|    
 
 
 kadının—aile hayatında müdir-i dahilî olmak haysiyetiyle kocasının bütün malına, evlâdına ve herşeyine muhafaza memuru olduğundan—en esaslı hasleti sadakattir, emniyettir. Açık saçıklık ise, bu sadakati kırar, kocası nazarında emniyeti kaybeder, ona vicdan azâbı çektirir.*
 24. Lem’a, 4. Hikmet*
 
 ****
 
 Kadınların saadet-i uhreviyesi gibi saadet-i dünyeviyeleri de ve fıtratlarındaki ulvî seciyeleri de, bozulmaktan kurtulmanın çare-i yegânesi, daire-i İslâmiyedeki terbiye-i diniyeden başka yoktur. (...)*
 
 ..kadın, elinden geldiği kadar kocasının kusurunu ıslâha çalışmalıdır ki, ebedî arkadaşını kurtarsın. Yoksa, o da kendini açıklık ve saçıklıkla başkalara göstermeye ve sevdirmeye çalışsa, her cihetle zarar eder. Çünkü hakikî sadakati bırakan, dünyada da cezasını görür.*
 
 24. Lem’a, 2. Nükte*
 
 ****
 
 Eğer terbiye-i İslâmiye dâiresinde, âdâb-ı Kur’âniye zînetiyle o cemâl güzelleştirilse; o fâni hüsün, mânen bâki kalacağı ve Cennette hûrilerin cemalinden daha şirin ve daha parlak bir tarzda kendine verileceği hadiste kat’iyetle sabittir. Eğer o güzelin zerre miktar aklı varsa, bu güzel ve parlak ve ebedî neticeyi elinden kaçırmayacak.*
 
 Gençlik Rehberi, s. 33*
 
 
 
 
 müdir-i dahilî: İç işleri idare eden.*
 
 saadet-i uhreviye: Ahiret mutluluğu.*
 
 saadet-i dünyeviye: Dünya*
 
 mutluluğu.*
 
 fıtrat: Yaratılış.*
 
 seciye: Karakter, huy, mizaç.*
 
 çare-i yegâne: Tek çare.*
 
 daire-i İslâmiye: İslâm dairesi.*
 
 câzibedar: Çekici, cezbedici.*
 
 cemâl: Güzellik.*
 
 cemâl-i şefkat: Şefkat güzelliği.*
 
 âhir: Son.*
 
 zaife: Zayıf kadın.*
 
 hüsn-ü sûret: Dış güzelliği, fizik*
 
 güzelliği.*
 
 zevâl: Sona erme.*
 
 âdâb-ı Kur’âniye: Kur’ân’ın terbiyesi.*
 
 hüsün: Güzellik.*
 |