Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02 Eylül 2008, 10:18   Mesaj No:10

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Ayetullah'il Uzma İmam Humeyni'nin (ra) Hayatı ve Yaptıkları

15 Hordad 1342'de kıyamın rehberi olan imam'ın tutuklanması ve halkın kanlı bir şekilde dağıtılmasıyla kıyam zahiren bastırılmış ve halk sindirilmiş gibi görünüyordu.
İmam Humeyni sorgulamalarında kimseye cevap vermiyor, ve görülmemiş bir yiğitlik ve cesaret örneği sergileyerek İran'daki yönetici kadroyla yargı makamlarını resmiyete tanımadığını, meşru olarak görmediğini söylüyordu.
İmam Humeyni -ks- İşretabad kışlası hapishanesindeki tek kişilik hücresinde de vaktini azami şekilde değerlendirmeye özen göstermekte, bu hücrede çağdaş tarih kitaplarıyla, İran'da Meşrutiyet tarihi üzerine basılı eserleri mütalaa etmekteydi ki bu arada Cevahir La'il-i Nehru'nun bir eserini de mütalaa fırsatı bulabilmişti.
İmam Humeyni tutuklandıktan sonra İran ulema ve halkı tarafından bütün ülke çapında çeşitli protesto eylemlerine girişildi, göstericiler, İmam'ın derhal serbest bırakılmasını istiyorlardı. Bu arada ülkenin tanınmış alimlerinden bir grup, böyle bir protesto amacıyla Tahran'a hicret etti. İnkılabın rehberine suikast yapılabileceği endişesi müslüman halkı galeyana getirmekteydi. Tahran'a hicret eden protestocu muhacir alimlerin bir kısmı Savak'ın saldırısına uğrayarak tutuklanıp bir süre hapse atıldı. Onbeş Hordad hadisesini Amerika'ya verilen sözler ve rejimin prestiji açısından çok olumsuz bir gelişme olarak değerlendiren şah, iplerin henüz kendi kontrolönde olduğuna dair efendilerini ikna edip yatıştırabilmek için bu kıyamı önemsiz ve küçük bir vak'a gibi gösterebilme telaşındaydı. Ne var ki İmam'ın tutuklanmasına karşı çıkan halkın öfkesi her geçen artmada, şah yeni bir fırtına korkusunu iliklerine kadar hissetmedeydi. Bu nedenledir ki rejim hş. 11 Mordad 1342'de İmam'ı askeri hapishaneden çıkararak Davudiye mahallesinde tamamen emniyet güçlerinin kontrol ve gözetimi altında bulunan bir evde gözaltında tutmak zorunda kaldı.
İmam'ın -ks- Davudiye mahallesine aktarıldığını duan Tahran ahalisi bu mahalleye doğru akın etmeye başlamıştı. Birkaç saat geçmesine rağmen giderek artan izdiham ve heyecan karşısında telaşa kapılan rejim, halk, zorla dağıtarak evi güvenlik güçleri tarafından alenen ablukaya almak zorunda kaldı. 11 Mordad akşamı şah rejiminin gazete ve dergileri, yüksek ulema taklid mercii müçtehidlerle devlet yetkililerinin prensip anlaşmasına vardığı yolunda yalan bir haber yayınladılar. Çok sıkı bir denetim ve gözaltında bulunan İmam'ın bu haberi öğrenmesi ve dolaysıyle de tekzipte bulunması mümkün değildi. Ama diğer ulema bu vazifeyi yerine getirecek ve yayınladıkları bildirilerle bu çirkin haberi derhal tekzib edeceklerdi. Bu bildiriler arasında en sert, en etkili ve en ifşa edici olanı Ayetullah'il uzmâ Maraşî Necefî -ra- ninkiydi. Bu hadise üzerine İmam Humeyni çok sıkı güvenlik önlemleri altında Davudiye'den alınarak Kaytariye'deki bir eve aktarılacak ve serbest bırakılıp Kum'daki evine döneceği hş. 18. Ferverdin 1343'e kadar da burada tutuklu olarak alıkonulacaktı.
Onbeş Hordad kıyamının çok kanlı bir şekilde bastırılması ve kıyam liderinin tutuklanmasıyla birlikte halka gereken gözdağının verildiği ve İmam'ın taraftarlarının artık iyice sindirilmiş olduğu kanaatine varan rejim hş. 1343 yılına girilirken yeni bir projeyi uygulamaya koymakta ve geçen yıl yaşanan olayların adetâ unutulup gittiği şeklinde bir atmosfer yaratmaya çalışmaktaydı. Binaenaleyh hş. 1343 Ferverdin'inin 18. gününün akşamı İmam Humeyni serbest bırakılarak hiçbir ön bildirimde bulunmaksızın Kum'daki evine bırakıldı. Haber inanılmaz bir süratle Kum'da yayılmış ve bütün bir şehir bayram havasına bürünmüştü. Feyziye Medresesi'nden başlayan kutlama ve şenlikler 3 gün sürdü. İmam serbest bırakılışının 3. günü yaptığı inkılâb 18. gününün akşamı İmam Humeyni serbest bırakılarak hiçbir ön bildirimde bulunmaksızın Kum'daki evine bırakıldı. Haber inanılmaz bir süratle Kum'da yayılmış ve bütün bir şehir bayram havasına bürünmüştü. Feyziye Medresesi'nden başlayan kutlama ve şenlikler 3 gün sürdü. İmam serbest bırakılışının 3. günü yaptığı inkılâbî bir konuşmayla rejimin zihinlerde yaratmaya çalıştığı yanlış intibaları bir kalemde silip atacak ve Pehlevi rejiminin bütün oyunlarını alt üst ederek şöyle diyecekti: "Bugün kutlanmada bulunmanın anlamı yoktur. Bu millet yaşadığı sürece 15 Hordad faciasının kederini taşımaya devam edecektir!"
İslam inkılabının rehberi, bu çarpıcı konuşmasında 15 Hordad kıyamının boyut ve niteliklerini sıralamakta ve kendisinin rejimle uzlaştığına dair gazetelerde yayınlanan yalan ve iftiraları ifşa ederek şöyle haykırmaktaydı:"...Başmakalede ulemayla uzlaşmaya varıldığı ve şahla halkın Ak Devrimler'ini ulemanın kabul ettiğini yazmışlar... Hangi Ak Devrim? Hangi halk?!... Humeyni'yi darağacına çekseler de uzlaşmayacak onlarla! Süngü zoruyla reform yapılamaz!"(27).
Ulema ve taklid merci müçtehidler arasında ihtilaflar yaratmak suretiyle inkılabi ve mücadeleci elemanları medreselerden uzaklaştırmak; İmam Humeyni'yi serbest bıraktıktan sonra şahın Savak teşkilatının izlediği ana stratejilerden biri olmuştu. Bu komplonun farkına varan İmam -ks- hş. 26 Ferverdin 1343'te Kum'un Mescid'i A'zam'ında yaptığı tarihi konuşmasında "... Biri bana karşı terbiyesizlikte bulunup hakaret edecek olursa, bana tokat atacak olursa, benim evladımı tokatlayacak olursa Yüce Allah'a yemin ederim ki birilerinin kalkıp da ona karşı müdafaa etmesine razı değil gönlüm, ben razı değilim buna... Bazılarının cahillikten veya kasıtlı olarak şu topluluğun arasına ayrılık ve bozgunculuk sokmaya çalıştığını biliyorum. Şurada oturan şu bendeniz bütün taklid merciilerinin elini öperim; buradaki bütün taklid merciilerinin, Necef'teki, diğer beldelerdeki, Meşhed ve Tahran'daki, nerede bulunursa bulunsun, dünyadaki bütün islam alimlerinin elini öperim... Gayemiz böyle şeyleri aşacak kadar büyüktür bizim... Bütün müslüman milletlere kardeşçelik elimi uzatıyorum ben; dünyanın doğusundan batısına bütün müslümanlara elimi kardeşçe uzatıyorum"...(28).
Alıntı ile Cevapla