Konu Başlıkları: Fıkıh Usulü / Delil Kavramı
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26Haziran 2014, 19:54   Mesaj No:1

Medineweb

Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:6
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:339
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Fıkıh Usulü / Delil Kavramı

Fıkıh Usulü / Delil Kavramı

DELİL KAVRAMI


Şer´î Deliller


bölümünde, aslî ve fer´î delilleri incele*yeceğiz. Burada delîl hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra delilleri ayrı ayrı izah edeceğiz.


A- Delilin Tarifi


Delîl luğatta rehber ve klavuz manasına gelmektedir. Çoğulu edille dir.

Istılah´ta delîl, "Kendisinden şer´îhüküm istinbât olunan", "üzerinde dü*şünülünce, insanı istenen bir sonuç ve hükme ulaştıran şey" şekillerinde tarif edil*miştir. Delil ıstılahta şöyle de tarif edilmiştir: "Üzerinde sıhhatli bir şekilde düşünüldüğü takdirde haber cinsinden rnatlüb olana (şer´i hükme) ulaşmayı müm*kün kılan şeydir."

Haber cinsinden matlûb olan şey, şer´î hükümdür. Mesela, emanetlerin sa*hiplerine tevdî edilmesinin dini durumunu öğrenmek istediğimiz zaman, şu âye*te başvururuz: "Allah emânetleri ehline vermenizi emrediyor"[62] Bu âyet, emânetlerin ehline verilmesini vacip kılan bir delîldir. Aynı şekilde "namazı dos*doğru kılınız"[63] âyetine baktığımız zaman, bu delille namazın farz olduğu hük*müne varırız. [64]


B- Delil´in Çeşitleri


Deliller çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Biz burada delilleri "aklî ve nakli deliller," "vahye dayanan ve dayanmayan deliller"´, "aslî ve fer´î deliller", "nass olan ve olmayan deliller" olarak gruplandırıp kısaca izah edeceğiz. [65]


a- Aklî ve Naklî Deliller


Aklî delil: iç ve dış duygulara veya zihin muhakemesi neticesine dayanan delildir. Mesela, insan aklı, kâinatın, Allah´ın varlığı için bir delil olduğunu ka*bul eder.

Naklî delil: başkasının sözünü nakletmeye dayanan delildir. Nakli delil ta*biri dini olanını ve olmayanım da içerisine alır. Fakat Fıkıh Usûlü ilminde naklî delil denince kaynağı Allah ve ResuFünden olan haberler, başka bir ifade ile Kur´-ân ve Sünnet kasdedilir. Bu tür delillere "şer´î deliller: edilîe-i şer´iyye" denir.

Aklî delil: Dinimizde şer´î bir delil olarak kabul edilmiştir. Çünkü Cenâb-ı Hak insanlara aklı en büyük bir nimet olarak bahşetmiş ve bu sebeple akıllı insa*nı kendisine muhatap kabul etmiştir. İslâm âlimleri "akıl da Kitâb ve Sünnet gibi şer´î bîr delildir, onlar gibi ilâhî bir hüccettir, ilâhî hüccetler arasında ise teârruz (çelişki) olmaz" demişlerdir. Bu sebeple akl-ı selimin tecvîz ettiğim Kur´-ân ve Sünnet yasaklamaz. Aynı şekilde Kur´ân ve Sünnet´in tecvîz ettiğini de akl-ı selim yadırgamaz. Ancak bazen akıl ile naklin tearuz ettiği zahiren (görünüşte) zan olunabilir. Hakikatte bu ikisi arasında tearuz bulunması mümkün değildir. Görünüşte bu ikisi arasında bir tearuz görülürse, kaynağı kesin olarak Allah ve Resulüne dayanan naklî delile uyulur. Çünkü aklın vereceği hükümlerde yanıl*malar her zaman söz konusu olabilir.


b- Nass Olan ve Olmayan Deliller:


Kur´an ve Sünnet´in lafızları vardır. Bu bakımdan bunlar nass olan deliller*dir. Halbuki Kıyas, İstihsân gibi delillerin ise lafızları yoktur. Bu bakımdan on*lar da nass olmayan delillerdir. [68]


c- Vahye Dayanan ve Dayanmayan Deliller

Şer´î delillerin bir kısmı Vahye istinad eder. Bunlardan vahy-i metlûv olanı*na Kur´ân, Vahy-i gayr-i metlûv olanına ise Sünnet denir. Bu ikisine birden "edille-i sem´iyye" adı verilir.

Şer´î delillerin diğer bir kısmı ise Vahye istinat etmez. Bunlar icmâ ve Ki-yas´tır. Bu dört delil, Fıkıh Usûlü ilminde "edille-i erbaa" olarak bilinir.

Fıkıh usûlü ilminde bu dört delilden başka deliller de bulunmaktadır. Bun*lardan bazıları: Geçmiş Şerîatler, Örf ve âdet, İstisna» Sahâbî, kavli ve benzerleri*dir. Ancak bazı İslâm âlimleri, bunları ayrı ayrı birer müstakil delil saymayıp Geçmiş Şeriatları, Kur´ân ve Sünnet´e, örf ve âdet´i ise îcmâ´a mülhak etmişler*dir. Bu arada İstishâh delilini Kur´ân, Sünnet, İcmâ ve Kıyas´dan biri içinde, Sahâbî Kavli´ni ise Sünnet içinde mütalaa etmişlerdir. [70]


d- Aslî ve Fer´î Deliller


Şer´î deliller bir yönden de aslî ve fer´î deliller olmak üzere iki kısma ayrılır. Aslî deliller dört, fer´î delillerin başlıcaları ise yedidir. Aslî deliller: Kur´ân, Sün*net, İcmâ ve Kiyas´dır. Eer´î deliler ise îstihsân, İstislâh (Mesâlih-i mürsele), Is-tıshâb, Örf ve Adet, Şer´u Men Kablenâ, Sahâbî Kavli ve Sedd-i Zerâyi´dir. Bu dört aslî delil ve onlara bağlı ve onlardan çıkarılmış fer´î deliller, müctehîd alimler tarafından hüccet olarak kullanılıp hüküm İstinbât edilebilir. İctihâd derece*sine vasıl olamayan kimselerin şer´î deliller ile hüküm istinbât etmeleri mümkün değildir. Mukallid kimseler için tabi oldukları müctehidin re´yi, yegane delildir. Biz burada şer´î delilleri aslî ve fer´î olarak inceleyeceğimizden bu delilleri bir şema halinde gösterelim:



Şer i Deliller

Aslî Deliller Fer´î Deliller

1. Kitâb (Kur´ân) 1. İstihsân

2. İstishâb

3. İstislâh (Mesâlih-i Mürsele)

4. Örf ve Âdet.

5. Sahâbî kavli.

6. Sedd-i Zerâyi´

7. Şer´ü Men Kablenâ (Geçmiş Şerîatler)

2. Sünnet

3. İcmâ

4. Kıyas



C- Delillerin Tertip Ve Sırası


Müctehid, bir mes´elenin şer´î hükmünü öğrenmek istediğinde, önce Kur´-ân´a onda hükmü bulamazsa Sünnet´e başvurur. Bu iki kaynakta, hükmü bula*mazsa İcmâ´a müracaat eder. Şayet onda da bulamazsa, o meselenin hükmünü kıyas ve diğer fer´î deliller ile ictihad ederek bulur. Şu halde hüküm çıkarma hu*susunda delillerin tertib ye sırası şöyledir:

1. Kitâb (Kur´ân)

2. Sünnet

3. İcmâ

4. Kıyas ve diğer fer´î deliller.

Burada delillerden hüküm çıkarmada bu tertip ve sıraya uyulması gerektiği*ni ortaya koyan iki tatbikatı zikredelim:

1. Nebî (s.a.s.) Muâz b. Cebel´i Yemen´e kadı olarak gönderirken araların*da şu konuşma geçmişti:

Hz. Peygamber (s.a.s.) O´na sordu: Sana bir dava getirildiğinde ne ile hük*medeceksin yâ Muâz

- Allah´ın Kitâb´ında bulduğumla hükmedeceğim.

- Onda bulamazsan ne ile hükmedeeksin

- Peyamberin Sünneti ile hükmedeceğim. Hz. Peygamber tekrar sordu:

- Ya onda da bulamazsan

- Kendi reyimle İctihâd ederim.

Muâz´ın bu suretle cevap vermesi üzerine Peygamber çok sevinmiş ve Al*lah´a hamdü senada bulunmuştur.

2-Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer, hilâfetleri esnalarında kendilerine gelen bir davanın hükmünü vermek üzere önce Kitâb´a onda bulamazlarsa Sünnet´e baş*vururlardı. Onlarda da bulamazlarsa Sahabenin İleri gelenlerini toplar, onlarla istişare ederlerdi. Bu hususta bir icmâ hasıl olursa onunla hükmederlerdi. İcmâ hasıl olmadığı zamanlarda ise reyleriyle ictihâdda bulunarak hüküm verirlerdi.








Fahrettin Atar,fıkıh usulü kitabından alıntıdır
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Medineweb 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Medinewebli önlisans İlahiyat 1.sınıf öğrencileri... İlahiyat Öğrencileri İçin Genel Paylaşımlar nurşen35 87 29842 23 Mayıs 2015 20:53
Gülmek isteyenler tıklasın :))) Videolar/Slaytlar Kara Kartal 3 3923 10 Mayıs 2015 15:16
Cumartesi Anneleri’nin ahı/Can Dündar İslami Haberler Medineweb 0 2582 10 Mayıs 2015 15:13
Ayın Üyesi ''zeynepnm'' Ayın Üyesi 9Esra 13 8295 30 Nisan 2015 13:29
Müzemmil suresi bize ne anlatıyor Tefsir Çalışmaları Medineweb 0 3102 19 Nisan 2015 14:45