Neşet Ertaş'ın Ölüm Yıldönümü / Manşet 
  
 25 Eylül 2012'de acı bir haberle aramızdan ayrılan halk ozanı Neşet Ertaş'ın bu yıl beşinci ölüm yıl dönümü.          
NEŞET ERTAŞ KİMDİR?  
Neşet  Ertaş 1938 yılında Kırşehir'de dünyaya geldi. Babası bağlama ustası  Muharrem Ertaş, annesi Döne Ertaş'tır. Sekiz yaşına kadar doğduğu köy  olan Kırtıllar Köyü'nde yaşamış, sonrasında ailesi ile birlikte İbikli  Köyü'ne yerleşti. 12 yaşındayken annesi Döne'yi kaybetti. Babası  Muharrem Ertaş, Yozgat'ın Kırıksoku Köyünden Arzu isminde bir kadınla  evlenince bir süre bu köyde yaşadıktan sonra Yozgat'ın Yerköy ilçesine  yerleşti.   
MÜZİĞE NASIL BAŞLADI?
Ertaş,  ilkokula gittiği yıllarda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrendi.  Babası Muharrem Ertaş ile birlikte yörenin düğünlerinde sazı ile çalıp  sesi ile türküler söylemeye başladı. Ertaş, etkilendiği tek kişinin  babası Muharrem Ertaş olduğunu söyler. Kendi ifadesi ile şu şekilde  ifade eder: "Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız"   
İLK PLAK 1957'DE
Neşet  Ertaş, Kırşehir'den sonra iki yıl da Kırıkkale'de bulunduktan sonra  1957 yılının sonunda İstanbul'a gelerekilk plağını 'Neden Garip Garip  Ötersin Bülbül' adı ile babası Muharrem Ertaş'a ait bir türküyle  çıkardı. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı ardından diğer plak,  kaset ve halk konserleri devam etti. İki yıl İstanbul'da çalıştıktan  sonra Ertaş Ankara'ya yerleşti ve sahne hayatına burada devam etti.   
'BEN HALKIN SANATÇISIYIM'
Ertaş, kendisine bir dönem verilmek istenen Devlet sanatçılığı teklifini reddeder. Ve şu açıklamayı yapar:
"Hepimiz  bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana  ayrımcılık geliyor. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en  büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek  TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre  hizmet eden ecdadımız adına aldım."  
'
YAŞAYAN İNSAN HAZİNESİ'
Adeta  yaşayan bir efsane haline gelen Ertaş, Unesco tarafından “Somut Olmayan  Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi” kapsamında yapılan ulusal  envanterlerden “Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanteri”ne  alınarak yaşayan insan hazinesi kabul edilmiştir.  
'FAHRİ DOKTORA ÜNVANI ALDI'
25  Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet konservatuarı tarafından fahri doktora  ödülüne layık görülmüş, bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuarlarda  ders olarak okutulmuştur. Hayatı ve eserleri Doç. Dr. Erol Parlak  tarafından iki ciltlik bir kitap halinde yayımlanmıştır.