Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26 Mayıs 2015, 20:40   Mesaj No:1

nurşen35

Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:61
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.476
Konular: 1144
Beğenildi:4415
Beğendi:3686
Takdirleri:14253
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Kelama Giriş 6. 7. 8. 9. ve 10. Ünite Özetleri

Kelama Giriş 6. 7. 8. 9. ve 10. Ünite Özetleri

6. Ünite Yeni İlmi Kelam


Kelamın temel konuları makasıd , bunları temellendirmeye yarayan unsurlara vesail denir.
Makasıd sabit , vesail ise zamanın gerekliliklerine göre değişikliklere uğramıştır.

YENİ İLMİ KELAM = Metaryalizmi ve felsefi bir görüş olarak positivizmi rededen dine karşı yapılan biyolojik ve psikolojik teknikleri ( Darwinizm, Freudizm) cevaplandıran yeni felsefiyi eleştirdikten sonra müsbet ilimden istifade ederek Allah'ın varlığını ispat eden , İslam'ın akaid konularını isbat ve izah ederek mukaddesatı savunan bir ilimdir.

Batı düşüncesi Rönesans ile birlikte yeni bir döneme girmiştir. Bu dönemde en önemli değişimlerden biri Kopernik'in dünyayı merkeze alan Batlamyusçu evren görüşü yerine güneşi merkeze alan evren görüşünü ortaya koymasıydı.

Batlamyusçu Evren Görüşü = Aristo'nun dünyanın sabit bir merkezde olduğu , bütün gezegenlerin , yıldızların Güneş ve Ay'ın dünyanın etrafında döndüğü anlayışıdır.
Bu görüş 1500 yıl sürer ve Kopernik'in Güneş merkezli evren görüşüne kadar devam eder.
Kopernik , Güneşin merkezde yer aldığını dünya ve bütün gezegenler Güneşin etrafında döndükleri görüşünü ortaya koymuştur.
Kopernik'in bu görüşünü Kepler ve Galile'de ispatlamaya çalışmıştır.

Fizik yasalarını gök cisimlerine uygulayan Kepler , astronomi fiziğin bir parçasıdır, demiştir.
Galile , yıldız gözlemlerini yapan ilk kişidir.
Yerçekimi kanununu Ay'ı dünyamıza doğru çeken bir kuvvetin olduğunu hiç bir şeyin durağan olmadığını ve ''Evrensel Çekim Yasası ''nı sanunan NEWTON'dur.

Francis Bacon ise bilimde takip edilmesi gereken yöntemin gözlem ve tecrübe olması gerektiğini savundu.
Descartes ,e göre iyiyi kötüden ayırabilecek ve bilgide kesinliği verebilecek vasıta akıldır. Matematiği kendisine model olarak almıştır. Kartezyen felsefenin kurucusudur.

David Huma = Duyuları bilgi elde etmenin vasıtası olarak görmüştür. Ona göre metafiziğin bilmeye çalıştığı şeyleri bilmenin imkanı yoktur. Bir şeyin bilinebilmesi için öncesinde bir duyu algısının olması zorunludur.

Imanuel Kant = Aydınlanma felsefesinin en önemli filozofudur. Ona göre duyularla kavranması mümkün olmayan sebeplilik , zaman ve mekan gibi bir alan mevcuttur ve bu alanın inkar edilmesi mümkün değildir. Duyuların ötesindeki bu alana '' numen '' tecrübe dünyanın kesin bir şekilde bilinemeyeceğini iddia etti ve antolojik, kozmolojik ve teolojik delillerle Allah'ın varlığının ispatlanamayacağını iddia etti.
'' İnanmaya yer bırakmak için bilgiyi inkar etmek zorunda kaldım'' diyen Kant , insan bilen bir varlık değil , yapıp eden varlıktır.

Pozitivizm = Auguste Comte tarafından XIX. yüzyılda ortaya atılan felsefi düşüncedir. Comte , insanlık tarihini , dini, metafizik ve pozitif olarak üçe ayırmıştır. Ona göre dini evre fenomenlerin Tanrı ya da manevi nedenlerle açıklandığı evrendir. Metafizik evre olaylar soyut kuvvetlerle açıklanır, eşitlik , özgürlük gibi...
Pozitif evre insanın sadece gözlemlenebilene yöneldiği ve yalnızca olaylar arasındaki yasalar ya da değişmez bağlantıları incelediği bir evrendir. Bu evre insan düşüncesinin ve gelişiminin en yüksek basamağıdır.
Comte , bilim ile teoloji arasına kesin ayırımlar koyarak bilim ile dinin uyuşmasının mümkün olmadığını iddia etti. '' İnsanlık dini '' diye bir din ortaya koymuştur.

Darwinizm = Charles Darwin , tarafından ortaya atılan evrim teorisidir. Diğer adı '' Tekamül Nazariyesi ''dir.
Ona göre canlılar arasında acımasız bir mücadele vardır. Bu mücadele varlıklar arasında bir çeşit seçme yani ''ayıklama'' işlevi görmektedir. '' İnsanın Türeyişi '' adlı eserinde insanların maymundan geldiğini öne sürmüştür.

Materyalizm = Maddeyi değişmez , aktif ve dinamik bir prensib olarak kabul eden ruh ve düşünce gibi cevherlerin bu maddenin bir tezahürü olduğunu iddia eden ya da bunları inkar eden düşünce akımıdır. Materyalistler tabiatı esas alarak insani tabiatın bir parçası olarak gördüklerinden '' Tabiatçılar '' denir.
Bu akımın öncüsü Karl Marx 'dır.
Marx tarihi ;
1. İlkel toplum
2. Asyatik toplum
3. Köle toplayıcı toplum
4. Feodalizm
5. Kapitalizm olarak ayırmıştır.

Marx'a göre Tanrı , insanın idealize ettiği kendi imajındandır. Yani insanın kendisinin olması gereken halini Tanrı olarak ifade eder.

ABDÜLLATİF el HARPUTİ = Osmanlı Türkiye'si dönemi şahsiyetlerindendir. Eserleri iki tane '' Tarih-ı ilm-i kelam , Tenkihul - Kelam fi akadi ehlil İslam.
Harputi , mütekaddimin ve müteahhirin dönemlerinden sonra üçüncü bir dönemi başlatmıştır. Harputi, kelam alimlerinin madde ve kuvvetin yaratılmışlığı maddenin hiç bir şey meydana getiremeyeceği evrenin madde ve maddiyatla sınırlı olmadığı görünenin dışında mana ve ruh alemlerinin varlığı üzerinde durmaları gerektiğini söylemiştir.

İZMİRLİ İSMAİL HAKKI = Osmanlı Türkiyesi dönemindendir. Yenilenme hareketinin temsilcisidir. Bu dönemde iki farklı görüş ortaya çıkmıştı. Biri İHYACILIK , asli kaynaklara dönerek zaman içerisinde hem gelenek hem de modern Batı düşüncesi kanalıyla İslam'a sokuşturulan yabancı unsurları temizlemek. Diğeri
MODERNİST KANAT , İslam'ın değer ilkelerini Batı'nın belirlediği modern düşünce kriterlerine göre yeniden yorumlamayı İslam'ı modern düşünce ve kurumlarla kaynaştırmayı hedeflemek.
İzmirli Hakkı , Namık Kemal , Musa Carullah , M. Şemseddin bu görüşü benimsemiştir.

Yeni ilmi kelam adlı eserini yazdıktan sonra '' Sebilür - reşad '' dergisine de Yeni ilmi kelam hakkındaki düşüncelerini röportaj vermiştir. İzmirliye göre '' kelam ilmi İslami ilimlerin anasıdır''.
Ona göre İslam akaidi ile bağdaşmayan her türlü felsefi kanun rededilmelidir.

MUHAMMED ABDUH = Mısır'da kelam ilminin problemleri ile uğraşmıştır. Mısır müftüsü olarak görev almıştır. Sürgünden Mısır'a dönmüştür. Hocası , Cemaleddin Efgani öğrencilerine Eş'ari , Matüridi ve Bakıllani'nin kitaplarını ellerinde görmekten yakınmıştır. Kelam ilmi ile uğraşanların kelam ilminin temel klasiklerini okumak yerine müteahhirin döneminin muhtasar kitaplarıyla yetindikleri ve kelam ilminin temel konularını kavramaktan uzak olduklarını dile getirir. İnsanlara ait görüşlerin nass mesabesinde görülerek eleştirel gözle incelenmemesini ve öğrencilerinin üretken olmalarını eleştirmiştir.

SEYYİD AHMED HAN =Hindistan'da kelam ilminde yenilik ihtiyacını ilk dile getiren kişidir. Ona göre ilim akli kıyasa değil , tecrübe ve müşahedeye dayanmaktadır. ortaya koyduğu kelama tabiatçı kelam denmiştir.. Sadece ehli sünnet kaynaklarından değil Yeni Mutezilecilikten yararlanmıştır.

ŞİBLİ NUMANİ = Yeni kelam hareketinin Hindistan kıtasındaki asıl teorisyenidir. Kelam tarihi alanında yazdığı eseri İlmi Kelamı Cedid ve Nedvetül - ulema'dır.
Ona göre İslam'ın bütünlüğü içinde işlevi olan her konu kelami bir yaklaşıma muhtaçdır. Şibli'de Abduh gibi İslam inanç esaslarını kolayca açıklayabilmek için kullanılan bir metoddur. Gazali , Razi ve Mevlana kelamcı sayılmalıdır.

YENİ İLMİ KELAMI - GELENEKSEL KELAMDAN AYIRAN FARKLILIKLAR

1. Geleneksel kelamda bilginin kaynakları ; akıl , duyu ve haberdir. Bilgi ve Varlık , mütekaddimin ve müteahhirin kelamcıları varlık ve bilgi üzerinde durmuşlardır.
Yeni kelamcılar Şibli Numani modern bilimin akılcılığın etkisinde kalmışlardır. Varlık konusu yeni kelamcılar ele almamış, fakat Şibli Newton'un maddeyi esas alan felsefesinden etkilenmiştir.

2. Uluhiyet , Allah'ın varlığı konusunda Mutezile , Eş'ari ve Matüridiler hudus delili, gaye ve nizam delili daha sonra da felsefecilerin kullandığı imkan delilini kullanmışlardır. Yeni dönemin kelamcılarından Muhammed Abduh '' Allah'ın varlığının ispatında klasik imkan deliline'' başvurmuş, Seyyid Ahmed Han '' sebeplerin sebebine giden felsefi delili'' kullanmıştır. Diğer rağbet gören deliller gaye ve nizam delili ile fıtrat delilidir.

Muhammed İkbal Kant'ın etkisinde kalarak klasik kelamcıların kullandığı hudus , imkan , gaye ve nizam delillerinin hiçbirinin '' Allah'ın varlığını ispat etmediğini iddia '' etmişti.
İzmirli ise İkbal'i bu görüşerinden dolayı eleştirmiştir. Allah'ın varlığı felsefi bilginin konusu değil, tasdik ve imanın konusudur. İslam dünyasında o dönemde etkili olmaya başlayan akımlardan biri de POSİTİVİZM bilginin kaynağı olarak duyuları esas almış akla ve habere yer vermemiştir.

3. Peygamberlik, Şibli Numani ve Seyyid Ahmed Han geleneksel kelam anlayışından farklı olarak peygamberliği Allah vergisi değil, çalışıp kazanma ile gerçekleşen olarak görmüşlerdir.
İzmirli Hakkı , Abduh ve Reşid Rıza geleneksel görüşünü yani , Allah'ın Peygamberliğin bir bağışı olduğunu savunmuşlardır. Nübüvvet bağlamında tartışılan hususlardan biri de MUCİZE'dir.

MUCİZE = Peygamberlik iddiasında bulunan kimsenin gösterdiği ve benzerini meydana getirmek hususunda muhataplarını aciz bırakan olağanüstü olaydır. Mucize Allah'ın fiilidir. Hint Alt kıtasındaki yakın dönem kelamcıları mucize hakkında farklı düşünmüşlerdir. Şibli'ye göre Allah'ın koyduğu adetlerin bozulması ve mucizenin harikulade olması düşüncesi doğru kabul edilmez. Allah tarafından takdir edilen adetler yani, tabiat kanunları değişmez.
Şibli Kur'an'da geçen olağanüstü olaylarda akla aykırı olmadığını düşünmüştür.
Seyyid Ahmed'e hadislerde geçen hissi mucizeleri inkar eder, Kur'an'da geçen mucizelere de yorum yapıp farklı anlamlar verir.
Şibli , İslam'ın iki esası tevhid ve nübüvvet olduğu ve Müslümanların haşiye ve ilavelerle problemler yumağına dönüştüğünü ifade etmiştir.

Yeni ilmi kelam dönemi alimlerinin en önemli özelliği ; Eleştirel bir zihniyetle geleneğe yaklaşmaları ve mezhep tassubundan uzak durmalarıdır.
Batı hukukunda ( Roma Hukuku ) kadın kocasının mülkü olarak görülmüştür.
İslam , kadına miras hakkı vermiştir. Boşanma konusunda İslam diğer dinlerden daha iyi konumdadır. Yeni dönem kelamcıları eserlerinde diğer dinlerle İslam dinini karşılaştırmışlardır.







[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]



hazırlayan nurşen35

__________________
O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi nurşen35 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Gündem Korona Aşısı Gündem/ Manşetler Esma_Nur 6 1304 10 Aralık 2020 11:20
DHBT Muhteşem Özetler DHBT-Hazırlık/Notlar/Özetler nurşen35 4 2032 08 Aralık 2020 17:40
Kıssaları Hayatımıza Taşıyalım Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler nurşen35 1 798 08 Aralık 2020 16:46
TENKİD Serbest Kürsü nurşen35 0 740 08 Aralık 2020 11:44
Vitir Namazını Niye Kılıyoruz Biliyor musunuz... Namaz-Abdest-Teyemmüm nurşen35 0 822 04 Aralık 2020 12:56