Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Şubat 2017, 17:57   Mesaj No:5

Mihrinaz

Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Mihrinaz isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:68
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:43
Mesaj: 12.402
Konular: 1269
Beğenildi:11847
Beğendi:8990
Takdirleri:26241
Takdir Et:
Standart

anlamda Hinduizm’i etnik bir din olmaktan evrensel bir din haline getiren hareketler ortaya çıkmıştır.

KURUCU ŞAHSİYET************ Hinduizm’in en temel özelliği kendisinin herhangi bireysel bir kurucuya dayandırılmamış olmasıdır. Hindular ortodoksluğu Vedaların kabul edilmesiyle eş anlamlı olarak kabul ettiklerinden, Vedaların kendilerine atfedildikleri kişileri bu dinin kurucuları olarak kabul etmek mümkündür.****** *************Kutsal ilahileri ya da ifadeleri gördükleri” söylenen bir grup “rşi=gören, hâkîm kimse” vasıtasıyla ifşa edilmişlerdir. Rşi olarak adlandırılan kişiler tarafından görülen ya da işitilen bu bilgi grubu şruti olarak adlandırılır.** ********Söz konusu metinler, mantralar yani meditasyonun ürünleri olarak adlandırılırlar. Bundan dolayı da rşiler, aynı zamanda sessiz derin düşünenler (muni) olarak adlandırılırlar. Muni ya da rşinin hakikati görme sürecinin safhaları olan “sessizlik, derin düşünme ve vizyon” tapas olarak isimlendirilir. Tapas, yeteneklerin içe dönüşünü ve tefekküre dalmaya işaret eder.*********** ***************Veda;*görücüler ve bilgeler vasıtasıyla Yüce Varlıktan sahih bir gelenekte geliyor olduklarından dolayı da Agamalar diye adlandırılırlar. Rabb’in bize yol gösteren ve bizi bağlayan emri olarak ise o, Şastradır. İşte, belli bir kişi olmasa da bu kutsal bilginin alıcılarını, Hinduizm kurucuları olarak kabul etmek mümkündür

KUTSAL METİNLERİ*********** *********************Hindu kutsal metinleri iki gruba ayrılır:*Şruti ve Smriti.*“İşitilen, görülen” anlamına gelen şruti kategorisi içinde Vedalar; smriti kategorisinde ise*Puranalar, Ramayana, Mahabharata ve Dharma-şastralar yer alır.** Vedalar, İnsanlık tarihinin bize kadar gelen en eski metinleri olarak kabul edilirler. Vedaların en eski parçasını dört derleme (samhita) oluşturur:*Rig-veda, Sama-veda, Yacur-veda ve Atharva-veda. Bunlar uzun bir süre şifahi olarak nakledildikten sonra yazıya geçirilmiş olan metinlerdir.******* *Bunlardan en eskisi ve geniş olanı Rig-vedadır.*Mö. 900’e doğru yazıya geçirilen Rig-veda, farklı tanrılara hitap eden binden fazla (1017/1028) ilahi derlemesinden oluşmaktadır. Kurban sırasında okunacak ilahileri hem nesir hem de şiirsel kurban ifadelerini içerir.********** Sama-veda,*çoğu Rig-veda’dan alınmış kurban maksadıyla söylenecek olan ilahileri barındırır. *****************************Kara ve ak Yajur-veda olarak ayrılan Yacur-veda,*kurban töreninin çeşitli aşamalarında Brahmanlar tarafından yapılacak işler, söylenecek sözler hususunda yararlanılmak maksadıyla oluşturulmuş kitaplardır.** ********Atharva- veda ise,*Veda panteonuna ait tanrılara yönelik ilahilerle, hastalıkları iyileştirme, yağmur, maddi refah ve düşmanları boyun eğdirmeye yönelik büyülü sözleri ve afsunları içerir. Bu dört vedanın yanı sıra, aynı değerde olmayan tıbbi bilgileri (Ayvurr-veda), askerlik bilimini (Dhanurveda), müzik ve dans sanatı bilgilerini (Gandharva-veda) içeren vedalar da vardır.*********** *******Her veda üç bölümden oluşur:*Brahmanalar, Aranyakalar ve Upanişadlar. ******Brahmanalar,*ayinler ve onların yerine getiriliş tarzıyla ilgili metinlerdir. En önemlileri: Aitareya, Kauşitaki, Caiminiya, Taittiriya ve Satapata Brahmana’dır. Hindu hayat tarzının üçüncü aşaması olan ormanlarda ikamet/vanaprasthya (diğerleri, öğrencilik/brahmacarya, aie reisliği/grhasta, ve her şeyi terk etme/samnyasa) etme yemini edenlerin çalışmaları/onların okuyacakları eserler olup, kurban törenlerinin anlamını ve yorumunu ele alan metinlerdir. ********** **********************Üçüncüsü ve vedaların sonunda yer alan bu yüzden de vedanta (vedaların sonu) olarak isimlendirilen metinler upanişadlar. “Üstadın dizinin dibine oturmak” anlamına gelen “upanişad” kelimesi, herkesin duymasının uygun olmadığı veda hikmetin, hoca-talebe yakın ilişkisiyle ehil olana aktarılmasını ifade eder.*** ******Hint düşüncesi için bir dönüm noktası olan bu metinlerde, daha sonraki Hinduizm’de ana anlayışlar haline gelen karma-samsara anlayışı açıkça dile getirilir.******** Upanişadların, mö. 800 ve 400 arasında ortaya çıktıkları kabul edilir. Sayıları çok olmakla birlikte bunlardan on dört tanesinin sahih olduğu kabul edilir: İşa, Kena, Katha, Praşna, Mandukya, Taittiriya, Aiteraya, Chandogya, Bırhandıranyaka, Mahanarayana ve Paingala Upanişad.******* *****İkinci grubu oluşturan smritiye gelince, kelime olarak “hatırlanan şey” ya da “hafıza” ve “gelenek” anlamına gelir. Bu metinler, bir Hindunun gündelik hayatını belirleyen şeyleri içerdiklerinden şrutiden daha önemlidirler. Üç ana gruba ayrılır.*Hindin iki önemli destanı olan Ramayana, Mahapharata’nın yer aldığı ithasa, Puranalar ve Dharma-şastralar.************* Ramayana*Valmiki’ye atfedilen, mö. VI. yüzyılda yazımı başlayan ve ms. da devam eden bir destandır. Vişnu’nun avatarı olduğu kabul edilen Rama’nın şeytan kral Ravana tarafından kaçırılan karısı Sita’yı maymun kral Hanuman’ın yardımıyla kurtarışının hikâyesini anlatır. Asıl konusunu, Delhi civarındaki bir bölge olan Kurukşetra krallığındaki Pandavalar ve Kuruvalar arasında taht için yapılan savaş oluşturur.

Avatarı arabacı Krişna kılığındaki Vişnu ile Arjuna arasındaki konuşmalardan oluşur. *****************************************Hintle ilgili bayramlar, kast yükümlülükleri ve hac yerleri gibi konuları içeren Puranalar,*yaklaşık ms. dördüncü yüzyılla tarihlenirler. Her biri Hint teslisini oluşturan Vişnu, Şiva ve Brahma’dan birini yücelten on sekiz ana Purana vardır. Bunlar halk Hinduizm’i için çok önemli metinlerdir. En önemlisi, Krişna’nın hayatının ilk safhalarını anlatan Bhagavata Purana’dır. ******************Smriti grubu içinde yer alan türün sonuncusu Dharma-şastralardır.*Bunlar farklı zaman ve mekânlarda dini hükümlerin nasıl uygulanacağı, insanların bu dünyada yaptıklarının sonucu olarak yeniden doğumlarının nasıl olacağı gibi hususlarda Hindulara yol göstermek için kaleme alınmış/derlenmiş olan metinlerdir. İki binden fazla olan dharma-şastralardan tartışmasız en etkili olan, Manu Yasaları (Manu smriti) olarak bilinendir.

İNANÇ ESASLARI*********** ********Hinduizm’in tespit edilmiş, Hıristiyan credosu ya da İslâm’ın âmentüsüne benzer türden bir inanç sistemi/esasları yoktur.************* *********Dışarıdan biri, Hinduların 330 milyon tanrıya tapındığını öğrendiği zaman şaşırır. Bunların isimlerine dair hiçbir kayıt yoktur. Sanskirtçe’de tanrı anlamına gelen deva ya da devata kelimeleri bütün yüce güçler ve Hindular tarafından “deva” sıfatıyla onurlandırılan önemli insanlar için serbest bir şekilde kullanılır. Deva, alışılmamış ve sıradan olmayan bir şey ifşa eden, güç ve etki uygulayan, faydalı ya da zararlı olan her şeydir. Vedalar 11 yeryüzüne, 11 göklere ve 11 de ikisi arasındaki havaya ait olan 33 tanrıdan söz eder. Agni (ateş), Sûrya (güneş) ve Uşas (şafak) devalar olarak zikredilir.**** ****************Puranalar dönemi Hinduizm’inde bazı tanrılar, büyük şahsiyetler olarak öne çıkarlar: Brahma, Vişnu ve Şiva (trimurti).Tanrılara ibadet (puja) Hindu dinin tamamlayıcı bir unsuru haline gelir.*** **********Hinduların çoğu ilahlardan birini işta devatâsı (kendi kişisel tanrısı) olarak seçer.*** *******Hinduizm’in diğer inançları olarak kabul edilebilcek olanlara gelince bunların en önemlilileri, kast sistemi, karma, samsara, reenkarnasyon (tenasüh/ruh göçü), mokşa şeklinde sıralanabilir.***** *****Kast,*Portekizce “saf, temiz” anlamına gelen castadan türer. Hint toplum yapısının zamanı bilinmeyen bir andan beri devam eden dört kastı (çatur varna); Vedaların kutsal sözlerinin gözeticileri olan Brahminler, savaşçılar ve yöneticiler olan Kşatriyalar, çiftçiler, zenaatçılar, iş adamları olan Vaişyalar ve Hindu toplumunun temelini oluşturan yoksul işçiler, hizmetçiler ve köleler olan Şudralara ayrılmış yapısını ifade etmek için kullanılır. Bu ayırımı Rig-veda, tanrısal bir kökene götürür (puruşanın ağzından Brahminler, kollarından Kşatriyalar, kalçalarından Vaişyalar ve ayaklarından şudralar meydana geldiler)******** **********İki kez doğanlar diye de adlandırılan ilk üç kast asıldır ve dördüncüsü kast dışı olarak kabul edilir. Dördüncü kastı oluşturan “dokunulamazlar” (nihsprşya), Gandi tarafından “Tanrı halkı” (Hari-jan) ve son zamanlarda kendileri tarafından “bastırılmışlar” (dalits) diye adlandırılanlara yönelik ayırımları ortadan kaldırma hususundaki resmi çabalara ve bu kast mensupu birçok kişi önemli makamlara gelmiş olmasına rağmen fiili olarak hala varlığını devam ettirmektedir.*********** ************Hindular için ruh ölümsüzdür ve insanların eylemleri sonucu olarak sürekli bu dünyaya gidip gelen ölümsüz olduğu kabul edilen bu ruhtur. Ruhun, bedende olarak yaptığı işlerin sonucuna uygun olarak yeni bir bedende dünyaya gelmesine reenkarnasyon, bu sonsuz gidiş-geliş döngüsüne de samsara denir. Bu anlayışın ilk kez açık bir şekilde ortaya çıktığı yer Upanişadlardır.İnsanların öldükten sonra, ölüm-yeniden doğum döngüsünden kurtulmaları ve bir daha başka bir bedende yeniden bu dünyaya gelmemelerine, mokşa denir.***** *******Hindu dini ve felsefi hareketlerin ortak hedefi mokşayı gerçekleştirmeye yönelik olup, İlk kez Bhagavat-gitada toplu olarak zikredilmiş olan üç yol vardır: Bunlar;*Cnana-marga (bilgi yolu), karma-marga (amel, eylem yolu) ve bhakti-marga (aşk ile bağlanma yolu).********* ***********Birincisi,*Tanrı Brahma hakkındaki cehaletin bir sonucu olarak, insanlar bu dünyanın bir çokluk olduğunu (maya=yanılsama), müstakil bir ruhun (atman) bulunduğunu düşünürler.***** ******İkinci yol*olan karma-margaya gelince; karma ancak belli bir hedef gözetilerek yapılan eylemlerin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Geçmişte birikmiş olan karmaların etkisi sona erince de mokşa gerçekleşecektir. ******************Üçünçüsü ise,*eylem yolunu kendini tanrıya adamayla birleştirenlerin yoludur. Bu üç yoldan birincisi, felsefecilerin, ikincisi sıradan Hinduların üçüncüsü de Hint mistiklerinin yolunu oluşturur.
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla