Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13 Ekim 2017, 21:07   Mesaj No:4

Allahın kulu_

Medineweb Emekdarı
Allahın kulu_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Allahın kulu_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 33478
Üyelik T.: 09 Kasım 2013
Arkadaşları:29
Cinsiyet:
Memleket:sıratı mustakım
Yaş:48
Mesaj: 2.632
Konular: 164
Beğenildi:1153
Beğendi:1570
Takdirleri:5244
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

çocuk ve Dini Eğitim-4: Allahı Nasıl Anlatalım?


Yazı dizisini yazmaya başladığımızdan beri sanırım merakla beklenen konu çocuklarımıza Allahı nasıl anlatacağımız mevzusu idi. Önce çocuklarımızı Allahla korkutmanın yanlışlığından, sonra da Allahı nasıl sevdireceğimizden bahsettik. Peki, çocuklarımız biraz daha büyüdüğünde, artık 4 yaş ve üzeri konuma geldiklerinde bize Allah nerede, ne yer ne içer, neye benzer, nerede yaşar, nasıldır gibi sorular sormaya başladıklarında onlara nasıl cevap vereceğiz, ne kadar detaya ineceğiz? Soyut kavramları anlayamayan miniklerimize Allahı nasıl anlatalım?



Öncelikle bilmemiz gereken bir husus var: Bu yaşlardaki çocukların anlayamadıkları soyut kavramları somutlaştırma çabaları vardır.Üstelik bilinmeyen, görülmeyen bir varlıktan bahsediyorsak çocuğumuza, kafasında bir şekle oturtmak için çaba harcayacaktır. Burada bize düşen görev şu: Çocuğun yaptığı benzetmelere, sorduğu sorulara, anlamlandırma ve somutlaştırma çabalarına olumlu yaklaşmak.Merak etmeyin, çocuk bundan dolayı günaha girecek değil, bu teşhislerle o cehenneme de gidecek değil. Allah kulunu yaratırken onun fıtratını hepimizden çok bilerek yaratıyor değil mi? Onun bu çağlarda somutlaştırma ihtiyacı olduğunu da en iyi bilen Allahken, sırf Onu cisimlendirmeye çalıştığı için bir çocuğu cezalandıracak değil. Olsun, ağaç yaş iken eğilir. biz yaptğının yanlışlığını öğretelim, ileride de öyle sapık supuk konuşması gibi bir anlayışınız varsa bu da yanlış. Bu kadar endişelenmeyin(çocuğun söylemlerine günah, tevbe tevbeee, çok ayıp çocuğuma gibi tepkiler veriyorsanız, sizin de bilinçaltınızda çocukluğunuzda işlenmiş bir Allah korkusu hakim demek olabilir). Empatik olun, kendi çocukluğunuzu düşünün. Allahı somutlaştırma çabalarınızın olduğu yaş gruplarında, gökyüzüne bakıp, bulutlara yönelip Allahı arayıp, neye benziyor olabileceğini düşünmediniz mi hiç?

Mehmet Emin Ay, Çocuklarımıza Allahı Nasıl Anlatalım isimli kitabında çocukların Allahı özellikle insana benzetme çabaları olduğundan bahsetmiş. Zaten sordukları sorulardan da bu antropomorf(insana benzetme) çabası anlaşılıyor. Mesela çocuk Allah camide mi oturuyor? diye sorabilir. Özellikle de, Allahın her şeyi gördüğü bildiği bilgisi edinen çocuk Allahı gökyüzünde oturan sakallı bir dedeye benzetebilir. (örnek kitaptan alıntıdır). Bu durumda çocuğa hiç mi açıklama yapmayacağız? Olayı bir nebze akışına bırakıyor da olsak, tabi ki açıklama yapacağız. Zaten soru soracaklar. Allah bu mu, buna mı benziyor diye gelen soruları cevapsız bırakmak da olmaz. Verilecek cevaplar her zaman için net, kısa, ve arkasından daha çok kafa karıştıracak şekilde değil, açıklar nitelikte olmalı. Allahı biz göremiyoruz, o yüzden şeklini bilmiyoruz. Ama Allah yarattıklarına benzemez. O senin benim gibi değildir şeklinde açıklamalar yapmak lazım. Klasik örnek olarak senin aklın var ama bak biz göremiyoruz. Demek ki var olan her şeyi göremeyiz gibi örneklendirmeler yapılabilir. Esasen, Allahın neye benzediği sorusu daha kolay geçiştirilebilen bir soru. Yukarıdaki anlatılanlar ışığında bakıldığında, çocuğu biraz rahatlatabilir ve onu ikna edici bilgiyi verebiliriz. Çünkü, bu konuda ebeveyn de aynı tutum içindedir. Fakat esas sorun, Allah nerede ile başlayan sorularda gelmektedir. Malesef, anne-baba da bu sorunun yanıtı bilmemektedir.

Allah Nerede? Çocuğun bu sorusuna anne-babaların şöyle cevaplar verdiklerini duyuyorum: Allah her yerdedir Allah kalbimizdedir.Allah sen Onu nerede anarsan oradadır Bütün bu cevapları öncelikli olarak anne-baba kendi zihninden silmeli ve dinen doğru olan cevabı bulmalıdır. Kendi yanlış bildiği ya da bilmediği için çocuğu ya yanlış yönlendirmekte ya da geçiştirmektedir. Aslolan ayet ve hadisler ışığındaki bilgidir. O da şudur ki: Rahman arşa istiva etti. (Taha,5). getirildi. Rasulullah (s.a.v.) ona: Allah nerede ?dedi .Cariye işaret parmağını kaldırarak Allah semanın üzerindedir. dedi. Sonra Rasulullah (s.a.v.) cariyeye Ben kimim dedi. Cariye Sen Allah Resulüsün dedi Rasulullah (s.a.v.) Onu azat edin o mümine biridir. dedi. (Müslim ve diğerleri )

Araştırmak isteyen daha birçok kaynak bulabilir. Çocuklar esasen hadiste belirtildiği gibi İslam fıtratı üzere doğdukları için gökte bir yaratıcı ararlar zaten.Siz onlara Allahtan, her şeyi görmesinden, bilmesinden ve hiçkimseye benzememesinden bahsettiğinizde, gözler semaya çevrilecektir. Burada, yazı dizisinin en başından beri anlattığımız noktaya geliyoruz aslında: Çocuklarımıza dini bilgi vermeden önce, biz kendimiz ne kadar bilgili ve donanımlıyız, dini ne kadar doğru biliyoruz ya da ne biliyoruz? Etrafımızı kuşatmış yanlış bilgilerden, hurafelerden uzaklaşabiliyor muyuz ki çocuklarımıza doğru bir din anlatabilelim? Öyleyse henüz çocuğumuz büyümeden biz kendimizi büyütelim, geliştirelim ki sorular karşısında da afallamayalım.

Kitapta çocukların sorularına cevap verirken dikkat edilmesi gereken hususlar şöyle özetlenmiş:

Çocuk neyi sorduysa onu cevaplayın: Bu çok önemli bir madde. Çocuğun sorduğu soruya cevap vereceğim derken, daha çok kafasını karıştıracak ve yeni sorulara meydan verecek cevaplardan kaçınmak gerekir.
Cevabı çocuğun tecrübe ve anlayışına göre cevaplayın: Burada da annenin kendi çocuğunu tanımasıyla alakalı bir durum var aslında. Her yaş çocuğu aynı olmayabiliyor. Bizim 4 yaş çocuğu, hala sorgulamaya başlamadı mesela. Başladıklarında da o çocuğun anlayışına uygun cevaplar vermek gerekir.
Çocuğa verilecek cevapta samimi olmalıdır: Çok önemli noktalardan biri de bu. Bazen çocuk hiç düşünmediğimiz bir soru ile gelebilir. Bizi şaşırtabilir, kem küm ettirebilir. Çocuğa bilmediğimizi söyleyebilmeliyiz. Ona karşı dürüst olmalıyız. Her şeyi biliriz biz imajına gerek yok.Bilmiyorum, araştıralım beraber, sana yardımcı olayım. ya da babana bir soralım, ben bilmiyorum ki, çocuklarımız Allah ile ilgili sorular sormaya başladığında, cisimlendirme çabalarına girdiğinde, nerede olduğunu merak ettiğinde vs. bu kadar panikliyorsak,ay sus! aman çcuğum öyle deme! tevbe tevbeee!moduna giriyorsak, bu -yukarıda da değindiğim gibi- bizim bilinçaltımızın çocukken o Rahmeti gazabını kuşatmış yaratıcı ile korkutulmamızdan kaynaklanıyor. Oysa bütün bu korkuları, endişeleri bir kenara bırakarak, çocuğumuz masum, günahsız bir halde yanımıza gelip sorular sorduğunda en müşfik halimizi takınıp cevap vermemiz gerekir. Biz de insanız, her şeyi bilmeyiz. Çocuğumuz büyüyüp sorular sormaya başladığında, ona en doğru şekilde nasıl yaklaşır, nasıl cevaplandırırız diye düşünüp, bu konuda bilgi sahibi olmalı, kitaplar okumalıyız.

Allah hepimizin çocuğunun bizler için yüz akı olmasını ve ölümümüzden sonra amel defterimizi açık bırakacak evlat olmalarını nasip eylesin.Amin

Tabi ki bitmedi Allahın izniyle Artık daha somut şeylere geçiş yapacağız, çocuklarımıza dini bilgileri öğretmeye nasıl başlarız, nereden başlarız ile devam edeceğiz inşaAllah
__________________

Vakit namazinizi kildiniz mi?
Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle:
Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz.
Alıntı ile Cevapla