Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18 Nisan 2015, 16:48   Mesaj No:48

FECR

Kur'ân Kürsüsü

Medineweb Emekdarı
FECR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:FECR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6340
Üyelik T.: 19 Ocak 2009
Arkadaşları:20
Cinsiyet:Erkek
Memleket:ANKARA
Yaş:56
Mesaj: 6.107
Konular: 546
Beğenildi:1003
Beğendi:221
Takdirleri:9161
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: “Kutlu Doğum” Dindarlığına “Hizmet”e Hayır!

Kutlu Doğum Haftası üzerine...

SORU: Hz. Muhammed’in doğumu tam olarak hangi güne rastlıyor? Kaynaklara göre 571 senesi 12 Rebiülevvel (20 Nisan) Pazartesi gecesi dünyaya gelmiş. Biz O’nun doğumunu Mevlit Kandili olarak kutluyoruz. Böylece hicri takvime göre her yıl 10 gün geriden takip ederek farklı zamanlara denk geldiğini de biliyoruz. Ancak 16-20 Nisan (miladi) günleri arasında Kutlu Doğum Haftası’nda da kutladığımıza göre bunların hangisi doğrudur? (Ahmet Yılmaz)

CEVAP: Hz. Peygamber herhangi bir doğum günü kutlaması yapmadığı gibi kendi doğum gününü de kutlamamıştır. Mevlit yani Doğum Kandili, Hz. Peygamber’in uygulaması olmadığına göre sünnet değildir. Kitapta da sünnette de yeri yok. Kitap ve sünnette yeri olmayan, sonradan çıkma din uygulamalarına bid’at denilir. Peygamber’i anmaya, Allah’ı zikretmeye ve belki de artı ibadete vesile olduğu, dini hayata zaman zaman canlılık verdiği için Mevlid Kandili, bid’at-i hasene (güzel bid’at) kategorisine girebilir.

Hz. Peygammber’in doğum gecesi aslında o kadar kesin değildir ama ay takvimine göre 12 Rebiülevvel gecesi genel kabul görmüştür. Miladi olarak 20 Nisan’a rastlar. Ama önemli olan, net doğum gecesi değil, dini bir heyecan yaşanmasıdır. Bin yıldan beri gelen bir uygulama var, 12 Rebiülevvel. Suudi Arabistan hariç İslâm âleminin çoğunda bu gece Mevlid Kandili olarak kutlanır.

Diyanet İşleri Başkanlığımız bir de 20 Nisanı esas alarak bir Kutlu Doğum Haftası icat etti. Takriben 20 yıldan beri bu kutlamalar git gide dozajı kaçıran bir vaziyet aldı. Konferanslar, paneller, büyük şovlar, çok büyük masraflar. Böylece dinin sadeliğini koruması gereken resmi bir kurum, dine yeni bid’atlar katar oldu. Bu toplantılarda, panellerde çok abartılı şeyler anlatılıyor ve Hz. Peygamber’in ruhaniyetini rahatsız eden şovlar yapılıyor. Bunları tasvip etmiyorum.

Bir kandili iki yapmanın âlemi ne? Din gösteriş değil, sadeliktir. Asıl makbul ibadet ise bireyin geceleyin kalkıp sükunet içinde Allah’ına yalvarmasıdır. Umarım Diyanet, dinde bir temeli olmayan bu ikinci bid’atı kaldırır. Eğer kutlama yapılacaksa bunu bid’at olan hafta uygulamalarında değil, geleneksel zamanında yaptırır. Hz. Peygamber, dinin sadeliğini bozan bid’atların doğru olmadığını vurgulamış, “Kullu bid’atin dalâletun: Her bid’at sapıklıktır” buyurmuştur.

Süleyman Ateş (12.05.2007)
__________________
Selam Hidayete Tabi Olanlara
Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir
(Müslim)
Alıntı ile Cevapla