Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27 Mayıs 2016, 20:24   Mesaj No:5

Seyfan23

Avatar Otomotik
Durumu:Seyfan23 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 54610
Üyelik T.: 24 Mayıs 2016
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 3
Konular: 2
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Bir Hadis Işığında Zayıf Hadislerle Amel Mevzusu

Bismillahirrahmanirrahim
Yüce Allah sizlerden de razı olsun…
Sınav döneminde bulunmam dolayısıyla uzun tutulması gereken bu mevzuda kısa birkaç kelam edeceğim. Öncelikle zayıf hadîsler ile ilgili yazımız, “Patlıcan her derde devadır.” Şeklindeki mevzu rivâyetlerin de hadîs olarak kabul edilmesi noktasında anlaşılmamalıdır. Uydurma rivâyetler ve zaafı şiddetli hadîsler hiçbir dinî alanda kullanılmaz. Ancak doğru manalar ihtiva eden birçok rivâyetler vardır ki muhaddislerin aşırı titizliği nedeniyle zayıf olarak nitelendirilmişlerdir. Bu mevzuyla ilgili iki hususu örnek olarak aktarmak istiyorum:
Birincisi: İhbâr-ı gayb suretinde gelen, yani gelecekten haber veren birçok zayıf hadîsin haber verdiği hususların gerçekleşmiş olmasıdır. Âhir zamanda vuku bulacak kıyametin küçük alametleri denilen hadîselerin bir kısmının zayıf hadîslerle nakledilmiş olmalarına rağmen tamamına yakınının gerçekleşmiş olmasını bu hususa örnek olarak gösterebiliriz.
İkincisi: bazen aynı metne sahip rivâyetlerin bazı târiklerinin sahih, bazılarının zayıf olarak değerlendirilmesi bu durumun misallerindendir.
Zayıf hadîsler , farz –vacip türünden amel edilmesi zorunlu hükümler noktasında kullanılmaz: kendilerinden müstehap olması yönüyle istifade edilir. Ayrıca birçok zayıf rivâyetin dinin hakîkatlerine aykırı düşmeyen doğru manalar ihtiva ettikleri görülmektedir. Birçok farklı târiki bulunan “Talebu’l-i’lmi farîdetun a’lâ kulli muslim.” (İlim talebi her Müslüman üzerine farzdır.) Hadîsinin bu farklı târiklerinin tamamının zayıf olarak kabul edilmesi ve bu farklı târikler bir araya getirilerek bütün olarak değerlendirildiğinde ancak hasen derecesine çıkmaları ne demek istediğimizin anlaşılmasına vesile olur kanaatindeyiz. Ayrıca mütehassıs olan kimselerin birçok zayıf rivâyetten tıbbî, psikolojik, sosyolojik, tarihî bazı hakîkatlere ulaştıkları görülebilmektedir. Bu durumda bu tür hadîslerin toptan reddedilmesi önemli bir bilgi hazinesinin yitirilmesi anlamına gelecektir. Ayrıca şu husus da unutulmamalıdır ki: hadîs rivâyetleri işlenmemiş cevherler gibidir, onları işleyip umûmun istifadesine sunmak ihtisas sahiplerinin görevidir.
Bu hususla ilgili son olarak şunu ifade etmek istiyoruz ki: zaafı şiddetli olmayan rivâyetlerin tırpanlanması sahih hadîslerin inkâr edilmesi hususuna da kapı aralamaktadır. Hadîs ilimlerinde hiçbir uzmanlığı bulunmayan kimselerin “Bu hadîs benim aklıma yatmadı.” Diyerek kendi anlayışlarına uymayan bazı rivâyetleri -muhaddislerin sahih olduğu noktasında ittifak ettikleri halde inkâr edebildiği görülebilmektedir. Bilindiği üzere son asırlarda hadîs inkârı hususu Goldziher, Schacht, Juynboll gibi oryantalistlerin üzerinde önemle durdukları bir mesele olarak ortaya çıkmıştır. Onların bu faaliyetlerinin gerisinde peygambersiz bir İslâm modeli inşa etme düşüncesinin mevcut olduğunun bilinmesi gerekir.
Alıntı ile Cevapla