Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Ocak 2015, 11:50   Mesaj No:1

ali70

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:ali70 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 36490
Üyelik T.: 14 Aralık 2013
Arkadaşları:17
Cinsiyet:
Memleket:karaman
Mesaj: 812
Konular: 38
Beğenildi:236
Beğendi:586
Takdirleri:449
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Peygamberimizin Fotoğrafı İstanbul'da mı?

Peygamberimizin Fotoğrafı İstanbul'da mı?

Peygamberimizin Ve Diğer Bütün Peygamberlerin Resimleri İstanbul'da Mı?

M. Yusuf Kandehlevî, Hayâ-tüs-Sahâbe isimli eserinin 4. cildinde çok ilginç bir hâdiseden bahsediyor.

Hz. Ebûbekir'in, hilâfet yıllarında Bizans İmparator'unu İslam'a davet etmek için gönderdiği iki elçi, Bizans Sarayı'nda gördükleri Peygamber resimlerini Medine'ye döndüklerinde bütün tafsilâtıyla Halîfe Ebûbekir'e anlatırlar.

İşte bu hâdisenin teferruâtı:



Halife Hz. Ebubekir, Bizans İmparatoru Heraklius'u İslâm'a dâvet etmek için, Ubade b. Sâmit ve Hişam b. As'ı Bizans'a elçi olarak göndermişti. Ubade b. Sâmit anlatıyor: “Kılıçlarımız boynumuzda olduğu halde şehre girdik. İmparatorun sarayına geldik ve sarayın kapısında indik. İmparator Heraklius sarayının penceresinden bize bakıyordu. Biz 'La ilahe illallahu vallahu ekber' deyince Allah biliyor ki, saray sanki şiddetli rüzgâra maruz kalmış bir hurma dalı gibi sallanmaya başladı. Bunun üzerine bize haber göndererek içeri dâvet etti. “Dininizin îcâb ettirdiği şeyleri, yüksek sesle yerine getirerek bizi rahatsız etmeye hakkınız yok” dedi ve bize yanına girmemiz için izin verdi. İçeri girdik. Kırmızı ve görkemli bir taht üzerine oturdu. Sırtında da kırmızı bir pelerini vardı. Yanında Rumlardan râhipler ve harp uzmanları toplanmışlardı. Perdeler, şamdanlar, halılar, mobilyalar vs. odasındaki her şey kırmızıydı. Mütebessim bir ifâdeyle bize baktı ve:
-Bize aranızdaki usule göre selam verseydiniz ne olurdu, dedi. Yanında duran ve çok güzel konuşan adamına:
-Bizim selamımız size uygun değil, dedik.
-Nedir sizin aranızdaki selam? deyince:
-'Esselamu aleyke' diye cevap verdik.
-Peki, siz kralınıza nasıl selam veriyorsunuz?
-Aynı şekilde, diye cevap verdik
-Sizin sözlerinizin en büyüğü hangisidir? diye sordu.
-La ilahe illallahu vallahu ekber, dedik. Allah biliyor biz bunu söylerken saray o kadar sallandı ki kral düşmemesi için başındaki tâcı tuttu. Ve korkuyla başını kaldırıp tavana baktı:
-Söylediklerinizden sarayım sallandı. Bu sözü evlerinizde söylediğinizde evleriniz de sallanıyor mu? diye sordu.
-Hayır, bunu ilk defa burada görüyoruz, dedik.
-Keşke bunları söyleyince her şey başınıza yıkılsaydı da sizden kurtulsaydık. Şüphe yok ki, toprağımın yarısı elimden çıkacak, dedi.
Sonra bize birçok soru sordu. Namaz ve orucu, ibâdeti, Peygamber Efendimiz'i sordu. Tüm sorularını cevapladıktan sonra, bize güzel bir oda ile bol yemek hazırlanmasını emretti. Üç gece orada kaldık.”



Nihâyet bir akşam hizmetçilerinden birini göndererek bizi çağırttı. Yanına gittiğimizde önceki sorduklarını tekrar sordu. Biz de aynı şekilde cevaplandırdık. Sonra kutsal emânetler sandığının getirilmesini emretti. Dört köşeli, altın yaldızlı büyük bir sanduka getirdiler. Sandukanın içinde küçük bölümler vardı. Her bölümün de kilidi ve kapağı. O bölmelerden birini açarak, siyah renkli ipekli bir bohça çıkardı. Bohçayı açınca içinden siyah renkli ipek bir bez çıktı. Bezin üzerine çizilmiş oldukça yakışıklı bir adam resmi vardı. İri gözlü, kolları ve baldırları kalın, iri yapılı ve uzun boylu bir adam resmiydi bu. Gür sakallı ve Allah'ın yarattıklarının en güzeli denecek kadar güzel yüzlü, saçlarında iki örgü bulunan bu zatın resmini bize göstererek,
-'Bunu tanıyor musunuz?' dedi.
-'Hayır!' dedik.
-'Bu insanlığın atası Hz Âdem'dir,' dedi. İnsanların en gür saçlısıydı. Sonra başka bir bölüm açtı. Oradan da siyah ipekli bir bez çıkardı. Üstünde beyaz bir resim vardı. Resimdeki adamın saçı koyu burçak renginde kıvırcık saçlı, gözleri iri, başı büyükçe ve sakalı oldukça güzeldi. Bize:
-'Bunu tanıyor musunuz?' dedi.
-'Hayır!' dedik.
-'Bu Hz. Nuh'tur,' dedi.
Sonra başka bir gözden, siyah bir ipekli bez parçasında, başka bir resim daha çıkardı. O da beyaz tenli; gözleri güzel, alnı geniş, yüzü uzunca, sakalı beyaz ve mütebessim bir adam resmiydi.
-'Bunu tanıyor musunuz?' dedi.
-'Hayır!' dedik.
-'Bu Hz. İbrahim'dir,' dedi.
Başka bir bölüm daha açtı. Oradan da beyaz ipek bez üzerinde bir resim çıkardı. Allah'a yemin olsun ki, tıpkı Resulü Ekrem (a.s) idi. Bize
-'Bunu tanıyor musunuz?' dedi.
-'Evet! Vallahi bu Hz. Muhammed'dir' dedik.
Ayağa kalktı, salonda düşünceli düşünceli birkaç adım attıktan sonra tekrar gelip tahtına oturdu ve tekrar sordu:
-Gerçekten O mu?
-'Evet, ta kendisi', dedik. Resme biraz daha dikkatlice baktıktan sonra;
-'Aslında bu resim en son bölümde bulunuyordu. Fakat sizin ne yapacağınızı merak ettiğimden onu başa aldım' dedi. Bir başka bölümü daha açtı. Oradan da siyah ipekli bir bez çıkardı. Onda da kıvırcık saçlı; esmer, gözleri çukur, keskin ve sert bakışlı, çatık kaşlı, asık suratlı, dişlerini sıkmış, oldukça öfkeli bir adam resmi çıktı.
-'Bunu tanıyor musunuz?' dedi.
-'Hayır!' dedik.
-'Bu Hz Musa'dır,' dedi.


alıntı
__________________
Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi ali70 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Ana baba ve çocuk muhabbetleri Fıkralar-Hikayeler vuslat_ 3 1021 07 Nisan 2019 19:26
Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir / Duygusal... Edebiyat ali70 2 1613 17 Temmuz 2017 01:28
At Binmenin Faydaları/MEDİNEWEB Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp ali70 3 1307 13 Temmuz 2017 21:53
Kız Çocuğu Olanların Okumasını Tavsiye Ederim İslamda Kadın ve Erkek Allahın kulu_ 1 1357 19 Aralık 2015 17:52
Allah'u Teala'nın Övdüğü Onlar Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler ali70 0 1269 19 Aralık 2015 17:46