Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02 Eylül 2008, 10:13   Mesaj No:5

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Ayetullah'il Uzma İmam Humeyni'nin (ra) Hayatı ve Yaptıkları

Adalet
Bizim evde meşhedi Ali adında yaşlı bir adam çalışıyordu. Evin ihtiyaçların bakardı. İmam henüz sürgün edilmemişti, bir gün İmam'a şöyle sordum "Burada bir çok kimse var niçin siz onların arasında Meşhedi Ali'yi bu kadar seviyor ve yakınlık gösteriyorsunuz?" İmam şöyle cevap verdi "Ben geceleri uyandığım zaman onu namaz kılıp dua ederken ve münacat halinde görüyorum, onu bu yüzden seviyorum."
İmam çocukluğundan bizim hicabımıza çok dikkat ederdi evde hiçbir günaha, örneğin yalan, gıybet ve büyüklere saygısızlık vb. her zaman üstünde durarak söylerdi "Allah'ın kulları arasında takvadan başka bir üstünlük yoktur ve sizinle evde çalışan bu işçiler arasında hiçbir farkyoktur."
İmam, Kuveyt sınırına geldiği zaman orda namaz kıldı. İmam'la beraber gelen herkes ayrılacakları zaman ağlıyorlardı. İmam, beni ve üç kişiyi vasi tayin ederek vasiyetini yazdı ve "Ben evde mendilin arasında bir miktar para bıraktım o para benim şahsıma aittir, diyerek şöyle yazdırdı. "Benden sonra hanımıma bir talebe gibi davranın ve bir talebe yaşantısının gerektirdiği kadar ona maaş verin" İmam hanımının da kendisi gibi sade yaşamasını istiyordu ve hanımına herhangi bir ayrıcalık tanınmasını istemiyordu.
İmam bu vasiyeti yazdırdığı zaman Irak rejimi tavrını sertleştirmişti ve İmam kendi hayatı hakkında tehlike hissetmişti.
Hiç unutmam 18 yaşındaki kız kardeşim 7 aylık hamileydi ve ölüm ile burun buruna gelmişti doktorlar ya anneyi kurtaracağız ya da çocuğu dediler İmam'dan, anneyi (İmam'ın kızı) kurtarıp çocuğu feda etmek için izin istediler. Fakat İmam soğukkanlılıkla şöyle buyurdu. "Benim kızıma sevgimden dolayı başka bir canlının ölümüne izin vermeye hakkım yoktur her ikisi de Allah'ın kulu ve canlıdırlar' İmam'ın bu imanı ve ihlâsından dolayı Allah-u teala ödül olarak hem kızın ve hem çocuğu ölümden kurtardı."
İnkılâptan sonra Şah taraftarlarından ve onun için çalışanlardan birkaç tanesi yakalandı ve hapse atıldı. O akşam İmam'ın ve diğerlerinin yediği yemekten yakaladığımız mahkûmlara götürdük, onlardan bin bana dedi ki "Ben bu yemeklerden yiyemem bana tavuk getirin" Bu konuyu İmam'a ilettik. İmam"ne istiyorsa onu götürün" dedi. Gece vakti arkadaşlar dışarıdan tavuk ve pilav almak zorunda kaldılar.
İmam, Necef e ilk geldiği zaman ailesini getirmediği için beraber kalıyorduk odada halı seriliydi ve ben de İmam'ın üzerinde oturması için halının üzerine battaniye serdim. İmam "Battaniye yi kaldırın aramızda herhangi bir üstünlük olmasın''
İmam'ın diğer bir özelliği ise çocuklara davranış şekliydi. Özellikle en büyük oğlu şehid Mustafa'ya olan davranışı diğerleriyle aynıydı. Şehid Mustafa İmam'ın en iyi öğrencilerinden birisiydi. Fakat maddi yönden diğer talebelerden hiçbir farkı yoktu. İmam bütün talebelere verdiği maaşın aynısını ona da veriyordu ve bu herkes tarafından bilinen bir şeydi.
Savaşın olduğu yıllarda devlet bakanlarından birinin oğlu şehid oldu. İmam'a dediler ki "onun için bir tesliyet mesajı verseniz" İmam "Bakan olduğu için mi tesliyet mesajı vermemi istiyorsunuz? Siz yalnız onun oğlunun mu şehit olduğunu sanıyorsunuz? Şehidlerin hepsi benim çocuklarımdır eğer tesliyet mesajı vermek istersem hepsi için veririm, benim için onların arasında hiçbir fark yoktur."
İmam ilk tutuklanmadan sonra serbest bırakıldığı zaman Kum'a geldi. Diğer şehirlerden halk İmam'ı görmeğe geldiği için Kum bayağı kalabalıktı bu yüzden fırınlarda uzun sıralar oluyordu. İmam'ın evinde çalışan zayıf bir adam vardı herkes ona "baba" diye seslenilirdi. Bir gün İmam ona şöyle dedi "Baba! İşittiğime göre sen fınna gittiğin zaman bu İmam'ın hizmetçisidir diyerek sırada seni öne geçiriyorlar ve ne kadar ekmek istiyorsan veriyorlarmış, bunu bir daha yapma! bB evden birinin gidip sırada beklemeden bir şey alması doğru değil. Sen de diğerleri gibi sırada bekle ve sakın senin için bir ayrıcalık yapılmasına izin verme."
Seyid Ahmet şöyle anlatıyor "İmam, Necef te iken kardeşim Mustafa'yı şehid ettiler, İmam bu haberi işittikten sonra bir köşeye gidip Kuran okumaya başladı ve ağlayıp figan eden ev halkına teselli veriyordu. O gün olan bir olay İmam'ın İslam'a ne kadar teslim olduğunu gösterdi. O, şu olaydı; İmam'ın ailesi (hanımı) İmam'ın bürosundaki telefonla Tahran'ı arayıp görüşme yapmak istedi, fakat İmam oğlunu kaybetmesine rağmen hanımına açıkça şunu söyledi: "Bu büronun telefonu Beytul malındır ve sizin bu isteğiniz şahsi olduğu için bunu kullanmanız caiz değildir." İmam ve hanımının o anki ruhsal durumlarını göz önünde bulundurur isek çocuklarını kaybetmiş bir anne ve babanın, beytul mala gösterdiği bu titizliğin ne kadar mükemmel olduğunu anlarız.
İzzeti Nefs
İmam'ın oğlu Şehid Mustafa diyor ki "İmam Türkiye'ye sürgün edildikten 2-3 ay sonra beni de oraya sürgün ettiler, İmam'ın kaldığı eve gittiğim zaman odada ki perdelerin az bir şey açık olduğunu gördüm ve güneş ışığı çok az içeri sızıyordu. Dedim ki "Niçin bunlar (nöbetçiler) perdeleri açmıyorlar sonra perdeleri kenara çektim ve siz niçin karanlıkta oturuyorsunuz dedim. İmam "Ben onlardan, perdeleri açmak kadar küçük bir şeyi dahi talep etmek istemiyorum" dedi.
İmam Kuveyt'e gitmek istediği zaman sınırda Kuveyt polisi İmam'ın giriş yapmasına izin vermedi. Ben İmam'a, "Görevli memurlardan biriyle konuşmama izin verin faydalı olabilir " dedim. İmam, "Asla! Bu değersiz insanların karşısında neden kendini alçaltıyorsun geri döneceğiz, Allah bizimledir" dedi.
Ben İmam'ın ilk kızıyım. İmam beni çok severdi ve çok ihtiram gösterirdi, odasına gidip oturduğum zaman, suya veya ilaca ihtiyacı olduğu zaman ban söylemez ve kendisi kalkar alırdı. Benim ısrarlarıma rağmen işlerini kendisi yapardı.
İmam her zaman evde ki işlere yardım ederdi ve şöyle söylerdi "Yardım cennetten
çıkmıştır"Örneğin İmam kendisi çayını getirir, su içmek istese kendisi kalkar mutfağa gider suyunu içerdi. Biz, neden bizden istemiyorsun dediğimiz zaman "Kendi işimi kendim yapmalıyım" derdi, onun işlerini yapmak için ısrar ettiğimiz zaman, İmam ‘’Niçin ben kendi işlerimi yapamıyor muyum" derdi. Ve gülerek "İnsan kendi işlerinde başkalarına ihtiyaç duymamalı" derdi.
İmam sürgün edilmeden önce Tahran'daki büyük fabrikalardan birinin sahibi bir cami yaptırdı ve İmam'dan o camiye bir hoca göndermesini istedi, İmam başta istemeyerek kabul etti ve o hocayı göndermeden önce yanına çağırdı ve şöyle nasihat etti: "Sizin halka İslami tebliğ etmeye ve onları hidayet etmeğe ilave olarak iki önemli göreviniz daha var; birincisi orda asla benden söz etmeyeceksiniz, ikincisi ise camiyi yaptırana davranışların öyle olsun ki senin onun malında ve servetinde gözünün olduğunu zannetmesin''
İmam, Paris'ten İran'a geldiği zaman ben hava alanındaydım orada ki devlet tarafından gelen polislere hitaben şöyle buyurdu: "Şah ve onun yönetimi sizi küçük düşürmüş ve sizin kişiliğinizi ayaklar altına almışlar sizi Amerikan'lıların karşısında alçaltmışlar, sizin gayret edip kendiniz bu zilletten kurtarmanız gerekiyor!" Sonra şöyle devam etti: "Şah geri dönmeyecek ve hiç kimseden korkunuz olmasın, onun geri dönüp size zarar vermeye gücü yoktur."
İmam'ın yakınlarından birisi şöyle anlatıyor "Bir gün benimle önemli bir şahsiyet arasında bir anlaşmazlık çıktı ve bu beni çok tedirgin etti, bu yüzden İmam'ın yanına gittim ve durumu ona anlattım, konuşmamın sonunda şöyle dedim: "Ben bu Dünya'da sizden başkasının emri altına asla girmeyeceğim. "İmam,"Benim emrim altına dahi girme" dedi.
İmam'ın örnek sıfatlanndan biride şuydu: hayatı boyunca zilleti andıracak bir şey yapmadı hiç bir zaman bir kimseden kendini küçük düşürecek bir şey istemedi hatta pazarda satıcı bir şeyi pahalı satsaydı onu ucuza almak için pazarlık etmez ve hiçbir şey söylemezdi.
Bir zamanlar talebe ve ilim ehli bazı arkadaşlar Kerbela'yı ziyaret etmek için kaçak olarak sınırdan Irak topraklarına geçiyorlar ve bazen de Irak polisleri tarafından hakarete maruz kalıyorlardı. Bir sure hapiste kaldıktan sonra tanıdıklar vasıtasıyla serbest bırakılıp Kerbela'yı ve Necef i ziyarete gidiyorlardı. İmam bunları işittikten sonra bu konu hakkında şöyle buyurdu: "İmam Hüseyin'in ziyaretinin bu zillet ve aşağılanmakla beraber olması kesinlikle doğru bir şey değildir!"
İran'dan tanınmış bazı iş adamları Necef e İmam'ı ziyarete geldikleri zaman çok yüklü miktarda humus getirirlerdi fakat İmam onlar geldiği zaman kesinlikle ayağa kalkmazdı ve onlara sıradan kimseler gibi davranır ve şöyle söylerdi "İnşallah Allah kabul eder" Bazen aynı ortama normal bir talebe gelirdi İmam, ayağa kalkar ve ihtiram gösterirdi. Bu, oradakileri çok şaşırtırdı. İmam'ın görüşü şuydu; "Tüccarların vazifesi yıllık humusunu vermekti ve getirdi verdi.’’
İmam, talebelerin izzetli olmalarını istiyordu, bazı talebelerin gelip maddi yönden ihtiyaçları olduğu söylemeleri karşısında İmam, çok soğuk bir tavır takınırdı. Elbette bu yardım etmediği anlamına gelmezdi, defalarca olmuştur hatta kendim birkaç sefer başka birinin adına İmam'dan para yardımı yapmasını istemişimdir ve İmam güler yüzle ona yardım etmiştir ama kendisinin gelip yardım istemesinden hoşlanmazdı.
Hazırlayan: ruhullah.com
Alıntı ile Cevapla