Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26Haziran 2015, 15:22   Mesaj No:1

KardelenGül

Medineweb Sadık Üyesi
KardelenGül - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KardelenGül isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 31327
Üyelik T.: 23 Eylül 2013
Arkadaşları:10
Cinsiyet:bayan
Memleket:sivas
Mesaj: 734
Konular: 144
Beğenildi:354
Beğendi:311
Takdirleri:227
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Mübarek Mekke ve Medine Ramazanları

Mübarek Mekke ve Medine Ramazanları

Mübarek Mekke ve Medine Ramazanları
Merhum Mahmud Esad Coşan Hocaefendi’nin Kadın ve Aile Dergisi’nin Mart 1992 tarihli nüshası için kaleme aldığı ve Başmakaleler 2 adlı eserde yer alan “Mübarek Mekke ve Medine Ramazanları” adlı makalesini Ramazan ayı vesilesiyle istifadenize sunuyoruz.


Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’de Ramazan fevkalade tatlı, sevaplı ve feyizli oluyor. Her şeyden önce, bir hadîs-i şerîflerinde sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellem) hazretleri buyurmuşlar ki:

“Şu benim mescidimde kılınan bir namaz, (Mekke’de Kâbe-i Müşerrefe’nin bulunduğu) Mescid-i Haram hariç başka yerlerde kılınan namazlardan bin kat daha üstündür. Mescid-i Haram’daki namaz ise yüz kat daha faziletlidir.”65

Onun için hali vakti müsait her müslüman Ramazân-ı şerîfi oralarda geçirmeye can atıyor.

Bu sene Suudlular Ramazan’a Çarşamba gününde, Türkiye ise Cuma gününde başladı. Hangisi haklı? Kesinlikle biz haklıyız; çünkü bir üniversite astronomi aliminin de bana verdiği hesap ve grafiğe göre Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan akşam ay güneşten evvel batmış olduğundan ufukta yeni hilâlin görülmesi imkânsız idi, nitekim görülmedi de! Çarşamba’yı Perşembe’ye bağlayan akşam da Medine’de ayla güneş üç dakika farkla aşağı yukarı beraber battıklarından hem yeni hilâl henüz teşekkül etmemiş idi hem de görülmesi imkânsızdı. Ancak Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan akşam ay güneşten 50 dakika kadar sonra battığından, görülebilirdi ve o akşam teravih kılınıp sahura kalkılıp Cuma günü oruç tutmak uygundu. Türkiye Ramazan’a doğru başladı. Sanıyoruz Suudlular ay sonunda hatalarını anlayıp bir iki gün ilave oruç tutacaklar.

Bu meseleler konuşulurken bazı mühendis arkadaşlar piyasaya yeni çıkmış bir ‘ay saatibahsettiler. Hemen gittik aldık! Saat, hem ayın hem güneşin her gün doğduğu, battığı saatleri, koordinatları verilen yere göre hemen hesaplayıp veriyor. Sanıyorum ayın doğuş ve batışı, tam tepede ve tam aşağıda oluşu, denizlere tesir eden med ve cezir (gel-git) olayları meydana getirdiğinden, biz müslümanları dinî aylar ve bayramlar için ilgilendirdiği kadar, okyanus ve büyük deniz kıyılarındaki insanları da denizcilik ve balıkçılık yönünden ilgilendiriyor. Nitekim geçen sene gezdiğim Avustralya’nın Pasifik Okyanusu kıyı şehirlerinde bize turizm büroları bölge haritası ve gezilecek-görülecek yerler hakkında broşür ile birlikte ayın doğuş-batışını, med ve ceziri saat saat, gün gün gösteren cetvelleri de ücretsiz veriyorlardı.

Başlangıcı ile ilgili aksamalar bir yana, diğer her şey buralarda çok güzel! Gerek Medine, gerek Mekke mescitlerinde iftar saatinde görülmeye değer bir manzara meydana çıkıyor. Herkes ikindiden sonra hazırlıklara başlıyor, mescitte sofralar için uzun naylon örtüler seriliyor, büyük zemzem bidonları başa konuluyor. Evlerdeki buzluklarda (deepfreeze) saklanan güzelim taze hurmalar (rufa) serin serin, buzlu buzlu getiriliyor; hel-kahve ve zağferanla, bazısı da nane, karanfil katılarak yapılmış sarı renkli kahveler ve uzun burunlu özel termoslar, doldurulmuş hazır bekliyor. Mescidin dışında ve yanlarında üzüm, elma, muz, meyve suları, ekmek ve şerbet. ‘Dukka’ denilen nefis kokulu baharatlar sofralara konuyor. Kapılardan girerken davetçiler yakanıza yapışıyor, “Yâ seyyidî, lütfen bizim soframıza teşrif edin, iftarı bizimle yapın!” diye yalvarıyor. Gülerek teşekkür ediyor, kendi arkadaşlarınızın sofrasına binbir zorlukla ulaşabiliyorsunuz. Ezan okunduktan sonra bu şahane muhabbetli ve mübarek sofralarda rahatça orucu açıyor, beş dakika kadar yiyip içip hemen toparlanıyor ve akşam namazını cemaatle, sevinç ve huzur içinde edâ ediyorsunuz. Hiç acele yok! Akşam ile yatsı arasını 30 dakika daha uzatmışlar, iftardan sonra evlere, lokantalara girilip istenilen yemekler yenilip, abdestler tazelenip teravihe geliniyor.

Teravih bu iki büyük mescitte hatimle kılınıyor, hiç acele edilmeden, açık seçik okuyarak, rükû ve sücudların hakkı verilerek bir buçuk iki saatte namaz tamamen kılınmış oluyor.

Halk gündüz sıcakta dinlenmiş olduğundan, gece ayakta; her taraf ışıl ışıl, cıvıl cıvıl, hareketli, neşeli, nurlu, tatlı, bereketli! Birçok kimse sahura, hatta sabaha kadar uyumuyor. Sahur için bir ezan okunuyor, sabah için diğer bir ezan; sabahı erken vaktinde kılıp yavaş yavaş evlere çekiliyorlar; işe ve dükkâna giden az. Asıl iş hayatı ikindi namazından sonra açılıyor. Öğle ile ikindi arası tam istirahat saati, hatta birisine bu saatlerde telefon etmek bile ayıp ve nezaketsizlik sayılıyor.

Renk renk, kılık kılık, ırk ırk, millet millet Ümmet-i Muhammed’i (sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellem) sevgi ve saygı ile kaynaşmış ve uhrevî hazlar, ibadet ve taatler, sadakalar ve zekâtlar, ikram ve hayırlar, ecir ve sevaplar peşinde, namazda, zikirde, itikâfta, Kur’an okumakta görüyor mest oluyorsunuz.

Ama haberlerde duyuyorsunuz ki Ermeniler Karabağ’da katliam yapmış, kadınları, çocukları kesmiş; Bosna-Hersek savaş eşiğinde, Keşmirliler perişan, Cezayir yürek yarası, Türkiye’de terör, iç savaş söylentileri, Yunanlılar pusuda… Binbir türlü acı haber, dert, üzüntü…

Düşünüyorsunuz İslâm’ın kendi güzelliği ve mükemmelliği nerede, müslümanların İslâm’la yakınlıkları hal ve vaziyetleri ve uygulamaları nerede?

Yâ Rabbi! Şu mübarek ay hürmetine müslümanları lütfunla ıslah eyle, kahrınla değil; müslümanları gafletten uyandır, gerçek İslâm şuuruna, Kur’an ahlâkına sahip eyle! Kalplerini birbirlerine ısındır, kuvvetlerini birleştir, aralarındaki hainleri, gafilleri, ajanları, fasıkları, facirleri, zalimleri bertaraf eyle! Başlarına onları seven, Allah’tan korkan, merhametli, bilgili, becerikli, uyanık, halis, muhlis, hizmet ehli idareciler geçir, din düşmanlarına imkân ve fırsat verme; mü’minleri kâfirlerin karşısında mağlup ve mahcup duruma düşürme; iki cihan saadetine erdir, cennet ü cemâlinle müşerref eyle! Âmîn bi-hürmeti ismike’l-a’zam ve nebiyyike’l-ekrem sallâllâhu aleyhi ve âlihî ve sellem!

Dipnotlar
65: Ebu’d-Derdâ’dan (ra.) nakledilen hadis için bk. Beyhakî, Şu‘abü’l-îmân III, 484, hadis no: 4140; İbni Adiyy, el-Kâmil fî’d-du‘afâ’, III, 398.



AKRA FM
__________________
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi KardelenGül 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Ufka Yolculuk 5. Bilgi ve Kültür Yarışması Yarışmalar/ Bilgi Yarışmaları Mihrinaz 4 1900 24 Aralık 2016 20:19
Ramazan ve Kadir gecesi Oruç-Ramazan su damlası 3 1759 28Haziran 2016 10:51
Abdest ve namazın tıbbî faydaları Namaz-Abdest-Teyemmüm Esma_Nur 1 1530 27Haziran 2016 15:11
Neredesin ey nezaket Adap-Edep-Ahlak KardelenGül 0 1713 27Haziran 2016 15:09
Allah güzeldir, güzelliği sever Adap-Edep-Ahlak KardelenGül 0 1624 27Haziran 2016 15:08