|  16Haziran 2014, 02:04 | Mesaj No:1 | 
  |  Durumu:    Medine No :  38944  Üyelik T.:
09 Şubat 2014  Arkadaşları:60 Cinsiyet:Bayan Mesaj :
9.475Konular:
1144  Beğenildi:4426 Beğendi:3685
 Takdirleri:5169 Takdir Et: 
	  Konu Bu  
				Üyemize Aittir! |   Musibetlere  Sabır 
   Musibetlere  Sabır Cenab-ı  Hak  Kur'anı  Kerim'de  bizleri  biraz  korku ,  biraz  açlık ,  biraz da  mallardan  ,  canlardan ,  ürünlerden  eksiltme  ile  imtihan  edeceğini  ( Bakara 155 )  haber   veriyor.  Bu  ilahi  kanun  her  an  her  yerde  afetler ,  kazalar ,  ölümler , hastalıklar ,  işlerin  bozulması  gibi  musibetlerle   hükmünü  yürütüyor. 
 Musibetler  karşısındaki  güzel  sabır ,  vurgunun  hissedildiği  ilk  andaki  sabırdır.  Daha  sonra  çaresizlikle  ve  alışmak  suretiyle  sergilediğimiz  sukunet  hali  övülen  bir  sabır  değildir.  Musibetler  karşısındaki  sabrı  cemilin  belirtisi ,  kişinin  ilk  andan  itibaren  edep  ve  ciddiyetini  muhafaza  etmesi ,  halini  diğer  insanlara  şikayet  konusu  yapmamasıdır.
 
 Özellikle  yakınlarımızın  ölümünden  dolayı  kalbimizin  mahzun  olması ,  sessizce  gözyaşı  dökmemiz  şikayet  veya  sabırsızlık  sayılmaz.  Bağırıp  çağırarak   ağlamak ,  dövünmek ,  birilerini  suçlamak ,  uğradığı  musibet  sebebiyle  her  zaman  yaptığı  meşru  işi  veya  her  zaman  ki  kıyafetini  giymeyi  terk  etmek  şikayet  sayılmıştır.
 
 Üstelik  kişiyi  ilahi  takdire  itiraza  veya  isyana  sevk  ederek  daha  kötü  ve  daha  büyük  bir  musibete  yol  açma  ihtimalini  barındırır.  Bu  tehlikelerden  korunmamız  için  musibetle  karşılaşılan  ilk  anda  ayaktaysak  oturmamız ,  oturuyorsak   uzanmamız  , yaptığımız  işi  değiştirmemiz ,  mümkünse  bir  nebze  uyumamız ,  abdest  almamız   veya   namaza  durmamız  tavsiye  edilmişse  de  sabrı  cemil  ile  mukabelenin  şartı ,  yaşananların  hikmetini  anlayabilecek  bir  kalbe  sahip  olmaktır ,  denilmiştir....
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 Alıntı...
 
 | 
  |  |   |