3-
 İstihâza
 Fıkıhta “özür kanı” olarak da adlandırılan istihâza, terim olarak rahmin
  içindeki damarlardan hayız ve nifas hali dışında ve bir hastalık veya yapısal
 bozukluk sebebiyle gelen kana denilir. Buna göre istihâza, kadının âdet ve
 lohusalık dışındaki kanamalarının genel adıdır. Fıkıh bilginleri, hayız ve
 nifasın âzami sürelerini belirlemeye çalışırken, hayız ve nifas kanı ile istihâza
 kanını birbirinden ayırt etmeyi de hedeflemişlerdir. Aynı zamanda onlar bu
 konuda kadınlara genel ve pratik bir ölçü vermek de istemişlerdir. Bu konuda
 her bir kadının kendi tecrübe ve kanaati önem taşır. Ancak bir hastalık
 durumu söz konusu olduğu için, nihaî olarak tıp biliminin tesbitlerinin ölçü
 alınması gerekir.
 İstihâze kanı, dinmeyen burun kanaması, tutulamayan idrar veya bir yaradan
  sürekli kan akması gibi bir özür (mazeret) halidir. Bu durumda olan
 kadının sadece abdesti bozulur. O, gerekli maddi-bedenî temizliği yapar,
 elbisesine kan bulaşmasına karşı tıbbın önerdiği pamuk vb. şeyleri kullanarak
 tedbir alır, özürlü kimselere tanınan ruhsat ve muafiyetlerden yararlanır. Yani
 her bir namaz vakti için ayrı ayrı abdest alıp ibadetlerini edâ eder. Aldığı bu
 abdestle o vakit içinde farz, vacip, nâfile, edâ ve kazâ cinsinden bütün
 namazları kılabilir (Buharî, “Hayz”, 8, 25). Şâfiîler'e göre her bir farz namaz
için ayrıca abdest almak gerekir.