Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Nisan 2014, 22:26   Mesaj No:3

İslaminesil

Medineweb Emekdarı
İslaminesil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:İslaminesil isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 40187
Üyelik T.: 20 Mart 2014
Arkadaşları:0
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Wan
Yaş:42
Mesaj: 2.709
Konular: 316
Beğenildi:1404
Beğendi:590
Takdirleri:533
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Yazı Dizisi [Son Nefes Endişesi ile yaşamak]

Son nefes endişesiyle yaşamak

Cenâb-ı Hak; bizim kıyamet ve ahirette selamete olmamızı, cennete girmemizi istiyor. Bunun gerçekleşmesinin yolu da takva ile geçen bir ömür ve Müslüman olarak verilen son nefes olduğunu bildiren, Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
“Ey imân edenler! Allah’tan ona yaraşır şekilde korkun ve Müslümanlar olarak can verin” (Al’I İmran Suresi: 102)

Bu hayat lütfu bize bir kereye mahsus verildi. Can vermek de ancak bir kere olacak, ikinci bir sefer, ikinci bir fırsat yok. O halde insan bu tek fırsatı çok iyi değerlendirmeli, onu gafletle heba etmemelidir. Dünya hayatında imtihan için verilen can, evlat, mal gibi imkanlar da insanı son nefesi, iman ve İslâm üzere vermek endişesinden alakoymamalıdır.

Allah Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de konumuzla ilgili olarak, bir âyet-I kerimede şöyle buyuruyor:

“Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır.” (el-Mütaf-fafin:9)

Ebediyet iştiyaki içindeki insan, dünyaya aldanır ve gaflete dalarsa, malının kendisiyle dâimi kalacağını zanneder, onu cenneti kazanmak için kullanacağı yerde, nefsânî arzuları için heba eder.

Yine gafil; kendisinden bir parça olan evladını, Hak yolunda yetiştirip, onu kendi ahireti için de sadaka-I câriye eyleyeceği yerde, onu dünyevi istikbâle hazırlamak iddiasıyla, ahiretten bi haber yetiştirir, hem evlâdının hem kendisinin ukbasını berbâd eder.

Cenab-ı Hak; iki ucu bir bıçak gibi olan nimetleri doğru bir şekilde kullanmamızı arzu etmektedir.
Çünkü pek çok kimse bu nimetleri, elindeki bıçakla ekmek keseceği yerde damarını kesen bir gafil gibi kullanmaktadır. Bu bakımdan bu nimetleri doğru şekilde kullanmamızda, son nefeste düşeceğimiz nedamet halini Cenâb-ı Hak şu âyet-I kerimede bildiriyor:

“….. Rabbim!Beni(ölümümü) yakın bir süreye kadar geciktirsen de, sadaka verip salihlerden olsam!…” (el Münafukun: 10)
“Allah eceli geldiğinde hiç kimseyi (ölümünü) ertelemez. Allah yaptıklarınızdan haberdardır” (el Münâfikun:11)
Son nefeste bu korkulu hale düşmemek için; hayatı, son nefes endişesi icabı olan salih ameller içersinde geçirmek zaruridir. Ahiret endişesi sadece münkir (inkareden) ve gafillere değil, salihlere de lazımdır.

Çünkü âhirette herkes pişmanlık yaşayacaktır. Bu konuda Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün:
“-Ölüp de pişmanlık duymayacak hiç bir kimse yoktur” buyurmuşlardı.

Ashab-ı kiram:
“-O pişmanlık nedir yâ Rasûlullah? Diye sordu.

Efendimiz:

“-Muhsin (iyi bir kimse) bu hâlini daha fazla artırmamış olduğuna, kötülükedenbir kişi ise, o kötülükten vaz geçmemiş olduğuna pişman olacaktır.” buyurdu. (Tirmizi Zûhd:59)
Fahri Kainat (S.A.V.) Efendimiz bir başka hadis-I şeriflerinde de şöyle buyurmuştur:

“Cennet ehli; başka hiç bir şeye değil, sadece, dünyada Allah’ı zikretmeksizin geçirmiş oldukları anlara hasret ve nedamet duyarlar!” (Heysemî: X, 73-74)
Arsiv
__________________
Ben sizi Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir.Hz.Huseyin
Alıntı ile Cevapla