Konu Başlıkları: Zikir ve Timüs Bezi...
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12 Şubat 2016, 21:01   Mesaj No:2

bilinmez

Meal Gurubu Üyesi
Medineweb Emekdarı
bilinmez - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:bilinmez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13966
Üyelik T.: 27Haziran 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 2.154
Konular: 309
Beğenildi:178
Beğendi:15
Takdirleri:560
Takdir Et:
Standart Cevap: Zikir ve Timüs Bezi...

Allah'ı nasıl zikretmemiz gerektiğini ; Allah (c.c) bize kendisine nasıl ibadet edeceğimizi ve kendisini nasıl zikredeceğimizi öğreten bir rasul göndermiştir.

Zikir; Allaha Yapılan zahiri ibadetlerdendir ve her an Allah’ın gözetiminde olunduğunu unutmayıp Allah’ı manası bilinen ve İslam’ın izin verdiği kelimelerle yüceltmek, tesbih ve takdis etmektir. Müslümanın söyleyeceği en büyük zikir, manasını düşünerek söylenen La İlahe İllAllah sözüdür.

Allah'ı zikretmek
; sadece sabah akşam veya belirli günlerde yapılan bir takım dua ve amellerden ibaret değildir. Allah'ı zikretmek insanın bütün hayatına yansımalıdır. İnsanın atacağı her adımı Allah'ın istediği şekilde mi yoksa nefsinin ya da başka insanların istediği şekilde mi attığını gözden geçirip, Allah'ın emirleri doğrultusunda hayatını düzenlemesi gerekir. İşte Allah'ı zikir böyle olmalıdır. Yoksa bir takım dua ve amellerle Allah'ı zikrettiğini zannetmek çok büyük bir gaflettir.

Allah'ı zikretmek için bir takım duaların yapılması gerektiği muhakkaktır. Rasulullah (s.a.s) her halükarda yapılacak duaları bizlere öğretmiştir. Fakat bu dualar ne alışılagelmiş bir adet olarak söylenen, ne de papağan gibi manası bilinmeden şuursuzca tekrarlanan sözler haline gelmemelidir. Rasulullah'ın öğretmiş olduğu dualar okunurken, dualardaki kelimelerin manaları iyice düşünülmeli ve yaşantı bu manalara göre düzenlenmelidir.

Yaşantısını, yaptığı zikirlerin manasına göre düzenlemeyenler; Kur'an okuyan fakat hayatlarını ona göre düzenlemeyen kimseler gibidirler ki, Kur'an böyle kimselere lanet etmektedir. Onlar hayır amel işlediklerini ve karşılığında sevap alacaklarını zannederler, fakat yapmış oldukları ameller, gerçekte kendilerine sevap değil lanet getirecektir.

Rasulullah (s.a.s) bizlere Allah (c.c.)'a yapılacak en güzel zikri şu şekilde öğretiyor:

Ebu Said el Hudri (r.a) şöyle rivayet etmiştir; Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:

«Musa (a.s) dedi ki:

«Ya Rabbi! Bana, seni hatırlayıp dua edebileceğim birşey öğret.» Allah (c.c) şöyle buyurdu:

«Ey Musa! La ilahe illAllah, de.» Musa (a.s) dedi ki:

«Ey Rabbim! Bütün kulların bunu diyor.» Bunun üzerine Allah (c.c) :

«Ey Musa! Yedi gökler ve içinde bulunanlar ile yedi yerler bir kefeye konsa, «La ilahe illAllah» da diğer kefeye konsa «La ilahe illAllah» ağır gelir» buyurdu.»
(Hakim, İbni Hibban sahih hadis)

Rasulullah (s.a.s)'in bu hadisinden, en büyük zikrin La ilahe illAllah sözünü söylemek olduğu anlaşılmaktadır.

Fakat La ilahe illAllah sözünü, manasını bilmeden söyleyen, hayatını onun manasına göre düzenlemeyen ve onu bozacak ameller yapan kimse, günde binlerce defa La ilahe illAllah dese de bu söz ona fayda vermez.

«La ilahe illAllah» diyen kişi bu sözün şu manaya geldiğini bilmeli ve hayatını bu mananın gerektirdiği şekilde düzenlemelidir:

Ey Rabbim! Bütün ibadetlerimi yalnız senin için yaparım. Kur'an ve sünnette ibadet olarak bildirdiğin amelleri rasul de olsa, melek de olsa, salih bir kimse de olsa başka varlıklara değil, yalnız sana yaparım. Çünkü ibadetler yalnız yaratana yapılır.

O varlıkların benim üzerimde hiçbir tasarruf hakkı yoktur. Fakat sen benim Rabbimsin ve ben senin tasarrufun altındayım. Sen herşeyin Rabbi ve yaratıcısısın. Bütün ibadetler yalnız sana yapılır. Ben de ibadetlerimi yalnız sana yapıyorum. Senden başka ibadet edilenleri ve senden başkasına ibadet edenleri reddediyor ve onları müslüman olarak kabul etmiyorum. Bunu hem sözle söylüyor hem de amelimle gösteriyorum.

Bütün hayatımı gönderdiğin Kur'an'a ve Rasululah (s.a.s) 'in sünnetine göre düzenliyorum. Fikirlerimi, adetlerimi, insanlarla olan ilişkilerimi düzenleyen hükümleri yalnız senin kitabın Kur'-an'dan ve Rasulü'nün sünnetinden alıyorum.

Senin kanunların dışında, heva ve heveslerden kaynaklanan insan ürünü kanunları reddediyorum. Bu kanunları koyanların kafir olduklarına bütün kalbimle inanıyor, hareketlerimle de bunu gösteriyorum.

Bu kimseleri kendilerine hakim edinen, dolayısıyla onların kanunlarını kabul eden, onları tekfir etmeyen ve onları yoketmek için çalışmayanları da müslüman olarak kabul etmiyorum. Onları dost edinmiyorum. Bütün bunları kendi kafamdan değil, sen emrettiğin için yapıyorum.

«Muhammedun Rasulullah» zikrini söyleyen kimse de bu sözün şu manaya geldiğini bilmeli ve hayatını bu manaya göre düzenlemelidir:

Ben Allah'a olan ibadetlerimi kendi heva ve hevesime, bid'atlere ve insanların sözlerine göre değil; Allah (c.c)'ın Rasulüne öğrettiği, Rasulullah (s.a.s)'in de bizlere gösterip emrettiği şekilde yaparım. Allah'ın dininin yeryüzünde hakim olması için yalnız ve yalnız Rasulullah (s.a.s)'ın gösterdiği metoda göre hareket ederim. Çünkü bizi hedefe ulaştırabilecek ve bu dini hakim kılabilecek bundan başka hiçbir metod yoktur.

İşte bunlar «La ilahe illAllah Muhammedun Rasulullah» zikrinin ifade ettiği manalardır. Rasulullah (s.a.s)'in bizlere öğrettiği her zikrin bunun gibi birer manası vardır. Allah (c.c) yaptığımız zikirlerin manasını bilerek ve hayatımızı o zikirlerin manasına göre düzenleyerek zikir yapmamızı ister. Zikri ancak bu şekilde yaparsak Allah bizleri unutmaz ve hem dünyada hem de ahirette yardım eder.

Mezarda yatanlardan yardım istemek, bir takım ağaç, duvar veya mezar gibi yerlere dileğin kabul olunması için bez bağlamak, mum yakmak, kabirler üzerine mescit inşa etmek, ölü veya canlı kişilerin resim veya heykellerini yapıp sonra da karşılarında kıyam ile saygı duruşu yapmak. Bir takım çalgı aletleriyle şiirler, şarkılar söyleyip zikir yaptıklarını sanmak, ölü veya diri bir takım şeyhlerden feyz almak için rabıtaya geçmek, bunlar vesilesiyle Allah’a yaklaşacağına veya cehennem azabından kurtulacağına inanmak, yine ibadet ettiğini zannederek çalgı aletleri eşliğinde raks yapmak veya fırıldak gibi dönmek. Kandil geceleri icad edip sadece o gecelerde sadaka ve yemek verme, dua etme gibi amelleri icra etmek gibi... İşte bütün bunlar, Allah’ın emretmediği, hiçbir şer’i delile dayanmayan, fakat bir takım yalancıların uydurduğu ve kendi kitaplarında yazdığı sapık amellerdir.

İşte bunlar kesinlikle reddedilmesi ve ortadan kaldırılması gereken çirkin görülmüş bidat amellerdir.
__________________
önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ...
Alıntı ile Cevapla