldığı (bal şerbetini) haram kılması ile ilgili âyet:
"Ey peygamber! Niçin, Allâh'ın sana helâl kıldığı şeyi, eşlerinin hatırı için harâm kılıyorsun?
* İbn Ümmi Mektûm'dan yüz çevirmesi ile ilgili âyet:
"Yanına âmâ biri geldi diye yüzünü ekşitti ve sırtını döndü."
* Hz. Peygamber Bedir Savaşı'ndaki ordugâhı sahabinin teklifiyle değiştirmesi ve hurma ağaçlarının aşılanması…
* Sünnetin bir kısmı vahiy kaynaklı bir kısmı ise Hz. Peygamber ictihadlarına, görüşlerine dayanır.
İLK MÜSLÜMANLAR’IN SÜNNET İÇİN YAPTIKLARI
* Hayatlarını tanzim hususunda kaynakları, Kur’an-ı Kerîm'le beraber hadis/sünnet olmuştur.
> Seyyâr anlatıyor: “Sâbit el-Bunânî ile yürüyordum. Çocuklara rastladığında onlara selâm verdi. Sâbit de Enes'le yürüdüğünü, çocuklara rastladığında onlara selâm verdiğini haber vermiş. Enes de Resûlullah'la beraber yürüdüğünü, çocuklara rastladığında onlara selâm verdiğini rivayet etmiş.
* Habbâb'ın: "Hz.Peygamber'in ashabından benim uğradığım belâya uğramış olan hiç kimse bilmiyorum. Hz.Peygamber'in zamanında bir dirhem bulunmazken şimdi evimin bir köşesinde kırkbin (dirhemim) var. Şayet Resûlullah bize ölümü temenni etmemizi yasaklamış olmasaydı ben (onu) muhakkak temenni ederdim!
* İmam Şâfiî: "Ben Hz.Peygamber'den bir hadis rivayet eder de aksine görüş beyan ettiğimde beni hangi gök gölgelendirir, hangi yer taşır?"
* İmam Malik: "Sünnetler Nûh’un gemisidir. Kim ona binerse kurtulur, kim de ondan geri kalırsa boğulur!"
* Ebû Yezîd el-Bistamî: “Ant olsun ki, ben Yüce ALLAH'dan, yeme ve kadın ihtiyaçlarını benden gidermesini istemeyi içimden geçirmiştim. Sonra kendi kendime; “Bunu Resûlullah istememişken benim, Azîz ve Celîl olanAllah'dan istemem nasıl caiz olur:” demiş ve onu istememiştim. Yüce ALLAH da benden kadın ihiyacını gidermişti.
* "Ebû Şuayb İbnu'l-Mukaffa’ yetmiş kere piyade hac etmiştir. Son haccında bâdiyede bir kelb gördü ki, susuzlukdan ağzından dili taşra çıkmış. Çağırdı ki; “Yetmiş piyâde hac sevabın bir içim suya kim satın alır?”.
* Sehl b. Abdillah et-Tusterî'ye İslâm'ın şerâyii ile ilgili soruya: "Âlimler konuştular ve çok şeyler söylediler.
a- “Resûl'un size verdiğini alın, sizi nehyettiği şeyden kaçının!”
b- “Resûl'e itaat eden, muhakkak ALLAH'a itaat etmiş olur!
* Cüneyd-i Bağdadi: "Bu ilmimiz Kur'an ve sünnetle mukayyeddir. Bu yola girişinden önce Kur'an okumayan, hadis yazmayan, fıkıh öğrenmeyene uymak caiz değildir!"
* Sufyân es-Sevrî: "İnsan başını bile hadise göre kaşımalıdır!"
* Ebû Hâtim İbn Hıbbân'ın tespitiyle dört rekâtlı bir namaz hakkında altı yüz sünnet nakledilmiştir.
* S.Süleyman Nedvî: "Hz. Muhammed'in sünneti, muhtelif beşer tabakalarının ve sınıflarının cümlesine örnek olmaya kâfi gelecek mahiyettedir... kaabildir"
Onların anlayışlarında sünnetin ruhuna aykırı şeyler (bid’atler) şiddetle reddedilmiştir
* Muhammed b.Sîrîn: "(Önceleri) isnad sormazlardı.
* Sünnet, ilk müslümanların, Hz.Peygamber'in müsaade edip karışmadığı meşru isteklerini düzenlemede etkilidir
Örn: Enes b. Malik: “Bir terzi Hz.Peygamber'i yaptığı yemeğe davet etti. Ben de Hz.Peygamber'le beraber gittim. Terzi kabak ikram etti. Bu sebeble o günden sonra kabağı sevmekteyim!
* Zeyneb bint Ebî Seleme: “Hz.Peygamberin hanımı Ümmü Habîbe'nin, babası Ebû Sufyân b. Harb öldüğünde, 3 yanına girmiştim. İçinde zağferan sarısı veya başka bir esans bulunan bir güzel koku istetti ve onu genç bir kıza sürdü...
* İbn Sîrîn: Ben kılıcımı Semure b. Cundeb'in kılıcı (örneğine) göre yaptım. Semure de kılıcını Resûlullah'ın kılıcı (örneğine) göre yaptığını söyledi
Hadisin, ilk müslümanların yer ve yurtlarının harici şekillenmesinde tesiri olmuştur:
* Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin rivayetine göre >Hz.Peygamber şöyle buyurmuştu: "Helâya girdiğinizde, küçük ve büyük abdest sırasında kıbleyi ne önünüze ne de arkanıza almayın. Fakat (Medine'ye göre) doğuya yahut batıya yönelin!".
* Mevdûdî görüşü: "Bu Ümmet'in eşsizliği, birliği ve İslâm geleneğinin sürekliliği, toplumun hidayet kaynaklarının birlikte algılanıp hayata geçirilmesi ile sağlanmıştır. Bu hidayet kaynakları Kur'an ve Sünnet’tir...
Hadisle, hadis ilmi başlıca iki ana kola ayrılır:
a-Rivâyetu'l-Hadîs İlmi: Hadislerin usûlüne uygun olarak öğrenilip öğretilmesini konu edinen ilim dalıdır.
b-Dirâyetu'l-Hadîs İlmi: hadîsleri kabûl ve redd yani hangilerinin makbûl, hangilerinin merdûd olduğu…
> Hadisin bu koluna >ilmu'l-hadîs dirâyeten, ilmu'l-mustalah, ulûmu'l-hadîs ve usûlü'l-hadîs gibi isimler de verilir.
> Mutlak olarak hadis ilmi denince de bu ilim kolu kastedilir.
Hadisleri İnceleme Gereği
1- Kur'an-ı Kerîm duyulan bir haberin doğru olup olmadığının araştırılmasını emreder:
2- Duyulan haberin muhakeme edilmesi, görüşlerde belge istenmesi Kur’an-ı Kerîm’in emridir.
* Hz.Aişe’ye yapılan iftira üzerine Hz.Peygamber bazı sahabileriyle istişarede bulunmuş ve Hz.Ali’nin teklifi üzerine Berire isimli hizmetçinin bilgisine başvurmuştu.
* Abdullah b. Mesud Hz. Peygamber’e Ebu Cehl’i öldürdüğünü haber verince Hz.Peygamber; ‘Vallahi, gerçekten öldürüldü mü?’ buyurmuş, o da; ‘Vallahi, gerçekten öldürüldü.’ demiş. Hz.Peygamber onunla beraber gelip bakmış
ve şöyle buyurmuş: ‘Bu, bu ümmetin firavunu idi!’
3- Anlatımda seçici olmak gerekir. Hz.Peygamber: "Duyduğu her şeyi anlatması, kişiye günah olarak yeter!"
* Sened: “Hadîsi birbirlerine nakleden ravilerin tarihi sıra ile zikredildikleri kısımdır. Bir hadisin Hz.Peygamber'e ait olup olmadığının tespitinde sened ve metin incelenmeldir.
Alıntı ile Cevapla