Şiirlerin arkaplanında yatan: şairlerin yaşadıkları acılarıdır/Sancılarıdır/çıkamayışlarıdır birşeylerden... 
      BİZ BİR HALKI UNUTTUK SEVGİLİM ....şiirinde de sevgiliye hitaben haykırılmış bir gerçekti..Aslında bu şiirin hikayesinde Nurcu/fethullahçı bir genç kızı sevmiş ama çok sevmiş Radikal bir Gencin hikayesi vardı...Kızın islami söylemlerine güvenerek dünyayı kurtaracaklarına inanan bir şapşallık ta diyebilirz...Kızın elinde yangınlardan örülmüş bir zincir var.Sistemin zinciri..Ve bu zincirin hizmet ettiği global zulümün hoşgörüsü ve diyalog arayışları...Radikal genç bunu bir türlü anlatamaz.
 Bağışla beni 
Elimde kılıcım 
Dilimde özgürlük türkümüz 
Kavgana yoldaş olmaya gelmiştim 
Sen elinde yangınlardan örülmüş bir zincir 
Beyninin ve gözlerinin sığ sularında 
Rüzgarlarına hizmet eden 
Bir kürek mahkumu olmamı istiyorsun 
Ne dağlı ne de kentli bir duruş var burda..Dağlardan yana olanlar ile kentlerden yana olanlar...kürdizmden yana olanlar ile türkizmden yana olanlar...kırmızı berelilerden yana olanlar ile siyahbeyaz puşilerden yana olanlar...beyaz türklerden yana olanlar ile esmer kürtlerden yana olanlar...Bu Kategoristlere "LA"  der genç...Ama sevdiği kız demez...Genç der ki: " 
Dünyası imajdan ibaret olanın kimliği 
reklam ve 
vitrin olacaktır.  
Hayatı tepkisellikten ibaret olanın kimliği 
tartışmacılık ve 
öfke olacaktır.  
Yaşamı dişilikten ibaret olanın kimliği 
cazibesi ve 
fiziği olacaktır.  
Nesillerin kimliği 
ekran...Siyasilerin kimliği 
yalan...Tacirlerin kimliği 
riba...Toplulukların kimliği 
riya...entellektüellerin kimliği 
sosyal gevezelik...Ordunun kimliği 
kemalizm...Sistemin kimliği 
laisizm: Kimlikler Hegamonyası.  
Siz buna 
RABLER HEGAMONYASI da diyebilirsiniz. 
Gencin kategorisinde Kürtlerin ve Türklerin Rabbi Allahtır. Ne mazlumiyet ne de zulumat İSLAMIN dışında değerlendirilemez.O yüzden İSLAMA DÜŞMAN NE ASKERDEN YANA....İSLAMI BİR KENARA KOYUP LENİNİST BİR POLİTİKAYLA KÜRD HALKININ ÖNDERLİĞİNE SOYUNAN NE PKKlılar dan yana... ve derki:   
Bağışla beni 
Aynı türkünün çocukları değiliz 
Ne peşmergeyim ne de asker 
Ne dağlıyım ne de kentli 
Ben nehirlerden yanayım 
Her bastıran isyanın sesiyle kanıyla sesimi yırtan kızılırmaktan 
Ağıtların anası dicleden 
hiçbir zulmü unutmamış Fırat'tan yanayım 
dağların inleyişinden doğup denizlerin son nefesinde ölen…  
Bir insan kalbî olarak neye bağlanmışsa ona ait olmuş demektir. 
Ruhen, moralen, psikolojik, fikren ve zikren bünyesinin tüm şubeleriyle merkezi yönetimi, dayandığı değeri kimlikleştirmiş demektir.Bunun adı bir yerde 
paradır.Diğer yerde 
kadın .Öbür yerde 
zevk.Başka yerde 
mal, makam, enaniyet, kibr, bayrak, ulus, toprak ata,tarih...  
Genç, aidiyetini hocaefendi romantikliği üzerine kurmamıştı.Aşkıyla düşünce yapısı bundan çatışıyrdu.Ama cemaat daha güçlüydü.Onların imajı ve karizmaları vardı.Onların yurtdışlarında gençlerin enerjileri ve heyecanları üzerinden devşirdikleri bir devinimleri vardı...Anlatamazdı, her ıslah bir hizmettir; ama her hizmet bir ıslah değildir...hizmet hizmet diye koşanların halka götürdükleri hizmetler insanları tüm kimliklerden koparıp sadece ALLAHA kulluğa çağıran bir hizmet olmuyor çoğu zaman.Beni İslam adına Şeyhlere, hocaefendilere,ulusal değerlere,bayrağa,cemaate,hizbine,kliğine çağırmakla ne kendine ne de bana iyilik yapmıyor aslında..Genç bunları düşünür ve sorgular ve der ki:  
Bağışla beni 
Geceleyin kurtların indiği dağ evlerinde 
Menenjite tutulmuş bebeklerin avuçiçlerinde sabahlamalıyım 
İnsana dargın toprağa son nefesinde dualar okumalıyım 
Köylerin kalan son yaşlılarına 
Ateşin diline başkaldıran küller olmalıyım 
İsler çektiğim gözlerim bu aşkı kaldıramaz artık 
Dünyanın zulmüne bulaştım 
Dilini anlamadığım bir dil yasaklanmış bu coğrafyalarda 
Hangi küskün gözü yaşlı anneye uzansam 
Kucağında bir kardeşimi buluyorum 
İyi de senin annen nerede? 
Benim annem nerede? 
Neden ekmeğimizin tadı var tandır alevlerinde 
Neden kanlarının kokusu var zeytinlerimizde?   bu ülkede bir dil yasaklandı birileri adına...Mutlu da olsalar Türk olmadıkları için mutlu sayılmadı birileri..Sistemin kendi verdiği kimliği zırt pırt geri istediği ve merhabadan çok "çıkar ulan kimliğini" denilmiş bu insanlar Mersinde çevik kuvvet taşlarlarken, Biji apo derlerken, Ülkücü kesim Mersin Türktür Türk kalacak diye slogan atmaktaydılar...Peki biz Tevhidi düşünen gençler ilişkilerimizle aşklarımızla kardeşliklerimizle neresinde durmalıydık bu kirli oyunun...Asker tarafından korucu olmaya zorlanan, örgüt tarafından dağlara çıkmaya zorlanan,bundan dolayı köyleri yakılan,dışkı yedirilen,köyleri boşaltılan,göçe zorlanan,isimleri ve kelimeleri yasaklanan MUSTAZAF bir kimlik ve halk vardı karşımızda...Özelde 80 yıl..genelde 280 yıldır kurtuluşu ve istikbali Batı da arayanların kirli ellerinin bir sonucuydu bugün KÜRT SORUNU...Ve müslümanlar cemaatlarıyle, tarikatlarıyla, gruplarıyla sağcı/devletçi/statükocu/muhafazakar/şovenist partilere oy taşıyarak bu zulme çanak tutttular...Belki Ontolojik olarak ALLAH a inandılar ; epistemolojik olarak İSLAMı kabul ettiler.Ama ya realite de?...RABB(terbiye edici) İLAH(kanun koyan hüküm veren) ALLAH MIYDI GERÇEKTE?...HAYIR...BİNKERE HAYIR...   Nurcu kızın kırmızı kitaplaran kafasını kaldırmadığı bir dönemde, Kırık mızrap ve kırık testilerin okunduğu günlerde; Genç, Yoldaki işaretleri okuyordu.Kuran çalışıyordu.Kamusal alanın Rabbinin ALLAH olduğuna inanıyordu.Eylemlere katılıyor ve yumruklarını sıkıyordu.Eve çeçenya da afganistanda çekilmiş cd leri getirip kardeşlerine izletiyrdu.Unutmayın diyordu.Kudüs Halepçe Çeçenya ve diğer tüm mustazaf bölgeler bizim kardeşlerimizdir.Sakın unutmayın diyordu.  ve kız onu hep aşırı, köktenci,vahhabi,irancı,katı,kavgacı buluyordu  oysa kanı hep içine akıyordu gencin.Kendisini anla/ta/mıyordu ya bir tek ona yanıyordu.  sorma dedi...sorma ne olduysa olmuş işte halkımıza...ve devamında dedi ki: 
 
 
Bağışla beni 
Dili yasaklanmış bir aşk 
Zincire vurulmuş bir dil 
Aşağılanmış bir kimlik adına 
Dokuz kişilik bir hanede 
En çok bana adadığın gülüşlerine ihtiyacımız var 
 
Sorma 
Ne olduysa olmuş işte halkımıza 
Uzat elini 
İndir göçümüzü 
Yaşamak terk etmemeyi başarmaktır 
Yakılmış köyün son yaşlısının suyunu aramaktır 
Ekmeğini ıslamaktır 
Onlarsız bölüşeceğimiz bu yaşam sevinci haramdır bize 
Bağışla beni 
 Biz Bir Halkı Unuttuk Sevgilim… 
 
 KAYIPKENTLİ..1.12.2004..21:30 GÜNEY 
 
 
sonra kız...cemaatine döndü..sen dedi...cemaati kıskanıyorsun..ortada yapılan çalışmaları görmüyorsun..işin gücün hocaefendiyi karalamak...bunca insanın duasını almış bir insanı görmüyorsun... 
genç dediki..ALLAH YOKSA ÖZGÜRLÜKTE YOKTUR. Ben Muhammedi duruşa dönüyorum. Hoşçakal en iyi niyetlerle sevdiğim insan...Esselamualeykum... 
 
              ve bir hikayede böyle bitti...Ama HAKK-BATIL mücadelesi hiç bitmedi bitmeyecek te... 
 
Sonra o radikal arkadaşımın yaşadığı bu hazin ilişki üzerinden bende bu şiiri yazdım...O arkadaşım hala Radikal..Hala adam gibi adam..Birilerinin canı sıkılsa da o hala öyle..Öğretmen oldu bir doğu köyüne... 
Nurcu kıza gelince..Belkide bir HİZMET ABİSİNE eş olmuş hala aynı ezberi enjekte ediyorlardır Din adna bu mazlum halka... 
 
   ...Kayıpkentli..-eylül, istanbul