Konu Başlıkları: Türk dil ve edebiyatı/
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15 Eylül 2014, 07:03   Mesaj No:5

Medine-web

Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:7
Cinsiyet:Erkek
Yaş:49
Mesaj: 2.988
Konular: 339
Beğenildi:1173
Beğendi:346
Takdirleri:7784
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Türk dil ve edebiyatı/

TÜRK DİLİ 5. ÜNİTE
Türklerin İslamiyetle ilk temasları. Türklerin Müslümanlarla temasları ilk olarak, Hz.Ömer ra’in hilafeti sırasında, Ahmet b.Kays komutasındaki İslam ordusunun Sasanileri yenerek hakimiyetleri altına almaları ile başlamıştır.
Çinlilerle-Türkler arasında yapılan Talas savaşında Türkler Müslümanlardan yardım istemesi üzerine Horasan valisi Ebu Müslim, Ziyad b.Salih komutasındaki güçlü bir orduyu ile yardıma gitmiştir, birbirlerine biraz daha yaklaşmışlardır.
** Hz Ömer zamanında Türklerle Müslümanların 2. teması Kafkas bölgesin de olmuştur. Buradaki temas ve çatışmalar,737 de Hazar Türk devleti hakanının Müslümanlığı kabul etmiş görünmesi sonucunu bile doğurmuştur.
**Abbasi Halifeleri Me’mun, Mu’tasım zamanında Türklerden büyük topluluklar halinde askeri birlik meydana getirmiştir.Türkler Abbasi iktidarının hazırlık döneminden itibaren, özellikle Talas savaşından sonra Abbasilerin hakimiyeti altındaki devletlerin hizmetinde bulunmuşlardır. Muhammed b.Sul, Tarhun b.ez-Zi ve Tarhun el-Cemmal,Abbasilerin emrindeki ilk meşhur Türklerdir.Hlife Cafer el-Mansur zamanında askeri hizmetler yönünde belirgin oranda artmıştır.
**Hz Ömer zamanında Müslümanlarla ilişki kuran ilk Türk ailesiSul ailesi ile bu ailenin ileri gelenlerden Sul Tekin ve ve Süleyman b. Sul
** Emevilerin genel politikasına aykırı olarak emevi hükümdarı Eşref b Abdullah essülemi Müslüman olanlardan cizye almayacağını duyurmuş ve bunun sonucunda da Türkler kitleler halinde islama girmişlerdir.Türklerin esas kitleler halinde Müslümanlığı seçmeleri Abbasiler döneminde olmuştur.
** Türkleri dev idaresinde görevlendiren ilk kişi 2. halife Cafer el mensur.Hatta halife Mu’tasım zamanında Türklere samarra şehrini kurarak kendisi de bu şehre geçti.
** 737 yılında Hazar Türk devletinin başkenti İtil’in Mervan b.Muhammed tarafından fethedilmesi üzerine oranın hakanı Müslümanlığı göstermelikte olsa kabul etmiştir. Mervan ayrılırken Anlaşma gereği Sabit el-Esedi ve Abdurrahman el-Hulani isimli kişileri islamiyeti öğretmeleri için bırakmıştır.
Türklerin hakimiyetindeki yarı bağımsız ilk Müslüman devletleri;Mısırda tolunoğulları, ihşidoğulları ve azerbaycanda kurulan sacoğulları.
Müstakil ilk Müslüman Türk devletleri; karahanlılar, Bulgar hanlığı, gazneliler, b Selçuklular, harizimşahlardır . daha sonraki dönemlerde Anadolu Selçukluları,Anadolu beylikleri, Osmanlı Devleti, Türkiye Cumhuriyeti.
İslami Dönem Türk Edebiyatının İlk Ürünleri
** Tolunoğlu Ahmet şiir söyleyen şair kimliği olan ve aynı zaman da ilim adamalarını koruyan Türk dev hükümdarıdır.
Gaznelilerde ise; ilim ve edebiyata çok büyük önem vermişlerdir. Ürünleri daha çok Arapça ve Farsça dillerinde gerekleştirmiştir. Konuşulan dilin Türkçe olmasına karşılık, resmi dil Arapçadır. Ayrıca ilmi eserler Arapça, edebi eserler de daha çok Farsça yazılmıştır.
Firdevsi Kimdir?; Gazne sarayının himayesinde yetişmiş ve meşhur Şeh-namesini orada yazarak 1022 de sultan mahmuda takdim etmiştir. Feulun feulun feulun feul, Biruni de sultan mesud un himayesinde yetişmiştir
** Türkçe yazılıp da günümüze intikâl eden İslâmî döneme ait ilk eserler Maveraünnehir ve Türkistan bölgesinde kurulmuş ilk Müslüman Türk devleti olan Karahanlılara aittir.Türklerin İslam medeniyetine katkıları ve Müslüman Türk medeniyetinin oluşmasını temelleri bu dönemde atılmıştır.
İslâmî dönemdeki edebî faaliyetler
İslâmî dönemdeki en önemli ilk edebî faaliyet, meselâ Oğuz Destânıgibi, Bunun tipik örneği Satuk Buğra Han Destanıdır. ( Tezkiyer-i Satuk Buğra han diye yazılı hale gelmiş menkıbeleri bulunmaktadır.) İslâmî dönem Türk destanlarından Bir diğeride; MANAS DESTANI dır.
Satuk Buğra Han ve Manas Destanları’nın en önemli özelliğiBu destanların en önemli özelliği ilk dönemlerde sözlü bir gelenek olarak nesilden nesile aktarılmış olmalarıdır ve satuk Buğra han destanının özelliği menakibname tarzında yazılmıştır.
** İslâmî döneme ait ilk Türkçe çalışmalardan biri de satırlar arası Kur’an tercümeleridir.
Karahanlılar döneminde yazılıp günümüze ulaşan ilk yazılı eserler; kutadgu bilig, divanı lügatittürk, atabetül hakayık, Günümüze kadar gelmeyen eser ise; Divan-ı Hikmet (Ahmed Yesevi)
** Emevi ve abbsi hakimiyetinde yetişmiş eserlerini arapça yazmış ilim ve kültür ve müzik sanat alanında meşhur olmuş Türkler. Muhammet el farabi, İbrahim farabi, biruni, ibni sina
KUTADGU BİLİG
*Karahanlı sultanıTavgaç Kara Buğra Han’a takdim edilmiştir.
*Kutadgu Bilig’in dili, Karahanlıların kullandığı dil olan Hâkâniye Türkçesi ile yazılmıştır. *manzum olarak yazılmıştır. Bu bakımdan, Türk edebiyatının, tam bir kitap olarak günümüze ulaşmış ilk manzum örneği olması bakımından oldukça önemlidir.
*Yûsuf Hâs Hâcib, eserinin aslını, mesnevi nazım şeklinde 6520 beyi olarak yazmış ve bunu 85 bab’a ayırmıştır. Bu kısmın aruz kalıbı mütekârib olarak adlandırılan ve Firdevsî’nin Şehnâme’sinin de vezni olan, “feûlün / feûlün / feûlün / feûl ” şeklindedir.
*Farabiden etkilenmiştir.Eserin kaynakları arasında Ayeti Kerime ve Hadisi Şeriflerde vardır.
** Reşit Rahmeti Arat Kutadgu biligde Kud la kasdedilen manayı şu şekilde açıklar; sadet, gerçek mutluluk, ikbal, sürekli esenlik temsil eden Aytoldu ile, ukuş u (akıl) temsil eden Ögdülmüş’ün şahıslarında şairin kendini tasvir ettiği kabul eder.
** Yusuf has hacip kutadgu bilig i yazmaktan maksadı;insanlara doğru bilgi vermek ve onun için de önce bilginin ve bilgili olmanın önemi üzerinde durur.
Kutadgu Bilig ; Mutluluk veren bilgi, sürekli esenlik sağlayan bilgi, mutluluk yollarını öğreten bilgi, dünya ve ahirette saadete ulaştıran bilgi anlamlarına gelmektedir.
Kutadgu bilig in kaynakları nelerdir; Türk milletinin tarihi ve Türk fikir mahsulleri, Türklerin içtimai teşkilatı, yazarın dev teşk içinde kazandığı tecrübeler ve o zaman kadar yerleşmiş olan dev. Geleneği, komşu millet ve kültürlerle münasebetler sonunda elde edilen bilgiler, Arapça Farsça kaynaklardan öğrenilmiş bilgiler ve ünlü Türk filazofu farabinin eserleri.
Kutadgu Bilig; Allaha övgü ile başlar, Hz.Peygambere övgü ile devam eder, Hulefai Raşidin ve Çar-ı Yarı-ı Güzin olarak adlandırılan 4 halifeye, yaz mevsimi ve Tavgaç Buğra Hana övgü gelmektedir.
Kutadgu biligin esas kısmı 4 kişi arasında geçer bu dört kişi ve özellikleri
1-Kün-doğdı (gündoğdu) : hükümdardır. Toplumda en seçkin yeri işgâl eden ve yönetimde en üst makâmın sahibi olan hükümdardır. Doğru yasayı ve adaleti temsil eder. Adalet, doğruluk, ödül ve cezâ ile ülkeyi yönettiği için, aynı zamanda “düzen”i sağlayan kimsedir.
2-Ay-toldı (aydoğdu) vezirdir. Kutluluğu mutluluğu temsil eder.
3-Öğdülmüş Vezirin oğludur. Akılı ve bilgiyi temsil eder.
4-Odgurmuş: vezirin akrabasıdır. Kendini ahirete adamış zahit bir kimsedir kanaatkarlığı ve akibeti temsil eder.
A.Dilaçar kutadgu bilig i nasıl tanımlar;Kutadgu biligin yapısı sahneye konmuş alegorik, dört kişi arasında geçen bir münazaraya ya da atasözleri ve bilge deyimleriyle süslemiş diyaloglu bir sahne yazısına benzer.
** Yusuf has hacip eserinin esas kısmını mesnevi nazım şeklinde 6520 beyit olarak yazmış ve bunu 85 baba ayırmıştır bu kısmın aruz kalıbı mütekarib olarak adlandırılan ve firdevsinin şehnamesinin de vezni olan feulün feulün feulün feul şeklindedir. Katudgu bilige yapılan ek feulün feulün feulün feulün kalıbla tam mütakarib aa ba ca da dır.
Kutadgu biligin el yazması nüshaları
1-Herat nüshası(viyana kütüphanesinde) Uygur alfabesiyle yazılmıştır.Joseph Von Hammer Purgstall bu nüshayı istanbulda bulmuştur.Viyana kütüphanesindedir. Bu nüshanın tamamı önce Armın Vambery, sonrada Wilhelm Radloff tarafından yayımlanmıştır. mensur ve manzum ilaveler vardır.
2-Kahire nüshası; Arap alfabesiyle yazılmıştır. 1896 da Kahiredeki Hidiv Kütüphanesi müdürü Alman Moritz tarafından bulunmuştur. mensur ve manzum ilaveler vardır
3- fergana nüshası; Arap alf ve sülüs hatla yazılmıştır. ZEKİ Velidi Togan 1913 de Nenengah isimli bir yerleşim yerinde bulmuştur. Şu anda Taşkenttedir. manzum ilave yoktur.
** kuatdgu biligi önce batılılar tanıtmıştır. Türkiye de ise Reşit Rahmeti ARAT tanıtmıştır. Sillahdaroğlu tarafından ise manzum olarak günümüz Türkçesine uyarlanmıştır. Yaşar Çağbayır ise nesir halinde günümüz Türkçesine çevirmiştir.
DİVANU LÜGATİ’T – TÜRK
Yazılış amacı: Divanu Lüg. Türk Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin de en az Arapça kadar zengin bir dil olduğunu göstermek için yazılmıştır. Mahmud b hüsyin b Muhammet ( kaşgarlı Mahmut) tarafından yazılmıştır.Opal de mahmudiye medresesini kurdu; kitabu cevahirinnahv diye başka bir eseri daha vardır.
Divanu lügütit-Türk manzum bir eser değildir, bir sözlüktür. Türkçe kelimelere Arapça karşılık vermektedir. Bildiğimiz klasik sözlüğün dışındadır.
**Kaşgarlı Mahmut; eserinin mukaddimesinde Türk dili üzerinde durmakta ve dilin yapısı ve kullanımı hakkında önemli bilgiler vermektedir.
** Divanu l. Türkü Kaşkarlı Mahmut, Abbasi halifesi ebul kasım abd b Muhammet el muktada biemrilleh takdim etmiştir.
** Divanu l Türkte kelimeler yazılırken p,ç,g harfleri kullanılmamıştır. B ile F arasında bir ses için üç noktalı kullanılmış, nazal N için , A sesini göstermek için de iki elif ( II ) Kullanılmıştır. Bir başka orijinal yönü ise; Türkçe kelimelerin Arapça kelimelerin kalıplarıyla anılmasıdır.
Divanu lügütit-Türkte bazen yazıldığı zamanın toplumsal olaylarını buluruz kelime öyle bir olayla ilgiliyse onu da kelimenin anlamını verdikten sonra izah ediyor, mesela;: Türklerin kalem yaptıkları ağaç, İm: orduda başbuğun askerler arasında silah veya kuş adlarından birini belge, parola olarak koyduğu kelime. Oru: şalgam, buğday gibi şeyleri saklamak için kazılan çukur. İprük: ekşi yemekten içine katılık gelen kişiyi içini sürdürmek için yoğurt ile süt karıştırılarak verilen ilaç.
** Divanu lügütit-Türkte Türk dünyasına ait iki harita bulunmaktadır. Özbekçe ingilizce ve Uygurcaya çevrilmiştir.
ATABETÜ’L-HAKAYIK


Atabetül HakayıkEdip Ahmet YÜKNEKİ isimli bir şair tarafından yazılmıştır, Manzum Ahlak kitabıdır. Emir Muhammet sipehsalar bey e takdim edilmiştir.
-kutadgu biligde ki gibi mütekarib olan feulün feulün feulün feul şeklinde aruz kalıbıyla yazılmıştır.
-Kitapta anlatılmak istemen asıl konunun yer aldığı 6.bölümden sonraki kısım dörtlük halinde yazılmıştır ve manilerde kullanılan aaxa bbxb ccxc tarzında yazılmıştır.
-Dili hakani Türkçesidir. Allah ve peygamberin adı doğrudan zikredilerek doğrudan atıflar yapılmıştır. Ayet ve hadislerle desteklendiği için,dini ve ictimai ahlak esaslarının toplum içinde yerleşmesini sağlama amacıyla yazıldığı için, okuyanın kolaylıkla anlayabileceği sade bir dil kullanılmıştır.
Atabetül Hakayık ; İslami dönem kitap tertip geleneğine uygun olarak TEVHİD ile başlamıştır, onun arkasından bir na’tı-Şerif ve edebiyatta genellikle “Çehar-ı Yar-ı Güzin” diye zikredilen dört halifeye övgü ile devam eder, sonunda takdim edilen hükümdar hakkında da mehdiye gelir.Hibetül Hakayık, Aybetül Hakayık şeklinde de söylenir.
Atabetül Hakayıkın Nüshaları:
1-Semerkant nüshası : Uygur alfabesi ile yazılmıştır, satırlar sayfayı tam olarak kaplamış durumdadır, Bazı mısralar ile Bab başları Ayet, hadis ve beyit yazıları Arap alfabesiyle yazılmıştır. esas metin şu anda Ayasofya (süleymaniye) kütüphanesindedir.
2-Ayasofya kütüphanesi 4757 numaradaki nüsha: Uygur ve Arap alfabesi ile yazılmış, Müstensih her mısraı önce siyah mürekkeple Uygur alfabesiyle yazmış, hemen altına ayın mısraları kırmızı mürekkeple bir de Arap alfabesi ile yazmıştır.
3-Topkapı sarayı kütüphanesi Hazine bölünün 35552 kayıt no 244 sıra no 14 hususi no daki nüsha: Bir mecmuanın içindedir.Arap alfabesi ile yazılmıştır, nerede ne zaman yazıldığı belli değildir. Bu eserde hibetül hakayıl şeklinde yazılmıştır.
4-Uzunköprü nüshası. Seyyid Ali isimli bir şahsın kütüphanesinden çıkmıştır.
** Atabetül hakayıkı ilk defa ortaya çıkaranNecip asım (yazıksız)
DİVAN-I HİKMET
İslâmî döneme ait, Dini-tasavvufi muhtevalı edebiyat açısından önemli olan,dini-tasavvufi edebiyatın temelini oluşturanve günümüze manzum eser olarak ulaşan en eski 2.eser Dîvân-ı Hikmet’tir. Ahmed-i Yesevînin şiirlerinin bir araya topladığı eseridir.
Ahmed-i Yesevî Orta Asyada Türkler arasında tasavvuf anlayışının yayılmasına katkıda bulunmuş, Türkistanın Çimkent şehrinin Sayram Kasabasında doğmuştur.Yeseviye tarikatının kurucusudur. Hece vezni ve basit ifadelerle örülü şiirler söylemiştir. Ahmed-i Yesevî, söylediği şiirlerine “Hikmet” ismini vermiştir
Ahmed-i Yesevî, hikmetlerinde îmân esaslarından; ibâdetlerden, bütün ibâdetleri eksiksiz yerine getirmek gerektiğinden; Kur’ân ve Sünnet’e kayıtsız olarak tâbi olmanın zarûretinden; tarîkata girmenin ve bir mürşide bağlanmanın zorunluluğundan; şerîat, tarîkat, marifet ve hakîkat makamlarından; bu makamlara ulaşabilmek için, en baştaki şerîattan, yani dînin emir ve yasaklarından ayrılmamak gerektiğinden; nefsi ıslâh etmenin, onun isteklerine uymamanın, benliği terkin ve dünyaya kapılmamanın lüzûmundan; takvâ,tevâzu, iyiliği emr, kötülükten nehy, ihlâs, harama helale riayet, günahtan kaçınma, duâ, tövbe, kanâat gibi iyi hallerden; ilâhî aşktan ve çeşitli tasavvufî konulardan bahseder. öğretici niteliktedir, san’at endîşesinden uzak ve basittir. Şekil ve dil yapısı, hitâb ettiği toplumun sosyal ve kültürel yapısına uygundur. Fikrî yönlerini dînî-tasavvufî motifler, şekil yönünü de millî ve mahallî unsurlar teşkîl eder. Dili mahallî unsurlar taşıyan Orta Asya, yani doğu Türkçesi olan Hâkâniye Türkçesi’dir.
Ahmed-i Yesevinin Hikmetlerindeki Mahlasları;Kul Hace Ahmet, Ahmet, Hace Ahmed, Miskin Ahmed, Kul Ahmed, Miskin Hace Ahmed, Miskin Ahmet Yesevi, Yesevi, kullanmıştır
** Bu güne kadar toplanan hikmet sayısı 250 civarındadır, Prof.Dr. Kemal ERARSLAN ın gayretleriyle toplanmıştır.
** Divanı hikmet üzerinde ülkemizde ilk önemli çalışmayı Fuat KÖPRÜLÜ yapmıştır, eserinin adı Türk edebiyatında ilk mutasavvıflar.
** Divanı hikmet büyük kısmı 5 ile 29 arasında değişen dörtlüklerden oluşmaktadır. Bir kısmı gazel tarzındadır. Dörtlüklerde hece vezninin 12 li (4+4+4) ölçüsü, gazel tarzında olanlarda da on dörtlü (7+7) ölçüsü kullanılmıştır. Gazel tarzındakilerin bazılarında aruz vezni de kullanılmıştır. dini ve tasavvufi şeylerden bahseder.
** Defteri Saniden kasıt İkinci defter
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla