Konu Başlıkları: sen'i koydum yüregime
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18 Ağustos 2008, 20:02   Mesaj No:3

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: sen'i koydum yüregime

EFENDiM......

Yokluğunda seni özledik.

Sana değen rüzgarı, seni örten bu*lutu özledik. Özlemeyi, özlenilmeyi, sevmeyi, sevilmeyi, sevindirmeyi, sevindirilmeyi özledik Efendim.

Aşkı, gözyaşını, müsamahayı, ah*lakı, adabı, ihsanı, irfanı, iz'anı, fe*raseti, basireti, şecaati, celadeti, adaleti, meveddeti, muhabbeti özle*dik. .

İzzeti, hikmeti, fıtratı, şefkati, hür*meti, devleti özledik.

Senden sonra tefrika meşrebimiz, taklit mezhebimiz, cehalet mektebimiz, atalet fıtratımız, hamakat şöhretimiz, ihanet sıfatımız, küffar velinimetimiz oldu.

Efendim,

Sen kendini 'abduhu ve rasuluhu: O'nun kulu ve elçisi' olarak takdim etmiştin. Sana iman eden bazıları sana hürmet adı altında seni kulluktan 'kurtarıp' melekleştirerek hayattan dışladılar. Bu ifrata karşı başka bazı*ları da tefrite sapıp seni 'güzel örnek' olmaktan çıkarıp bir 'postacı', bir 'ara kablosu' seviyesinde görerek hayattan dışladılar.

Bunların hepsi sana iman ediyor*du. Ama seni hayatımızdan çıkarma*nın ızdırabını çektirdiler bize. Bu işi, göğe çekerek ya da yere sokarak yapmaları sonuçta hiçbir şeyi değiş*tirmedi.

Allah seni 'güzel örnek' olarak gös*terdi. Sen, Kur'an'ın konuşanı, yürü*yeni, hareket edeniydin. Tıpkı bir an*nede spermin insana, bir ağaçta su*yun meyvaya, bir arıda tozun bala, bir tavukta darının yumurtaya, bir ko*yunda samanın süte dönüşmesi gibi, ayetler sende hayata dönüşüyordu.

Allah ısrarla seni örnek gösterirken, birileri ısrarla 'kitab'ı, kitapları örnek göstermekte direndiler. Öylesi işlerine geliyordu, cansız bir nesneyi ör*nek edinmekle, canlı bir insanı örnek edinmek aynı olur muydu?

Efendim ,

Kitapsızlıktan değil, 'peygambersizlikten' kırıldık. Yokluğumuz pey*gamber yokluğu. Seni hatırlatan, se*ni andıran insanların hasretim çeki*yoruz. Çocuklarımız peygamberi so*runca 'evladım onun ahlakı tıpkı fa*lancanın ahlakı gibiydi' diyeceğimiz insanlar yok denecek kadar az.

İnsanlık destanıyla yaşıt olan vahiy sürecinde birçok kitapsız peygamber gelmişti de, bir tek 'peygambersiz ki*tap' gelmemişti. Sayemizde yaşlı dünya ona da şahid oldu efendim. Peygambersiz Kitab'a, Muhammed aleyhisselamsız Kur'an'a da şahid ol*du. Şimdi Kur'an mahzun efendim , Kur'an öksüz. Seninle Kur'an'ın arasını ayırdık, etle tırnağın, toprakla to*humun, anayla evladın arasını ayırır gibi.

Gel de bir bak Efendim, bu maz*lum ümmetin hali pür melaline. Bı*raktığın din tanınmaz hale geldi. Bı*raktığın sitenin harabelerinde bay*kuşlar tünedi.

Gün geçmez ki ümmetin coğrafyasından feryat yükselmesin, oluk oluk kan akmasın.

Bir olarak bıraktığın ümmetin kaç parçaya ayrıldığının sayısını onu parçalayanlar dahi unuttu.

Bıraktığın kutlu mirası hovarda mi*rasyediler gibi parçalayarak paylaş*tık Efendim . Nebevi mirasın irfani ve ahlaki boyutuna bir hizip, ilmi ve fik*rî Boyutuna bir başka hizip, siyasî ve hareketi boyutuna ise daha başka bir hizip sahip çıktı. Yüzyıllardır tüm bu hizipler ellerindeki parçanın 'bütü*nün kendisi' olduğunu iddia etmekle ömür tükettiler. 'Her hizip ellerindeki parçayla övünüp durdu.' Hepimiz hakikatin merkezine kendimizi oturtup 'hak benim' dedik.

Oysa ki Efendim, bazen parçala*nan hakikat hakikat olmaktan çıkar. Ait olduğu bütün içerisinde anlamlı olan bir parça o bütünden ayrılınca anlamsızlaşabilir. Bunu farkedemedik Efendim .

Efendim ,

İsrailoğulları, peygamberlerini kat*lediyorlardı. Biz de senin güzel hatı*ratını, emanetini, adını ve sünnetini katlettik. Seni katlettik Efendim .

Kimilerimiz için sen hiç ölmedin, o ender bahtiyarlar seni hep içlerinde, işlerinde, hayatlarında, düşüncelerinde, duygularında, eylemlerinde, evlerinde yaşattılar.

Kimilerimiz içinde sen hiç doğma*dın. Onlar hep senden mahrum yaşa*dılar. Şol mahiler ki derya içreydiler, deryayı bilmediler.

Varlığının kaç bahara bedel oldu*ğunu bilmeyenler yokluğunun ıstırabını nasıl duysunlar Efendim ?

Seni çok seviyoruz, seni çok öz*lüyoruz.

Bize kırgın mısın Efendim ?


MUSTAFA İSLAMOĞLU

Allah razı olsun .
Alıntı ile Cevapla