Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12 Ekim 2008, 12:48   Mesaj No:1

Belgin

Medineweb Emekdarı
Belgin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Belgin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 7
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:43
Mesaj: 1.277
Konular: 640
Beğenildi:16
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Eski Borçlar Bugün Nasıl Ödenecek?

Eski Borçlar Bugün Nasıl Ödenecek?

Borç verildiği miktarda kalır, ne miktar verilmişse o miktar alınır. Eksiltilmez, fazlalaştırılmaz. Eksiltilirse haksızlık edilmiş olunur. Fazla verilirse fâize girilmiş olunur. Bu sebeple, borçta miktar donuktur. Yâni, sayı donmuştur. Verilen ne miktar ise alınan da o miktar olur. Aksi halde, borç alıp verme müessesesi de fâize girer, dindarlar arasında fâizcilik de meşrû kılıfla yayılır. Bu temel ölçüyü böylece tesbit ettikten sonra gelelim sualin cevabına.
Bahsettiğimiz bu borç para, yeni ödendiği günü, eski değerini kaybetmiş oluyorsa durum ne olacak? Borç veren kimse, parasını geri alırken değerinden büyük çapta kaybetmiş olarak alınca pişman olmayacak mı? Bu yüzden de borç vermelerde bir tereddüt doğmayacak mı? Hattâ hak kaybı olmayacak mı? Bu hususta imamlarımızın görüşleri vardır. Çerçeve ölçü olarak kısaca arz ediyorum.

1) İmam-ı A'zam Hazretleri der ki: "Borç para aynıyla ödenir. Ne fazla ödenir, ne de eksik! Dört yüz lira verilmişse yine dört yüz lira ödenir. Azaltma - çoğaltma câiz olmaz!"Taraflar râzı olduktan sonra bu en sağlam ve şüphesiz yoldur. Bunda ittifak vardır. Yeter ki helâllaşsınlar.
2) İmam-ı Ebû Yûsuf Hazretleri de der ki: "Borç para verildiği günü alım gücü ne ise, ne miktar eşya alabiliyorsa, o miktar eşyayı alabilen para esas alınır. O kadar eşya alacak miktar para ödenir. Meselâ o günkü dört yüz lira bir kat elbise diktiriyorsa, bugün de bir kat elbise diktiren miktar esas alınır, o miktar ödenir. Sekiz bin lira gibi."Bu da parayı alım gücüyle hesaplamaktır. Fetvâ da buna göre verilmiştir. Ancak, ödünç verilen paranın alım gücünü eşya değeri ile tespit etmek biraz güç ve karışık olduğundan Ebû Yûsuf Hazretleri bu değer tespitini karışıklıktan kurtaran bir izah ilâve ederek değerlendirmeyi altın'a getirmiş ve daha sonra şöyle izahta bulunmuştur: — Borcun verildiği günkü paranın altın olarak tutarı ne ise, ödendiği günü de o miktar altın'ın tutarı ödenmelidir. Bu izaha göre, dört yüz lira borç veren terzi arkadaşımız, parasının altın esasına göre ödenmesini istemiş olmaktadır ki, bu Ebû Yûsuf'un görüşüne açıklık getirmek üzere verdiği son misâle göredir. Borç ödeyecek kardeşimiz ise parayı o günkü eşya üzerindeki alım gücüne göre ödemekte, dikim parasıyla bunu izah etmiş olmaktadır ki bu da Ebû Yûsuf'un parayı eşya değeri üzerinden ödemeyi esas alan ilk görüşüne göredir. Özet olarak diyebiliriz ki, bu gibi paranın değer kaybetmesinin kesin olduğu durumlarda mes'eleler baştan açık ve net olarak konuşulmalı, sonunda nizaı mûcip hâle terk edilmemelidir. Bütün tatsızlıklar bundan doğmakta, dostluklar baştan açık ve net olarak konuşmamaktan yara almaktadır. İbn-i Âbidin hâşiyesinin (Büyû') ve (Karz) bahsinde bilgi vardır. (Hadâratü'l-İslâm) Haziran 1980 sayısında da aynı kayıt mevcuttur.

Ahmet Şahin
__________________
Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.
Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.

Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Belgin 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Ben Sana Gül Diyemem Hz.Muhammed(s.a.v) Belgin 0 2348 29 Eylül 2009 09:25
Bir evliyayı vesile ederek dua edilirmi? Soru Cevap Arşivi Kara Kartal 21 10097 24 Eylül 2009 09:38
Mahşerde âzâlarımızın konuşması Soru Cevap Arşivi KuM TaNeSi 1 2541 17 Eylül 2009 15:06
Zekâtını vermeyenlere ibrettir Sâlebe'nin servet... Zekat-İnfak dua dilencisi 1 2208 17 Eylül 2009 09:56
Yaşlı kadınların tesettürü... Tesettür Konuları Belgin 0 2547 07 Eylül 2009 08:26