Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 Temmuz 2015, 12:34   Mesaj No:12

nurşen35

Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:61
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.476
Konular: 1144
Beğenildi:4415
Beğendi:3686
Takdirleri:14253
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir

Ölüm , ön cephesi vahşet , arka cephesi rahmet olan kelime...
Bizi korkutan ölüm müdür sizce ...
'' Eğer İmam-ı Rabbani Ahmed-i Faruki Hindistan'da hayattadır deseler ve bir davet de olsa bütün zahmetlere ve tehlikelere katlanarak ziyaretine gideceğim der, Bediüzzaman Hazretleri..''

Ve bugün deseler ki, Hz. Yusuf Mısır'a geldi. Hangi birimiz merak edip de gidip görmek istemeyiz ki, içi güzel dışı güzel Hz. Yusuf'u..
Ve yine dense ki, '' Bu yıl hac mevsiminde iki cihanın güneşi Hz. Muhammed (sav) dünyaya gelip ümmetiyle birlikte hac yapacak'' Heyecan ötesi bir heyecan ile imkansızlıkta imkanı oluşturup ne yapar ne eder katılmak istemez miyiz..

Peki kabrin öbür tarafında milyonlar Yusuflar ve Ahmed Faruklar ile bekliyorken Resulullah Efendimiz (sav) bizi ölümün siyah peçesini aralamaktaki cesaretsizliğimizin nedir sebebi...

Ahiret alemine iman eden her bir akla malumdur ki ölüm, hayat vazifesinden bir terhis dünya imtihanındaki ubudiyetten bir paydos, öteki aleme gitmiş ahbap ve akrabalara kavuşmaya bir vesile, hakiki vatana ve ebedi saadete girmeye bir vasıta, sıkıntılı dünya hayatından Cennet bahçelerine bir davettir...


Ölüm ki, müştak olduğumuz ölümsüzlüğe açılan bir kapıyken bizi korkutan elbette günahlarımızdan başkası değildir. Güzelleri en güzele kavuşturan ölüm, güzeldir. Rahmet ve saadetin mukaddemesi olan ölüm bütün nimetlerin başlangıcıdır. Öyleyse kendisi de nimetin ta kendisidir. Şair de ne güzel ifade etmiştir. '' Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber ''


'' Allah'tan hayırlı uzun ömür isteyiniz '' buyurur Peygamber Efendimiz (sav) ...
Dünya lezzetlerinden daha çok istifade etmek, çoluk çocuğunun mürüvvetini görmek, dünyevi iş ve planları mükemmelleştirmek için değildir bu talep. Ölümün istenmeyişinde tek makul sebep vardır. O da Allah'ın rızasına vesile olacak daha çok amel yapabilmek ve ölüme hazırlanabilmek adınadır... Yaratılmışlar harabiyete mahkumdur. Güneş batar , çiçekler solar, zamanın geçmesiyle saniyeler, dakikalar ölür. Lezzetler gibi musibetlerde fanidir. Her dakika binler hücresi ölen beden-i insani gün gelir kendisi de ölür. Küçük kainat olan insanın ölmesi gibi sürekli büyümekte olan şu koca kainatta gün gelecek ölecektir.

Ölümden kurtuluşu yoktur cisimlerimizin. Allah'ın bekasından beka verdiği ruhlarımızdır geriye kalan. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin yakaladığı '' El mevtü hakkun'' tefekkürünü yapabilsek her an...

Ve şimdi dünya sahnesinin oyuncuları olan insanlar elli sene sonrasının iskeletleri değil midir..... Evet şu an yaşayan , nefes alan , konuşan , gülen, eğlenen , yazan ve okuyan bizler... Elli sene sonrasının ehl-i kuburu değil miyiz...
Şu fani dünyada bildiğimiz belki de en kat'i hakikat her şey Cennet ya da Cehennemde açmak üzere ölecektir...









Alıntı...
__________________
O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR
Alıntı ile Cevapla