Konu Başlıkları: Türk dil ve edebiyatı/
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15 Eylül 2014, 07:02   Mesaj No:3

Medine-web

Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:7
Cinsiyet:Erkek
Yaş:49
Mesaj: 2.988
Konular: 339
Beğenildi:1173
Beğendi:346
Takdirleri:7784
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Türk dil ve edebiyatı/

ÜNİTE 3 TÜRK EDEBİYATININ DEVRELERİ


Türk tarihi Türklerin tarih sahnesine çıkışıyla, Türk edebiyatı ise tam olarak ancak, ilk yazılı ürünlerin elde edilmesi ile başlamıştır.
Türk edebiyat tarihini ilk defa bir bütün olarak ele alıp inceleyen FUAT KÖPRÜLÜ’ dür. İki önemli olayı esas alarak incelemiştir.
1-Türklerin İslam dinine girişleri
2-Tanzimat Fermanı’nın İlanı ile Avrupa’ya yöneliş.
KÖPRÜLÜ iki farklı medeniyetin etkisi ile gelişen edebiyatımızı üç döneme ayırmıştır.
1-Türklerin İslam dinini kabulü öncesi Türk edebiyatı
2-Türklerin İslam dinini kabulü sonrası İslam medeniyeti etkisi altında gelişen Türk edebiyatı
3- Avrupa medeniyeti etkisi altında gelişen Türk edebiyatı


TÜRKLERİN İSLAM DİNİNİ KABULÜ ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI


A- SÖZLÜ EDEBİYAT
Şifahi edebiyat da denilen sözlü edebiyatın ne zaman başladığı bilinmediği gibi, bu edebiyatın ilk ürünlerinin hangi yazar ve şairlere ait olduğu da bilinemez. Dolayısıyla sözlü edebiyat anonimdir; içinden çıktığı ve geliştiği toplumun tarih, kültür, inanç ve duygusunun sesidir.
Edebiyatının sözlü edebiyat geleneği içerisinde ortaya çıkan ürünler, şiir ağırlıklıdır. Bu gelenek içinde en önemli kişi KOPUZ adlı çalgısıyla çalıp söyleyen Ozan’lardır.
** Ozan Şamanizm de ŞAMAN, Altay Türklerinde KAM adı verilen din adamıdır. Bahşı ve şair de ozana verilen diğer adlardır.
Bu dönem Türk edebiyatı ürünleri, SAV, SAGU, KOŞUK ve DESTAN olmak üzere dört çeşittir.
1-SAV: Ortaya atılan fikir. Savcı; iddia sahibi. Sözlü edebiyat geleneğimizde söyleyeni belli olmayan, özlü ve anlamlı sözlere “sav” denilir. Bu tür sözlere İslamiyet’in Kabulünden sonra “Atasözü” denilmiştir. Türk edebiyatının sözlü dönemindeki bu ürünlerin çok sayıdaki örneğini Kaşgarlı Mahmud, Divanu Lugati’t-Türkadlı eserinde nakletmiştir.
2-SAGU: Ölen bir kişinin ardından onu kaybetmenin üzüntüsünü dile getirmek amacıyla yakılan ağıtlara SAGU denir. Bu türe divan edebiyatımızdaMERSİYE, Halk edebiyatımızdaAĞIT adı verilir.
Saguların manzum ve mensur şekilleri vardır. Manzum sagular destansı bir nitelik arz eder ve uzundur. Hece vezni ile ve kıta nazım biçiminde oluşturulmuşlardır. Sagularla ilgilide en önemli kaynağımız yine Kaşgarlı Mahmut’un Divanu Lugati’t-Türkadlı eseridir. O, ünlü Türk hükümdarlarından Efrasyab’ın vefatı üzerine söylenen Alp Er Tunga Sagu’sundan bazı parçaları eserinde nakletmiştir.
3-KOŞUK: Koşuklar, Türklerin İslam dinini kabul etmeden önce savaşlarda gösterdikleri kahramanlıklar, aşk ve tabiat tasviri gibi konuları işledikleri şiirlerdir. Koşuklar Türk şiirinin İslam sonrası halk şairlerimizce kullanılan “koşma” nazım şekli “koşuk”un devamıdır.
4-DESTAN: Milletlerin tarihlerinde meydana gelmiş göçler, savaşlar ve tabii afetler gibi büyük olayların anlatıldığı sözlü edebiyat ürünleridir. Abartılardan ve mitolojik unsurlardan arındırıldıkları takdirde içinden çıktıkları milletin tarih kaynağı haline gelebilirler.
Türk destanları ortaya çıktıkları Türk toplumlarına ve eskiliklerine göre şu şekilde sınıflandırılmaktadır:
1-Saka Türklerine ait destanlar: Alp Er Tunga Destanı ve Şu Destanı.
2-Hun Türklerine ait Destan: Oğuz Kaan Destanı
3-Köktürk(Göktürk)lere iat destanlar: Bozkurt Destanı ve Ergenekon Destanı
4-Uygur Türklerine ait destanlar: türeyiş destanı ve Göç Destanı
Oğuz Kağan Destanı İslami unsurlarda karışarak devam etmiştir.


B-YAZILI EDEBİYAT


Türk edebiyatına ait , bilinen en eski yazılı ürünler, Göktürk Kitabeleri olarak isimlendirilen, Göktürk alfabesi ile yazılmış, çoğunluğu mezar taşlarından oluşan YENİSEY YAZITLARI ile TONYUKUK ANITI ve ORHUN YAZITLARI dır. Tarih bakımından bunlardan biraz daha yeni olan UYGUR METİNLERİ de bu dönem edebiyatımızın önemli yazılı ürünleridir.
1-YENİSEY YAZITLARI: Bir çoğu mezar taşlarından oluşan yenisey yazıtları,Güney Sibirya’da yenisey ırmağının yanında bulunduğundan bu adı almıştır.

Göktürk alfabesi ile yazılmış irili ufaklı 51 adet taş parçasından oluşmaktadır.
Yenisey yazıtları ilk defa 18. yy da İsveçli Johann Von Strahlenberg tarafından ilim âlemine duyurulmuştur. Fin ve Rus ilim heyetlerinin elde ettikleri bulgular 19. asrın sonlarında yayınlanmıştır.
Yenisey yazıtlarının mükemmel tercümesini Danimarkalı dilci olan Vilhelm THOMSEN 1916 da yayınlamıştır.
Ülkemizde ise ilk defa bu yazıtlar, Hüseyin Namık Orkun tarafından Eski TürkYazıtları eserinin 3. cildinde neşredilmiştir.
Bu yazıtlar Türklerin isim koyma ve devlet yönetimindeki İL TUTUK adlı yönetim kademesi hakkında bilgi verir.
Yenisey yazıtları hem Türk edebiyatının en eski yazılı belgeleri olmaları bakımından, hem de Türk Tarih ve Kültürüne ait bilgiler vermeleri bakımından önemlidir.


2-TONYUKUK ANITI
Göktürklerin 4 hakanına vezirlik yapan Bilge TONYUKUK tarafından yazdırılmış ve 720–725 yıllarında diktirilmiştir. Moğolistanın Bayın Çoktu mevkiinde bulunmuştur. Çine karşı verilen bağımsızlık mücadelesi ve diğer devletlere karşı verilen mücadele anlatılmaktadır. Anıttaki yazıların yazarı olan Vezir Tonyukuk İsmi ile bilinen İlk Türk yazarı olarak kabul edilmektedir. Tonyukuk ilk Türk yazarı olmasının yanı sıra ilk hatırat ve Tarih yazarıdır.


3-ORHON YAZITLARI
M.8. asırda Göktürk alfabesiyle taşlar üzerine yazılmışlardır. Moğolistan da Orhon ırmağı kenarında bulundukları için bu adı almışlardır. Cüveyni bunlardan bahsetmişse de kimsenin dikkatini çekmemiş, 18. y.y da İsveçli Johann Von Strahlenbergsayesinde bilim dünyası bu anıtlardan haberdar olmuştur.
A.O. HEİKEL başkanlığında bir FİN heyetinin yaptığı incelemeler sonucunda bu anıtların mükemmel kopyası 1892 de ilim âlemine sunulmuştur.
Danimarkalı bir dilci olan Vilhelm THOMSEN yaptığı çalışmalarla Orhun yazıtlarının dilini çözmüş ve 1896 da yayınlamıştır.
Ülkemizde Orhun anıtları ile ilgili yapılan ilk çalışma NECİP ASIM’ın Orhun Abideleri isimli eseridir.
İlim âleminde “Orhun yazıtları” adıyla bilinen 2 tane yazıt vardır. Bunlar yazılış tarihleri sırasına göre Kül Tigin ve Bilge Kağan anıtlarıdır.
Kül Tigin Anıtı:Batı yüzündeki yazılar Çince diğerleri Türkçe dir. Anıt Göktürk hakanı Bilge Kağan tarafından kardeşi Kül Tigin adına diktirilmiştir.
Bilge Kağan Anıtı: Göktürk hakanı Bilge Kağan anısına 735 te dikilmiştir. Kitabenin yazarı YOLLUĞ TİGİN dir. Her iki kitabeyi de yazmış olan YOLLUĞ TİGİN vezir Tonyukuk tan sonra bilinen en eski Türk yazarıdır.
4-UYGUR METİNLERİ
Uygur metinleri turfan kazısında ele geçmiştir. Büyük ölçüde Budist ve mani dinine ait ilahiler, dualar ve dini metinlerden oluşur. Uygur dönemi belgeleri üzerine Radloff,Von Goben,müler gibi batılı bilim adamları çalışmalar yapmış Reşit Rahmeti Arat bunları Eski Türk şiiri adlı kitabında yayınlamıştır. Uygur alfabesi ile yazılmışlardır. Bu metinlerde geçen Aprınçur, tigin ve Papatya Şiri, isimleri bilinen ilk Türk şairleri olarak kabul edilmektedir.
Türk edebiyatının ilk devresini meydana getiren sözlü ve yazılı edebi ürünlerimize baktığımız zaman Bu dönem edebiyatımızın Önemli özellikleri şöyledir.
1-Bu dönem ürünleri iptidai bir kavim edebiyatının ürünleridir.
2-Dil yabancı unsurlardan fazla etkilenmemiştir.
3-Ozan, edebi ürünlerin dile getirilmesinde en etkin ve dini ve milli bir şahsiyettir.
4-Şiirde hece vezni uygulanmaktadır.
5-Sözlü ürünlerde ve Göktürk Kitabelerinde eski Türk dini etkiliyken, Uygur dönemi metinlerinde Maniheizm ve Budizm etkisi vardır.
6-Bu dönem büyük ölçüde sözlü geleneğe dayanmaktadır; Yazılı edebiyet geleneği henüz tam olarak teşekkül etmemiştir.
Türklerin İslam Dinini kabulü sonrası İslam Medeniyeti etikisi altında gelişen Türk edebiyatı
TÜRKLERİN İSLAMİYETİ KABULÜ
Türklerin İslamiyet’le ilk karşılaşmaları, Emeviler döneminde Orta Asya içlerine yönelen Müslüman Araplarla yaptıkları savaşlarla olmuştur. Emevilerin Arap milliyetçiliğine dayalı bir politika izlemeleri ve Arap olmayan Müslümanlara 2. sınıf muamele yapmaları Türklerin İslam’ı kabulünü geciktiren önemli etkendir. 750 tarihinde Abbasilerin emevileri devirip iktidar olmalar süreci hızlandırmıştır. Abbasilerin Hassa ordularının Türklerden oluşmasının Türkler arasında İslam’ın yayılmasının etkisi vardır. Bir diğer önemli etken de Müslüman Araplarla Çinliler arasında 751 yılında yapılan TALAS savaşında Karluk ve Yoğma Türklerinin arasındaki sıcak ilişkidir.
Türklerin Müslüman olmasındaki en önemli olay ise, Karahanlı hükümdarı SALTIK BUĞRA HAN’ ın 920 tarihinde Müslüman olmasıdır. Birçok tarihçi Karahanlı devletini ilk Müslüman Türk devleti olarak kabul eder.
Türklerin Müslüman olmaları 10. asrın sonunda tamamlanmıştır. Böylece Türkler İslam medeniyeti etkisi altına girmişler, göçebe hayattan yerleşik hayata şehir medeniyetine geçmişlerdir. Böylece Türk edebiyatı en uzun devresini oluşturan 10. asırdan 19. asıra kadar devam eden bir döneme girmiştir.
İslamiyet’in Kabulünden sonra gelişen Türk edebiyatının Genel Özellikleri.
İslamiyet’in kabulü edebiyatımızda hem şekil hem de muhteva bakımından kendini göstermiştir.
Şekil bakımından, ilk dönem edebiyatımızda kullanılmayan yeni Nazım şekilleri kullanılmaya başlamıştır. Eski Türk şiirinde nazım birimi dörtlük esasına dayanan kıta iken, bu dönemde özellikle İran edebiyatının etkisi ile beyt esasına dayanan yeni nazım şekilleri kullanılmaya başlamıştır. (gazel, mesnevi, kaside v.s)
Bu dönemde ki ikinci önemli değişim ise şiirimizin vezninde meydana gelmiştir. Hece vezni iken Aruz vezni kullanılmaya başlamıştır. Aruz vezninin tercih edilişi dilimize zaman içerisinde Arapça ve Farsça kelimelerin girmesine sebep olmuştur.
İslami dönem şiirimizde tam ve zengin kafiyeler ağırlık kazanmıştır. Kafiyede esas olanda göze hitap etmesidir. Görünüşü uygun düştükten sonra ses önemsenmemiştir.
Muhtevada aynı soydan gelenlerin oluşturduğu millet anlayışının değerlerinden çok, aynı dine inanan Ümmet anlayışı değerleri bu dönemde öne çıkmıştır. Bu dönem edebiyatı genel olarak milli değil, dini bir edebiyattır.
Bu dönemde yazılan eserler şu başlıklarda toplanabilir:
  1. Satırlar arası Kur’an tercümeleri ve sure tefsirleri
  2. Cenab-ı hak la ilgili dini edebi türler. Tevhid, münacaaat…
  3. Hz. Muhammedle ilgili dini –edebi türler. Siyer, mevlidiler, naat. V.s
  4. İnanç ve İbadet esaslarını açıklayan eserler.
  5. Tasavvufi eserler.
Bu dönem yazılan eserlerin hemen tamamının muhtevasında Besmele, Hamdele ve Salvele bulunmaktadır.
İslami dönem Türk edebiyatının kısımları:
Bu dönem edebiyatımızın elimizdeki en eski ürünleri; Yusuf has Hacib’inKutadgu Bilig’i , Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lügati’t Türk’ üdür. Her ikiside 11. asırda yazılan bu iki kitabı 12. asırda yazılan Edip Ahmet el- Yükneki’nin Atabetül Hakayık’ı takip eder.
İslami türk edebiyatının ilk menkıbe türü eseri olması bakımından Tezkire-i Satuk Buğra Han’dır. Bir başka eserde ünlü Müfessir Zamahşeri’nin Mukaddimetü’l Edep adlı sözlüğüdür. Bu eser Kaşharlı Mahmut’un eserinden sonraki en önemli eser olarak kabul edilir.

DİVAN EDEBİYATI
Divan edebiyatına “İslami Türk edebiyatı”, “Yüksek Zümre edebiyatı”, “Klasik Türk edebiyatı”, “Eski Türk edebiyatı”, “Saray edebiyatı”, “Enderun edebiyatı” ve “ Havas Edebiyatı” gibi isimler verilmiştir. Ancak Bu ekole sahip şairlerin belli bir tertiple topladıkları eserlerine DİVAN adını vermeleri sebebiyle yaygın olarak “divan edebiyatı” olarak isimlendirilmiştir.
Divan edebiyatı Kurallı Bir edebiyattır. Divan şiirinin vezni aruzdur. Kafiyede ses değil şekil önemlidir. Kulağa değil göze hitabeder. Redif divan şiirinde anlamı kuvvetlendiren önemli bir unsurdur, Kaside ve şiirlerin isimlendirilmesinde önemli rolü olmuştur. Su kasidesi, gül kasidesi, kerem Kasidesi, Güneş Kasidesi bunlardan birkaçıdır.
Divan edebiyatı, büyük ölçüde şiirin hâkim olduğu bir edebiyat olmakla beraber bu gelenek içinde Mensur eserlerde yazılmıştır. Mensur eserlerin dili şiire göre daha sadedir. Mensur eserler daha çok; Tarih, seyahat-name, Sefaret-name, biyografi, tıp, astronomi, tasavvuf, din ve ahlak alanlarında yazılmıştır.



Divan edebiyatı şu devrelere ayrılarak incelenmektedir;
1-Kuruluş devresi: Kurucusu Hoca Dehhani’dir. 1451 de fatih’in tahta çıkışına kadar olan dönemdir. Dil daha sadedir. İran edebiyatının etkisi yavaş yavaş hissedilir.
2-Geçiş devresi: Yavuzun tahta çıktığı 1512 senesine kadar olan dönemdir. Osmanlı Türkçesi teşekkül etmiştir. Arapça ve Farsça kelimeler daha çok olduğu için başarılı ürünler ortaya konabilmiştir.
3-Klasik Devresi: 1603 yılına kadar devam eden, en başarılı ürünlerin verildiği, en büyük şairlerin yetiştiği dönemdir. Bu dönemden sonra Osmanlı gibi gerileme devresine girmiştir.
4-Sebk-i hindi devresi: 17ve 18. asırları içine alan ve yeni arayışların olduğı dönemdir. Bilmeceyi andıran karışık mazmunlar, hayale dayalı incelikler, zihinleri zorlayan imajlar söz konusudur. Naili ve Fehim ile başlayan bu tarzın en önemli ismi Şeyh Galiptir.


DİVAN EDEBİYATININ NAZIM ŞEKİLLERİ
1-Beyit esasına dayanan nazım şekilleri;
a)Beyit; Aruz vezninin aynı kalıbıyla yazılmış, anlam bütünlüğü olan iki
mısradan oluşan bir nazım birimidir.
b)gazel; Divan şiirinin en çok kullanılan ve en önemli nazım şekillerindendir. Gazelin ilk beyiti matla, son beyti makta, ikinci beyti hüsn-i matla, sondan bir önceki beyti ise hüsn-i makta.
c)müstezat; Gazel beyitlerini oluşturan mısralara bir veya iki kısa dize eklenerek meydana getirilen bir nazım şeklidir.
d)Kaside; Nazım şekli olarak gazelle aynı özelliklere sahiptir. Gazelden farkı beyit sayılarının fazlalığı ve şiirin belli bir amaçla yazılmış olmasıdır.
e)Kıt’a; İki vela daha çok beyitten oluşan, matla ve mahlas beyti bulunmayan nazım şeklidir.
f)Mesnevi; Her beyti kendi içinde kafiyeli olan nazım şekli.


2- Bend esasına dayanan nazım şekilleri;
A-Tek Bendli nazım şekilleri;
a-Rubai : Dört mısradan oluşan nazım şekline denir.
b-Tuyug; Divan şiiri nazım şeklidir. Aruzun Failatün/Failatün/Failün kalıbıyla yazılır.
B- Çok Bendli Nazım Şekilleri;
1-Murabba’ ve terbi; Aynı vezinde yazılan dörder mısralı ve 7 bendden oluşan nazım şeklidir.Bir gazelin her beytinin önüne aynı vezin ve kafiyede iki mısra ekleyerek oluşturulan murabbalara terbi denir.
2-Şarkı ; 3-Muhanmes ve Tahmis 4-Tardiye 5-Taştir 6-Müseddes ve tesdis 7-Müsebba’ ve Tesbi’ 8-Müsemmen ve Temsin 9- Mütessa’ve Tetsi’ 10-Mu’aşşer ve Ta’şir 11-Terkib-i Bend 12-Tercii Bend


DİVAN EDEBİYATI TÜRLERİ
1)Tevhid ve Münacat; Allahın varlığını ve birliğini anlatan Tevhid, kulun acizliğini, günahkarlığını anlatan münacat manzum ve mensur eserlerdir
2)Na’t;Hz. Peygamberi övmek amacıyla yazılmış şiirler.
3)Mersiye;Bir insanın ölümünden duyulan acıyı ve üzüntüyü dile getirmek amacıyla yazılan şiirler. Türünün en önemlileri Karbela faciası sebebiyle Fuzuli ve Kazım Paşa tarafından yazılanlardır.
4)Mehdiye;Bir kişiyi övmek amacıyla yazılan mensur eser.
5)Fahriye;Şiirlerin kendilerini övmek amacıyla yazılan.
6)Hicviye;Bir kimseyi yermek amacıyla yazılan. Medhiyenin tersi. En Büyük ustası Sihamı Kaza adlı eseriyle NEF’İ dir.
7)Şehrengiz;Bir şehri ve oranın güzelliğini anlatan.
8)Sur-name;Padişahların kızlarının evliliklerini, şehzadelerin sünnet törenlerini
9)Kıyafet-name; Kişilerin dış görünüşünden hareketle ahlak ve karakterleri ile ilgili görüşler ortaya koyan eserler.
10)Şuara Tezkireleri; Edebiyat alanında şöhret bulmuş şairlerin biyografilerinin anlatıldığı eserlerdir. İlk ,i Ali Şir Nevayi tarafından yazılan Mecalisun Nefais tir.
11)Münşeat; mektup ve dilekçe örnekleri gibi yazışma örneklerini içerir
12)Lataif-name; Güzel latife ve fıkraların bulunduğu nükteli eserler.
13)Seyahat-name; Gezi yazıları. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesi en meşhurudur.
14)Sefaret-name; Büyükelçilik görevi yapanların gördüklerini yazdıkları eserler
15) Siyaset-name; Devlet idare eden sultan ve vezirlere dikkat etmeleri gereken hususları hatırlatmak amacıyla yazılan ahlaki-didaktik nitelikli eserlere denir. En önemli örneği Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig’i dir. Ayrıca Sarı Abdullah Efendi’nin Nasihatü’l Mülük’u Osmanlı coğrafyasındaki en yaygın örneklerdendir.


TASAVVUF EDEBİYATI
Tasavvuf edebiyatının ana kaynağı kur’an, sünnet ve onların tasavvufi yorumlarıdır.
Arap âleminde tasavvufi edebiyatın ilk ürünlerini Hüseyin Bin Mansur El Hallac vermiştir. Arap edebiyatının tasavvufi sahasındaki en büyük şairlerinden Ömer b. El Fariz ve eseri “Kaside-i Ta’iye si önemlidir.
Tasavvuf edebiyatının irandaki ilk temsilcisi Şeyh Ebu Said b. Ebul Hayr dır. İranda Tasavvufi edebiyatın esas gelişimi Hâkim Senai, Nizami gencevi, feridüddini Attar ve Mola Cami gibi büyük mutasavvuflar aracılığı ile olmuştur.
Türkler arasında ilk tarikatı kuran ve ilk tasavvufi eser veren büyük sufi Ahmed-i Yesevi dir. Onun öğretici fakat yüksek sanat seviyesinden yoksun eserlerine “ Hikmet” adı verilmiştir. Ahmet Yesevinin hikmetlerinin toplandığı eserinin adı “Divanı Hikmettir.
Osmanlı devletinin kurulması ile onun bünyesinde devam eden tasavvufi edebiyat iki ayrı seyir izleyerek gelişmiştir.
1-Senai, Attar,Sa’di gibi İran edebiyatının mutasavvıf ve şairlerinin etkisi ile aruz eserlerin verildiği şekil
2-Orta Asyadan gelip anadoluda devam eden hece vezni ile eserlerin verildiği şekil. Tekke Edebiyatı adıyla varlığını devam ettirmiştir.
Edebiyat tarihimizdeki tasavvufi eserler dört gruba ayrılmaktadır.
1-Tasavvuf neşvesi içinde yazılmış tekke şiirleri, ilahiler, nefesler, nutuklar, devriyeler.
2-Tasavvufi tarikatın esaslarını, adap ve erkânını anlatan öğretici esaslar.
3-Evliya tezkireleri ile tabakat ve menakıp kitapları
4-tasavvuf terimlerini açıklayan kitaplar.

Tasavvufi eserler dört gruba ayrılır;
1)Tasavvuf neşvesi içinde yazılmış tekke şiirleri, ilahiler, nefesler, nutuklar, devriyeler,
2)Tasavvufu, tarikatlarını, adab ve erkanını anlatan öğretici eserler.
3)Evliya tezkireleri ile tabakat ve menakıp kitapları
4)Tasavvuf terimlerini açıklayan kitaplar.
Tasavvuf şiirinde en temel konu ilahi aşktır. Kendine has bir nazım şekli yoktur.


Tasavvuf Edebiyatı Türleri;
1- İlahi,
2-Nefes;Bektaşi tarikatına bağlı olan mutasavvıf şairlerin şiirleridir
3-Nutuk; Mürşidi kamil denilen tarikat şeyhlerinin, tarikata yeni giren kimselere tarikat amacını öğretmek amacıyla söyledikleri şiirler
4-Devriye; Tasavvuf düşüncesindeki ruhun Allahtan gelip yine ona döneceği anlayışı ele alan ve bu süreçte geçirdiği devreleri açıklayan şiirlerdir
5-Şathiyat; Şairlerin ciddi bir konu, fikir ve duyguyu,iğneleyici, alaycı ve ilk bakıldığında anlaşılmayacak,saçma gelecek, saçma gelecek bir üslupla anlattıkları şiirlerdir
6-Tezkire-i evliya; Tasavvuf büyüklerinin ahlaki ve fiziki yapısından, hayat ve menkıbelerinden bahseden biyografik türdeki eserlerdir
7-Menakıb-name;Tasavvuf büyüklerinin Menkıbevi hayatlarından ve kerametlerinden bahseder
8-Fütüvvet-name; Arapça genç kelimesinden türemiştir, gençlik, yiğitlik, cömertlik gibi anlamlarına gelir. Tasavvufi meslek örgütlenmesi olan, Ahi esnaf teşkilatlarının uyması gereken prensiplerden, usul ve erkandan bahseden kitap ve risalelere denir.
9-Mansur-name; Tasavvuf tarihinin en meşhur simalarından birisi olan Hallacı Mansur hakkında yazılmış eserlere denir.


HALK VE AŞIK EDEBİYATI; Gerek mansur gerekse manzum ürünlerinde sade bir Türkçe’nin kullanılmış olmasıdır. Halkın içinden çıkmış ve onun arasında gelişmiştir, soyut değil somuttur. Halkın inanç, düşünce, sevinç, keder, örf, adetini en güzel bir şekilde hissedildiği bir edebiyattır. Kerem ile aslı, Tahir ile Zühre vs.




Hece ölçüsüyle yazılan Halk şiiri Nazım Şekilleri:
1-Mani:Halk şiirimizin en küçük nazım şeklidir, yedi heceli dört mısradan meydana gelir.
2-Türkü; Türkülerin asıl sözlerinin bulunduğu bölümlere bend, her bendin sonunda tekrarlanan nakarat kısımlarına ise, bağlama veya kavuştak denir.
3-Koşma; Koşmalar genellikle aşk ve tabiat temalı şiirlerdir
4-Destan; Halk şiirinin en uzun nazım şekli destandır
5-Semaii ; Hece ve aruz ölçüsüyle yazılan halk şiiri nazım şekillerinden biridir
6-Varsağı ;Güney Anadolu bölgesinde yaşayan Varsak Türklerinin özel bir beste ile söylediği türkülerin gelişmiş şeklidir.

Aruz vezniyle yazılan Halk Şiiri Nazım Şekilleri;
1-Divan; Failatün/Failatün/Failatün/Failün kalıbı kullanılarak gazel, murabba, muhammes müseddes nazım şekilleri kullanılarak yazılan şiirlerdir.
2-Sema; Mefa’ilün/ Mefa’ilün/ Mefa’ilün/ Mefa’ilün kalıbı kullanılır
3-Kalenderi; Men’ulü / Mefa’ilü/Mefa’ilü/Fe’ulün kalıbı kullanılır
4-Selis; Fe’ilatün/Fe’ilatün/Fe’ilatün/Fe’ilün kalıbı kulanılır
5-Satranç; Müfte’ilün/ Müfte’ilün/ Müfte’ilün/ Müfte’ilün
6-Vezn-i Ahar; Müstef’ilatün/ Müstef’ilatün/ Müstef’ilatün/ Müstef’ilatün


Halk Şiiri Nazım Türleri
1-Güzelleme; Tabiat güzelliklerin tarif etmek vy kadın, at gibi varlıklara olan sevgiyi onları övmek dile getirmek amacıyla yazılan şiirlere denir
2-Taşlama; Bir kişi veya toplum hayatının aksayan yönlerini eleştirmek amacıyla yazılan şiirlere denir.
3-Koçaklama; Savaşlarda gösterilen kahramanlıkların coşkulu bir üslup içerisinde anlatıldığı şiirlere denir
4-Ağıt; Ölen kimsenin arkasından onun güzelliklerini dile getiren şiirlere denir.


Avrupa medeniyeti etkisi altında gelişen Türk edebiyatı; (3. Devresidir)
Avrupai Türk Edebiyatı, Teceddüt Edebiatı ve Yeni Edebiyat adlarıyla da anılır. II. Mahmudun bu dönem edebiyatımız açısından en önemli yeniliği Takvim-i Vekayi adıyla bir gazete çıkarmasıdır.Osmanlı imp. Batı medeniyetine yönelmesindeki en önemil olay 1839 da Mustafa Reşit Paşa tarafından Tanzimat Fermanının ilan edilmesidir, Gülhane Hattı Hümayunu da denir,
1)Tanzimat edebiyatı; İki devredir. En belirgin özellik; İlk devre edebiyatçıların idealist yapısı ve sanatı değil fikri öne çıkarmaları karşısında, ikinci devre ediplerinin sanatı önemsemeleridir. Bunun için birinci dönem eserlerinde dil daha sade iken, ikinci dönemde dil sadeliğini kaybetmiştir. Şinasi (şair Evlenmesi), Ziya Paşa ve Namık Kemal (Avrupai tardaki edebiyatın ülkemize yerleşmesinde öncü) bu edebiyatın kurucularıdır.Şinasinin destekleriyle Agah Efendi 22 Teşrin-i Evvel 1860 da Tercümanı Ahval adıyla ilk Türk gazetesini çıkardı.


Tanzimat edebiyatının genel özellikleri;
1)Yeni fikirleri hayata geçirmeye çalışan toplumsal ve fikri bir edebiyattır.
2)Eski Türk edebiyatının nazım şekillerini tamamen terk etmemekle beraber Avrupa etkisinde gelişmiş Avrupai bir edebiyattır.
3)Önceleri Fransız edebiyatının etkisiyle ortaya çıkan bu akım zamanla diğer Avrupa edebiyatlarından da etkilenmiştir.
4)Şiirin mutlak hakimiyeti bu dönemde kaybolmuş, nesirle yazılan edebi türler zenginleşmiş ve gelişmiştir.
5)Halk için edebiyat anlayışının hakim olduğu bir edebi akımdır.
6)Türk edebiyatında aile problemleri, sosyal meseleler ilk defa bu dönemde edebi eserlerde geniş bir şekilde ele alınmıştır.
2)Servet-i Fünun edebiyatı; Edebiyatımızda batılılaşmanın yoğun olarak hissedildiği bir edebi devredir. Sanat için sanat kaygısı ön plandadır. Arapça ve Farsça kelimelerin arttığı bir Türkçe kullanılmaya başlamıştır.Tevfik Fikret-Hatid Ziya mektebi de denir.
3)Fecr-i Ati edebiyatı; İkinci meşrutiyet sonrası bir grup genç edebiyatçının bir araya gelerek yaptıkları birkaç toplantı ve yayınladıkları bir beyannameden ismini alan, yapılan birkaç toplantı sonrası dağılmış edebi bir topluluktur.
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla